TÜRKİYE'DE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN TÜNELDEN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞTAYIZ!
Gündem, 12 Temmuz 2019 15:30
İktidar yanlısı ve iktidarın imkanları üzerinden yayıncılık yapan ‘yandaş’ ve ‘havuz’ medyasının yanı sıra bütçesinin büyük kısmı halktan yapılan kesintilerle oluşan Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT), Türkiye geneli 31 Mart Yerel Seçimleri ile İstanbul öznelinde tekrarlanan 23 Haziran Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimi’n de adeta AKP ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın propaganda aracı görevini üstlendi.
Millet iradesinin tam ve serbest oluşabilmesi için tarafsız yayıncılığın en fazla benimsenmesi gereken bir süreçte, söz konusu yayın organları, hiçbir basın ilkesine ve meslek pratiğine sadık kalmadan yayıncılık yaptı. Seçim yarışında partiler değil de basın kuruluşları yarışıyormuş tutumu takınan ‘yandaş’ ve ‘havuz’ medyası, ne yazık ki mesleğimizi, birçok örneğinde şahit olduğumuz gibi manipülasyon yapma amacıyla kullandı.
İktidar partisinin, kamu kaynakları üzerinden yürüttüğü seçim propagandasına ilişkin tek bir eleştirel haberi sayfalarında ve ekranlarındagöremediğimiz ‘yandaş’ ve ‘havuz’ medyası, seçim sonuçlarını da tarafsız duyurmaktansa, iktidarın, özellikle büyükşehirlerdeki oy kaybını gizleme çabasına yöneldi.
“Cumhurbaşkanlığı sistemine güvenoyu”, “Cumhur İttifakı'nın 31 Mart zaferi /Milletimiz 'beka' dedi” ve “Türkiye 'beka' dedi” manşetleri birinci sayfaları süsledi. Haberciliği değil iktidar söylemini sahiplendiği ortada olan aynı basın yayın organları, hiçbir somut kanıt ortaya koymadan, Türkiye demokrasisi açısından tehlikeler içerebilecek İstanbul’da seçimlerin iptali için bayraktarlık yaptı. Günlerce, “AK Parti’nin oyları sıfırlanmış” şeklinde ve benzeri başlıkla haberler servis edildi, köşe yazıları kaleme alındı. Bu yayıncılığın, sayısız örneği raporumuzda görülebilecektir.
Geride bıraktığımız seçim içerikli dönem, bizlere, Türkiye’de belli yayın organlarının asıl misyonunun haber vermek değil ülkedeki gerginliği ve kutuplaştırmayı artırarak, bu yolla ülkenin bölünmesine katkı sunmak olduğunu açık ve net olarak gösterdi. Bu dönemde bir olay vardı ki, tarafsız herkes Türk basınının bu olayda büyük sorumluluğu olduğunukabul etti.
Bu olay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Ankara’da bir şehit cenazesinde linç girişiminde bulunulmasıdır. Ve bu saldırının, iktidar yandaşı birçok yayın organının saldırıya zemin hazırlayan haber ve yayınlarıyla birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
Basına yönelik baskılarla basın kuruluşlarının meslek ilkelerini ayaklar altına alındığı, ne yazık ki dolu dolu bir üç ayı geride bırakırken, bu aylarda dikkat çeken iki önemli başlık altındaki gelişmeleri, buradan kamuoyunun gündemine sunmak isteriz.
Bu başlıklardan ilki gazetecilere öldürme kastıyla gerçekleştirilen saldırılar. Ulusal ve yerel yayın organlarında çalışan toplam 7 gazeteci belirli aralıklarda saldırıya uğradı. Saldırganların, meslektaşlarımızı öldürme kastı güderek darp ettikleri, kiminin kafasından kiminin göğüs bölgesinden aldığı darbelerden anlaşıldı.
Saldırıların ayrıntılarına ilişkin ortaya çıkan bilgilerle, saldırıların organize şekilde yapıldığı; saldırganların da çoğunlukla Milliyetçi Hareket Partisi ile aynı siyasi görüşe sahip kişiler olduğu görüldü. Organize ve faşist nitelikli bu saldırılar sonrasında yaşananlar da bir o kadar vahimdi. Halk adına kamuyu denetleme görevi yapan meslektaşlarımız nezdinde mesleğimize yönelik bu saldırılar, üstünkörü yargısal işlemlerle saldırganların serbest bırakılmasıyla sonuçlandı.
Hemen hemen hepsi ilk ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Bu durum, saldırı organizasyonununboyutlarını göstermesi açısından da çok manidardı. Yaşananlar gazeteciliğin toplumsal alana ilişkin üstlendiği sorumluluğun önemine de işaret etti. Saldırılar, barış içinde demokratik bir birlikteliğin vazgeçilmez araçlarından birinin basın olduğunu ve bu birlikteliğe karşı olan zihniyetlerin mesleğimize ve meslektaşlarımıza saldırılarla toplumu sindirmeyi amaçladığını gösterdi. Bir kez daha vurguyla söylüyoruz:
ÖZGÜR BASIN VARSA ÖZGÜR TOPLUM VARDIR!
Raporumuzda yer alan diğer önemli başlık ise özellikle partili Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, basına ilişkin tutarsız açıklamalarıdır. Haziran ayının başında bayram namazı çıkışında gazetecilerin, “Basına açık programınız var mı, ona göre kendi ayarımızı yapalım?” şeklindeki sorusuna “Size ayar vermek gerekirse zaten iletişim başkanlığımız o işi görür.” yanıtını veren Erdoğan, başka bir açıklamasında bu ayarı nasıl yaptıklarını da açıkça itiraf etti.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde yarışan Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu’nutelevizyonda karşı karşıya getiren gazeteci İsmail Küçükkaya’nın, program öncesi taraflarla yaptığı görüşmeleri değerlendiren Erdoğan, Küçükkaya’nın kamuya açık bir alanda İmamoğlu ile görüşmesine tepki göstererek, bu durumun “yarınki gazetelerde” yayınlanacağını bir gün öncesinden duyurdu ve “Yarın medyada çok daha önemli bir şey göreceksiniz. Program öncesi moderatörle nasıl ve nerede buluştular, bunları göreceksiniz” dedi.
Erdoğan birkaç gün sonra ise tamamen farklı değerlendirmelerle kamuoyunun karşısındaydı. İstanbul’da yabancı basın kuruluşu temsilcileriyle bir araya gelen ve burada “Gazetecilik, unutmayın hakikat arayışıdır. İnandırıcılığını ve itibarını kaybetmiş bir medya açık söylüyorum ne topluma ne de insanlığa hiçbir faydası olamaz.
Demokrasilerde 4. kuvvet olarak nitelendirilen medya siyaseti dizayn etmenin, muarızlarını imha etmenin bir aracı haline dönüştürülmemelidir. Biz basın yayın organlarının halk adına siyasetçileri denetlemesine, milletin çıkarları için gözcülük yapmasına asla karşı çıkmadık, çıkmıyoruz. Bilakis denetim aracı olması gereken medyanın bir tahakküm aracına, siyaseti kendi istekleri doğrultusunda biçimlendirme vasıtasına dönüşmesine itiraz ediyoruz.
Kalemini ve kamerasını terör örgütlerinin emrine verenler bizim nezdimizde asla gazeteci olamazlar. Bizi sık sık eleştirenlerin bilerek gözden kaçırdığı nokta işte burasıdır. Çoğu zaman muhataplarımız gerçeği keşfetmek için değil, zihinlerindeki kalıplara, ön yargılara cevap bulma gayesiyle ülkemize bakıyorlar” değerlendirmelerini yapan da aynı Erdoğan’dı.
2015 yılından bu yana üçer aylık periyottaaçıkladığımız Medya Raporlarımızın 18’ncisinde de Türkiye’de basın ve basın özgürlüğünün net fotoğrafını çekmeye çalıştık. Önceki raporlarımızda sıklıkla vurguladığımız olumsuz gidişatın artık son aşamasında olduğumuzun, gerçeklerin savunucusu, birlikte yaşama iradesine sahip tüm kesimlerin farkına varması gerekmektedir. Artık tünelden önceki son çıkıştayız.
Gündem, 12 Temmuz 2019 15:30
Yorumlar (0)

" ADALET " İSTİYORUZ

ÇGD DEN GAZETECILERE 1 MAYIS ÇAGRISI

BAŞKAN TAŞKIN "TALEPLERI SAHADA DİNLİYORUZ :

AGBABA " TÜRKİYEDE EMEĞİN DURUMU "

AĞBABA " ZİRAİ DONU DA UNUTTURACAKLAR "

MALATYA"DA ATICILIKTA SPOR KULÜBÜNDE BÜYÜK BAŞARI

MALATYA GUNEY KUŞAK YOLU TAMAMLANMAK ÜZERE

BAŞKAN TAŞKIN " MALATYA’NIN YENİ YÜZÜ BURADA YÜKSELİYOR"

MALATYA DA ARGUVANLILAR DERNEĞİ KURULDU

MALATYA SARSILMAYA DEVAM EDİYOR. DEPREM DON ŞIMDİDE SULAMA SUYU YOK!!!

CHP DE 23 NİSAN YÜRÜYÜŞÜ " MUSTAFA KEMALİN ASKERLERİYİZ "

BATTALGAZİ BELEDİYESİNDE AMATÖR SPOR KULÜPLERİNE 4.5 MİLYONLUK DESTEK

TASKIN " EGEMENLİK MİLLETİMİZİN İRADESİYLE ŞEKİLLENEN EN GÜÇLÜ MİRASTIR "

BAŞKAN GEÇİT " 23 NİSAN MİLLİ İRADENİN TEMELLERİNİN ATILDIĞI TARİHİ BİR GUNDÜR "

İLHAN GEÇİT " HERKESİN HAYRANLIK DUYACAĞI BİR ÇIRMIHTI İNŞA EDİYORUZ "

AGBABA"TARIM BİTERSE URETİM BİTERSE ÇIFTÇİ BİTERSE BİTER "

MALATYA YEŞİLYURT SPOR ŞAMPİYONLUĞUNU İLAN ETTİ

1978 MALATYA KATLİAMI

MALATYALI ÇİFTÇİLER: " VERİLEN DESTEKLE AYAĞA KALKMAK MÜMKÜN DEĞİL "

MALATYA DERHAL AFFET BÖLGESİ İLAN EDİLSİN "

MALATYA DA CUMHUR İTTİFAKI " DON " İÇİN TOPLANDI

KESKİN CUMHURBASKANINA SESLEND MALATYAYA POZİTIF AYRIMCILIK YAPILMALI "İ:

MALATYA KATLİAMI (17 - 20 NİSAN 1978 )

ARGUVAN BELEDİYE BAŞKANI ERSOY EREN " 1YIL DA NELER YAPTIK

BAŞKAN TAŞKINDAN 17 NİSAN MESAJI " ÖZAL VE FENDOĞLU UNUTULMADI "

YMP İL BAŞKANI AHMET YALÇIN'DAN ÖZAL VE HAMİDO'YA ANLAMLI MESAJ

İMAMOĞLU " ETKİLİ ÖNLEMLERİN ACİLEN DEVREYE SOKULMAASI GEREKİR "

AĞBABA " ÇIFTÇİYE İCRA GÖTÜRURSENİZ İKİ ELİM YAKANIZDA OLUR "

CHP LI AYAZ " CHP NIN REDDİ YEŞİLYURT BELEDİYESİNE MİLYONLUK YÜK GETİRMEYECEK "

AĞBABA" MECLİSE ARAŞTIRMA KOMİSYONU TEKLİFI GETİRECEĞİZ "

BARIŞ YILDIZ " MALATYA DERHAL AFFET BOLGESİ İLAN EDİLSİN "

VALİ YAVUZ " TARIM BAKANLIĞI VE TARSIM DEVREDE "

SERDAR YILDIZ " GÖRECEĞİZ MALATYANIN GERÇEK SAHİBİ VAR MI? "

AGBABA " DEPREMİN VURDUĞU MALATYA YI BU KEZ DON VURDU "

" BASKANLARIM YANIMDA TOPLANTILARI YERİNDE YÖNETIME ORNEKTİR "

SADIKOĞLU’NDAN ACİL DESTEK ÇAĞRISI

CGD DEN BAŞARILI GAZETECİLERE YILIN ÖDÜLÜ VERİLDİ

SURİYEDE Kİ KADIN KATLİAMLARINI KINIYORUZ

DEPREM BİLİMCİ GÖRÜRDEN YOL HARİTASI
