1978 MALATYA KATLİAMI

1978 MALATYA KATLİAMI

12 Mart darbesini yapanlar toplumcu Siyasal gelişmenin önünü almak istiyorsu. NATO Ordusu yönetime el koydu. Yükselen Siyasal mucadeleninin yolunu kesemediler. 
Sol, 12 Mart 1971 - 14 Ekim  1973 seçimleri arasındaki karanlık dönemde önderleri, Mahir Çayan, Deniz Gezmiş,  İbrahim Kaypakkaya'yı kaybetti. Yüzlerce devrimci işkence gördü, zindana atıldı. 
Sol bu kayıplara rağmen büyük prestijle, uluslararası devrimci, anti emperyalist mucadelelerin rüzgarını arkasına alarak çığ gibi büyümeye başladı, hataları sevaplarıyla mücadele büyüyordu. 

ABD CİA eliyle bir yandan SSCB yi güneyden "yeşil kuşak projesi" kapsamında Siyasal İslamla kuşatmaya çalışıyor, bir yandan darbe ortamı oluşturmak için, baze doğrudan, bazen yerel faşist aparatları eliyle katliamlar tezgahliyordu. 
Yeşil kuşağın sivil gücü Fettullah Gülen ve benzeri örgütlenmeler oluyordu. 

İşte tam bu aşamada, Aleviler "solcu" olarak şeytanlastiriliyor, mezhep çatışması yerel işbirlikçi aparatları eliyle uygulamaya sokuluyordu. 

1 Mayıs 1977 katliamı, Malatya, Maraş, Sivas, Çorum katliamlarıyla darbe ortamı hazırlanıyordu. 

Hamid Fendogluna bombalı paket gönderme, 1 Mayıs 1977 katliamı gibi doğrudan gerçekleştirilmiş operasyonlardandır.  Bomba patlatıldıktan sonra sivil aparatlar sokağa sürüldü. 

Maraş katliamı Malatya Katliamının daha da genişletilmiş biçimidir. Genel Kurmay Başkanı Kenan Evren,  Başbakan Ecevit'in talebine rağmen askeri katlim tamamlanmadan göndermedi. Malatya'daki aynı şey yapıldı. 

Faşist Cunta, dökülen kan ne kadar büyürse, Halkın kendilerini o oranda meşru göreceğini hesaplıyorum. Kan ne kadar çoksa, cunta o kadar çabuk gelecek, kurtarıcı görülecekti. Öyle oldu.  

2010 referandumuyla, darbecilerin yargılanmasının önü açıldı. Fakat hukuksal altyapı olmadığı, Siyasal İktidar darbeciler ve darbe dönemi suclularıyla ulaştığı için, gerekli  soruşturmalar yapılmadı, "zamanaşımı"
gerekçesiyle dosyalar kapatıldı. 
Kenan Evren dava dosyasına gerekli bilgiler verilmedi. 
Halbuki, insanlık suçları için zamanaşımı işlemez, uluslararası hukuk bunu çok önce kabul etti. Dünya insanlık mirasına sahip çıkan her ülke kanunda olmasa da insanlık suçlarını, zamanaşımını dikkate almadan yargılayabilir. 

Bunların tekrar yaşanmaması için,
 *Türkiye NATO dan çıkmalıdır. 
*Gelecekte iktidar olma iddiasında olanlar, 12 Eylül Daebesi suçlularının yargılanması için,  Halka " darbe ve bağlantılı suçlar için zamanaşımı olmadığına dair kanun" çıkarmak için taahhütte bulunmalıdır. 
*Bu taahhüdü istemeliyiz. 
20 Nisan 2025

Gündem, 20 Nisan 2025 14:51