Mahir YORULMAZ
[email protected]

BOMBALAR TEK ÇOCUKLARI DEĞİL, ADALETİ DE ÖLDÜRDÜ.
29 Aralık 2017 15:36
Diyarbakır ( Amed ) Dağ kapı Şeyh Sayit meydanın karşısında bir otel odasında günün yorgunluğunu dinlenerek atıyorduk.
Telefon çaldı. Arayan usta başı '' sizin ekip hazırlansın yarın erkenden Şırnak, Uludere’de bir aylık işiniz var.''
Hopa bu nereden çıktı. Bir aydır evden çıkmışız. Eve gidecektik bu neyin nesidir dedik. Sonuç nafile gideceksiniz.
Eren kalkıp kahvaltıdan sonra uzun yolumuza düştük.
Aslında doğrusunu söylemek gerekirse bende bir sevinç de uyandırmıştı.
5 kişilik bir ekip üç koltuğu olan bir Pikapta sıkışa sıkışa gidiyorduk.
Hiç kimsede bir çıt dahi çıkmıyordu.
Arabayı süren aynı zamanda ustabaşımız olan kişi Kürtçeyi bilmiyordu.
Ama garip olan dinlediği müzik Kürtçe müzikti.
'' Usta hayırdır. Kürtçe bilmiyorsun, Kürtçe şarkı dinliyorsun.'' dediğimde,'' Kulağa çok güzel geliyor.'' dedi.
Bilal adında başka arkadaş aha öyle yolla gel usta dedi.
Başka bir arkadaş '' oralarda ne işimiz var. Niye başka ekip gitmedi.'' dedi.
Cizre'nin tabelasını gördüğümde '' Usta gelmişken Memo ile Zini'nin mezarını görsek dedim.'' Usta '' yolumuz uzun Mahir gelişte söz uğrarız dedi.''
Cizre umduğumdan da büyüktü. Şırnak tabelasının ok yönüne döndük.
Gözüme çarpan ilk şey Cizre kömürü dağlar halinde yüksek boy boy diziliydi.
Bir anda çocukluğum aklıma geldi. Cizre kömürü ucuz diye bazen köylere getirildi.
Her ilçenin ve ilin girişinde kontrol noktaları kimlik kontrolü bizi biraz daha endişe içine sokuyordu.
Nihayet uzun bir yolculuktan sonra Şırnak il merkezine geldik.
Kısa bir moladan sonra bir vatandaşa Uludere yolunu sorduk.
Şırnak çıkışta, Kare Kale şeklinde özel hareket noktası vardı.
Arabamızı durdurdular. Kimlik kontrolü yapıldı.
Bir tane kolluk görevlisi '' yolunuz uzun, yabancısınız karanlıkta yola çıkmayın, çıkarsanız da yolda kesinlikle durmayın. Ya bizimkiler ateş eder ya da karşı taraf '' dedi.
İçimizdeki endişe biraz daha arttı. Artık bu kadar yol gelinmiş geriye dönmek de olmaz.
Ama ateşkes olduğu için bir nevi olsun rahattık.
Uludere doğru yol alırken ilk göze çarpan Kuzey Irak topraklarında yer alan dağların yamaçlarındaki maden ocakları, dağları bir çukur gibi manzarasını bozmuştu.
Şimdi anlıyorum niye bu kadar Maden cinayetlerinin olduğunu anlıyorum. Hepsi kaçak, hepsi denetimsizdir.
10-20 km Şırnak merkezden uzaklaştıktan sonra koca bir dağın yamacında, yamaç boyunca yangın dağı sarmalamış tek müdahale yoktur.
O yangın diğer arkadaşlarında dikkatini çekmişti. Bu konuyu değil de canımızın derdine düşmüştük.
Derin bir vadinin içinde ilerlerken bura yaşayan insanları yaşam koşullarını düşünmeden insan edemiyordu.
Sonunda yorucu bir yolculuktan sonra Uludere'nin Andaç köyüne vardık.
Karanlık çökmüştü, kalacağımız otel olmadığı için bir köylü bizi misafir etti.
Bir anda kendi kendime düşünmeye başladım.
Adıyaman neresi burası neresi, ekmek kazanmak bu kadar zor mu? Serseri bir kurşuna gitsek kim ne diyecektir.
O geceyi bir evde geçirdik, ev halkını rahatsız etiğimiz için gece biran önce bitse de sabah olsa diye uykum gelmedi.
Kendimize vadinin içinde bir köyde boş bir kaç göz ev ayarladık.
Gün yazı ( Roboski ) köyüne '' baz istasyonuna '' Elektrik hattının gideceği direklerin yerlerini belirlemeye gittik.
Bu köyde 2 haftalık işimiz vardı. Çalışmaya başladığımız gün köylüler yanımıza geldi öğlen yemeklerini biz size yapacağız demesi biri biraz şaşırttı.
Yaptığımız işin köylüyle hiç bir alakası yoktu. Tamamen özel sektör işiydi. Sanki köylünün işini yapıyoruz. O denli bize karşı tüm misafirperverliklerini gösteriyorlardı.
Bir gün yanımıza gelen çocuklar '' abi size sigara lazım olursa bizde vardır. Size ucuz veririz.'' dediler.
Ben içmiyordum. Sordum hangileri var. Adı Mehmet bir '' Maltepe 50 krş. Samsun 50 krş, Wiston 2 lira gibi '' çok ucuz olan fiyatlar söyledi.
Bunları nerede getiriyorsun '' karşı dağın arkasında '' kaçakta '' getiriyoruz.''
Karşı dağların başında askerlerin kuleleri vardır. Siz nasıl gidiyorsunuz?
'' Gece gidiyoruz, vadinin içinde görmüyorlar, görseler de ses çıkarmıyor.''
Peki, bu tehlikeyi niye göze alıyorsunuz dediğimde '' başka yapacağımız iş yok, okul masraflarımızı karşılamak için, ailemize yardımcı olmak için yapmak zorundayız.''
İçlerinde biri '' size mazot lazım olursa bize vardır.'' Bir önceki gün mazotu nerede nasıl alacağımızın hesabını yapıyorduk.
Peki, litresini nasıl ve kaç liraya veriyorsunuz. '' Bidon hesabı, 90 litre alan bidonu veriyoruz.'' Petrol İstasyonlarından aldığımızın üçte bire satıyorlardı.
Nereden getiriyorsunuz dediğimde '' karşı dağın arkasında '' dedi. K endi kendime dedi karşı dağın arkasında bedavaya olan bir pazar yerimi var.
Nasıl getiriyorsunuz. '' Katırlarla, atlar getiriyoruz.''
Misafir olduğumuz her hemen her ailede birinin '' korucu '' olduğunu öğrendik.
Siz niye '' korucu '' oluyorsunuz dediğimde birbirlerinin yüzlerine bakarak laf boğazlarında kalıyordu.
'' Başka çaremiz yoktur. Yaylalarımız yasak hayvancılık öldü. Bizimde başka çaremiz yoktur.''
Her evde bir okuyanı vardı. '' Ya okuyup buralarda gidip meslek sahibi olacağız. Ya da burada kalıp kaçağa gitmeye devam edeceğiz.''
Seçimlerde oylarını sorduğumda '' tabi ki Kürt Partilere oy veriyoruz. Bazılarımızda AKP' ye oy veriyorlar.''
Yaklaşık bir ay kadar bir süre kaldık. Endişeli olarak gittiğimiz bölge ve insanları bize insanlık dersi verdiler.
Arkadaşlar bir daha ne zaman iş olur da tekrar gideriz.
Arada bir yıl geçmedi. Kürtler yeni bir yıla barış dilekleri ile girmeyi arzu ederlerken yeni yıla sayılı saatler kalırken katliam yaşandı.
Bir ay boyunca güzel anıların olduğu insanların katliam haberini duymak kadar kötü bir şey olamaz.
O güzel çocukların katırların sırtlarında, Traktör römorklarında odun gibi taşınması gibi kötü olan ne vardır.
Her zaman gibi gittikleri yollarda niye cansız bedenleri geldi?
Kürt çocukları için havalan demir kanatlı kuşlar görevlerini eksiz olarak yerine getirmenin gururu ile yerlerine geldiler.
Üstelik bir devlet babalarından görevlerini eksiksiz olarak yerine getirdikleri için '' teşekkür '' almışlardı.
Aileler 6 yıl boyunca çocukların acısını ilk günkü gibi yaşadılar. Mezarını ziyaret etmeyi hiç aksatmadılar.
Aileleri 6 yıl boyunca adalet için çalınmadık kapı bırakmadılar.
Devlet özür yerine, suçluyu bulmanın yerine '' bedel '' biçmeye uygun gördü.
Hiç bir canın bedeli olamaz.
Anlaşılan çocukları ve katırları bombalayan uçaklar adaleti de bombalamışlardı.
6 yıl aradan sonra Meclis Başkanı yardımcısı Ahmet dahi '' katliama'' katliam demesini devlete bir hakaret, yaralayıcı olarak gördü.
Katliamın başka bir adı varsa söylesinler. Bize de öğretsinler.
Büyük devlet olma vatandaşlarının yaralarını sarma ile olur.
O esmer yüzlü çocukları unutursak kalbimiz kurusun.BOMBALAR TEK ÇOCUKLARI DEĞİL, ADALETİ DE ÖLDÜRDÜ.
Diyarbakır ( Amed ) Dağ kapı Şeyh Sayit meydanın karşısında bir otel odasında günün yorgunluğunu dinlenerek atıyorduk.
Telefon çaldı. Arayan usta başı '' sizin ekip hazırlansın yarın erkenden Şırnak, Uludere’de bir aylık işiniz var.''
Hopa bu nereden çıktı. Bir aydır evden çıkmışız. Eve gidecektik bu neyin nesidir dedik. Sonuç nafile gideceksiniz.
Eren kalkıp kahvaltıdan sonra uzun yolumuza düştük.
Aslında doğrusunu söylemek gerekirse bende bir sevinç de uyandırmıştı.
5 kişilik bir ekip üç koltuğu olan bir Pikapta sıkışa sıkışa gidiyorduk.
Hiç kimsede bir çıt dahi çıkmıyordu.
Arabayı süren aynı zamanda ustabaşımız olan kişi Kürtçeyi bilmiyordu.
Ama garip olan dinlediği müzik Kürtçe müzikti.
'' Usta hayırdır. Kürtçe bilmiyorsun, Kürtçe şarkı dinliyorsun.'' dediğimde,'' Kulağa çok güzel geliyor.'' dedi.
Bilal adında başka arkadaş aha öyle yolla gel usta dedi.
Başka bir arkadaş '' oralarda ne işimiz var. Niye başka ekip gitmedi.'' dedi.
Cizre'nin tabelasını gördüğümde '' Usta gelmişken Memo ile Zini'nin mezarını görsek dedim.'' Usta '' yolumuz uzun Mahir gelişte söz uğrarız dedi.''
Cizre umduğumdan da büyüktü. Şırnak tabelasının ok yönüne döndük.
Gözüme çarpan ilk şey Cizre kömürü dağlar halinde yüksek boy boy diziliydi.
Bir anda çocukluğum aklıma geldi. Cizre kömürü ucuz diye bazen köylere getirildi.
Her ilçenin ve ilin girişinde kontrol noktaları kimlik kontrolü bizi biraz daha endişe içine sokuyordu.
Nihayet uzun bir yolculuktan sonra Şırnak il merkezine geldik.
Kısa bir moladan sonra bir vatandaşa Uludere yolunu sorduk.
Şırnak çıkışta, Kare Kale şeklinde özel hareket noktası vardı.
Arabamızı durdurdular. Kimlik kontrolü yapıldı.
Bir tane kolluk görevlisi '' yolunuz uzun, yabancısınız karanlıkta yola çıkmayın, çıkarsanız da yolda kesinlikle durmayın. Ya bizimkiler ateş eder ya da karşı taraf '' dedi.
İçimizdeki endişe biraz daha arttı. Artık bu kadar yol gelinmiş geriye dönmek de olmaz.
Ama ateşkes olduğu için bir nevi olsun rahattık.
Uludere doğru yol alırken ilk göze çarpan Kuzey Irak topraklarında yer alan dağların yamaçlarındaki maden ocakları, dağları bir çukur gibi manzarasını bozmuştu.
Şimdi anlıyorum niye bu kadar Maden cinayetlerinin olduğunu anlıyorum. Hepsi kaçak, hepsi denetimsizdir.
10-20 km Şırnak merkezden uzaklaştıktan sonra koca bir dağın yamacında, yamaç boyunca yangın dağı sarmalamış tek müdahale yoktur.
O yangın diğer arkadaşlarında dikkatini çekmişti. Bu konuyu değil de canımızın derdine düşmüştük.
Derin bir vadinin içinde ilerlerken bura yaşayan insanları yaşam koşullarını düşünmeden insan edemiyordu.
Sonunda yorucu bir yolculuktan sonra Uludere'nin Andaç köyüne vardık.
Karanlık çökmüştü, kalacağımız otel olmadığı için bir köylü bizi misafir etti.
Bir anda kendi kendime düşünmeye başladım.
Adıyaman neresi burası neresi, ekmek kazanmak bu kadar zor mu? Serseri bir kurşuna gitsek kim ne diyecektir.
O geceyi bir evde geçirdik, ev halkını rahatsız etiğimiz için gece biran önce bitse de sabah olsa diye uykum gelmedi.
Kendimize vadinin içinde bir köyde boş bir kaç göz ev ayarladık.
Gün yazı ( Roboski ) köyüne '' baz istasyonuna '' Elektrik hattının gideceği direklerin yerlerini belirlemeye gittik.
Bu köyde 2 haftalık işimiz vardı. Çalışmaya başladığımız gün köylüler yanımıza geldi öğlen yemeklerini biz size yapacağız demesi biri biraz şaşırttı.
Yaptığımız işin köylüyle hiç bir alakası yoktu. Tamamen özel sektör işiydi. Sanki köylünün işini yapıyoruz. O denli bize karşı tüm misafirperverliklerini gösteriyorlardı.
Bir gün yanımıza gelen çocuklar '' abi size sigara lazım olursa bizde vardır. Size ucuz veririz.'' dediler.
Ben içmiyordum. Sordum hangileri var. Adı Mehmet bir '' Maltepe 50 krş. Samsun 50 krş, Wiston 2 lira gibi '' çok ucuz olan fiyatlar söyledi.
Bunları nerede getiriyorsun '' karşı dağın arkasında '' kaçakta '' getiriyoruz.''
Karşı dağların başında askerlerin kuleleri vardır. Siz nasıl gidiyorsunuz?
'' Gece gidiyoruz, vadinin içinde görmüyorlar, görseler de ses çıkarmıyor.''
Peki, bu tehlikeyi niye göze alıyorsunuz dediğimde '' başka yapacağımız iş yok, okul masraflarımızı karşılamak için, ailemize yardımcı olmak için yapmak zorundayız.''
İçlerinde biri '' size mazot lazım olursa bize vardır.'' Bir önceki gün mazotu nerede nasıl alacağımızın hesabını yapıyorduk.
Peki, litresini nasıl ve kaç liraya veriyorsunuz. '' Bidon hesabı, 90 litre alan bidonu veriyoruz.'' Petrol İstasyonlarından aldığımızın üçte bire satıyorlardı.
Nereden getiriyorsunuz dediğimde '' karşı dağın arkasında '' dedi. K endi kendime dedi karşı dağın arkasında bedavaya olan bir pazar yerimi var.
Nasıl getiriyorsunuz. '' Katırlarla, atlar getiriyoruz.''
Misafir olduğumuz her hemen her ailede birinin '' korucu '' olduğunu öğrendik.
Siz niye '' korucu '' oluyorsunuz dediğimde birbirlerinin yüzlerine bakarak laf boğazlarında kalıyordu.
'' Başka çaremiz yoktur. Yaylalarımız yasak hayvancılık öldü. Bizimde başka çaremiz yoktur.''
Her evde bir okuyanı vardı. '' Ya okuyup buralarda gidip meslek sahibi olacağız. Ya da burada kalıp kaçağa gitmeye devam edeceğiz.''
Seçimlerde oylarını sorduğumda '' tabi ki Kürt Partilere oy veriyoruz. Bazılarımızda AKP' ye oy veriyorlar.''
Yaklaşık bir ay kadar bir süre kaldık. Endişeli olarak gittiğimiz bölge ve insanları bize insanlık dersi verdiler.
Arkadaşlar bir daha ne zaman iş olur da tekrar gideriz.
Arada bir yıl geçmedi. Kürtler yeni bir yıla barış dilekleri ile girmeyi arzu ederlerken yeni yıla sayılı saatler kalırken katliam yaşandı.
Bir ay boyunca güzel anıların olduğu insanların katliam haberini duymak kadar kötü bir şey olamaz.
O güzel çocukların katırların sırtlarında, Traktör römorklarında odun gibi taşınması gibi kötü olan ne vardır.
Her zaman gibi gittikleri yollarda niye cansız bedenleri geldi?
Kürt çocukları için havalan demir kanatlı kuşlar görevlerini eksiz olarak yerine getirmenin gururu ile yerlerine geldiler.
Üstelik bir devlet babalarından görevlerini eksiksiz olarak yerine getirdikleri için '' teşekkür '' almışlardı.
Aileler 6 yıl boyunca çocukların acısını ilk günkü gibi yaşadılar. Mezarını ziyaret etmeyi hiç aksatmadılar.
Aileleri 6 yıl boyunca adalet için çalınmadık kapı bırakmadılar.
Devlet özür yerine, suçluyu bulmanın yerine '' bedel '' biçmeye uygun gördü.
Hiç bir canın bedeli olamaz.
Anlaşılan çocukları ve katırları bombalayan uçaklar adaleti de bombalamışlardı.
6 yıl aradan sonra Meclis Başkanı yardımcısı Ahmet dahi '' katliama'' katliam demesini devlete bir hakaret, yaralayıcı olarak gördü.
Katliamın başka bir adı varsa söylesinler. Bize de öğretsinler.
Büyük devlet olma vatandaşlarının yaralarını sarma ile olur.
O esmer yüzlü çocukları unutursak kalbimiz kurusun.BOMBALAR TEK ÇOCUKLARI DEĞİL, ADALETİ DE ÖLDÜRDÜ.
Diyarbakır ( Amed ) Dağ kapı Şeyh Sayit meydanın karşısında bir otel odasında günün yorgunluğunu dinlenerek atıyorduk.
Telefon çaldı. Arayan usta başı '' sizin ekip hazırlansın yarın erkenden Şırnak, Uludere’de bir aylık işiniz var.''
Hopa bu nereden çıktı. Bir aydır evden çıkmışız. Eve gidecektik bu neyin nesidir dedik. Sonuç nafile gideceksiniz.
Eren kalkıp kahvaltıdan sonra uzun yolumuza düştük.
Aslında doğrusunu söylemek gerekirse bende bir sevinç de uyandırmıştı.
5 kişilik bir ekip üç koltuğu olan bir Pikapta sıkışa sıkışa gidiyorduk.
Hiç kimsede bir çıt dahi çıkmıyordu.
Arabayı süren aynı zamanda ustabaşımız olan kişi Kürtçeyi bilmiyordu.
Ama garip olan dinlediği müzik Kürtçe müzikti.
'' Usta hayırdır. Kürtçe bilmiyorsun, Kürtçe şarkı dinliyorsun.'' dediğimde,'' Kulağa çok güzel geliyor.'' dedi.
Bilal adında başka arkadaş aha öyle yolla gel usta dedi.
Başka bir arkadaş '' oralarda ne işimiz var. Niye başka ekip gitmedi.'' dedi.
Cizre'nin tabelasını gördüğümde '' Usta gelmişken Memo ile Zini'nin mezarını görsek dedim.'' Usta '' yolumuz uzun Mahir gelişte söz uğrarız dedi.''
Cizre umduğumdan da büyüktü. Şırnak tabelasının ok yönüne döndük.
Gözüme çarpan ilk şey Cizre kömürü dağlar halinde yüksek boy boy diziliydi.
Bir anda çocukluğum aklıma geldi. Cizre kömürü ucuz diye bazen köylere getirildi.
Her ilçenin ve ilin girişinde kontrol noktaları kimlik kontrolü bizi biraz daha endişe içine sokuyordu.
Nihayet uzun bir yolculuktan sonra Şırnak il merkezine geldik.
Kısa bir moladan sonra bir vatandaşa Uludere yolunu sorduk.
Şırnak çıkışta, Kare Kale şeklinde özel hareket noktası vardı.
Arabamızı durdurdular. Kimlik kontrolü yapıldı.
Bir tane kolluk görevlisi '' yolunuz uzun, yabancısınız karanlıkta yola çıkmayın, çıkarsanız da yolda kesinlikle durmayın. Ya bizimkiler ateş eder ya da karşı taraf '' dedi.
İçimizdeki endişe biraz daha arttı. Artık bu kadar yol gelinmiş geriye dönmek de olmaz.
Ama ateşkes olduğu için bir nevi olsun rahattık.
Uludere doğru yol alırken ilk göze çarpan Kuzey Irak topraklarında yer alan dağların yamaçlarındaki maden ocakları, dağları bir çukur gibi manzarasını bozmuştu.
Şimdi anlıyorum niye bu kadar Maden cinayetlerinin olduğunu anlıyorum. Hepsi kaçak, hepsi denetimsizdir.
10-20 km Şırnak merkezden uzaklaştıktan sonra koca bir dağın yamacında, yamaç boyunca yangın dağı sarmalamış tek müdahale yoktur.
O yangın diğer arkadaşlarında dikkatini çekmişti. Bu konuyu değil de canımızın derdine düşmüştük.
Derin bir vadinin içinde ilerlerken bura yaşayan insanları yaşam koşullarını düşünmeden insan edemiyordu.
Sonunda yorucu bir yolculuktan sonra Uludere'nin Andaç köyüne vardık.
Karanlık çökmüştü, kalacağımız otel olmadığı için bir köylü bizi misafir etti.
Bir anda kendi kendime düşünmeye başladım.
Adıyaman neresi burası neresi, ekmek kazanmak bu kadar zor mu? Serseri bir kurşuna gitsek kim ne diyecektir.
O geceyi bir evde geçirdik, ev halkını rahatsız etiğimiz için gece biran önce bitse de sabah olsa diye uykum gelmedi.
Kendimize vadinin içinde bir köyde boş bir kaç göz ev ayarladık.
Gün yazı ( Roboski ) köyüne '' baz istasyonuna '' Elektrik hattının gideceği direklerin yerlerini belirlemeye gittik.
Bu köyde 2 haftalık işimiz vardı. Çalışmaya başladığımız gün köylüler yanımıza geldi öğlen yemeklerini biz size yapacağız demesi biri biraz şaşırttı.
Yaptığımız işin köylüyle hiç bir alakası yoktu. Tamamen özel sektör işiydi. Sanki köylünün işini yapıyoruz. O denli bize karşı tüm misafirperverliklerini gösteriyorlardı.
Bir gün yanımıza gelen çocuklar '' abi size sigara lazım olursa bizde vardır. Size ucuz veririz.'' dediler.
Ben içmiyordum. Sordum hangileri var. Adı Mehmet bir '' Maltepe 50 krş. Samsun 50 krş, Wiston 2 lira gibi '' çok ucuz olan fiyatlar söyledi.
Bunları nerede getiriyorsun '' karşı dağın arkasında '' kaçakta '' getiriyoruz.''
Karşı dağların başında askerlerin kuleleri vardır. Siz nasıl gidiyorsunuz?
'' Gece gidiyoruz, vadinin içinde görmüyorlar, görseler de ses çıkarmıyor.''
Peki, bu tehlikeyi niye göze alıyorsunuz dediğimde '' başka yapacağımız iş yok, okul masraflarımızı karşılamak için, ailemize yardımcı olmak için yapmak zorundayız.''
İçlerinde biri '' size mazot lazım olursa bize vardır.'' Bir önceki gün mazotu nerede nasıl alacağımızın hesabını yapıyorduk.
Peki, litresini nasıl ve kaç liraya veriyorsunuz. '' Bidon hesabı, 90 litre alan bidonu veriyoruz.'' Petrol İstasyonlarından aldığımızın üçte bire satıyorlardı.
Nereden getiriyorsunuz dediğimde '' karşı dağın arkasında '' dedi. K endi kendime dedi karşı dağın arkasında bedavaya olan bir pazar yerimi var.
Nasıl getiriyorsunuz. '' Katırlarla, atlar getiriyoruz.''
Misafir olduğumuz her hemen her ailede birinin '' korucu '' olduğunu öğrendik.
Siz niye '' korucu '' oluyorsunuz dediğimde birbirlerinin yüzlerine bakarak laf boğazlarında kalıyordu.
'' Başka çaremiz yoktur. Yaylalarımız yasak hayvancılık öldü. Bizimde başka çaremiz yoktur.''
Her evde bir okuyanı vardı. '' Ya okuyup buralarda gidip meslek sahibi olacağız. Ya da burada kalıp kaçağa gitmeye devam edeceğiz.''
Seçimlerde oylarını sorduğumda '' tabi ki Kürt Partilere oy veriyoruz. Bazılarımızda AKP' ye oy veriyorlar.''
Yaklaşık bir ay kadar bir süre kaldık. Endişeli olarak gittiğimiz bölge ve insanları bize insanlık dersi verdiler.
Arkadaşlar bir daha ne zaman iş olur da tekrar gideriz.
Arada bir yıl geçmedi. Kürtler yeni bir yıla barış dilekleri ile girmeyi arzu ederlerken yeni yıla sayılı saatler kalırken katliam yaşandı.
Bir ay boyunca güzel anıların olduğu insanların katliam haberini duymak kadar kötü bir şey olamaz.
O güzel çocukların katırların sırtlarında, Traktör römorklarında odun gibi taşınması gibi kötü olan ne vardır.
Her zaman gibi gittikleri yollarda niye cansız bedenleri geldi?
Kürt çocukları için havalan demir kanatlı kuşlar görevlerini eksiz olarak yerine getirmenin gururu ile yerlerine geldiler.
Üstelik bir devlet babalarından görevlerini eksiksiz olarak yerine getirdikleri için '' teşekkür '' almışlardı.
Aileler 6 yıl boyunca çocukların acısını ilk günkü gibi yaşadılar. Mezarını ziyaret etmeyi hiç aksatmadılar.
Aileleri 6 yıl boyunca adalet için çalınmadık kapı bırakmadılar.
Devlet özür yerine, suçluyu bulmanın yerine '' bedel '' biçmeye uygun gördü.
Hiç bir canın bedeli olamaz.
Anlaşılan çocukları ve katırları bombalayan uçaklar adaleti de bombalamışlardı.
6 yıl aradan sonra Meclis Başkanı yardımcısı Ahmet dahi '' katliama'' katliam demesini devlete bir hakaret, yaralayıcı olarak gördü.
Katliamın başka bir adı varsa söylesinler. Bize de öğretsinler.
Büyük devlet olma vatandaşlarının yaralarını sarma ile olur.
O esmer yüzlü çocukları unutursak kalbimiz kurusun.BOMBALAR TEK ÇOCUKLARI DEĞİL, ADALETİ DE ÖLDÜRDÜ.
Diyarbakır ( Amed ) Dağ kapı Şeyh Sayit meydanın karşısında bir otel odasında günün yorgunluğunu dinlenerek atıyorduk.
Telefon çaldı. Arayan usta başı '' sizin ekip hazırlansın yarın erkenden Şırnak, Uludere’de bir aylık işiniz var.''
Hopa bu nereden çıktı. Bir aydır evden çıkmışız. Eve gidecektik bu neyin nesidir dedik. Sonuç nafile gideceksiniz.
Eren kalkıp kahvaltıdan sonra uzun yolumuza düştük.
Aslında doğrusunu söylemek gerekirse bende bir sevinç de uyandırmıştı.
5 kişilik bir ekip üç koltuğu olan bir Pikapta sıkışa sıkışa gidiyorduk.
Hiç kimsede bir çıt dahi çıkmıyordu.
Arabayı süren aynı zamanda ustabaşımız olan kişi Kürtçeyi bilmiyordu.
Ama garip olan dinlediği müzik Kürtçe müzikti.
'' Usta hayırdır. Kürtçe bilmiyorsun, Kürtçe şarkı dinliyorsun.'' dediğimde,'' Kulağa çok güzel geliyor.'' dedi.
Bilal adında başka arkadaş aha öyle yolla gel usta dedi.
Başka bir arkadaş '' oralarda ne işimiz var. Niye başka ekip gitmedi.'' dedi.
Cizre'nin tabelasını gördüğümde '' Usta gelmişken Memo ile Zini'nin mezarını görsek dedim.'' Usta '' yolumuz uzun Mahir gelişte söz uğrarız dedi.''
Cizre umduğumdan da büyüktü. Şırnak tabelasının ok yönüne döndük.
Gözüme çarpan ilk şey Cizre kömürü dağlar halinde yüksek boy boy diziliydi.
Bir anda çocukluğum aklıma geldi. Cizre kömürü ucuz diye bazen köylere getirildi.
Her ilçenin ve ilin girişinde kontrol noktaları kimlik kontrolü bizi biraz daha endişe içine sokuyordu.
Nihayet uzun bir yolculuktan sonra Şırnak il merkezine geldik.
Kısa bir moladan sonra bir vatandaşa Uludere yolunu sorduk.
Şırnak çıkışta, Kare Kale şeklinde özel hareket noktası vardı.
Arabamızı durdurdular. Kimlik kontrolü yapıldı.
Bir tane kolluk görevlisi '' yolunuz uzun, yabancısınız karanlıkta yola çıkmayın, çıkarsanız da yolda kesinlikle durmayın. Ya bizimkiler ateş eder ya da karşı taraf '' dedi.
İçimizdeki endişe biraz daha arttı. Artık bu kadar yol gelinmiş geriye dönmek de olmaz.
Ama ateşkes olduğu için bir nevi olsun rahattık.
Uludere doğru yol alırken ilk göze çarpan Kuzey Irak topraklarında yer alan dağların yamaçlarındaki maden ocakları, dağları bir çukur gibi manzarasını bozmuştu.
Şimdi anlıyorum niye bu kadar Maden cinayetlerinin olduğunu anlıyorum. Hepsi kaçak, hepsi denetimsizdir.
10-20 km Şırnak merkezden uzaklaştıktan sonra koca bir dağın yamacında, yamaç boyunca yangın dağı sarmalamış tek müdahale yoktur.
O yangın diğer arkadaşlarında dikkatini çekmişti. Bu konuyu değil de canımızın derdine düşmüştük.
Derin bir vadinin içinde ilerlerken bura yaşayan insanları yaşam koşullarını düşünmeden insan edemiyordu.
Sonunda yorucu bir yolculuktan sonra Uludere'nin Andaç köyüne vardık.
Karanlık çökmüştü, kalacağımız otel olmadığı için bir köylü bizi misafir etti.
Bir anda kendi kendime düşünmeye başladım.
Adıyaman neresi burası neresi, ekmek kazanmak bu kadar zor mu? Serseri bir kurşuna gitsek kim ne diyecektir.
O geceyi bir evde geçirdik, ev halkını rahatsız etiğimiz için gece biran önce bitse de sabah olsa diye uykum gelmedi.
Kendimize vadinin içinde bir köyde boş bir kaç göz ev ayarladık.
Gün yazı ( Roboski ) köyüne '' baz istasyonuna '' Elektrik hattının gideceği direklerin yerlerini belirlemeye gittik.
Bu köyde 2 haftalık işimiz vardı. Çalışmaya başladığımız gün köylüler yanımıza geldi öğlen yemeklerini biz size yapacağız demesi biri biraz şaşırttı.
Yaptığımız işin köylüyle hiç bir alakası yoktu. Tamamen özel sektör işiydi. Sanki köylünün işini yapıyoruz. O denli bize karşı tüm misafirperverliklerini gösteriyorlardı.
Bir gün yanımıza gelen çocuklar '' abi size sigara lazım olursa bizde vardır. Size ucuz veririz.'' dediler.
Ben içmiyordum. Sordum hangileri var. Adı Mehmet bir '' Maltepe 50 krş. Samsun 50 krş, Wiston 2 lira gibi '' çok ucuz olan fiyatlar söyledi.
Bunları nerede getiriyorsun '' karşı dağın arkasında '' kaçakta '' getiriyoruz.''
Karşı dağların başında askerlerin kuleleri vardır. Siz nasıl gidiyorsunuz?
'' Gece gidiyoruz, vadinin içinde görmüyorlar, görseler de ses çıkarmıyor.''
Peki, bu tehlikeyi niye göze alıyorsunuz dediğimde '' başka yapacağımız iş yok, okul masraflarımızı karşılamak için, ailemize yardımcı olmak için yapmak zorundayız.''
İçlerinde biri '' size mazot lazım olursa bize vardır.'' Bir önceki gün mazotu nerede nasıl alacağımızın hesabını yapıyorduk.
Peki, litresini nasıl ve kaç liraya veriyorsunuz. '' Bidon hesabı, 90 litre alan bidonu veriyoruz.'' Petrol İstasyonlarından aldığımızın üçte bire satıyorlardı.
Nereden getiriyorsunuz dediğimde '' karşı dağın arkasında '' dedi. K endi kendime dedi karşı dağın arkasında bedavaya olan bir pazar yerimi var.
Nasıl getiriyorsunuz. '' Katırlarla, atlar getiriyoruz.''
Misafir olduğumuz her hemen her ailede birinin '' korucu '' olduğunu öğrendik.
Siz niye '' korucu '' oluyorsunuz dediğimde birbirlerinin yüzlerine bakarak laf boğazlarında kalıyordu.
'' Başka çaremiz yoktur. Yaylalarımız yasak hayvancılık öldü. Bizimde başka çaremiz yoktur.''
Her evde bir okuyanı vardı. '' Ya okuyup buralarda gidip meslek sahibi olacağız. Ya da burada kalıp kaçağa gitmeye devam edeceğiz.''
Seçimlerde oylarını sorduğumda '' tabi ki Kürt Partilere oy veriyoruz. Bazılarımızda AKP' ye oy veriyorlar.''
Yaklaşık bir ay kadar bir süre kaldık. Endişeli olarak gittiğimiz bölge ve insanları bize insanlık dersi verdiler.
Arkadaşlar bir daha ne zaman iş olur da tekrar gideriz.
Arada bir yıl geçmedi. Kürtler yeni bir yıla barış dilekleri ile girmeyi arzu ederlerken yeni yıla sayılı saatler kalırken katliam yaşandı.
Bir ay boyunca güzel anıların olduğu insanların katliam haberini duymak kadar kötü bir şey olamaz.
O güzel çocukların katırların sırtlarında, Traktör römorklarında odun gibi taşınması gibi kötü olan ne vardır.
Her zaman gibi gittikleri yollarda niye cansız bedenleri geldi?
Kürt çocukları için havalan demir kanatlı kuşlar görevlerini eksiz olarak yerine getirmenin gururu ile yerlerine geldiler.
Üstelik bir devlet babalarından görevlerini eksiksiz olarak yerine getirdikleri için '' teşekkür '' almışlardı.
Aileler 6 yıl boyunca çocukların acısını ilk günkü gibi yaşadılar. Mezarını ziyaret etmeyi hiç aksatmadılar.
Aileleri 6 yıl boyunca adalet için çalınmadık kapı bırakmadılar.
Devlet özür yerine, suçluyu bulmanın yerine '' bedel '' biçmeye uygun gördü.
Hiç bir canın bedeli olamaz.
Anlaşılan çocukları ve katırları bombalayan uçaklar adaleti de bombalamışlardı.
6 yıl aradan sonra Meclis Başkanı yardımcısı Ahmet dahi '' katliama'' katliam demesini devlete bir hakaret, yaralayıcı olarak gördü.
Katliamın başka bir adı varsa söylesinler. Bize de öğretsinler.
Büyük devlet olma vatandaşlarının yaralarını sarma ile olur.
O esmer yüzlü çocukları unutursak kalbimiz kurusun.BOMBALAR TEK ÇOCUKLARI DEĞİL, ADALETİ DE ÖLDÜRDÜ.
Diyarbakır ( Amed ) Dağ kapı Şeyh Sayit meydanın karşısında bir otel odasında günün yorgunluğunu dinlenerek atıyorduk.
Telefon çaldı. Arayan usta başı '' sizin ekip hazırlansın yarın erkenden Şırnak, Uludere’de bir aylık işiniz var.''
Hopa bu nereden çıktı. Bir aydır evden çıkmışız. Eve gidecektik bu neyin nesidir dedik. Sonuç nafile gideceksiniz.
Eren kalkıp kahvaltıdan sonra uzun yolumuza düştük.
Aslında doğrusunu söylemek gerekirse bende bir sevinç de uyandırmıştı.
5 kişilik bir ekip üç koltuğu olan bir Pikapta sıkışa sıkışa gidiyorduk.
Hiç kimsede bir çıt dahi çıkmıyordu.
Arabayı süren aynı zamanda ustabaşımız olan kişi Kürtçeyi bilmiyordu.
Ama garip olan dinlediği müzik Kürtçe müzikti.
'' Usta hayırdır. Kürtçe bilmiyorsun, Kürtçe şarkı dinliyorsun.'' dediğimde,'' Kulağa çok güzel geliyor.'' dedi.
Bilal adında başka arkadaş aha öyle yolla gel usta dedi.
Başka bir arkadaş '' oralarda ne işimiz var. Niye başka ekip gitmedi.'' dedi.
Cizre'nin tabelasını gördüğümde '' Usta gelmişken Memo ile Zini'nin mezarını görsek dedim.'' Usta '' yolumuz uzun Mahir gelişte söz uğrarız dedi.''
Cizre umduğumdan da büyüktü. Şırnak tabelasının ok yönüne döndük.
Gözüme çarpan ilk şey Cizre kömürü dağlar halinde yüksek boy boy diziliydi.
Bir anda çocukluğum aklıma geldi. Cizre kömürü ucuz diye bazen köylere getirildi.
Her ilçenin ve ilin girişinde kontrol noktaları kimlik kontrolü bizi biraz daha endişe içine sokuyordu.
Nihayet uzun bir yolculuktan sonra Şırnak il merkezine geldik.
Kısa bir moladan sonra bir vatandaşa Uludere yolunu sorduk.
Şırnak çıkışta, Kare Kale şeklinde özel hareket noktası vardı.
Arabamızı durdurdular. Kimlik kontrolü yapıldı.
Bir tane kolluk görevlisi '' yolunuz uzun, yabancısınız karanlıkta yola çıkmayın, çıkarsanız da yolda kesinlikle durmayın. Ya bizimkiler ateş eder ya da karşı taraf '' dedi.
İçimizdeki endişe biraz daha arttı. Artık bu kadar yol gelinmiş geriye dönmek de olmaz.
Ama ateşkes olduğu için bir nevi olsun rahattık.
Uludere doğru yol alırken ilk göze çarpan Kuzey Irak topraklarında yer alan dağların yamaçlarındaki maden ocakları, dağları bir çukur gibi manzarasını bozmuştu.
Şimdi anlıyorum niye bu kadar Maden cinayetlerinin olduğunu anlıyorum. Hepsi kaçak, hepsi denetimsizdir.
10-20 km Şırnak merkezden uzaklaştıktan sonra koca bir dağın yamacında, yamaç boyunca yangın dağı sarmalamış tek müdahale yoktur.
O yangın diğer arkadaşlarında dikkatini çekmişti. Bu konuyu değil de canımızın derdine düşmüştük.
Derin bir vadinin içinde ilerlerken bura yaşayan insanları yaşam koşullarını düşünmeden insan edemiyordu.
Sonunda yorucu bir yolculuktan sonra Uludere'nin Andaç köyüne vardık.
Karanlık çökmüştü, kalacağımız otel olmadığı için bir köylü bizi misafir etti.
Bir anda kendi kendime düşünmeye başladım.
Adıyaman neresi burası neresi, ekmek kazanmak bu kadar zor mu? Serseri bir kurşuna gitsek kim ne diyecektir.
O geceyi bir evde geçirdik, ev halkını rahatsız etiğimiz için gece biran önce bitse de sabah olsa diye uykum gelmedi.
Kendimize vadinin içinde bir köyde boş bir kaç göz ev ayarladık.
Gün yazı ( Roboski ) köyüne '' baz istasyonuna '' Elektrik hattının gideceği direklerin yerlerini belirlemeye gittik.
Bu köyde 2 haftalık işimiz vardı. Çalışmaya başladığımız gün köylüler yanımıza geldi öğlen yemeklerini biz size yapacağız demesi biri biraz şaşırttı.
Yaptığımız işin köylüyle hiç bir alakası yoktu. Tamamen özel sektör işiydi. Sanki köylünün işini yapıyoruz. O denli bize karşı tüm misafirperverliklerini gösteriyorlardı.
Bir gün yanımıza gelen çocuklar '' abi size sigara lazım olursa bizde vardır. Size ucuz veririz.'' dediler.
Ben içmiyordum. Sordum hangileri var. Adı Mehmet bir '' Maltepe 50 krş. Samsun 50 krş, Wiston 2 lira gibi '' çok ucuz olan fiyatlar söyledi.
Bunları nerede getiriyorsun '' karşı dağın arkasında '' kaçakta '' getiriyoruz.''
Karşı dağların başında askerlerin kuleleri vardır. Siz nasıl gidiyorsunuz?
'' Gece gidiyoruz, vadinin içinde görmüyorlar, görseler de ses çıkarmıyor.''
Peki, bu tehlikeyi niye göze alıyorsunuz dediğimde '' başka yapacağımız iş yok, okul masraflarımızı karşılamak için, ailemize yardımcı olmak için yapmak zorundayız.''
İçlerinde biri '' size mazot lazım olursa bize vardır.'' Bir önceki gün mazotu nerede nasıl alacağımızın hesabını yapıyorduk.
Peki, litresini nasıl ve kaç liraya veriyorsunuz. '' Bidon hesabı, 90 litre alan bidonu veriyoruz.'' Petrol İstasyonlarından aldığımızın üçte bire satıyorlardı.
Nereden getiriyorsunuz dediğimde '' karşı dağın arkasında '' dedi. K endi kendime dedi karşı dağın arkasında bedavaya olan bir pazar yerimi var.
Nasıl getiriyorsunuz. '' Katırlarla, atlar getiriyoruz.''
Misafir olduğumuz her hemen her ailede birinin '' korucu '' olduğunu öğrendik.
Siz niye '' korucu '' oluyorsunuz dediğimde birbirlerinin yüzlerine bakarak laf boğazlarında kalıyordu.
'' Başka çaremiz yoktur. Yaylalarımız yasak hayvancılık öldü. Bizimde başka çaremiz yoktur.''
Her evde bir okuyanı vardı. '' Ya okuyup buralarda gidip meslek sahibi olacağız. Ya da burada kalıp kaçağa gitmeye devam edeceğiz.''
Seçimlerde oylarını sorduğumda '' tabi ki Kürt Partilere oy veriyoruz. Bazılarımızda AKP' ye oy veriyorlar.''
Yaklaşık bir ay kadar bir süre kaldık. Endişeli olarak gittiğimiz bölge ve insanları bize insanlık dersi verdiler.
Arkadaşlar bir daha ne zaman iş olur da tekrar gideriz.
Arada bir yıl geçmedi. Kürtler yeni bir yıla barış dilekleri ile girmeyi arzu ederlerken yeni yıla sayılı saatler kalırken katliam yaşandı.
Bir ay boyunca güzel anıların olduğu insanların katliam haberini duymak kadar kötü bir şey olamaz.
O güzel çocukların katırların sırtlarında, Traktör römorklarında odun gibi taşınması gibi kötü olan ne vardır.
Her zaman gibi gittikleri yollarda niye cansız bedenleri geldi?
Kürt çocukları için havalan demir kanatlı kuşlar görevlerini eksiz olarak yerine getirmenin gururu ile yerlerine geldiler.
Üstelik bir devlet babalarından görevlerini eksiksiz olarak yerine getirdikleri için '' teşekkür '' almışlardı.
Aileler 6 yıl boyunca çocukların acısını ilk günkü gibi yaşadılar. Mezarını ziyaret etmeyi hiç aksatmadılar.
Aileleri 6 yıl boyunca adalet için çalınmadık kapı bırakmadılar.
Devlet özür yerine, suçluyu bulmanın yerine '' bedel '' biçmeye uygun gördü.
Hiç bir canın bedeli olamaz.
Anlaşılan çocukları ve katırları bombalayan uçaklar adaleti de bombalamışlardı.
6 yıl aradan sonra Meclis Başkanı yardımcısı Ahmet dahi '' katliama'' katliam demesini devlete bir hakaret, yaralayıcı olarak gördü.
Katliamın başka bir adı varsa söylesinler. Bize de öğretsinler.
Büyük devlet olma vatandaşlarının yaralarını sarma ile olur.
O esmer yüzlü çocukları unutursak kalbimiz kurusun.
Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
ADIYAMAN CHP MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYI FATMA ULUBEY'İN SAHA HÂKİMİYETİ.
31 Ocak 2023 15:36
ADIYAMAN SEÇİME HAZIR MI?
25 Ocak 2023 15:36
SMA HASTALARINA UMUT OLALIM.
18 Ocak 2023 15:36
ULUSALCILAR DÜŞÜNSÜN. HDP İÇİN ÖLÜMDEN ÖTEYE KÖY YOK.
10 Ocak 2023 15:36
BÜYÜK ALEVİ KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ:
02 Ocak 2023 15:36
FAŞİZM BİR HASTALIKTIR.
26 Aralık 2022 15:36
KUSURA BAKMAYIN, YARAMIZI MELHEMLEMEKLE MEŞGULUZ.
16 Aralık 2022 15:36
AKADEMİK DİL YERİNE HALK DİLİ
04 Aralık 2022 15:36
KENDİ KENDİMİZİ KANDIRMAYALIM.
01 Aralık 2022 15:36
ÖĞRENCİLERİN BESLENME ÇANTALARI BOŞ.
19 Kasım 2022 15:36
ZEYTİNİN TUTMAMA İNADI. BİZİM KESMEME İNADI.
14 Kasım 2022 15:36
BAYRAM OLMASA DA, HDP DOĞRU OLANI YAPTI.
08 Kasım 2022 15:36
MALATYA BAROSUNDA, BAĞIMSIZLAR LİSTEYİ DELDİLER.
28 Ekim 2022 15:36
ADIYAMAN'DA SOLU KİM BİTİRDİ?
20 Ekim 2022 15:36
KEMAL BEY ŞAPKADA TÜRBAN ÇIKARDI.
08 Ekim 2022 15:36
“Selahattin demirtaş; Demokratik Siyasette Israr Edeceğiz.”
03 Ekim 2022 15:36
MAHSA ÂMİNİ' NİN SAÇLARI MOLLA REJİMİNİ SARSTI.
21 Eylul 2022 15:36
Bizim Köyde de 12 Eylül geçti.
13 Eylul 2022 15:36
Adıyaman da ana muhalefet (CHP ) ne yapıyor?
02 Eylul 2022 15:36
DÜN SEYİT RIZA, BU GÜN ŞEYH SAİT KÜRTLERDEN SİZE EKMEK ÇIKMAZ.
17 Ağustos 2022 15:36
DEMET AKALIN'IN, ÖZRÜ KABAHATİNDEN DE BÜYÜK.
09 Ağustos 2022 15:36
AĞRI'DA SAYAN ŞOVU
01 Ağustos 2022 15:36
HDP CUMHURBAŞKANI SEÇİMLERİNİ BOYKOT EDERSE, NE OLUR.?
23 Temmuz 2022 15:36
TÜRK SİYASETİNDE KOLTUĞA OTURAN, KALKMAK BİLMİYOR.
14 Temmuz 2022 15:36
HDP 5. OLAĞAN BÜYÜK KONGRESİNİ YAPTI.
06 Temmuz 2022 15:36
KIZILIRMAK BOYLARIN 29 YILDIR SÖNMEYEN BİR ATEŞ ( SİVAS KATLİAMI),
29 Haziran 2022 15:36
ÜLKEMİZDE PARTİ İÇİ DEMOKRASİ, ÇAVUŞ - AHBAP İLİŞKİ GİBİDİR.
21 Haziran 2022 15:36
ALEVİLER, EŞİT YURTTAŞLIK HAKLARINI İSTİYORLAR.
07 Haziran 2022 15:36
CHP VAN'DA KÜRTLERE İNGİLİZ OLDUĞUNU BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ.
29 Mayıs 2022 15:36
AYNUR DOĞAN
18 Mayıs 2022 15:36
CUMHUR İÇİN EN DOĞRU ADAY, KILIÇDAROĞLUDUR.
10 Mayıs 2022 15:36
1 MAYIS
03 Mayıs 2022 15:36
ADIYAMAN CHP'DE KAZAN KAYNAMAYA BAŞLADI.
23 Nisan 2022 15:36
ADIYAMAN'DA ÇAMYURDU ( GÖMÜKAN ) BARAJI; BİR ALEVİ KÖYÜNÜ YOK EDİYOR.
18 Nisan 2022 15:36
''DÜNYANIN TAHTASI YIKILSA DAHİ İZİN VERMEYECEĞİZ. '' KÖMÜR BELDESİNDEKİ DOĞA KATLİAMINA KARŞI VERİLEN DİRENİŞE SELAM OLSUN.
11 Nisan 2022 15:36
VATANDAŞ '' GEÇİNEMİYORUZ.''
04 Nisan 2022 15:36
KİEV'DE BİR STALİNGARD ZAFERİ YAŞANIR MI?
20 Mart 2022 15:36
CHP LİDERİNİN DİYARBAKIR ZİYARETİ.
11 Mart 2022 15:36
ANADİL BİR HAKTIR.
21 Şubat 2022 15:36
'' KAMBER ATEŞ NASILSIN? '' DİYEN İPEK ATEŞ ANNEMİZ ÖLDÜ.
12 Şubat 2022 15:36
ELEKTİRİK, DOĞALGAZ VE SUDA KDVLER KALKSIN.
07 Şubat 2022 15:36
ENES KARA' NIN İNTİHARI
17 Ocak 2022 15:36
MÜLTECİLİK ÇOCUKLARIN VE KADINLARIN KADERİ OLMASIN.
05 Ocak 2022 15:36
HDP İLE YAN YANA GÖRÜNMEK, İNSAN OLANA ŞEREF VERİR.
27 Aralık 2021 15:36
HAYAT PAHALILIĞI, İNSANLARI İNTİHARA KADAR GÖTÜRÜYOR.
17 Aralık 2021 15:36
AVCILIK YASAKLANSIN.
08 Aralık 2021 15:36
HELALLEŞMEK, HESAPLAŞMAK YERİNE İLK ÖNCE YÜZLEŞSİN.
21 Kasım 2021 15:36
HALKIN BÜTÇESİ OLMADIĞI KESİN.
01 Kasım 2021 15:36
KÜRT VE ALEVİ SANATÇISINA TAHAMMÜLSÜZLÜKTÜR, 2. BİR AHMET KAYA VAK'ASI ÇIKARILMAK İSTİYORLAR.
13 Ekim 2021 15:36
TOPAL ÖRDEK MİSALİ ÜLKEYİ YÖNETİLEMEZ HALE GETİRMEK İSTİYORLAR.
04 Ekim 2021 15:36
ALEVİ PİRİ ( ALİ BÜYÜK ŞAHİN ) NİN CENAZESİNDE, SİYASİ PARTİ ŞOVU.
27 Eylul 2021 15:36
BİRİLERİ TALİBANI ŞİRİN GÖSTERMEYE ÇALIŞIYOR.
23 Ağustos 2021 15:36
EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ DİYE YOLA ÇIKTILAR. YOL ÖZEL OKULLARA ÇIKTI.
09 Ağustos 2021 15:36
73. FERMAN '' EZİDİ SOYKIRIMI ''
04 Ağustos 2021 15:36
KASETLE GELEN, KASETLE GİDENİ DESTEKLİYOR.
12 Temmuz 2021 15:36
AKP ADIYAMAN il BAŞKANI TÜTÜN ÇİFTÇİSİNDEN ÖZÜR DİLEMELİDİR.
08 Temmuz 2021 15:36
KANAL İSTANBUL RESTLEŞMESİ
28 Haziran 2021 15:36
PLANLANAN BİR KATLİAMDI.
21 Haziran 2021 15:36
İKİZDERE HALKI, TANZANYA CANAVARINA KARŞI.
18 Mayıs 2021 15:36
İHMALLİK ÖĞRETMENLERİMİZİ, BİR BİR BİZDEN ALDI.
06 Mayıs 2021 15:36
YİĞİT MUHTAÇ OLMUŞ, KURU SOĞANA
19 Nisan 2021 15:36
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ 2
28 Mart 2021 15:36
COVİD -19, BİR YAŞINA GİRDİ.
13 Mart 2021 15:36
HAM MADDE YERİNDE DURMUYOR.
07 Mart 2021 15:36
MARAŞTAN ROBOSKİYE
29 Aralık 2020 15:36
SAĞLIK ÇALIŞANLARI; '' ÖLÜYORUZ.''
11 Aralık 2020 15:36
BÜLENT ABİSİ Nabız YOKLADI.
25 Kasım 2020 15:36
NE OLDU DA, BU KADAR İNSANLIKTAN UZAKLAŞTINIZ.
04 Kasım 2020 15:36
DEMOKRASİ CEPHESİNİN TAMDA ZAMANI.
28 Ekim 2020 15:36
HDP 8 YAŞINDA
20 Ekim 2020 15:36
KANLI MEYDAN
12 Ekim 2020 15:36
"ONLARIN VARLIKLARI, YOKLUKLARI BELLİ OLMAZ."
06 Ekim 2020 15:36
TTB iyi ki varsınız.
21 Eylul 2020 15:36
GEL DE İNSANLIK NEYMİŞ GÖR!
07 Eylul 2020 15:36
BU GÜNLERDE BİRİLERİ ORUÇ TUTUYOR. FARKINDA OLMASANIZ DA
24 Ağustos 2020 15:36
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR.?
10 Ağustos 2020 15:36
TACİZ VE TECAVÜZ KÜLTÜRÜ
19 Temmuz 2020 15:36
IRGATLIK KADER MİDİR?
02 Temmuz 2020 15:36
DEMOKRASİ YÜRÜYÜŞÜ.
25 Haziran 2020 15:36
HAVUZ MEDYASI
21 Haziran 2020 15:36
BAYRAM DEĞİL, ENİŞTEM BENİ NE DİYE ÖPTÜ.
15 Haziran 2020 15:36
DEMOKRATİK SİYASETTEN ISRARCI OLMAK LAZIMDIR.
07 Haziran 2020 15:36
Demokrasilerde Seçilmişler, seçim ile gelir. Seçim ile gider.
31 Mayıs 2020 15:36
COVİD -19 SALGINI
17 Mayıs 2020 15:36
IRKÇILIĞIN ADI MİZAH DEĞİLDİR.
20 Mart 2020 15:36
HELİN VE İBRAHİM ÖLMESİN.
12 Mart 2020 15:36
MÜLTECİLİK KADER DEĞİLDİR.
04 Mart 2020 15:36
HDP KONGRESİ
25 Şubat 2020 15:36
TÜTÜNÜME DOKUNMA, EMEĞİM VE ALIN TERİMDİR.
18 Şubat 2020 15:36
AHMET HOCA O KAPIDAN SANA EKMEK ÇIKMAZ.
14 Şubat 2020 15:36
İNSANLIĞA KARŞI İŞLENEN SUÇUN AFFI OLMAZ.
03 Şubat 2020 15:36
DEPREM.
28 Ocak 2020 15:36
TİYATRO
16 Ocak 2020 15:36
İDLİP'TE NELER OLUYOR.?
30 Aralık 2019 15:36
Faşizm değil de, nedir?.
16 Aralık 2019 15:36
HEPİNİZ AYNI KAPTAN YEMEK YEDİNİZ
06 Aralık 2019 15:36
HDP, DOĞRU OLANI YAPTI.
22 Kasım 2019 15:36
KAYYUM DARBESİ DEVAM EDİYOR.
13 Kasım 2019 15:36
ÖÇ ALMA CUMHURİYETİ OLMAYALIM
05 Kasım 2019 15:36
KÜRTLERİN KAYBETMESİ, DEVLETSİZ OLMALARIDIR.
24 Ekim 2019 15:36
PETROL ZENGİNİ ÜLKENİN GARİBAN HALKI.....
09 Ekim 2019 15:36
ÜÇ AYAK
02 Ekim 2019 15:36
GÖZYAŞININ RENGİ OLMAZ.
16 Eylul 2019 15:36
DÜĞME DİKTİRMEYİ UNUTMA
05 Eylul 2019 15:36
İKİNCİ KAYYUM DARBESİ
28 Ağustos 2019 15:36
#FREE DEMİRTAŞ, # FREE SİYASİ TUTSAKLAR.
14 Ağustos 2019 15:36
CANAN BAŞKANIN KÜRT SORUNU ÇIKIŞI
30 Temmuz 2019 15:36
HACI BEDİR AĞA VE TORUNU DENGİR MİR FIRAT
22 Temmuz 2019 15:36
BU TARİFİ OLMAYAN ACININ, HAKLI BİR YANI OLAMAZ.
17 Temmuz 2019 15:36
KAYYUMLARDAN GERİYE KALAN ENKAZ VE BORÇLAR.
09 Temmuz 2019 15:36
İSTANBUL İTTİFAKI
27 Haziran 2019 15:36
KÜRTLER HANGİ ADAYA DESTEK VERMELİDİR..?
14 Haziran 2019 15:36
LEYLA GÜVEN VE BEYAZ TÜLBENTLİ ANALAR KAZANDI.
28 Mayıs 2019 15:36
MİLYONLARIN KARŞISINDA ÇOCUK İSTİSMARI ..!!!
23 Mayıs 2019 15:36
BAHARI GETİRENLER, YAZIDA GETİRİRLER.
13 Mayıs 2019 15:36
HIRSIZLIK; SADECE SENİN OLMAYAN BİR ŞEYİ, HABERSİZ ALMAK DEĞİLDİR.
06 Mayıs 2019 15:36
DEMOKRASİYE ATILAN O YUMRUK VE CİNSEL SALDIRI.
26 Nisan 2019 15:36
DİNİ ÇOK MAĞDUR ETTİNİZ.
22 Nisan 2019 15:36
YÜKSEK SEÇİM KURUMU TARAFSIZLIĞINI YİTİRMİŞTİR.
15 Nisan 2019 15:36
2 TANE TİWİT, 5 TANE BÜYÜK ŞEHİR.
04 Nisan 2019 15:36
FAŞİZME ZORLA SOL GÖMLEĞİNİ GİYDİREMEZSİN.
21 Mart 2019 15:36
EMEVİ CAMİSİNDE NAMAZ KILACAK OLAN TECAVÜZCÜLER( İŞİT ), ORTADA KALDILAR.
14 Mart 2019 15:36
BİR SÜRGÜN DAHA !!!!( FERHAT TUNÇ )
07 Mart 2019 15:36
İTTİFAKLAR.
28 Şubat 2019 15:36
Babadan Oğul? a geçen devrimci ruh.
25 Şubat 2019 15:36
CHP İZMİR BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYE BAŞKAN ADAYI TUNÇ SOYER.
15 Şubat 2019 15:36
ASTIMIN İLACINI BULDUM !!!
08 Şubat 2019 15:36
BATIDA HDP OYLARI SONUÇLARI BELİRLEYECEKTİR.
31 Ocak 2019 15:36
AHMET FARUK ÜNSAL ADIYAMAN İÇİN DOĞRU ADAY OLABİLİR.
24 Ocak 2019 15:36
DEMEZLER Mİ, 'BOYNUNUZ ALTINIZDA' KALSIN.
12 Ocak 2019 15:36
Katliama Tiyatro demek!
04 Ocak 2019 15:36
KEMALİST BALYAN AŞİRETİ, YEREL SEÇİMLERDE BENLİĞİNİ KAYBEDECEK Mİ ?.
27 Aralık 2018 15:36
ALEVİLER ARTIK BURADA YAŞAMIYOR!!!. CENNETE GİTTİNİZ Mİ?
21 Aralık 2018 15:36
CHP, İYİ PARTİ İTTİFAKI, CUMHUR İTTİFAKINA HİZMETTİR.
16 Aralık 2018 15:36
NAZENİN ÖFKESİNİ HANGİ ADALET TESELLİ EDECEKTİR?.
30 Kasım 2018 15:36
ADIYAMAN YEREL SEÇİMLERDE İTTİFAK YAPACAK MI? BENCE YAPMALI
23 Kasım 2018 15:36
DERSİMİ KENDİ ELİMİZ İLE ŞER ODAKLARINA TESLİM EDECEĞİZ.
19 Kasım 2018 15:36
ANDIMIZ DEĞİL, ANDINIZ.
05 Kasım 2018 15:36
GRİ PASAPORTLU DEDELER.
22 Ekim 2018 15:36
HALKIN DEĞERLERİNİ MERDİVEN OLARAK KULLANILMASINA İZİN VERİLMEMELİDİR.
16 Ekim 2018 15:36
ORTA DOĞUDA SINIRLAR YENİDEN ÇİZİLİYOR.
03 Ekim 2018 15:36
HEPİMİZ, TİTANİĞİN İÇİNDEYİZ.
13 Eylul 2018 15:36
EN ÇOK ZAM, KAĞIT SEKTÖRÜNDE OLDU.
07 Eylul 2018 15:36
Benim Annem, Cumartesi Annesidir.
30 Ağustos 2018 15:36
DERSİM DÖRT DAĞ İÇİNDE, O DÖRT DAĞ YANIYOR.
17 Ağustos 2018 15:36
ADAMLARIN PAPAZI VE PARASI, PARA EDİYOR.
10 Ağustos 2018 15:36
Ne Kemal, ne Muharrem.?
04 Ağustos 2018 15:36
YERLİSİN, MİLLİSİN VE CAHİLSİN.
27 Temmuz 2018 15:36
Bırakın çocuklar Annelerinin kucaklarında yatsınlar.
12 Temmuz 2018 15:36
YSK ÖNÜNDE BEKLERİZ DİYENLERE NE OLDU.?
06 Temmuz 2018 15:36
Yeni sistem herkese hayırlı olsun.
29 Haziran 2018 15:36
ADIYAMAN HDP 1. SIRA ADAYI, HASAN BASRİ YORULMAZ KİMDİR!
08 Haziran 2018 15:36
DEMOKRASİLERDE SEÇİM, ŞÖLEN GİBİ OLUR.
31 Mayıs 2018 15:36
AKP KÜRTLERİ, CHP ALEVİLERİ DIŞLADI, HDP KUCAK AÇTI.
24 Mayıs 2018 15:36
KAYYUM YILMAZ GÜNEY SİNEMASINI ÖNCE YAKTI, SONRA YIKTI.
17 Mayıs 2018 15:36
DİŞİ DEVE OLAYI.
11 Mayıs 2018 15:36
İKİ SAĞ İTTİFAKA KARŞI, HDP BİLEŞENLERİ
04 Mayıs 2018 15:36
24 NİSAN 1915 OLAYLARI.
27 Nisan 2018 15:36
ERKEN SEÇİM
20 Nisan 2018 15:36
SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI.
13 Nisan 2018 15:36
MUHALEFETİN ADAYLARI; SELO VEYA KABOĞLU OLSUN.
06 Nisan 2018 15:36
GÜLEN CEMAATİNİN YENİ OYUNLARI.
30 Mart 2018 15:36
SOMADA DEĞİŞEN NE OLDU?.
23 Mart 2018 15:36
Rabia işaretinden, Kurt işaretine
16 Mart 2018 15:36
Neydik Ne Oluyoruz.?
09 Mart 2018 15:36
Özelleştirme adı altında kapatılan milli değerler.
02 Mart 2018 15:36
Cumhur İttifakı.
23 Şubat 2018 15:36
CHP VE HDP KONGRELERİ.
16 Şubat 2018 15:36
Çocuğumuza savaşı nasıl anlatırız?.
09 Şubat 2018 15:36
KANSER HASTALARIN YAŞADIKLARI!.
06 Şubat 2018 15:36
GÜNÜMÜZ SAVAŞLARININ KAZANANI YOKTUR.
26 Ocak 2018 15:36
HDP YENİ KONGRE İLE YENİ BİR BAŞLANGIÇ YAPABİLİR.
12 Ocak 2018 15:36
KANLI ELLER KINA TUTMAZ.
22 Aralık 2017 15:36
KÜRTLER İÇİN DEMOKRASİ DOĞMADI Kİ ÖLSÜN !!!!
09 Aralık 2017 15:36
AH BU ENİŞTELER VAR YA
24 Kasım 2017 15:36
GÖZLERDE AKAN GÖZYAŞININ RENGİ YOKTUR.
17 Kasım 2017 15:36
SİYASİ PARTİLER 2019 SEÇİMLERİNE NASIL HAZIRLANIYORLAR.
10 Kasım 2017 15:36
IŞİD = Haşdi Şaşi
03 Kasım 2017 15:36
SEÇİMLE GELEN OBEZİTE OLUP GİDİYOR.
27 Ekim 2017 15:36
HDP İLE BEŞ YIL
22 Ekim 2017 15:36
BUNLAR ÜLKENİN DENGESİNİ DEĞİŞTİRDİLER.
16 Ekim 2017 15:36
TÜTÜNDEN ELLERİNİZİ ÇEKİN.
07 Ekim 2017 15:36
BU GÜNLERDE BİRİLERİ ORUÇ MU TUTUYOR.
29 Eylul 2017 15:36
TANIYIN BU LOLO CANİLERİ
22 Eylul 2017 15:36
BU DİN TÜCCARLARI KİMLERDİR.?
14 Eylul 2017 15:36
BAĞIMSIZLIK KİM İÇİNDİR ?.
10 Eylul 2017 15:36
IRKÇILIK BİR HASTALIKTIR.
27 Ağustos 2017 15:36
KİM BÖLÜCÜ, KİMLER BİRLEŞTİRİCİ!
11 Ağustos 2017 15:36
AYŞEGÜL ÖĞRETMEN ( ÇİÇEKÇİ ) ; İŞİMİZE GELECEĞİZ.
05 Ağustos 2017 15:36
CEM EVLERİNİ KİMLER YÖNETİYOR.
28 Temmuz 2017 15:36
ADAMLAR KULAN AT İŞİNİ İYİ YAPIYORLAR.
21 Temmuz 2017 15:36
15 Temmuz öncesi ve sonrası.
16 Temmuz 2017 15:36
SOLCULAR CESARET SALGININA YAKALANSALAR.
12 Temmuz 2017 15:36
KARŞILIKLI HOŞGÖRÜ, SAYGI VE SEVGİ
02 Haziran 2017 15:36