Halil Doğan
[email protected]

DİNSEL İNANIŞIN KÖKENİ

11 Nisan 2022 05:48

 

 

               Her inanan, kendi dininin Tanrı buyruğu olduğuna inanır ve Müslüman olanlar için de böyledir. Dine, dışarıdan ve bilimsel açıdan bakanlar ise,  onun belli sosyal koşulların bir ürünü olduğunu bilir. Diğer bir deyişle,  ilkçağ düşüncelerinde, Tanrı'yla ilişkili inançların ve bu inançların kapsadığı doğmaların ve ibadet biçimlerinin tümüdür.

              Son yıllarda, çoğu Müslüman ülkeler, emperyalistlerin oyununa gelerek, şeriatçı akımlarla çalkalanıyorlar. Kimi yerde iktidara geçmiş bu şeriatçı akımların mesajında, demokrasi gereği din ve inanç özgürlüğü ile yetinmeyip, toplumu, bireyi ve devleti Ortaçağ İslam'a göre yeniden biçimlendirmek isteniyor.

               İşin diğer bir gerçeği de, İslam’ın yapısı veya malzemesinin bu yapılanmaya uygun olmasından yola çıkıp da; eğitimin tarikarlara ve cemaatlere teslim edilmesi, dinin siyasete önemli bir aktör rolünden olması, İlahiyat Liseleri ve Fakülteleri yetersizmiş gibi; ayriyeten yeni Diyanet Akademilerini kurmaya yönelmeleri ve sanki de az camiler varmış gibi boş alanlara cami yaptırmasına verilen önem veya amaçların tümü, seçim propaganlarına yöneliktir.

             Aklın ve bilmin öncülüğü, insan hakları, vazgeçilmez düşünce, örgütlenme özgürlüğü, emekçilerin ve kadınların gibi değerleri göz önünde tutulduğunda, nereye gidildiğini bilmiş olunur. Müslüman’ın şeriat dünyasının ilerleyişini durdurmakla kalmayıp, daha gerilerde savuracak örgütlenme ve yeni gençlik rüzgârlara ihtiyaç vardır.

              Türkiye'nin son yıllardaki ve özellikle öteki Müslüman ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de, çoğu şeriatçı tarikat ve cemaatler ortalığı yığınlar halinde kaplamış durumdalar. İçlerinden kimisi, toplumun bütününe yönelik bir kurtuluş mesajı sunarken, kimisi de, politik arenasına çıkıp da, iktidar mücadelesine girişmiş bulunmaktadır.

             İşin en ilginç yanı da, İslam’ın kendisinin bu mesajın malzemesi ve yapısına uygun olmasındadır. Çünkü o zamanın içinden bulunduğu koşullara ve gereği bir devlet dini olarak ortaya konuldu. Dinin bu niteliğini çağımızda da sürdürmeli mi, yoksa başka bir yorumu mu olmalıdır diye düşünmek mi gerekiyor?

              Bu sorunun cevabı ise;  teokratik ve totaliter yapıya sahip olan Hilafet Devleti yönetim biçiminin ortadan kaldırılmasıyla, yerine çağın ve toplumun gerek simlerine cevap verecek olan Cumhuriyetimizin temel ilkeleriyle uzlaşmayı reddeden veya öcalana oluşan bu dinci akımların hesaplaşmaya yönelik kaçınılmaz bir durum olamaz mı dersiniz.

              Böylesi bir durumun devam etmesi halinde, demokrasi, laiklik ve aydınlanma hareketinin bütünü tehlikeye girmiş olacaktır. Dolayısıyla toplumda aklın, bilimin öncülüğü, insan haklarına ve demokrasiye yönelişin, çağdaşlaşma için aydınlanmadan başka bir yolun olmaması gerekiyor.

           Demokrasi, özgürlük ve bağımsızlık haklarını isteyenler, bağnazların kurşunlarına hedef olup yaşamını yitiren ve kıran kırana caddelerde sürünmek çok geç kalmış olunur.

            Batı ülkeleri, birkaç yüz yıl önce mücadeleye başlayıp da çözüme varmış olan bu denli kavgalar, bizde kızışarak yeni başlıyor.

             Dinin gölgesine sığınıp da, toplumun bütününe yönelik bir kurtuluş mesajı diye, ileri sürenlere şunu hatırlatmış olalım ki, böyle mesaj konuları dinin dayandığı temeller, kutsallık zırhına bürünme hakkını kaybeder ve akılla bilimin sorularını yanıtlamak zorundan kalırlar.

            Din, ilkel toplumlarda, özel mülkiyetinin başlamasıyla, üretici güçler düzeyinin düşük olması sonucu, doğa güçleri karşısında olan güçsüzlüğünü sona erdirmesi, çevresindeki insanlara yardım eden ya da onlara felaketler getiren doğaüstü varlıkların olduğu düşüncesini beyinlerine yerleştirme düşüncesinden öteye değildir.

              Dolayısıyla vahşi doğadaki nesneleri kişileştirip ve karşı bir donatım gücüyle onlar üzerinde büyüyle, okuyup üfleyen ayinlerle, cinler, periler, şeytanları dualarla ve adaklarla arındırmaya yönelik vahşi sömürü düzenlerini güçlendirmeye devam etmektir.

              Platon'a göre din, "yönetenlerin yönetilenlere, devlet adına devlet yararına söylemesi gereken, güzel yalanlardan ibarettir" der.

              Sigmund Freud'eye göre din, "Doğanın uyandırdığı dehşeti uzaklaştırmak, insan yazgının acımazlığı ile barıştırmak, toplu yaşamanın insana dayattığı acıları veya yoksunluklarla ödünlenmektir."

            Alman filozofu Ludwig Feuerbach, "Dininin özü, insanın özüne yansımasıyla, insanın kendi özünden soyutlanıp ve başka bir bir dünyada yaşamasıdır."

               Engels'e göre din, " İnsanın günlük yaşamını egemen güçlerin doğaüstü güç biçimine dönüştürmekle zihinlerine yerleştirmesidir."

             Karl Marx'a göre din," Ezilmiş insanların iç çekişi, taş yürekli bir dünyanın ruhu ve halkın afyonudur" der.

             Günümüzdeki dinci çevreler, "İslam dini akıl dinidir ve tüm bilimsel buluşların hepsinin Kuran'da yeri var ve okuyup da onları anlamasını öğrenirsek bütün bilimleri yutmuş uluruz" derler. 1400 senedir ki okudukları halde, yine de "İNŞALLAH" demekten öteye bir adım atılmış değildir.

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

ŞEYTAN ( İBLİS ) KİME DERLER?
08 Mayıs 2025 05:48

DESPOTİZM NEDİR ?
03 Mayıs 2025 05:48

KÜRT ALEVİ TARİHİ
17 Nisan 2025 05:48

KEDİ İLE FARÉ
30 Mart 2025 05:48

MECLİSTEKİ TANRI (HÜDA ) NEDİR ? VE AMACI
22 Şubat 2025 05:48

Malatyali ile Adiyamanli
10 Aralık 2024 05:48

İNSAN VE İNSANLIK NEDİR?
28 Ocak 2023 05:48

EVVELİ Kİ ZAMAN İÇİNDE; NELER VARDI, NELER YOKTU?
25 Ocak 2023 05:48

MİSAFİR ETMEK
23 Ocak 2023 05:48

DİNLER VE İNSAN PSİKOLOJİSİ
14 Ocak 2023 05:48

KİŞİSEL ALIŞKANLIKLAR
10 Ocak 2023 05:48

BENA SÖYLETTİREN VE YAPTIRAN ALLAH’DIR
02 Ocak 2023 05:48

ONURLU ŞERİAT KADINI OLMAK
26 Aralık 2022 05:48

OLMADI, AMA OLDU
23 Aralık 2022 05:48

KURAN'DA İNSAN ŌLDŮRME
21 Aralık 2022 05:48

TOPAL FARE
19 Aralık 2022 05:48

Barış ve birlik
16 Aralık 2022 05:48

AYI İLE DOST OLMAK
07 Aralık 2022 05:48

PEDOFİLİ HASTALIĞI ve CİNSEL TACİZ
23 Kasım 2022 05:48

SİYASET VE TİCARETİN DİNİ
20 Eylul 2022 05:48

GÜÇLÜ DEVLETİN ÇAĞ ATLAMA OLGUSU
05 Eylul 2022 05:48

MEDENİYETLER TEORİSİ NEDİR?
29 Ağustos 2022 05:48

ALIŞKANLIKLAR
15 Ağustos 2022 05:48

AKP BELEDİYELERİ TARAF TUTUYORLAR
22 Temmuz 2022 05:48

SELİM'Dİ, NEDEN YAVUZ OLDU?
28 Mayıs 2022 05:48

ALEVİ İNANCINDA, ŞEKER BAYRAMI NEDEN YOKTUR?
18 Nisan 2022 05:48

TÖVBE DUASINI OKUYANIN GÜNAHLARI AF EDİLİRMİŞ
28 Mart 2022 05:48

TIP BAYRAMI" YERİNE, ŞİFA BAYRAMI KUTLU OLSUN
18 Mart 2022 05:48

YENİ SEÇİM YASA TEKLİFİ
17 Mart 2022 05:48

AYASOFYA'DA NAMAZ KILMANIN ÖNEMİ
24 Şubat 2022 05:48

"İLİMDEN GİTMEYEN YOLUN SONU KARANLIKTIR."
21 Şubat 2022 05:48

DİNİN GELDİĞİ SON NOKTA
18 Şubat 2022 05:48

DECCAL VE ÖZELLİKLERİ:
14 Şubat 2022 05:48

NEDEN SAMSUN?
07 Şubat 2022 05:48

ALEVİ KÖYÜNE CAMİ
19 Ocak 2022 05:48

Tüm Yazılar