Malatya kadın platformu " İstanbul sözleşmesine, kadınlara ve çocuklara dokunamazsınız!"

 Malatya kadın platformu 21 temmuz da Turan emeksiz üst kavşağında bir açıklama yaparak İstanbul sözleşmesine kadınlara ve çocuklara dokunamazsınız dokundurtmayız derken yapılan açıklamada     “ 18 Yıllık AKP iktidarı, haklar ve özgürlükleri yok etme konusunda son süreçte yapılan doğa talanı,kıdem tazminatının fona devredilmesi,çoklu baro yasasının kabul edilmesi,gibi halkın yararına olmayan adımlar atmaktadır.Şimdi de    kadınların kazanılmış haklarını elinden almak için harekete geçmiş bulunmaktadır.

        Şiddet olaylarının arttığı pandemi döneminde kadınları şiddete karşı koruyamayan iktidar, İstanbul Sözleşmesin den çıkmayı düşünerek kadına yönelik şiddete karşı yükümlülüklerinden kurtulmak istemektedir.

       Her gün ülkenin dört bir yanından onlarca kadın cinayeti haberi geliyor. Ülkede kadınlar için ölümün “olağan” biçimi neredeyse lüks haline geldi. 2020’nin ilk altı ayında 146 kadın cinayeti, 89 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.  2020’in ilk 6 ayında en az  61 kadın tacize, 134 çocuk istismara, 31 kadına tecavüze,  en az 291 kadın şiddette uğradı..

       Bizler, kadın cinayetlerini önleyin dedikçe kadınların hayatlarını iyice tehlikeye atan, şiddeti hayatlarımıza musallat eden düzenlemelerle karşı karşıya kalıyoruz! Kadınların isyanıyla defalarca püskürttüğümüz 'çocuk istismarcılarına af' öngören yasal düzenlemeleri yeniden gündeme getirme girişimlerini kaygı ile izliyoruz. Bu düzenleme 15 yaş altında evliliği, yani çocuk istismarını meşrulaştırıyor! 2016 yılında kadınların tepkisi ile geri çekilen bu düzenleme bir türlü ülke gündeminden düşürülmüyor. İleri sürülen gerekçe ise basit, bu konunun mağdurları var ve halk böyle istiyor.

       Türkiye’nin ilk imzacılarından olduğu, “İstanbul” ismini vermekle gurur duyduğu, kadına yönelik şiddeti tüm boyutlarıyla ele alan, devlete önlenmesi noktasında sorumluluk yükleyen İstanbul Sözleşmesi bir süredir, tartıştırılıyor. Geçtiğimiz günlerde AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtul muş’un “İstanbul Sözleşmesinden çıkabiliriz” açıklaması ‘Kadına karşı şiddeti önlemeyeceğim; çünkü; devlet ve toplum olarak benim dini inancım, kültürüm, geleneklerim, göreneklerim, kadınlara ve kız çocuklarına karşı uygulanan erkek şiddetini doğal, meşru, erkek ve kadın fıtratının gereğidir.’’ Anlamına gelmektedir.

        Kadına yönelik şiddetin bu kadar yoğun olduğu, kadın cinayetlerinin bir türlü önlenemediği, hatta sığınma evlerinden alınarak öldürülen kadınların haberlerini aldığımız, çocukların cinsel istismarının olağanüstü düzeyde arttığı, kız çocuklarının evlenmesinin, çocuk doğurmasının adeta teşvik edildiği bir ülkede İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasını asla kabul etmiyoruz.

İstanbul Sözleşmesinden çıkmak;

.Şiddet uygulayan erkeklere teşvik, tüm kadınlara tehdittir.

.Kadınları şiddete karşı tamamen korumasız bırakmaktır.

.Kadın ve erkeğin hayatın her alanında eşit olmasına ilişkin devletin alması gereken önlemlerin kaldırılmasıdır. 

.Kadın cinayetlerinin artarak devam etmesidir.

.Kız çocuklarının eğitim hakkından eşit olarak yararlanmasının engellenmesi, çocuk yaşta evliliklerin devamıdır.

.Çocuk istismarının önlenmemesidir.

.Her kentte yeterli sayıda sığınma evi, danışma merkezi kurulmasının devletin sorumluluğu olmaktan çıkarılmasıdır.

.Kadınların, LGBTİ’lerin ve çocukların canıyla oynamaktır.

        Duymayan kulaklar, görmeyen gözler için bir kez daha haykırıyoruz. İstanbul Sözleşmesine, kadınlara ve çocuklara dokunamazsınız! Nice bedeller ödeyerek, hayatlarımız pahasına kazandığımız haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. “ denildi

        İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR! 

        KADIN CİNAYETLERİNİ DURDURUN!

        İSTİSMARI AKLAMA!                         

       YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!