2016-2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI HUKUKSUZ UYGULAMALARI İLE AÇILIYOR!

Eğitim, 19 Eylul 2016 00:09

2016-2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI HUKUKSUZ UYGULAMALARI İLE AÇILIYOR!

 

 

19 Eylülde okulların açılması ile birlikte özellikle üyelerinin kıyıma uğradığı 1 milyona yakın öğrencinin öğretmensiz kaldığı bir dönemde açılan okulların ve MEB nın yaptığı anti demokratik uygulamaları ciddi bir eleştiriye tutan Malatya Eğitim – sen Malatya şube başkanı Tarık Kaya yaptığı açıklama da “19 Eylül’de 18 milyon öğrenci, 1 milyona yakın öğretmen, hükümetin darbe fırsatçılığı yaparak hayata geçirdiği ihraçlar ve açığa almalar nedeniyle büyük bir belirsizlik ve kaos ortamında eğitim öğretim yılını karşılayacaktır. 19 Eylül 2016 tarihi, bu anlamda sadece okulların açılmasını değil, toplumun geniş bir kesiminin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin doğrudan etkileneceği ağır sorunlarla karşı karşıya kalacağı yeni dönemin ilk günü olacaktır.

Hükümetin darbe fırsatçılığı yaparak 28 bin öğretmene kendisini savunma hakkı bile vermeden, sorgusuz, sualsiz bir şekilde ihraç etmesi, ardından tamamına yakını sadece sendikal eylemleri nedeniyle 11 bin 301 öğretmenin hukuksuz bir şekilde açığa alınması, 1 milyonu aşkın öğrencinin yeni eğitim öğretim yılına öğretmensiz başlaması anlamına gelmektedir. Bazı il ve ilçelerde bulunan okullardaki öğretmenlerin büyük bölümünün tamamen keyfi kararlarla açığa alınması, öğrencilerin eğitim hakkının engellenmesi, öğrencilerin öğretmensiz, öğretmenlerin öğrencisiz bırakılması anlamına gelmektedir.

2016-2017 eğitim öğretim yılını, 15 Temmuz’da gerçekleştirilen darbe girişimi ve sonrasında iktidar eliyle gerçekleştirilen ve darbeci zihniyetten hiçbir farkı olmayan yasa dışı, hukuksuz uygulamaların, kamuda yaşanan kitlesel ihraçların ve açığa almaların gölgesinde, her zamankinden daha zor ve ağır koşullar altında karşılıyoruz.

15 Temmuz darbe girişimini “Allah’ın lütfu” olarak değerlendiren siyasi iktidar kamuda darbecilerle mücadele iddiasıyla geniş bir “cadı avı” başlatmıştır. Söz konusu cadı avının yönü darbe girişimi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan muhalif kesimlere, toplumun örgütlü kesimlerine yönelmeye başlamasıyla birlikte, darbenin başarılı olması halinde ne yaşanacak olanların çoğu, bizzat hükümet eliyle hayata geçirilmeye başlanmıştır.   

İllerde mülki amirler, yandaş okul müdürleri ve yandaş sendika yöneticilerinin işbirliği ile hazırlanan ve eğitim emekçilerinin örgütlü mücadelesini dağıtmayı hedefleyen açığa alma listelerinin ilan edildiği 8 Eylül’den itibaren mücadeleci eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler örnek bir dayanışma sergilemiş, yapılan eylemler, basın açıklamaları ve oturma eylemleri sonucunda ilk olarak Dersim’de açığa alınan eğitimcilerin büyük bölümü görevlerine iade edilmiştir. Görevine iade edilmeyen 85 üyemizin haklarındaki soruşturmanın sürdüğü açıklanmıştır.

Türkiye’de eğitim sisteminin, özellikle AKP hükümeti döneminde, 15 Temmuzda darbeci olarak ilan edilenlerle işbirliği halinde ve iktidarın siyasal hedefleri doğrultusunda biçimlendirildiği bilinmektedir. Eğitimde 4+4+4 düzenlemesiyle daha da belirginleşen eğitimi ve toplumu “tek din, tek mezhep” anlayışı çerçevesinde dinselleştirme uygulamaları, eğitim biliminin en temel ilkelerine, laik-bilimsel eğitim anlayışına açıkça meydan okuyarak hayata geçirilirken, eğitim sistemi sonu görünmeyen bir karanlığın içine çekilmiştir.

MEB, iktidarın ideolojik yönelimleri doğrultusunda çalışmalar yapan dini vakıflar ile çeşitli protokollere imza atarak eğitimi dinselleştirme sürecinde siyasi nüfuzu olan cemaatlere özel görevler vermiştir. 2013 yılına kadar bugün “FETÖ” olarak ifade ettikleri yapı ile iç içe, kol kola yürüyenler, eğitim politikalarının oluşturulmasından uygulanmasına kadar bütün aşamalarda birlikte hareket edenlerin, bugün hiçbir sorumlulukları yokmuş gibi davranması dikkat çekicidir. Oysa darbelere gerçek anlamda karşı olmak, başta inanç sömürüsü olmak üzere, her türlü sömürüye, darbeci zihniyeti besleyen ve ülkeyi dini cemaatlerin faaliyet alanına çeviren tüm politika ve uygulamalara karşı somut tutum almayı gerektirmektedir. 

Geçmişte yaşananlardan gerekli dersler almayan hükümet, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında geçmişte beraber yürüdüğü bir cemaati tasfiye ederken, onların yerine başka cemaatleri ikame ederek yeni darbe girişimlerine zemin hazırlamaktadır. En fazla kontenjan açığı imam hatiplerde olmasına rağmen, darbe girişimi sonrasında el konulan okulların önemli bir bölümünün imam hatibe çevrilmesi, velilerin çocuklarını imam hatiplere göndermesi için kampanyalar yapılması, son olarak Suriyeli sığınmacıların imam hatip okullarına yönlendirilmesi için çalışmalar yapılması darbe fırsatçılığının başka bir yönünü göstermektedir.

Eğitimde yaşanan dinselleştirme uygulamaları, laik-bilimsel eğitimi savunan eğitimcilerin sendikal eylemleri nedeniyle olduğu belli olmasına rağmen, kara propaganda eşliğinde açığa alınmasın velilerin ekonomik koşullarını zorlayarak çocuklarını özel okullara göndermesine neden olmaktadır. Türkiye’de özel okulların oranının yüzde 10’un üzerine çıkmış olması, hükümetin kamusal eğitimi nasıl adım adım özelleştirdiğini görmemiz açısından önemlidir.

Geçtiğimiz yıllar içinde eğitimi hem içerik, hem de biçimsel olarak dini kural ve referanslara göre biçimlendirme uygulamalarında bugüne kadar atılan adımlar, MEB’in gündeminde olan ve kamuoyuna “ders kitaplarının güncellenmesi” olarak açıklanan müfredat değişikliklerinin hangi içerikte ve nasıl olacağını bugünden göstermektedir.

Türkiye’nin eğitim müfredatı, ülkedeki kültürel ve dilsel çeşitliliği ve zenginliği yok sayan, farklı inanç ve kimlikleri dışlayan, piyasanın ihtiyaçlarına yanıt vermeye çalışan, bireyciliği ve özellikle dini değerleri öne çıkaran bir içeriktedir. Yeni müfredat çalışmaları ile bu durumun daha da belirgin hale getirilerek sürdürülmesi,  özellikle ‘dini değerler’ konusunun öne çıkarılması dikkat çekicidir. D

Eğitim biliminin temel ilkelerinden birisi olan anadilinde eğitim hakkının yıllardır bilinçli olarak resmi dil ile karşı karşıya getirerek baskılanması ve yasakçı bir tutumla reddedilmesinin acısını tek kelime Türkçe bilmeden okula başlayan çocuklarımız ve öğretmenleri çekmektedir. Okula yeni başlayan çocuklar açısından ekmek gibi, su gibi zorunlu ve temel bir ihtiyaç olan anadilinde eğitim sorununun kalıcı olarak çözülmesi hem anadili Türkçe olmayan çocuklarımızı hem de eğitim sistemini rahatlatacaktır. Yapılması gereken bilime ve insanlığın gelişimine açıkça meydan okumak anlamına gelen anadilinde eğitim yasağının kaldırılması ve herkesin eşit koşullarda eğitim alması için gerekli somut adımların hayata geçirilmesidir.

Bireycilikle, milliyetçilikle, dini değerler ve rekabet ile yoğrulmuş, bilimsel, sanatsal, estetik yönden sığ, büyük ölçüde dini kural ve referanslara dayanan bir dilin kullanıldığı, resmi dil dışındaki yerel dillerin ve kültürlerin yok sayıldığı ya da dışlandığı bireğitim müfredatının çocuklarımıza, öğrencilerimize verebileceği hiçbir şey yoktur. Laik-bilimsel eğitimin temel işlevi bireylerin kendilerini çocuk yaşlardan itibaren özgürce gerçekleştirmelerine yardım etmektir. Dolayısıyla eğitim programları, yaşamı bir bütün olarak kavramayı hedeflemeli, öğrencilerin çok yönlü gelişimlerine hizmet edecek öğrenme yaşantılarını içeren bir içerikte olmak zorundadır.

Bugüne kadar eğitim müfredatına yönelik bilim dışı müdahalelerin belirgin bir şekilde artması, felsefe-bilim ve sanat derslerinin azaltılması, otizmli ve zihinsel engelli çocuklara zorunlu din dersi getirilmesi, okul öncesi ve ilkokul öğrencilerine yönelik ‘dini değerler eğitimi’ çalışmaları, ders kitaplarında dini söylem ve örneklerin belirgin bir şekilde artması vbgibi uygulamalara ek olarak fizik, kimya ve biyoloji gibi derslerde yapılacak “güncellemelerin” eğitimde yaşanan dinselleştirme uygulamalarını daha da ileriye taşınması hedeflenmektedir.

Eğitim sisteminin iktidar eliyle adım adım dinselleştirilmesi sürecinde, Milli Eğitim Bakanlığı eliyle eğitimde hayata geçirilmek istenen baskıcı ve dayatmacı politikalarına karşı çıkan eğitim ve bilim emekçileri hükümetin öncelikli hedefi olmuştur. En temel sendikal eylemlerimizden zorlama yorumlarla suç üretilmeye çalışılmış, laik-bilimsel eğitim mücadelesi baskı, soruşturma ve sürgünlerle sindirilmeye çalışılmıştır.

Devleti ve eğitim sistemini kendi siyasal-ideolojik çıkarları doğrultusunda yeniden yapılandırmak isteyenler, halk ve emek düşmanı politikalarını hayata geçirirken karşılarında hiçbir örgütlü güç istemedikleri için on binlerce eğitim emekçisini hukuksuz bir şekilde ihraç ederek ve açığa alarak eğitim-öğretime büyük bir darbe vurmuştur. 15 Temmuz sonrasında eğitim alanında yaşananlar, darbecilerle mücadeleden çok, iktidarın kendileri gibi düşünmeyenlere yönelik siyasal bir operasyonudur. Hükümet kendisine muhalif herkesi “terör suçu” ile ilişkilendirerek kamuoyu desteğini arkasına almaya çalışmakta, yıllarca işbirliği yaptığı darbecilerle birlikte işledikleri suçların üzerini örtmek istemektedir.

Gerek Eğitim Sen’in, gerekse üyesi olduğumuz KESK ve uluslararası sendikal örgütlerin Türkiye’de yaşanan ihraçlar ve açığa almalarla ilgili olarak başlattıkları girişimler sürmektedir. Haksız yere ihraç edilen, sendikal eylemler nedeniyle açığa alınan tüm eğitim emekçileri görevlerine dönene kadar bütün gücümüzle hem hukuksal, hem de örgütsel mücadelemizi sürdüreceğimiz bilinmelidir. Bugüne kadar attıkları her adımda, aldıkları her kararda sadece siyasi tasarruflar üzerinden hareket edenler, hukuk önünde er ya da geç hesap vereceklerini ve yaptıkları zulmün yanlarına kalmayacağını çok iyi bilmelidir.

Eğitim Sen, nereden ya da kimden gelirse gelsin, eğitim emekçilerinin örgütlü mücadelesini hedef alan, iktidarın baskıcı ve anti demokratik uygulamalarına zemin hazırlayan her türlü yasa dışı girişim ve saldırının karşısında hukuksal ve örgütlü mücadelesiyle durmayı sürdürecektir. Hukuksuz bir şekilde açığa alınan tüm eğitim emekçilerinin yanında olduğumuz bilinmelidir.

Taleplerimiz;

 

             15 Temmuz darbe girişimi sonrasında kamuda başlatılan hukuksuz ihraçlara, açığa almalara derhal son verilmeli, darbe girişimi ile somut bağlantısı olmayan kamu personeli en kısa sürede görevine başlatılmalıdır.

             Hükümet sendikal eylemleri zorlama yorumlarla suç kapsamına almaktan vazgeçmeli, yasa dışı her türlü girişimden uzak durmalı, sendikal eylemleri nedeniyle açığa alınan tüm eğitim emekçileri, ayrım yapmaksızın en kısa sürede görevlerine iade edilmelidir.

             Hükümet eğitim sistemini uçuruma doğru sürükleyen eğitimi dinselleştirme ve ticarileştirme uygulamalarına derhal son vermelidir. Eğitim sistemini içinden çıkılmaz hale getiren MEB’in başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, bugüne kadar dini vakıf ve cemaatlerle yaptığı tüm ortaklıklar ve imzalanan protokoller iptal edilmeli, laik-bilimsel eğitim karşıtı uygulamalara derhal son verilmelidir.

             Eğitim müfredatında yer alacak bilgi ve değerler, demokrasi karşıtı (dini istismara dayanan, ırkçı, etnik ayrımcı, bölgeci, cins ayrımcı, farklı renk ve kültürleri aşağılayıcı, savaş yanlısı, çevre düşmanı, piyasacı vb) olmamalı, var olanlar çıkarılmalı, müfredat oluşturulurken tek referans bilim olmalıdır. Müfredatta yer alan konu amaç, hedef, öğretim ilke ve yöntemlerinin, kavramların çocukların sosyal ve kültürel gelişim düzeylerine uygun olmalıdır.

             MEB, eğitimde esnek, güvencesiz ve performansa dayalı çalışma uygulamalarının yaygınlaşmasına neden olacak olan sözleşmeli öğretmenlik uygulamasından derhal vazgeçmeli, herkese kadrolu ve güvenceli istihdam sağlanmalıdır.

             Kamuda siyasi kadrolaşma uygulamalarına son verilmeli, kamu istihdamında torpil ile eş anlamlı hale gelen mülakat yerine, liyakat ilkesi benimsenmelidir. Kamu istihdamında hiç kimse siyasi düşünce, inanç ve etnik kimliği nedeniyle ayrımcı uygulamaya tabi tutulmamalıdır.

             Eğitim politikalarının belirlenmesi ve uygulanması sürecinde bugüne kadar benimsenen tekçi, dayatmacı ve dışlayıcı anlayıştan vazgeçilmeli, eğitim sistemi kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkını gözeten bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir “ dedi

Eğitim, 19 Eylul 2016 00:09

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
BARIŞ YILDIZ " DEMOKRASIYI AYAKLAR ALTINA ALMA GİRIŞİMLERİNE ASLA FIRSAT VERMEYECEĞİZ "

BARIŞ YILDIZ " DEMOKRASIYI AYAKLAR ALTINA ALMA GİRIŞİMLERİNE ASLA FIRSAT VERMEYECEĞİZ "

MUHARREM AYI SADECE MATEM DEĞİL AYNI :AMANDA BİRLİK BERABERLİK VE KARDEŞLİK AYIDIR "

MUHARREM AYI SADECE MATEM DEĞİL AYNI :AMANDA BİRLİK BERABERLİK VE KARDEŞLİK AYIDIR "

CHP HEYETİ BASBAĞLARA GİDİYOR

CHP HEYETİ BASBAĞLARA GİDİYOR

MUHALİF BASIN SUSTURULAMAZ

MUHALİF BASIN SUSTURULAMAZ

AĞBABA " ÜRETİCİNİN KASIMA KADAR DAYANACAK GÜCÜ YOK "

AĞBABA " ÜRETİCİNİN KASIMA KADAR DAYANACAK GÜCÜ YOK "

ARAPKİR DE ETKİNLIKLER BİTMİYOR

ARAPKİR DE ETKİNLIKLER BİTMİYOR

BARIŞ YILDIZ DAN MITINGE DAVET " BU SADECE MİTING DEGİL, ADALET İÇİN DIRENİŞTİR "

BARIŞ YILDIZ DAN MITINGE DAVET " BU SADECE MİTING DEGİL, ADALET İÇİN DIRENİŞTİR "

BATTALGAZİ'DE HAFTA SONU DOLU DİZGİN GEÇTİİN

BATTALGAZİ'DE HAFTA SONU DOLU DİZGİN GEÇTİİN

CHP MALATYA'DA GECE MİTİNGİ YAPACAK

CHP MALATYA'DA GECE MİTİNGİ YAPACAK

FİKRİ SAĞLAR " KEMAL KILIÇDAROĞLUNA AÇIK ÇAGRIMDIR

FİKRİ SAĞLAR " KEMAL KILIÇDAROĞLUNA AÇIK ÇAGRIMDIR

OYUNU GÖRMEK VE BİRLİKTE BOZMAK ZAMANI

OYUNU GÖRMEK VE BİRLİKTE BOZMAK ZAMANI

KILIÇDAROĞLU'NA BİR ÇAĞRIDA ALEVİLERDE: BU KİRLİ OYUNU BOZABILIRSINIZ

KILIÇDAROĞLU'NA BİR ÇAĞRIDA ALEVİLERDE: BU KİRLİ OYUNU BOZABILIRSINIZ

BAŞKAN GEÇİT "MUHARREM AYI HÜZNÜN İBADETİN ŞÜKRÜN VE PAYLASMA AYIDIR

BAŞKAN GEÇİT "MUHARREM AYI HÜZNÜN İBADETİN ŞÜKRÜN VE PAYLASMA AYIDIR

BATTALGAZİ BELEDİYESİ GELECEGIN SANATCILARINI YETİSTİRİYOR

BATTALGAZİ BELEDİYESİ GELECEGIN SANATCILARINI YETİSTİRİYOR

BATTALGAZİ BELEDIYESİ GELECEĞİN SANANATÇILARINI YETİSTİRIYOR

BATTALGAZİ BELEDIYESİ GELECEĞİN SANANATÇILARINI YETİSTİRIYOR

Keskin " Muharrem ayı sabrın teslimiyetin ve kardeşliğin zamanıdır "

Keskin " Muharrem ayı sabrın teslimiyetin ve kardeşliğin zamanıdır "

CHP İL BAŞKANI BARIŞ YILDIZ " MUHARREM AYI KERBELA ADALET VE DİRENİŞİN EVRENSEL SEMBOLÜDÜR"

CHP İL BAŞKANI BARIŞ YILDIZ " MUHARREM AYI KERBELA ADALET VE DİRENİŞİN EVRENSEL SEMBOLÜDÜR"

BATTALGAZİ BELEDİYESİ AİLE YILINA YÖNELİK ETKİNLİKLERİNİ SÜRDÜRÜYOR

BATTALGAZİ BELEDİYESİ AİLE YILINA YÖNELİK ETKİNLİKLERİNİ SÜRDÜRÜYOR

YEŞİLYURT BELEDİYESİNDE PARKLARA " YAZ" DOKUNUŞU

YEŞİLYURT BELEDİYESİNDE PARKLARA " YAZ" DOKUNUŞU

MEDYA DAYANIŞMA GURUBU: " GAZETECİLIK SUÇ DEĞİLDİR " FATİH ALTAYLININ TUTUKLANMASI GAZETECILIGE VE DÜŞUNCEYE AĞIR DARBEDİR

MEDYA DAYANIŞMA GURUBU: " GAZETECİLIK SUÇ DEĞİLDİR " FATİH ALTAYLININ TUTUKLANMASI GAZETECILIGE VE DÜŞUNCEYE AĞIR DARBEDİR

İL İL TESLİM EDİLEN KONUT VE İŞ YERİ SAYISI

İL İL TESLİM EDİLEN KONUT VE İŞ YERİ SAYISI

TSO BASKAN YARDIMCISI BASRİ ILHAN " KURU KAYSIDAKİ ÐÜŞÜS TÜM ÜLKEYİ İLGİLENDİRİYOR "

TSO BASKAN YARDIMCISI BASRİ ILHAN " KURU KAYSIDAKİ ÐÜŞÜS TÜM ÜLKEYİ İLGİLENDİRİYOR "

CÜBBELİ AHMET ZİRAI DON OLAYINI " ZİNAYA " BAĞLADI CHP DEN TEPKİ GELDİ " MALATYALILARDA ÖZÜR  DILESİN "

CÜBBELİ AHMET ZİRAI DON OLAYINI " ZİNAYA " BAĞLADI CHP DEN TEPKİ GELDİ " MALATYALILARDA ÖZÜR DILESİN "

YEŞİLYURT TA YOLLARI BAŞTAN AŞAĞI  YENİLENİYOR

YEŞİLYURT TA YOLLARI BAŞTAN AŞAĞI YENİLENİYOR

T.Ö.T MERKEZİN AVRUPA’DA UMUTSUZ VAKASINI HAYATA DÖNDÜRDÜ

T.Ö.T MERKEZİN AVRUPA’DA UMUTSUZ VAKASINI HAYATA DÖNDÜRDÜ

YILDIZ " KÜRECİK RADAR ÜSSÜ DERHAL KAPATILMALI

YILDIZ " KÜRECİK RADAR ÜSSÜ DERHAL KAPATILMALI

GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR

GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR

CHP MALATYA İL  ÖRGÜTÜ FERDİ  ZEYREK İÇİN ANMA PROGRAMI DÜZENLEDİ

CHP MALATYA İL ÖRGÜTÜ FERDİ ZEYREK İÇİN ANMA PROGRAMI DÜZENLEDİ

CHP DE GELENEKSEL BAYRAMLASMAYA YOGUN İLGİ

CHP DE GELENEKSEL BAYRAMLASMAYA YOGUN İLGİ

ŞEHİR SEL VEE DOLUYA TESLİM OLDU ALT YAPI SINIFTA KALDI.

ŞEHİR SEL VEE DOLUYA TESLİM OLDU ALT YAPI SINIFTA KALDI.

27.OLAGAN GENEL KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ

27.OLAGAN GENEL KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ

AĞBABA " TARSİM DAHA NEYİ BEKLİYOR "

AĞBABA " TARSİM DAHA NEYİ BEKLİYOR "

YEŞILYURT BELEDİYESİ  YETİM  ÖKSÜZ, İHTIYAÇ SAHİPLERİ İÇIN  " KURBAN BAĞIŞ " HİZMETİ BASLATTI

YEŞILYURT BELEDİYESİ YETİM ÖKSÜZ, İHTIYAÇ SAHİPLERİ İÇIN " KURBAN BAĞIŞ " HİZMETİ BASLATTI

ÇGD GENEL BASKANI KIVANÇ EL GÜVEN TAZELEDİ

ÇGD GENEL BASKANI KIVANÇ EL GÜVEN TAZELEDİ

SADIKOĞLU TOBB EKONOMİK ŞURASINA KATILDI

SADIKOĞLU TOBB EKONOMİK ŞURASINA KATILDI

DÖNUSÜM SÜRESİNCE KDV MALATYA DA %20 ISTANBULDA %1

DÖNUSÜM SÜRESİNCE KDV MALATYA DA %20 ISTANBULDA %1

BAŞKAN ER DEN ŞOK AÇIKLAMA " BIZE 160 MILYON BORCLU "

BAŞKAN ER DEN ŞOK AÇIKLAMA " BIZE 160 MILYON BORCLU "

BARIŞ  YILDIZ "GİZLİ TANIĞA GEREK YOK SAMİ ER AÇIK TANIK

BARIŞ YILDIZ "GİZLİ TANIĞA GEREK YOK SAMİ ER AÇIK TANIK

MEHMET FENDOGLU NUN SAĞLIK  DURUMU NASIL?

MEHMET FENDOGLU NUN SAĞLIK DURUMU NASIL?

HIKMET ÇETİN " ECEVİT'TEN SONRA CHP NE BOYLE BİR GENEL BASKAN GELMEDİ "

HIKMET ÇETİN " ECEVİT'TEN SONRA CHP NE BOYLE BİR GENEL BASKAN GELMEDİ "