Malatya Demokratik Kadın Platformu, üst üste yaşanan kadın cinayetlerine karşı tepki göstermek amacıyla Merkez Postane önünde basın açıklaması düzenledi.

              Malatya büyük posta hane önünde yapılan basın açıklamasını platform adına Seda Uçar okudu.

             Konu ile ilgili “ İstanbul Sözleşmesi’nin 20 Mart 2021’de Cumhurbaşkanı kararıyla feshinin ardından resmi rakamlara göre 140 kadının öldürüldüğünü ve onlarca kadının şüpheli şekilde ölü bulunduğunu söyleyen Uçar, "Son olarak, geçen yıl 3 Haziran’da Aleyna Çakır adını kullanan Sema Esen’in ölü bulunmasıyla ilgili soruşturmada gözaltına alınıp serbest bırakılan Ümitcan Uygun, tahliye olduktan 2 hafta sonra, 3 Ağustos’ta bu kez Esra Hankulu’nun ölü bulunmasıyla ilgili gözaltına alındı. Sonra da tutuklandı" dedi.

               Uçar, "Biz kadınlar, hafta sonu diyerek telefon sinyaline bakmayan polisi de cezasızlık politikalarıyla katilleri cesaretlendiren yargıyı da İstanbul Sözleşmesi’ni feshederek kadın katillerini teşvik eden devleti de Azra’yı katleden Mustafa Murat Aydın’ı da tanıyoruz, biliyoruz.

               Her gün katledilen kadınların hikâyelerini okuyoruz. Uygulanmayan koruma kararlarını, polisin kadına yönelik şiddet yanlısı hareketlerini biliyoruz. İyi hal indirimlerini, kapatılan dosyaları, karartılan delilleri, korunan failleri biliyoruz. Biz bunları Nadira’dan, Gülistan’dan, Emine Bulut’tan, Yeldana’dan, Fatma Şengül’den biliyoruz.

               Evde, sokakta, kampüslerde, iş yerlerinde şiddete maruz kalan biz kadınlar, failleri cezasız kalan biz kadınlar, Emine Bulut için, Pınar Gül tekin için, İstanbul Sözleşmesi için nasıl sokakları doldurduysak bugün de sokaklardayız. Çünkü erkek şiddetinin münferit olmadığını biliyoruz; çünkü kadın cinayetlerinin politik olduğunu biliyoruz. Kadına şiddetin teşvik edildiğini biliyoruz" dedi.

             İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasının kadına şiddetin ve kadın cinayetlerinin önünü açtığını söyleyen Uçar, "İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıranların; yargıya erkekleri korumaya, aklamaya devam edin dediğini, erkeklere, ‘eşit değilsiniz’ diyerek bizi baskıya, şiddete açık hale getirdiklerini biliyoruz.

               Yargısıyla, polisiyle, medyasıyla bu iktidarın erkek egemenliğini güçlendirmeye çalıştığını görüyoruz. Biz kadınlar tüm bunlara karşı isyandayız, sokaktayız.

              Günlerdir ormanların, hayvanların katledilmesine seyirci kalan, ırkçı ve faşist saldırıları körükleyerek cinayetleri işleten ve sessiz kalan, aynı gün içinde 2 kadın katledilirken sessiz kalan iktidar bu cinayetlerin sorumlusudur.

               İtaat eden, susan, cezasızlık politikalarınızla her gün sindirmeye çalıştığınız ürkek kadınlar olmayı hiçbir zaman kabul etmedik, etmeyeceğiz.

             Sokaklarımızda yeniden özgürce yürüyecek, katlettiğiniz ormanlarımızı yeşertecek ve özgürce koşacağız. Hayatlarımızdan ve haklarımızdan vazgeçmiyoruz!" dedi