Fikri Sağlar
[email protected]

Kriz var (1)! ve..........Kriz var (2)!

21 Ağustos 2020 09:04

 

 

Değerli dostum Ankara Milletvekili Erol Ağagil tatilde okumam için çok ilginç bir kitap hediye etti.

         Jared Diamond’un yazdığı “Yükseliş” adlı kitap, krizdeki ulusların düzlüğe çıkışlarındaki dönüm noktalarını anlatıyor.

         Diamond; bugünün dünyasında bizzat yaşadığı 5 ülke de dâhil, dünyanın farklı coğrafyasında ve ayrı toplumsal kültürlere sahip 7 ülkenin yaşadığı krizleri ve bu krizlerden çıkış yöntemlerini kaleme almış.

          Bireysel krizleri anlatmış ve bu krizlerin tek başına çözülmesinin bazen ulusal krizlerden çok daha zor olduğunu açıklamış.

          Karşılaştırmalar sonrasında ulusal kriz çözümünün bireysel krizlere göre toplumsal çözüm alt yapılarının olması nedeniyle daha kolay gibi göründüğü, ancak kullanılan yöntem ve kurumların hantal ve ağır işleyen mekanizmalar olmasından dolayı krizlerin uzunca bir zaman aldığına işaret ediyor...

         Hatta ulusal çözüm ve etkilerinin bazen bireysel çözümlerden çok daha uzun zaman aldığını ve de istenilen sonuca ulaşmadığını örneklerle anlatıyor.

 

***

        Diamond diyor ki; “Ulusal krizlerin bireysel krizlerle benzerlik göstermeyen özellikleri açıkça görülür. Çünkü ulusların lideri vardır.

        Tarihçiler genellikle ulusların gidişatının değişmesinde liderlerin rolünün ne denli etkili olduğunu araştırırlar!

         Bu tartışma sürerken ulusların sahip olduğu ekonomik ve siyasal gücüne bakmazlar! Ulusun yapısı irdelenmediği için krizlerden doğru ve etkili ders çıkarmak çokça mümkün olamaz!”

***

Evet, krizler bazen bireyin, ulusun hatta dünyanın yaşamını değiştirebiliyor.

         Örneğin; Almanya’da nasyonal sosyalizmden faşizme dönme yollarını hazırlayan Hitler, 1930’da geçirdiği araba kazasında ölmüş olsaydı 2. Dünya Savaşı olur muydu?

           Ya da Mustafa Kemal Atatürk’ün emperyalistleri durdurduğu Çanakkale Savaşı sırasında üniformasının iç cebindeki saati olmasaydı ve şarapnel parçasını o saat engellemeseydi Türkiye Cumhuriyeti kurulabilecek miydi?

Bu durum kader midir? Belki böyle yorumlanabilir!

Ancak yaklaşan krizlerden çıkış anları olduğu bir gerçektir…

         Görülmektedir ki, ortaya çıkan krizleri gören ve bu krizlerden kendi ya da ülkesi adına ders çıkaran liderlerin varlığı ulusal gidişatın yönünü belirleyen gücü oluşturuyor!

 

***

Günümüze dönelim.

       AKP iktidarı ve tüm tayfası, medyasıyla, devletin kurumlarıyla koro halinde demokratların ABD Başkan Adayı Joe Biden’ın SEKİZ AY önce söylediği bir sözü ülke krizi haline getirdiler! Tekrar ediyorum 8 ay önceki sözlerini!

Biden ne demiş?

        “Seçilirsem Türkiye’de muhalefeti destekleyip darbe ile değil seçimle iktidarı devireceğim” demiş!

Söyleşisinde Türkiye’nin demokrasiden uzaklaştığını da belirten sözler söylemiş.

Evet, Biden’ın haddi ve hakkı olmayan bu sözler doğrudan AKP’yi rencide edebilir!

         ABD gibi emperyalist bir ülkenin bu güne kadar Türkiye üzerindeki oyunlarının itirafı olarak da görülebilir!

        AKP’nin Türkiye’de insan hakları, özgürlükler ve laik demokrasiyi yok ettiği için Obama’nın beysbol sopası gösteriminin devamı da olabilir!

 

***

 

        Peki, 8 ay önce söylenen bu söz neden bugün getirilip de ülkede yeni bir kriz yaratılıyor.

ABD Başkan adayı Joe Biden bu söyleşiyi, 16 Aralık 2019’da New York Times’la yapıyor. Söyleşi görüntülü ve yazılı olarak 17 Ocak 2020’de NYT’in internet sitesinde tekrar yayınlanıyor.

       O günden sonra ne Türkiye’nin ABD Büyükelçiliği’nden, ne AKP iktidarından ne de muhalefetten kınayan tek bir ses çıkmıyor...

 

“Bağımsızlık, hadsizlik, sen kimsin be!” sözleri hiç edilmiyor…

Şimdi ne oldu da bu sözler hatırlandı?

Çünkü dolar çılgınca yükseliyor…

***

Peki, Trump’ın Erdoğan’a Suriye konusunda gönderdiği mektup ne oldu?!

Tarihçiler ve diplomatların şaka mı diye sordukları rezil mektup!

        Ne yazmıştı Trump; “Eğer bu işi doğru ve insani bir şekilde yaparsanız tarih de sizi iyi yazar. Eğer iyi şeyler olmazsa, sizi sonsuza dek hep bir şeytan olarak görürler. Sert adamı oynama. Aptallık etme! Seni sonra arayacağım” demişti...

 

O zaman AKP tayfasından çıt çıkmamıştı.

Çünkü aynı Trump; “Erdoğan ailesinin mal varlığının araştırılmasını da istemişti!”

 

***

Görüldüğü gibi bazen bireysel krizler ulusal krize dönüşüyor.

Yani lideri kriz yaratan şanssız ülkelerde var!

**************************

Kriz var(2)!

 

       Geçen yazımda Jared Diamond’un “Yükseliş” kitabında “kişisel ve ulusal krizlerle” ilgili düşüncelerinden hareketle, yaşadığımız zamanda “ ulusal krizlerle kişisel krizler arasında çözüm farkın en önemli etkeninin lider” olduğunu yazmıştım.

         Liderler, krizlerin çözüm gücü oldukları kadar örgüt ya da ulusal büyüklükteki krizlerin doğrudan tek nedeni de olabilirler!

***

Önceki yazımda AKP Genel Başkanının kişisel kaprisleri nedeniyle ülkeyi sürüklediği krizlerden örnekler vermiştim...

Bugünde muhalefetten örnek vermek isterim.

         CHP’nin 37. Kurultayının ülke beklentilerine cevap verememesi, hiçbir proje sunamaması, kısır çekişmelerin girdabından kalması ve de en önemlisi düzeni değiştirme doğrultusunda bilerek umut olmaktan kaçması gerçek CHP’lileri bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı!

         Hiçbir heyecan yaratmayan Kurultay, bir de halkla alay eder gibi “iktidar Kurultayı” diye pazarlanmak istenince toplum müthiş tepki gösterdi.

***

CHP’liler, partiyi misyon ve ilkelerinden ayıran son on yıllık yönetimi doğal olarak eleştirdiler.

CHP’nin sol bir parti olmaktan çıktığını ilkelerinden vazgeçtiğini dile getirdiler.

         Özellikle hem CHP’nin 6 ilkesinin en önemlisi, hem de evrensel temel ilkeler çerçevesinde demokrasi, insan hakları, eşitlik, şeffaflık, yurttaşlık, adil paylaşım ve barış gibi çağın geliştirdiği ve yerleştirdiği tüm kavramları var eden LAİKLİĞİN yönetimce yok sayılması partide infial yarattı!

           “Ayasofya Camii açılışı bir oyundur” diyerek hilafet çığlıkları atılışını dahası, Atatürk’e yapılan hakaret ve lanetlemeye kulak tıkanmasını sadece CHP’liler değil, laik demokrasi ve çağdaş Cumhuriyete inanmış yurttaşlar da tepki gösterdi...

 

***

        Ekonomiyi çökerten, demokrasiyi askıya alan, yargıyı ele geçiren, eğitimi dine bağlayan, devleti sosyal olmaktan çıkaran ve Hilafete yürüyen tek adam rejimi, Kılıçdaroğlu zamanında kabul edildi.

         Mühürsüz zarf ve oy pusulaları kullanılmasını nedeniyle AGİT tarafından hileli olduğu açıklanan rejim değiştiren referandum Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıyla meşruiyet kazandı.

Bunun üzerine Erdoğan balkon milletle adeta alay eder gibi “atı alan Üsküdar’a geçti” Dedi.

        Kısaca 10 yıldır Kılıçdaroğlu’nun uyguladığı yanlış, içeriksiz ve çekingen politikalar sayesinde laik demokrasi yerine ılımlı İslam düzenine doğru Türkiye evirildi.

 

***

        Dile getirilen eleştiriler sonrasında Muharrem İnce’nin bir hareket başlatması ve bu harekete yönetimin verdiği cevap ile Kılıçdaroğlu’nun Cumhuriyet Gazetesinde yaptığı söyleşi CHP içinde yeni bir krizin ortaya çıkmasına neden oldu

 

***

        CHP’lileri rencide eden ilk açıklama Genel Merkezin 2018 seçimlerinde milletvekili adaylarını belirleme ölçütü” kazanma potansiyelidir. Bu potansiyel de yapılan anketler ile belirlenmiştir” sözünün partinin her kademesinde infial yaratmasıdır.

         Çünkü herkes biliyor ki, dokunulmazlıkların oylamasında, Gül’ün CB adaylaştırılmasında, Tüzük Kurultayında doğru tavır alanları Genel merkez garip ve karmaşık duygularla tekrar aday yapılmadı. Oysa bu kişiler daha önce partinin tüm üyeleri tarafından seçilmiş ve kazanma potansiyeli yüksek olan kişilerdi.

Bu nedenle daha çok kazanılacak yerlerde kayıplar oluştu.

Örneğin Mersin. Daha önce 11 milletvekilinin 4’ü CHP’li iken, milletvekili sayısı 13’e çıkmasına rağmen kazanılan sayı 3’de kaldı!

Nitekim bu açıklamanın yanlış olduğunu Kılıçdaroğlu daha sonra dile getirdi.

 

***

Kılıçdaroğlu Cumhuriyet gazetesine verdiği röportajda;

“Abdullah Gül’den neden bu kadar korkuyorlar?”

“Ekmeleddin Beyi yeteri kadar anlatamadık. Saygınlığı konusunda bugün de bir şüphemiz yoktur” diyor.

 

***

Arşivler duruyor.

       2014 yılı Cumhurbaşkanı seçimi için Kılıçdaroğlu, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Bahçeli’ye önerdiğini makam kapısında basına açıklıyor. Yani İhsanoğlu, CHP’nin CB. Aday önerisi olarak tarihe geçiyor.

Bir tek CHP’li tanımazken Ekmeleddin İhsanoğlu nereden çıktı?

       O seçimlerde neden kökten Laik Demokratik Cumhuriyete karşı çıkan bir aday gösterildi??? Ekmeleddin İhsanoğlu’nun 2018 seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’a oy verdiğini söylemesi de işin başka garip noktası!

CHP’liler Gül’den korkmuyor. 2. Ekmeleddin vakasından korkuyor!

Peki, Kılıçdaroğlu niye Gül’ü ya da sağdan bir aday belirlemek istiyor?

Bu direnciyle kendi partisine saygısızlık etmiyor mu?

Kaldı ki; son kurultayda Parti Meclisi olası sağcı çatı adaylığına göre düzenlendi…

Abdullah Gül’ün CB adaylığı için “olmayacak” demesi gerekirken;

“Neden bu kadar korkuyorsunuz Abdullah Gül ‘den” diye soran bir CHP Genel Başkanına ne demeli…

 

***

       Gazeteci: “Ayasofya açılışında çok tepki göstermemekle eleştirildiniz. Orada hedef gösterilmiş Atatürk’e sahip çıkmadığınız dahi söylendi. Sahiden de çok yüksek sesli bir tepki vermediniz” sorusuna

      Kemal Kılıçdaroğlu; “Ayasofya için tepki vermediğimiz için bizi eleştirenler kim, kim Allah aşkına? Ciddiye alınamayacak kadar ülke gerçekliğinden kopmuş, küçük bir grup.”

Bu yanıta ne demeliyiz; CHP gerçekliğinden kopmuş bir genel başkandan başka!

 

***

       Siyaset bilimci Yelda Aksöz diyor ki; Yıllardır AKP ve kadroları CHP seçmenine, üyelerine “kantin solcusu, rakı masasından kalkmayanlar, azınlık” vb. sözlerini söylerken; CHP tarihinde ise ilk defa bir yönetici AKP ağzıyla kendi seçmenine, üyelerine bu cümleleri sarf etti. Bu utanç hiç unutulmasın.

 

***

Duayen Siyasetçi Kemal Anadol; “Gardırop Atatürkçülüğü güven partisi ve Kenan Evren’le birlikte tarihe karışmıştır. Yerine Kılıçdaroğlu’nun çekingen Atatürkçülük teorisi gelmiştir” diyor!

 

Sözünü dikkate almalıyız!

 

***

Anlaşılan o ki, liderlerin yarattığı kriz bazen uzun süre çözülemiyor.

Demem o ki; lideri doğru seçmeliyiz!

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

Millet İttifakı ve Trabzon…
31 Ocak 2023 09:04

Uğur Mumcu ve Müjdat Gezen’i anmak…
24 Ocak 2023 09:04

Erdemli olmak…
17 Ocak 2023 09:04

Bekir Ödemiş/Liyakat başarıdır...
12 Ocak 2023 09:04

Kararlı ve cesur olmak
05 Ocak 2023 09:04

Çağdaşlık mı? çadır mı?
22 Aralık 2022 09:04

Değişmesi gereken anlayış!
20 Aralık 2022 09:04

Yalan olan bir bütçe!
15 Aralık 2022 09:04

Su akar biz bakarız (mı?)
14 Aralık 2022 09:04

Ne olacak halimiz!
09 Aralık 2022 09:04

Bu düzen değişmeli!
06 Aralık 2022 09:04

Oyun içinde oyun!
01 Aralık 2022 09:04

Şimdi birlikte değiştirme zamanı!
29 Kasım 2022 09:04

Trajikomik!
24 Kasım 2022 09:04

Birlikte değiştireceğiz!
22 Kasım 2022 09:04

Yaşama sevincimizi yok ediyorlar!
15 Kasım 2022 09:04

Müftüoğlu, Bediz, Genç ve kaybettiklerimizin kemiklerini sızlatmayın!
08 Kasım 2022 09:04

Misyon ve vizyon!
01 Kasım 2022 09:04

Hataların getirdiği son durum!
27 Ekim 2022 09:04

RTÜK medyayı susturamayacak
20 Ekim 2022 09:04

AKP için insanın ve zamanın değeri yok!
18 Ekim 2022 09:04

Roboski/Uludere Katliamı!
13 Ekim 2022 09:04

AKP, Alevilerden oy beklemesin!
11 Ekim 2022 09:04

Beklenen oldu!
07 Ekim 2022 09:04

Birlikte olmak umuttur!
05 Ekim 2022 09:04

Umudun adı soldur!
29 Eylul 2022 09:04

Durum kötü ama umut var!
27 Eylul 2022 09:04

Alevi çalış tayı ülkenin önünü açıyor!
23 Eylul 2022 09:04

Kimden yanasınız?
20 Eylul 2022 09:04

Hukuk devleti olmaktan çıkılırsa...
16 Eylul 2022 09:04

Hırsızın yanında olmak!
13 Eylul 2022 09:04

Hırsızın yanında olmak!
10 Eylul 2022 09:04

Geçmişten geleceğe!
31 Ağustos 2022 09:04

Alevileri aldatamazsınız!
16 Ağustos 2022 09:04

Biz neyiz?
12 Ağustos 2022 09:04

Ülkemizi çöplüğe çevirdiler!
04 Ağustos 2022 09:04

Mersin, rant kavganıza izin vermeyecek!
02 Ağustos 2022 09:04

Mersin’e gönül verenler, Mersin’in gerçek sahipleridir!
28 Temmuz 2022 09:04

İkircikli davranış ülkeye zarar veriyor!
01 Temmuz 2022 09:04

Vahim!
28 Haziran 2022 09:04

Tehlike kapıda! Bedelini AKP ödeyecek!
22 Haziran 2022 09:04

Erdoğan erken seçim startını verdi!
14 Haziran 2022 09:04

Zamlar, pahalılık TELE 1 ve gerçekler!
10 Haziran 2022 09:04

Erdal İnönü bulunmaz bir insandı
07 Haziran 2022 09:04

Talimatla Adalet(!) - 2
03 Haziran 2022 09:04

Talimatlı adalet(!)
31 Mayıs 2022 09:04

YOZLAŞMA DEVAM EDİYOR
26 Mayıs 2022 09:04

Maltepe Mitingi umut yarattı!
24 Mayıs 2022 09:04

Kılıçdaroğlu ve SADAT!
20 Mayıs 2022 09:04

“Artık yeter”deme zamanı!
10 Mayıs 2022 09:04

Katliam sanıkları!
28 Nisan 2022 09:04

Mersin İleri İlkokulu
27 Nisan 2022 09:04

İnandırıcı olunmalı!
14 Nisan 2022 09:04

Kime hizmet ediyorlar?
12 Nisan 2022 09:04

Seçim yakın!
08 Nisan 2022 09:04

Vahşet ve ekonomi!
05 Nisan 2022 09:04

Emperyalistlerin oyununa gelinmemeli!
31 Mart 2022 09:04

Tehlike var!
30 Mart 2022 09:04

Gitmeleri şart oldu!
24 Mart 2022 09:04

İnsanlığa yakışan barıştır!
17 Mart 2022 09:04

Hekimlerin eyleminden ders çıkarılmalı!
15 Mart 2022 09:04

Yeter artık! Bunlar zeytine de düşman!
10 Mart 2022 09:04

Barışın güvencesi kadındır!
08 Mart 2022 09:04

Montrö Antlaşması ve enerji savaşları
24 Şubat 2022 09:04

Sanat ve siyaset!
22 Şubat 2022 09:04

KÖTÜ KOKULAR GELİYOR!
10 Şubat 2022 09:04

Gerçek görüldü
08 Şubat 2022 09:04

Yine bir ocak ayı!
07 Şubat 2022 09:04

İBB korkusu (1)
20 Ocak 2022 09:04

Umut 2022’de!
31 Aralık 2021 09:04

Yurttaşı soydular!
28 Aralık 2021 09:04

AİHM’i tanımayanlar zamanı gelince hesap verirler!
16 Aralık 2021 09:04

Prekarya?
09 Aralık 2021 09:04

Mersin Mitingi!
07 Aralık 2021 09:04

Seneye bugün!
02 Aralık 2021 09:04

Yine de umut var!
25 Kasım 2021 09:04

Dünya tehlikede; bizimkiler hâlâ magazinsel siyasette!
16 Kasım 2021 09:04

Atatürk hep var olacak ama ona düşmanlık yapanlar unutulacak!
11 Kasım 2021 09:04

Korkmayacak, sinmeyecek! Bu oyuna gelmeyecek!
09 Kasım 2021 09:04

Hep önce iyi insanlar ölüyor…
02 Kasım 2021 09:04

Pes artık!
25 Ekim 2021 09:04

Rejim tartışmalarında sol partiler nerede?
10 Ekim 2021 09:04

Barış istiyoruz!
05 Ekim 2021 09:04

Barış istiyoruz!
30 Eylul 2021 09:04

Tutum Belgesi yeni bir umut oldu
28 Eylul 2021 09:04

Afganistan Türkiye’ye örnek mi?
17 Ağustos 2021 09:04

Yeter artık!
10 Ağustos 2021 09:04

Ülke yanıyor, rant peşindekiler avuçlarını ovuşturuyor!
05 Ağustos 2021 09:04

Yangın halkın içinde Erdoğan keyif çayı içiyor!
03 Ağustos 2021 09:04

Günü geçiştirmek!
29 Temmuz 2021 09:04

Hâlâ umut var!
27 Temmuz 2021 09:04

Etik mi, yasa mı?
22 Temmuz 2021 09:04

Geleceğin mirasını yiyenlere ne denir?
09 Temmuz 2021 09:04

Perhiz ve turşu!
06 Temmuz 2021 09:04

Korkmayın, susmayın, kirliliğe itiraz edin!
01 Temmuz 2021 09:04

Bunlar iyi günlermiş!
28 Haziran 2021 09:04

Peker olayının düşündürdükleri…
16 Haziran 2021 09:04

Yolun yarısı!
09 Haziran 2021 09:04

Peker’in ifşaları ve İstanbul Arkeoloji Müzesi!
03 Haziran 2021 09:04

Kirleniyoruz çünkü…
25 Mayıs 2021 09:04

Denizler ölmez!
18 Mayıs 2021 09:04

Denizler ölmez!
06 Mayıs 2021 09:04

Yaşam zorlaştı!
04 Mayıs 2021 09:04

Yazık ki ne yazık!
29 Nisan 2021 09:04

Eyyamcılıktan vazgeçilmeli!
27 Nisan 2021 09:04

KKTC’nin hatırlattığı Pir Sultan ve Giordano Bruno!
22 Nisan 2021 09:04

AKP/MHP iktidarı bitiyor…
19 Nisan 2021 09:04

Sanki uyuşturulduk!
01 Nisan 2021 09:04

Sanki uyuşturulduk!
01 Nisan 2021 09:04

Nazire olsun!
25 Mart 2021 09:04

Meclis yara aldı!
19 Mart 2021 09:04

Parsel Parsel!
16 Mart 2021 09:04

Kadın yaşamın kendisidir!
09 Mart 2021 09:04

Son DEV – GENǒ li
03 Mart 2021 09:04

Laf ve para!
25 Şubat 2021 09:04

Yozlaşmış siyaset
19 Şubat 2021 09:04

Tehlike var!
16 Şubat 2021 09:04

SHP, CHP’nin içinden çıkmadı! O gerçek sol partiydi
11 Şubat 2021 09:04

Yolun sonu göründü!
05 Şubat 2021 09:04

Unutturmayalım!
02 Şubat 2021 09:04

Aç olan seçmen iktidarı devirir!
28 Ocak 2021 09:04

Akkuyu patlamasının düşündürdükleri…
21 Ocak 2021 09:04

Türkiye'nin geldiği nokta ve Şahin Aybek…
14 Ocak 2021 09:04

Cahiliye çağında yaşayanlar!
07 Ocak 2021 09:04

Kim değersiz?!
29 Aralık 2020 09:04

Gaf mı? Gerçek düşünce mi?
24 Aralık 2020 09:04

Niyet!
22 Aralık 2020 09:04

Tankın altında kalanlar!
17 Aralık 2020 09:04

Altında ne var?
15 Aralık 2020 09:04

Fikri iktidar!
11 Aralık 2020 09:04

Ali Cem Köroğlu’nu kim öldürdü?
08 Aralık 2020 09:04

Vahim çağrışım!
03 Aralık 2020 09:04

Saygınlığı yok eden üslup!
30 Kasım 2020 09:04

Vahim dönemeç!
26 Kasım 2020 09:04

Çakıcı’ nın yaptıkları!
19 Kasım 2020 09:04

Yorulduk!
17 Kasım 2020 09:04

Deprem!
03 Kasım 2020 09:04

Bugün en büyük bayramımız Sevinçle kutla!
30 Ekim 2020 09:04

Siney-i Millet!
16 Ekim 2020 09:04

Hukuk guguk oldu!
06 Ekim 2020 09:04

Müsaadenizle!
15 Eylul 2020 09:04

İşte size bir model!
16 Ağustos 2020 09:04

CHP Kurultayı
30 Temmuz 2020 09:04

Umut etmek istiyorum!
21 Temmuz 2020 09:04

Şanssız ülke!
13 Temmuz 2020 09:04

Madımak şehitlerini anarken!
04 Temmuz 2020 09:04

Pes yani!
01 Temmuz 2020 09:04

Barışın yolu adalettir
24 Haziran 2020 09:04

Düzeni değiştirmek
21 Haziran 2020 09:04

Geride kalanlar Allah’a emanet
16 Haziran 2020 09:04

Hâlâ göremedik!
09 Haziran 2020 09:04

Hesap soracak var mı?
07 Haziran 2020 09:04

Düzeni değiştirmek
05 Haziran 2020 09:04

Böyle siyaset olur mu?
31 Mayıs 2020 09:04

Tüm Yazılar