Prf. Dr. mesut parlak
[email protected]

SANDIĞA GİTMEDEN ÇÖZÜLMEZ!

08 Haziran 2022 11:59

    Ülke sanki günlük güneşlik, her şey yolundaymış, yokluk, yoksulluk yokmuş, insanlar intihar etmiyor, yatağa aç girmiyormuş gibi “Yüreğin varsa bay Kemal, adaylığını açıkla” diye yollara döküldünüz.

    Ülke sanki günlük güneşlik, her şey yolundaymış, yokluk, yoksulluk yokmuş, insanlar intihar etmiyor, yatağa aç girmiyormuş gibi “Yüreğin varsa bay Kemal, adaylığını açıkla” diye yollara döküldünüz.

 

 

Sayın Erdoğan ve AKP’nin Kıymetli Kalem şorları;

       

             AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan durup durup “ Çık karşıma Kılıçdaroğlu. Yürekli ol, adaylığını açıkla” diye esip gürlüyor. Önce siz seçim tarihini açıklayın da, Millet ittifakı adayını açıklar.

Ayrıca, neden millet ittifakı adayı sizi bu denli ilgilendiriyor?

             Kardeşim, siz muhalefetin adayını bırakın da ülkedeki ekonomik yangını söndürün. Son 30 yılın en yüksek enflasyonu ortada. Halk perişan, vatandaş market konteynerleri karıştırıp açık pazar artıklarını toplarken siz bay Kemal adaylığını açıkla diyorsunuz.

            TÜİK bürokratları şaşkın! Bir türlü, gerçek enflasyonu açıklama cesaretini gösteremiyorlar. Sizin istediğiniz enflasyon rakamları açıklanmıyor diye ya bürokratlar görevden alınıyor, ya da onlar istifa ediyorlar.

               Sayın Erdoğan; Unutmayın ki orası altılı masa. Ortada ortak akıl var. Her konu enine, boyuna tartışılıp kararlar alınıyor. O masa, sizin tek başınıza kararlar vererek yönettiğiniz ülkeye benzemez. Oradaki slogan nedir, biliyor musunuz? “TEK YOL DEMOKRASİ”.

 

Sayın Erdoğan; Hatırlar mısınız?

 

               Sayın Kılıçdaroğlu size yıllardır “İstediğiniz TV kanalında, yanınıza da istediğiniz danışmanlarınızı alın ben tek başıma geleceğim tartışalım” diyor. Ama o davete bir gün olsun evet demediniz, diyemediniz. Ama bakın, şimdi Cumhurbaşkanlığı adaylığı için yağıp gürlüyorsunuz.

            Şimdi tam zamanı. Sayın Kılıçdaroğlu’na ”Bay Kemal şu tarihte A TV’de halkın karşısına çıkıp tartışalım. El mi yaman, bey mi yaman, tüm halk görsün@ diyebiliyor musunuz? Diyemezsiniz !!!

              İşte ekran, çıkın tartışın da görelim!!! Karşılıklı tartışacağınız bu program, öyle  yandaş TV’ler de ve grup toplantılarında atıp tutmaya benzemez.

 

Yürek ister, yürek !!!

 

             Şu anda, inanılmaz yokluk ve yoksulluk var. Ne olur bir kez olsun yanınıza kimseyi almadan, hatta kıyafet değiştirerek bir halk pazarına gidin veya sokaktaki insanlarla dertleşin. Anlatılanlara inanamayacaksınız, hatta gözleriniz dolacak. Durum bu kadar mı vahim diyerek kahrolacaksınız. Bir bebeğin açlıktan uyuyamadığı, bu tablo karşısında o ana babanın çaresizliğini, acısını nasıl anlatacaklar göreceksiniz.

Siz halk çocuğusunuz. Açlığı yoksulluğu çok iyi bilirsiniz.

            Bu halk, sizi neden iktidara taşıdı hatırlıyor musunuz Sayın Erdoğan? İçimizden biri, bize benziyor, halk çocuğu, ağzı dualı diyerek güvendiler sizi sevdiler ve 20 yıl iktidara taşıdılar. Peki aynı halk, şimdi ne diyor biliyor musunuz? “O artık bizden biri değil. O saraylı, itibardan tasarruf olmaz diyen biri, bizi hatırlar mı?” diyorlar.

              Sayın Erdoğan; İktidar olduğunuz ilk 10 yıl içerisinde, güzel şeyler de yaptınız. Ama o yıllardan başlayarak, siyasette giderek gerginleştiniz.

             Hele hele o saraya geçtikten sonra, halktan iyice koptunuz. Geriye dönüp bir bakın. Kurucu yol arkadaşlarınızdan, yanınızda hiç kimse kaldı mı? Etrafınızda yeni oluşturduğunuz dar bir ekiple, ülkeyi tek başınıza yönetiyorsunuz.

            Durum iyi değil, deniz bitti. Halka anlatacak yeni sözünüz de kalmadı. Doğu’da ünlü bir söz vardır “ Durumu kötüye giden tüccar, eski defterleri karıştırırmış” derlerdi. Sizde şimdi eski defterleri karıştırıp, aslı astarı olmayan “Türbanlı bacım neler çekti, iskelede türbanlı bacımın üstüne işediler, gezi olaylarında sığındıkları camide içki içtiler, bunların dini imanı yok.

 Ortalığı kasıp kavurdular, Vandallar” deyip duruyorsunuz.

            Bu laflar bayatladı. Zira gerçek olmadığı da ortaya çıktı. Bu saatten sonra, bu işler tutmaz ve tutmuyor.

               İlginç olan da, AKP’yi kurarken gömlek değiştirdik dediniz. Ama iktidar olduğunuzdan bu yana, devamlı gömlek değiştiriyorsunuz. Yeni giydiğiniz gömlekle, şimdi de milliyetçi oylara yöneldiniz.

             Kırk yıllık milliyetçi söylemlere başladınız. Bu saatten sonra, bunu o kesim yemez. O hedeflediğiniz milliyetçiler var ya, onlar minik ortağınıza da oy vermiyorlar.

           Sayın Erdoğan; Yerinizde olsam, kendime şu soruyu sorardım? Neden biz ve yönettiğimiz bu Ülke, bu hale geldi? Nerede hata yaptık?

Ben söyleyeyim. Birinci neden, ABD’nin oyununa gelip Suriye’ye daldınız.

            İkinci neden de tüm Ortadoğu ülkelerinin nefret edip dışladığı, Müslüman kardeşler korumacılığına soyundunuz.

             Zaten iddia şu ki, Esat’la bozuşmanızdaki temel nedenin de Müslüman kardeşler olduğu. İşte bu hatalar hem iktidarınızı, hem de ülkeyi bu duruma getirdi. Tüm Arap dünyası karşımıza geçti. Neden? Onunda temel nedeni, Müslüman kardeşleri arkalamanızdır.

Şimdi de ilişkileri düzeltmek için üç kuruşluk adamların ayaklarına gidiyoruz.

                Bir konuyu da dile getirmeliyim. Derler ya ‘Yiğidi öldür, hakkını ver.’ Katil sürüsü PKK ile verdiğiniz mücadele, her türlü övgüyü hak ediyor. NATO konusunda da ortaya koyduğunuz koşullar çok değerli.

               Ancak yeterli değil. Aynı resti ABD’nin Suriye’deki katil sürüsüne verdiği desteği tümü ile çekmesi ve ABD’nin Suriye’den çıkma sözünü verip, derhal uygulamasıdır. Bu konularda halk desteği arkanızda.

               Sayın Cumhurbaşkanı; Esat’la bir an önce el sıkışmadıktan sonra, şu günlerde yapılması düşünülen harekâtın bile bir yararı olmayacaktır. Eğer Esat’la el sıkışmamakta ısrar ederseniz, daha biz çooook Suriye’nin kuzeyine harekât yaparız.

              ABD ve AB iki ülkeyi NATO’ya alacaklar, sebep de Rusya’yı kuşatmak. Sözde bu iki ülkeyi NATO’ ya alarak, Rusya’ya karşı koruyacak. Sen bir kere, 70 yıla yakın bir süredir ittifak üyesi olan Türkiye’ye karşı görevini yap. Suriye’nin kuzeyindeki katil sürüsü PYD ve PKK’dan desteğini çek.

              Dünyamızın emperyal güçleri; Afganistan, Pakistan, Irak, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki tüm bu ızdırapların ve akan kanların sorumlusu sizlersiniz. Tüm bu ülkelere demokrasi getireceğiz dediniz, ancak kan ve gözyaşı getirdiniz.

             Zavallı Ukrayna’ya yürü arkandayız dediniz, bakın ülke yerle bir oldu. Bu savaşı bile kolay kolay bitirmeyecekler. Tek kurşun atmadılar. Ukrayna yerle bir oldu, Putin’i de ekonomik ablukaya aldılar.

             Sizler, kandan besleniyorsunuz. Hep demokrasi, demokrasi dersiniz ama o sadece kendiniz söz konusu olduğunuzda geçerlidir. Sahte dostluğunuzda, ittifakınızı da alın başınıza çalın.

 

SON SÖZ; “Düşünmek zor bir sanattır. Bu sebeple, çoğunluk sürüyü takip eder” CARL GUSTAV JUNG

SANDIĞA GİTMEDEN ÇÖZÜLMEZ!

 

Sayın Erdoğan ve AKP’nin Kıymetli Kalem şorları;

           Ülke sanki günlük güneşlik, her şey yolundaymış, yokluk, yoksulluk yokmuş, insanlar intihar etmiyor, yatağa aç girmiyormuş gibi “Yüreğin varsa bay Kemal, adaylığını açıkla” diye yollara döküldünüz.

             AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan durup durup “ Çık karşıma Kılıçdaroğlu. Yürekli ol, adaylığını açıkla” diye esip gürlüyor. Önce siz seçim tarihini açıklayın da, Millet ittifakı adayını açıklar.

Ayrıca, neden millet ittifakı adayı sizi bu denli ilgilendiriyor?

             Kardeşim, siz muhalefetin adayını bırakın da ülkedeki ekonomik yangını söndürün. Son 30 yılın en yüksek enflasyonu ortada. Halk perişan, vatandaş market konteynerleri karıştırıp açık pazar artıklarını toplarken siz bay Kemal adaylığını açıkla diyorsunuz.

            TÜİK bürokratları şaşkın! Bir türlü, gerçek enflasyonu açıklama cesaretini gösteremiyorlar. Sizin istediğiniz enflasyon rakamları açıklanmıyor diye ya bürokratlar görevden alınıyor, ya da onlar istifa ediyorlar.

               Sayın Erdoğan; Unutmayın ki orası altılı masa. Ortada ortak akıl var. Her konu enine, boyuna tartışılıp kararlar alınıyor. O masa, sizin tek başınıza kararlar vererek yönettiğiniz ülkeye benzemez. Oradaki slogan nedir, biliyor musunuz? “TEK YOL DEMOKRASİ”.

 

Sayın Erdoğan; Hatırlar mısınız?

 

               Sayın Kılıçdaroğlu size yıllardır “İstediğiniz TV kanalında, yanınıza da istediğiniz danışmanlarınızı alın ben tek başıma geleceğim tartışalım” diyor. Ama o davete bir gün olsun evet demediniz, diyemediniz. Ama bakın, şimdi Cumhurbaşkanlığı adaylığı için yağıp gürlüyorsunuz.

            Şimdi tam zamanı. Sayın Kılıçdaroğlu’na ”Bay Kemal şu tarihte A TV’de halkın karşısına çıkıp tartışalım. El mi yaman, bey mi yaman, tüm halk görsün@ diyebiliyor musunuz? Diyemezsiniz !!!

              İşte ekran, çıkın tartışın da görelim!!! Karşılıklı tartışacağınız bu program, öyle  yandaş TV’ler de ve grup toplantılarında atıp tutmaya benzemez.

 

Yürek ister, yürek !!!

 

             Şu anda, inanılmaz yokluk ve yoksulluk var. Ne olur bir kez olsun yanınıza kimseyi almadan, hatta kıyafet değiştirerek bir halk pazarına gidin veya sokaktaki insanlarla dertleşin. Anlatılanlara inanamayacaksınız, hatta gözleriniz dolacak. Durum bu kadar mı vahim diyerek kahrolacaksınız. Bir bebeğin açlıktan uyuyamadığı, bu tablo karşısında o ana babanın çaresizliğini, acısını nasıl anlatacaklar göreceksiniz.

Siz halk çocuğusunuz. Açlığı yoksulluğu çok iyi bilirsiniz.

            Bu halk, sizi neden iktidara taşıdı hatırlıyor musunuz Sayın Erdoğan? İçimizden biri, bize benziyor, halk çocuğu, ağzı dualı diyerek güvendiler sizi sevdiler ve 20 yıl iktidara taşıdılar. Peki aynı halk, şimdi ne diyor biliyor musunuz? “O artık bizden biri değil. O saraylı, itibardan tasarruf olmaz diyen biri, bizi hatırlar mı?” diyorlar.

              Sayın Erdoğan; İktidar olduğunuz ilk 10 yıl içerisinde, güzel şeyler de yaptınız. Ama o yıllardan başlayarak, siyasette giderek gerginleştiniz.

             Hele hele o saraya geçtikten sonra, halktan iyice koptunuz. Geriye dönüp bir bakın. Kurucu yol arkadaşlarınızdan, yanınızda hiç kimse kaldı mı? Etrafınızda yeni oluşturduğunuz dar bir ekiple, ülkeyi tek başınıza yönetiyorsunuz.

            Durum iyi değil, deniz bitti. Halka anlatacak yeni sözünüz de kalmadı. Doğu’da ünlü bir söz vardır “ Durumu kötüye giden tüccar, eski defterleri karıştırırmış” derlerdi. Sizde şimdi eski defterleri karıştırıp, aslı astarı olmayan “Türbanlı bacım neler çekti, iskelede türbanlı bacımın üstüne işediler, gezi olaylarında sığındıkları camide içki içtiler, bunların dini imanı yok.

 Ortalığı kasıp kavurdular, Vandallar” deyip duruyorsunuz.

            Bu laflar bayatladı. Zira gerçek olmadığı da ortaya çıktı. Bu saatten sonra, bu işler tutmaz ve tutmuyor.

               İlginç olan da, AKP’yi kurarken gömlek değiştirdik dediniz. Ama iktidar olduğunuzdan bu yana, devamlı gömlek değiştiriyorsunuz. Yeni giydiğiniz gömlekle, şimdi de milliyetçi oylara yöneldiniz.

             Kırk yıllık milliyetçi söylemlere başladınız. Bu saatten sonra, bunu o kesim yemez. O hedeflediğiniz milliyetçiler var ya, onlar minik ortağınıza da oy vermiyorlar.

           Sayın Erdoğan; Yerinizde olsam, kendime şu soruyu sorardım? Neden biz ve yönettiğimiz bu Ülke, bu hale geldi? Nerede hata yaptık?

Ben söyleyeyim. Birinci neden, ABD’nin oyununa gelip Suriye’ye daldınız.

            İkinci neden de tüm Ortadoğu ülkelerinin nefret edip dışladığı, Müslüman kardeşler korumacılığına soyundunuz.

             Zaten iddia şu ki, Esat’la bozuşmanızdaki temel nedenin de Müslüman kardeşler olduğu. İşte bu hatalar hem iktidarınızı, hem de ülkeyi bu duruma getirdi. Tüm Arap dünyası karşımıza geçti. Neden? Onunda temel nedeni, Müslüman kardeşleri arkalamanızdır.

Şimdi de ilişkileri düzeltmek için üç kuruşluk adamların ayaklarına gidiyoruz.

                Bir konuyu da dile getirmeliyim. Derler ya ‘Yiğidi öldür, hakkını ver.’ Katil sürüsü PKK ile verdiğiniz mücadele, her türlü övgüyü hak ediyor. NATO konusunda da ortaya koyduğunuz koşullar çok değerli.

               Ancak yeterli değil. Aynı resti ABD’nin Suriye’deki katil sürüsüne verdiği desteği tümü ile çekmesi ve ABD’nin Suriye’den çıkma sözünü verip, derhal uygulamasıdır. Bu konularda halk desteği arkanızda.

               Sayın Cumhurbaşkanı; Esat’la bir an önce el sıkışmadıktan sonra, şu günlerde yapılması düşünülen harekâtın bile bir yararı olmayacaktır. Eğer Esat’la el sıkışmamakta ısrar ederseniz, daha biz çooook Suriye’nin kuzeyine harekât yaparız.

              ABD ve AB iki ülkeyi NATO’ya alacaklar, sebep de Rusya’yı kuşatmak. Sözde bu iki ülkeyi NATO’ ya alarak, Rusya’ya karşı koruyacak. Sen bir kere, 70 yıla yakın bir süredir ittifak üyesi olan Türkiye’ye karşı görevini yap. Suriye’nin kuzeyindeki katil sürüsü PYD ve PKK’dan desteğini çek.

              Dünyamızın emperyal güçleri; Afganistan, Pakistan, Irak, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki tüm bu ızdırapların ve akan kanların sorumlusu sizlersiniz. Tüm bu ülkelere demokrasi getireceğiz dediniz, ancak kan ve gözyaşı getirdiniz.

             Zavallı Ukrayna’ya yürü arkandayız dediniz, bakın ülke yerle bir oldu. Bu savaşı bile kolay kolay bitirmeyecekler. Tek kurşun atmadılar. Ukrayna yerle bir oldu, Putin’i de ekonomik ablukaya aldılar.

             Sizler, kandan besleniyorsunuz. Hep demokrasi, demokrasi dersiniz ama o sadece kendiniz söz konusu olduğunuzda geçerlidir. Sahte dostluğunuzda, ittifakınızı da alın başınıza çalın.

 

SON SÖZ; “Düşünmek zor bir sanattır. Bu sebeple, çoğunluk sürüyü takip eder” CARL GUSTAV JUNG

SANDIĞA GİTMEDEN ÇÖZÜLMEZ!

 

Sayın Erdoğan ve AKP’nin Kıymetli Kalem şorları;

           Ülke sanki günlük güneşlik, her şey yolundaymış, yokluk, yoksulluk yokmuş, insanlar intihar etmiyor, yatağa aç girmiyormuş gibi “Yüreğin varsa bay Kemal, adaylığını açıkla” diye yollara döküldünüz.

             AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan durup durup “ Çık karşıma Kılıçdaroğlu. Yürekli ol, adaylığını açıkla” diye esip gürlüyor. Önce siz seçim tarihini açıklayın da, Millet ittifakı adayını açıklar.

Ayrıca, neden millet ittifakı adayı sizi bu denli ilgilendiriyor?

             Kardeşim, siz muhalefetin adayını bırakın da ülkedeki ekonomik yangını söndürün. Son 30 yılın en yüksek enflasyonu ortada. Halk perişan, vatandaş market konteynerleri karıştırıp açık pazar artıklarını toplarken siz bay Kemal adaylığını açıkla diyorsunuz.

            TÜİK bürokratları şaşkın! Bir türlü, gerçek enflasyonu açıklama cesaretini gösteremiyorlar. Sizin istediğiniz enflasyon rakamları açıklanmıyor diye ya bürokratlar görevden alınıyor, ya da onlar istifa ediyorlar.

               Sayın Erdoğan; Unutmayın ki orası altılı masa. Ortada ortak akıl var. Her konu enine, boyuna tartışılıp kararlar alınıyor. O masa, sizin tek başınıza kararlar vererek yönettiğiniz ülkeye benzemez. Oradaki slogan nedir, biliyor musunuz? “TEK YOL DEMOKRASİ”.

 

Sayın Erdoğan; Hatırlar mısınız?

 

               Sayın Kılıçdaroğlu size yıllardır “İstediğiniz TV kanalında, yanınıza da istediğiniz danışmanlarınızı alın ben tek başıma geleceğim tartışalım” diyor. Ama o davete bir gün olsun evet demediniz, diyemediniz. Ama bakın, şimdi Cumhurbaşkanlığı adaylığı için yağıp gürlüyorsunuz.

            Şimdi tam zamanı. Sayın Kılıçdaroğlu’na ”Bay Kemal şu tarihte A TV’de halkın karşısına çıkıp tartışalım. El mi yaman, bey mi yaman, tüm halk görsün@ diyebiliyor musunuz? Diyemezsiniz !!!

              İşte ekran, çıkın tartışın da görelim!!! Karşılıklı tartışacağınız bu program, öyle  yandaş TV’ler de ve grup toplantılarında atıp tutmaya benzemez.

 

Yürek ister, yürek !!!

 

             Şu anda, inanılmaz yokluk ve yoksulluk var. Ne olur bir kez olsun yanınıza kimseyi almadan, hatta kıyafet değiştirerek bir halk pazarına gidin veya sokaktaki insanlarla dertleşin. Anlatılanlara inanamayacaksınız, hatta gözleriniz dolacak. Durum bu kadar mı vahim diyerek kahrolacaksınız. Bir bebeğin açlıktan uyuyamadığı, bu tablo karşısında o ana babanın çaresizliğini, acısını nasıl anlatacaklar göreceksiniz.

Siz halk çocuğusunuz. Açlığı yoksulluğu çok iyi bilirsiniz.

            Bu halk, sizi neden iktidara taşıdı hatırlıyor musunuz Sayın Erdoğan? İçimizden biri, bize benziyor, halk çocuğu, ağzı dualı diyerek güvendiler sizi sevdiler ve 20 yıl iktidara taşıdılar. Peki aynı halk, şimdi ne diyor biliyor musunuz? “O artık bizden biri değil. O saraylı, itibardan tasarruf olmaz diyen biri, bizi hatırlar mı?” diyorlar.

              Sayın Erdoğan; İktidar olduğunuz ilk 10 yıl içerisinde, güzel şeyler de yaptınız. Ama o yıllardan başlayarak, siyasette giderek gerginleştiniz.

             Hele hele o saraya geçtikten sonra, halktan iyice koptunuz. Geriye dönüp bir bakın. Kurucu yol arkadaşlarınızdan, yanınızda hiç kimse kaldı mı? Etrafınızda yeni oluşturduğunuz dar bir ekiple, ülkeyi tek başınıza yönetiyorsunuz.

            Durum iyi değil, deniz bitti. Halka anlatacak yeni sözünüz de kalmadı. Doğu’da ünlü bir söz vardır “ Durumu kötüye giden tüccar, eski defterleri karıştırırmış” derlerdi. Sizde şimdi eski defterleri karıştırıp, aslı astarı olmayan “Türbanlı bacım neler çekti, iskelede türbanlı bacımın üstüne işediler, gezi olaylarında sığındıkları camide içki içtiler, bunların dini imanı yok.

 Ortalığı kasıp kavurdular, Vandallar” deyip duruyorsunuz.

            Bu laflar bayatladı. Zira gerçek olmadığı da ortaya çıktı. Bu saatten sonra, bu işler tutmaz ve tutmuyor.

               İlginç olan da, AKP’yi kurarken gömlek değiştirdik dediniz. Ama iktidar olduğunuzdan bu yana, devamlı gömlek değiştiriyorsunuz. Yeni giydiğiniz gömlekle, şimdi de milliyetçi oylara yöneldiniz.

             Kırk yıllık milliyetçi söylemlere başladınız. Bu saatten sonra, bunu o kesim yemez. O hedeflediğiniz milliyetçiler var ya, onlar minik ortağınıza da oy vermiyorlar.

           Sayın Erdoğan; Yerinizde olsam, kendime şu soruyu sorardım? Neden biz ve yönettiğimiz bu Ülke, bu hale geldi? Nerede hata yaptık?

Ben söyleyeyim. Birinci neden, ABD’nin oyununa gelip Suriye’ye daldınız.

            İkinci neden de tüm Ortadoğu ülkelerinin nefret edip dışladığı, Müslüman kardeşler korumacılığına soyundunuz.

             Zaten iddia şu ki, Esat’la bozuşmanızdaki temel nedenin de Müslüman kardeşler olduğu. İşte bu hatalar hem iktidarınızı, hem de ülkeyi bu duruma getirdi. Tüm Arap dünyası karşımıza geçti. Neden? Onunda temel nedeni, Müslüman kardeşleri arkalamanızdır.

Şimdi de ilişkileri düzeltmek için üç kuruşluk adamların ayaklarına gidiyoruz.

                Bir konuyu da dile getirmeliyim. Derler ya ‘Yiğidi öldür, hakkını ver.’ Katil sürüsü PKK ile verdiğiniz mücadele, her türlü övgüyü hak ediyor. NATO konusunda da ortaya koyduğunuz koşullar çok değerli.

               Ancak yeterli değil. Aynı resti ABD’nin Suriye’deki katil sürüsüne verdiği desteği tümü ile çekmesi ve ABD’nin Suriye’den çıkma sözünü verip, derhal uygulamasıdır. Bu konularda halk desteği arkanızda.

               Sayın Cumhurbaşkanı; Esat’la bir an önce el sıkışmadıktan sonra, şu günlerde yapılması düşünülen harekâtın bile bir yararı olmayacaktır. Eğer Esat’la el sıkışmamakta ısrar ederseniz, daha biz çooook Suriye’nin kuzeyine harekât yaparız.

              ABD ve AB iki ülkeyi NATO’ya alacaklar, sebep de Rusya’yı kuşatmak. Sözde bu iki ülkeyi NATO’ ya alarak, Rusya’ya karşı koruyacak. Sen bir kere, 70 yıla yakın bir süredir ittifak üyesi olan Türkiye’ye karşı görevini yap. Suriye’nin kuzeyindeki katil sürüsü PYD ve PKK’dan desteğini çek.

              Dünyamızın emperyal güçleri; Afganistan, Pakistan, Irak, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki tüm bu ızdırapların ve akan kanların sorumlusu sizlersiniz. Tüm bu ülkelere demokrasi getireceğiz dediniz, ancak kan ve gözyaşı getirdiniz.

             Zavallı Ukrayna’ya yürü arkandayız dediniz, bakın ülke yerle bir oldu. Bu savaşı bile kolay kolay bitirmeyecekler. Tek kurşun atmadılar. Ukrayna yerle bir oldu, Putin’i de ekonomik ablukaya aldılar.

             Sizler, kandan besleniyorsunuz. Hep demokrasi, demokrasi dersiniz ama o sadece kendiniz söz konusu olduğunuzda geçerlidir. Sahte dostluğunuzda, ittifakınızı da alın başınıza çalın.

 

SON SÖZ; “Düşünmek zor bir sanattır. Bu sebeple, çoğunluk sürüyü takip eder” CARL GUSTAV JUNG

SANDIĞA GİTMEDEN ÇÖZÜLMEZ!

 

Sayın Erdoğan ve AKP’nin Kıymetli Kalem şorları;

           Ülke sanki günlük güneşlik, her şey yolundaymış, yokluk, yoksulluk yokmuş, insanlar intihar etmiyor, yatağa aç girmiyormuş gibi “Yüreğin varsa bay Kemal, adaylığını açıkla” diye yollara döküldünüz.

             AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan durup durup “ Çık karşıma Kılıçdaroğlu. Yürekli ol, adaylığını açıkla” diye esip gürlüyor. Önce siz seçim tarihini açıklayın da, Millet ittifakı adayını açıklar.

Ayrıca, neden millet ittifakı adayı sizi bu denli ilgilendiriyor?

             Kardeşim, siz muhalefetin adayını bırakın da ülkedeki ekonomik yangını söndürün. Son 30 yılın en yüksek enflasyonu ortada. Halk perişan, vatandaş market konteynerleri karıştırıp açık pazar artıklarını toplarken siz bay Kemal adaylığını açıkla diyorsunuz.

            TÜİK bürokratları şaşkın! Bir türlü, gerçek enflasyonu açıklama cesaretini gösteremiyorlar. Sizin istediğiniz enflasyon rakamları açıklanmıyor diye ya bürokratlar görevden alınıyor, ya da onlar istifa ediyorlar.

               Sayın Erdoğan; Unutmayın ki orası altılı masa. Ortada ortak akıl var. Her konu enine, boyuna tartışılıp kararlar alınıyor. O masa, sizin tek başınıza kararlar vererek yönettiğiniz ülkeye benzemez. Oradaki slogan nedir, biliyor musunuz? “TEK YOL DEMOKRASİ”.

 

Sayın Erdoğan; Hatırlar mısınız?

 

               Sayın Kılıçdaroğlu size yıllardır “İstediğiniz TV kanalında, yanınıza da istediğiniz danışmanlarınızı alın ben tek başıma geleceğim tartışalım” diyor. Ama o davete bir gün olsun evet demediniz, diyemediniz. Ama bakın, şimdi Cumhurbaşkanlığı adaylığı için yağıp gürlüyorsunuz.

            Şimdi tam zamanı. Sayın Kılıçdaroğlu’na ”Bay Kemal şu tarihte A TV’de halkın karşısına çıkıp tartışalım. El mi yaman, bey mi yaman, tüm halk görsün@ diyebiliyor musunuz? Diyemezsiniz !!!

              İşte ekran, çıkın tartışın da görelim!!! Karşılıklı tartışacağınız bu program, öyle  yandaş TV’ler de ve grup toplantılarında atıp tutmaya benzemez.

 

Yürek ister, yürek !!!

 

             Şu anda, inanılmaz yokluk ve yoksulluk var. Ne olur bir kez olsun yanınıza kimseyi almadan, hatta kıyafet değiştirerek bir halk pazarına gidin veya sokaktaki insanlarla dertleşin. Anlatılanlara inanamayacaksınız, hatta gözleriniz dolacak. Durum bu kadar mı vahim diyerek kahrolacaksınız. Bir bebeğin açlıktan uyuyamadığı, bu tablo karşısında o ana babanın çaresizliğini, acısını nasıl anlatacaklar göreceksiniz.

Siz halk çocuğusunuz. Açlığı yoksulluğu çok iyi bilirsiniz.

            Bu halk, sizi neden iktidara taşıdı hatırlıyor musunuz Sayın Erdoğan? İçimizden biri, bize benziyor, halk çocuğu, ağzı dualı diyerek güvendiler sizi sevdiler ve 20 yıl iktidara taşıdılar. Peki aynı halk, şimdi ne diyor biliyor musunuz? “O artık bizden biri değil. O saraylı, itibardan tasarruf olmaz diyen biri, bizi hatırlar mı?” diyorlar.

              Sayın Erdoğan; İktidar olduğunuz ilk 10 yıl içerisinde, güzel şeyler de yaptınız. Ama o yıllardan başlayarak, siyasette giderek gerginleştiniz.

             Hele hele o saraya geçtikten sonra, halktan iyice koptunuz. Geriye dönüp bir bakın. Kurucu yol arkadaşlarınızdan, yanınızda hiç kimse kaldı mı? Etrafınızda yeni oluşturduğunuz dar bir ekiple, ülkeyi tek başınıza yönetiyorsunuz.

            Durum iyi değil, deniz bitti. Halka anlatacak yeni sözünüz de kalmadı. Doğu’da ünlü bir söz vardır “ Durumu kötüye giden tüccar, eski defterleri karıştırırmış” derlerdi. Sizde şimdi eski defterleri karıştırıp, aslı astarı olmayan “Türbanlı bacım neler çekti, iskelede türbanlı bacımın üstüne işediler, gezi olaylarında sığındıkları camide içki içtiler, bunların dini imanı yok.

 Ortalığı kasıp kavurdular, Vandallar” deyip duruyorsunuz.

            Bu laflar bayatladı. Zira gerçek olmadığı da ortaya çıktı. Bu saatten sonra, bu işler tutmaz ve tutmuyor.

               İlginç olan da, AKP’yi kurarken gömlek değiştirdik dediniz. Ama iktidar olduğunuzdan bu yana, devamlı gömlek değiştiriyorsunuz. Yeni giydiğiniz gömlekle, şimdi de milliyetçi oylara yöneldiniz.

             Kırk yıllık milliyetçi söylemlere başladınız. Bu saatten sonra, bunu o kesim yemez. O hedeflediğiniz milliyetçiler var ya, onlar minik ortağınıza da oy vermiyorlar.

           Sayın Erdoğan; Yerinizde olsam, kendime şu soruyu sorardım? Neden biz ve yönettiğimiz bu Ülke, bu hale geldi? Nerede hata yaptık?

Ben söyleyeyim. Birinci neden, ABD’nin oyununa gelip Suriye’ye daldınız.

            İkinci neden de tüm Ortadoğu ülkelerinin nefret edip dışladığı, Müslüman kardeşler korumacılığına soyundunuz.

             Zaten iddia şu ki, Esat’la bozuşmanızdaki temel nedenin de Müslüman kardeşler olduğu. İşte bu hatalar hem iktidarınızı, hem de ülkeyi bu duruma getirdi. Tüm Arap dünyası karşımıza geçti. Neden? Onunda temel nedeni, Müslüman kardeşleri arkalamanızdır.

Şimdi de ilişkileri düzeltmek için üç kuruşluk adamların ayaklarına gidiyoruz.

                Bir konuyu da dile getirmeliyim. Derler ya ‘Yiğidi öldür, hakkını ver.’ Katil sürüsü PKK ile verdiğiniz mücadele, her türlü övgüyü hak ediyor. NATO konusunda da ortaya koyduğunuz koşullar çok değerli.

               Ancak yeterli değil. Aynı resti ABD’nin Suriye’deki katil sürüsüne verdiği desteği tümü ile çekmesi ve ABD’nin Suriye’den çıkma sözünü verip, derhal uygulamasıdır. Bu konularda halk desteği arkanızda.

               Sayın Cumhurbaşkanı; Esat’la bir an önce el sıkışmadıktan sonra, şu günlerde yapılması düşünülen harekâtın bile bir yararı olmayacaktır. Eğer Esat’la el sıkışmamakta ısrar ederseniz, daha biz çooook Suriye’nin kuzeyine harekât yaparız.

              ABD ve AB iki ülkeyi NATO’ya alacaklar, sebep de Rusya’yı kuşatmak. Sözde bu iki ülkeyi NATO’ ya alarak, Rusya’ya karşı koruyacak. Sen bir kere, 70 yıla yakın bir süredir ittifak üyesi olan Türkiye’ye karşı görevini yap. Suriye’nin kuzeyindeki katil sürüsü PYD ve PKK’dan desteğini çek.

              Dünyamızın emperyal güçleri; Afganistan, Pakistan, Irak, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki tüm bu ızdırapların ve akan kanların sorumlusu sizlersiniz. Tüm bu ülkelere demokrasi getireceğiz dediniz, ancak kan ve gözyaşı getirdiniz.

             Zavallı Ukrayna’ya yürü arkandayız dediniz, bakın ülke yerle bir oldu. Bu savaşı bile kolay kolay bitirmeyecekler. Tek kurşun atmadılar. Ukrayna yerle bir oldu, Putin’i de ekonomik ablukaya aldılar.

             Sizler, kandan besleniyorsunuz. Hep demokrasi, demokrasi dersiniz ama o sadece kendiniz söz konusu olduğunuzda geçerlidir. Sahte dostluğunuzda, ittifakınızı da alın başınıza çalın.

 

SON SÖZ; “Düşünmek zor bir sanattır. Bu sebeple, çoğunluk sürüyü takip eder” CARL GUSTAV JUNG

SANDIĞA GİTMEDEN ÇÖZÜLMEZ!

 

Sayın Erdoğan ve AKP’nin Kıymetli Kalem şorları;

           Ülke sanki günlük güneşlik, her şey yolundaymış, yokluk, yoksulluk yokmuş, insanlar intihar etmiyor, yatağa aç girmiyormuş gibi “Yüreğin varsa bay Kemal, adaylığını açıkla” diye yollara döküldünüz.

             AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan durup durup “ Çık karşıma Kılıçdaroğlu. Yürekli ol, adaylığını açıkla” diye esip gürlüyor. Önce siz seçim tarihini açıklayın da, Millet ittifakı adayını açıklar.

Ayrıca, neden millet ittifakı adayı sizi bu denli ilgilendiriyor?

             Kardeşim, siz muhalefetin adayını bırakın da ülkedeki ekonomik yangını söndürün. Son 30 yılın en yüksek enflasyonu ortada. Halk perişan, vatandaş market konteynerleri karıştırıp açık pazar artıklarını toplarken siz bay Kemal adaylığını açıkla diyorsunuz.

            TÜİK bürokratları şaşkın! Bir türlü, gerçek enflasyonu açıklama cesaretini gösteremiyorlar. Sizin istediğiniz enflasyon rakamları açıklanmıyor diye ya bürokratlar görevden alınıyor, ya da onlar istifa ediyorlar.

               Sayın Erdoğan; Unutmayın ki orası altılı masa. Ortada ortak akıl var. Her konu enine, boyuna tartışılıp kararlar alınıyor. O masa, sizin tek başınıza kararlar vererek yönettiğiniz ülkeye benzemez. Oradaki slogan nedir, biliyor musunuz? “TEK YOL DEMOKRASİ”.

 

Sayın Erdoğan; Hatırlar mısınız?

 

               Sayın Kılıçdaroğlu size yıllardır “İstediğiniz TV kanalında, yanınıza da istediğiniz danışmanlarınızı alın ben tek başıma geleceğim tartışalım” diyor. Ama o davete bir gün olsun evet demediniz, diyemediniz. Ama bakın, şimdi Cumhurbaşkanlığı adaylığı için yağıp gürlüyorsunuz.

            Şimdi tam zamanı. Sayın Kılıçdaroğlu’na ”Bay Kemal şu tarihte A TV’de halkın karşısına çıkıp tartışalım. El mi yaman, bey mi yaman, tüm halk görsün@ diyebiliyor musunuz? Diyemezsiniz !!!

              İşte ekran, çıkın tartışın da görelim!!! Karşılıklı tartışacağınız bu program, öyle  yandaş TV’ler de ve grup toplantılarında atıp tutmaya benzemez.

 

Yürek ister, yürek !!!

 

             Şu anda, inanılmaz yokluk ve yoksulluk var. Ne olur bir kez olsun yanınıza kimseyi almadan, hatta kıyafet değiştirerek bir halk pazarına gidin veya sokaktaki insanlarla dertleşin. Anlatılanlara inanamayacaksınız, hatta gözleriniz dolacak. Durum bu kadar mı vahim diyerek kahrolacaksınız. Bir bebeğin açlıktan uyuyamadığı, bu tablo karşısında o ana babanın çaresizliğini, acısını nasıl anlatacaklar göreceksiniz.

Siz halk çocuğusunuz. Açlığı yoksulluğu çok iyi bilirsiniz.

            Bu halk, sizi neden iktidara taşıdı hatırlıyor musunuz Sayın Erdoğan? İçimizden biri, bize benziyor, halk çocuğu, ağzı dualı diyerek güvendiler sizi sevdiler ve 20 yıl iktidara taşıdılar. Peki aynı halk, şimdi ne diyor biliyor musunuz? “O artık bizden biri değil. O saraylı, itibardan tasarruf olmaz diyen biri, bizi hatırlar mı?” diyorlar.

              Sayın Erdoğan; İktidar olduğunuz ilk 10 yıl içerisinde, güzel şeyler de yaptınız. Ama o yıllardan başlayarak, siyasette giderek gerginleştiniz.

             Hele hele o saraya geçtikten sonra, halktan iyice koptunuz. Geriye dönüp bir bakın. Kurucu yol arkadaşlarınızdan, yanınızda hiç kimse kaldı mı? Etrafınızda yeni oluşturduğunuz dar bir ekiple, ülkeyi tek başınıza yönetiyorsunuz.

            Durum iyi değil, deniz bitti. Halka anlatacak yeni sözünüz de kalmadı. Doğu’da ünlü bir söz vardır “ Durumu kötüye giden tüccar, eski defterleri karıştırırmış” derlerdi. Sizde şimdi eski defterleri karıştırıp, aslı astarı olmayan “Türbanlı bacım neler çekti, iskelede türbanlı bacımın üstüne işediler, gezi olaylarında sığındıkları camide içki içtiler, bunların dini imanı yok.

 Ortalığı kasıp kavurdular, Vandallar” deyip duruyorsunuz.

            Bu laflar bayatladı. Zira gerçek olmadığı da ortaya çıktı. Bu saatten sonra, bu işler tutmaz ve tutmuyor.

               İlginç olan da, AKP’yi kurarken gömlek değiştirdik dediniz. Ama iktidar olduğunuzdan bu yana, devamlı gömlek değiştiriyorsunuz. Yeni giydiğiniz gömlekle, şimdi de milliyetçi oylara yöneldiniz.

             Kırk yıllık milliyetçi söylemlere başladınız. Bu saatten sonra, bunu o kesim yemez. O hedeflediğiniz milliyetçiler var ya, onlar minik ortağınıza da oy vermiyorlar.

           Sayın Erdoğan; Yerinizde olsam, kendime şu soruyu sorardım? Neden biz ve yönettiğimiz bu Ülke, bu hale geldi? Nerede hata yaptık?

Ben söyleyeyim. Birinci neden, ABD’nin oyununa gelip Suriye’ye daldınız.

            İkinci neden de tüm Ortadoğu ülkelerinin nefret edip dışladığı, Müslüman kardeşler korumacılığına soyundunuz.

             Zaten iddia şu ki, Esat’la bozuşmanızdaki temel nedenin de Müslüman kardeşler olduğu. İşte bu hatalar hem iktidarınızı, hem de ülkeyi bu duruma getirdi. Tüm Arap dünyası karşımıza geçti. Neden? Onunda temel nedeni, Müslüman kardeşleri arkalamanızdır.

Şimdi de ilişkileri düzeltmek için üç kuruşluk adamların ayaklarına gidiyoruz.

                Bir konuyu da dile getirmeliyim. Derler ya ‘Yiğidi öldür, hakkını ver.’ Katil sürüsü PKK ile verdiğiniz mücadele, her türlü övgüyü hak ediyor. NATO konusunda da ortaya koyduğunuz koşullar çok değerli.

               Ancak yeterli değil. Aynı resti ABD’nin Suriye’deki katil sürüsüne verdiği desteği tümü ile çekmesi ve ABD’nin Suriye’den çıkma sözünü verip, derhal uygulamasıdır. Bu konularda halk desteği arkanızda.

               Sayın Cumhurbaşkanı; Esat’la bir an önce el sıkışmadıktan sonra, şu günlerde yapılması düşünülen harekâtın bile bir yararı olmayacaktır. Eğer Esat’la el sıkışmamakta ısrar ederseniz, daha biz çooook Suriye’nin kuzeyine harekât yaparız.

              ABD ve AB iki ülkeyi NATO’ya alacaklar, sebep de Rusya’yı kuşatmak. Sözde bu iki ülkeyi NATO’ ya alarak, Rusya’ya karşı koruyacak. Sen bir kere, 70 yıla yakın bir süredir ittifak üyesi olan Türkiye’ye karşı görevini yap. Suriye’nin kuzeyindeki katil sürüsü PYD ve PKK’dan desteğini çek.

              Dünyamızın emperyal güçleri; Afganistan, Pakistan, Irak, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki tüm bu ızdırapların ve akan kanların sorumlusu sizlersiniz. Tüm bu ülkelere demokrasi getireceğiz dediniz, ancak kan ve gözyaşı getirdiniz.

             Zavallı Ukrayna’ya yürü arkandayız dediniz, bakın ülke yerle bir oldu. Bu savaşı bile kolay kolay bitirmeyecekler. Tek kurşun atmadılar. Ukrayna yerle bir oldu, Putin’i de ekonomik ablukaya aldılar.

             Sizler, kandan besleniyorsunuz. Hep demokrasi, demokrasi dersiniz ama o sadece kendiniz söz konusu olduğunuzda geçerlidir. Sahte dostluğunuzda, ittifakınızı da alın başınıza çalın.

 

SON SÖZ; “Düşünmek zor bir sanattır. Bu sebeple, çoğunluk sürüyü takip eder” CARL GUSTAV JUNG

SANDIĞA GİTMEDEN ÇÖZÜLMEZ!

 

Sayın Erdoğan ve AKP’nin Kıymetli Kalem şorları;

           Ülke sanki günlük güneşlik, her şey yolundaymış, yokluk, yoksulluk yokmuş, insanlar intihar etmiyor, yatağa aç girmiyormuş gibi “Yüreğin varsa bay Kemal, adaylığını açıkla” diye yollara döküldünüz.

             AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan durup durup “ Çık karşıma Kılıçdaroğlu. Yürekli ol, adaylığını açıkla” diye esip gürlüyor. Önce siz seçim tarihini açıklayın da, Millet ittifakı adayını açıklar.

Ayrıca, neden millet ittifakı adayı sizi bu denli ilgilendiriyor?

             Kardeşim, siz muhalefetin adayını bırakın da ülkedeki ekonomik yangını söndürün. Son 30 yılın en yüksek enflasyonu ortada. Halk perişan, vatandaş market konteynerleri karıştırıp açık pazar artıklarını toplarken siz bay Kemal adaylığını açıkla diyorsunuz.

            TÜİK bürokratları şaşkın! Bir türlü, gerçek enflasyonu açıklama cesaretini gösteremiyorlar. Sizin istediğiniz enflasyon rakamları açıklanmıyor diye ya bürokratlar görevden alınıyor, ya da onlar istifa ediyorlar.

               Sayın Erdoğan; Unutmayın ki orası altılı masa. Ortada ortak akıl var. Her konu enine, boyuna tartışılıp kararlar alınıyor. O masa, sizin tek başınıza kararlar vererek yönettiğiniz ülkeye benzemez. Oradaki slogan nedir, biliyor musunuz? “TEK YOL DEMOKRASİ”.

 

Sayın Erdoğan; Hatırlar mısınız?

 

               Sayın Kılıçdaroğlu size yıllardır “İstediğiniz TV kanalında, yanınıza da istediğiniz danışmanlarınızı alın ben tek başıma geleceğim tartışalım” diyor. Ama o davete bir gün olsun evet demediniz, diyemediniz. Ama bakın, şimdi Cumhurbaşkanlığı adaylığı için yağıp gürlüyorsunuz.

            Şimdi tam zamanı. Sayın Kılıçdaroğlu’na ”Bay Kemal şu tarihte A TV’de halkın karşısına çıkıp tartışalım. El mi yaman, bey mi yaman, tüm halk görsün@ diyebiliyor musunuz? Diyemezsiniz !!!

              İşte ekran, çıkın tartışın da görelim!!! Karşılıklı tartışacağınız bu program, öyle  yandaş TV’ler de ve grup toplantılarında atıp tutmaya benzemez.

 

Yürek ister, yürek !!!

 

             Şu anda, inanılmaz yokluk ve yoksulluk var. Ne olur bir kez olsun yanınıza kimseyi almadan, hatta kıyafet değiştirerek bir halk pazarına gidin veya sokaktaki insanlarla dertleşin. Anlatılanlara inanamayacaksınız, hatta gözleriniz dolacak. Durum bu kadar mı vahim diyerek kahrolacaksınız. Bir bebeğin açlıktan uyuyamadığı, bu tablo karşısında o ana babanın çaresizliğini, acısını nasıl anlatacaklar göreceksiniz.

Siz halk çocuğusunuz. Açlığı yoksulluğu çok iyi bilirsiniz.

            Bu halk, sizi neden iktidara taşıdı hatırlıyor musunuz Sayın Erdoğan? İçimizden biri, bize benziyor, halk çocuğu, ağzı dualı diyerek güvendiler sizi sevdiler ve 20 yıl iktidara taşıdılar. Peki aynı halk, şimdi ne diyor biliyor musunuz? “O artık bizden biri değil. O saraylı, itibardan tasarruf olmaz diyen biri, bizi hatırlar mı?” diyorlar.

              Sayın Erdoğan; İktidar olduğunuz ilk 10 yıl içerisinde, güzel şeyler de yaptınız. Ama o yıllardan başlayarak, siyasette giderek gerginleştiniz.

             Hele hele o saraya geçtikten sonra, halktan iyice koptunuz. Geriye dönüp bir bakın. Kurucu yol arkadaşlarınızdan, yanınızda hiç kimse kaldı mı? Etrafınızda yeni oluşturduğunuz dar bir ekiple, ülkeyi tek başınıza yönetiyorsunuz.

            Durum iyi değil, deniz bitti. Halka anlatacak yeni sözünüz de kalmadı. Doğu’da ünlü bir söz vardır “ Durumu kötüye giden tüccar, eski defterleri karıştırırmış” derlerdi. Sizde şimdi eski defterleri karıştırıp, aslı astarı olmayan “Türbanlı bacım neler çekti, iskelede türbanlı bacımın üstüne işediler, gezi olaylarında sığındıkları camide içki içtiler, bunların dini imanı yok.

 Ortalığı kasıp kavurdular, Vandallar” deyip duruyorsunuz.

            Bu laflar bayatladı. Zira gerçek olmadığı da ortaya çıktı. Bu saatten sonra, bu işler tutmaz ve tutmuyor.

               İlginç olan da, AKP’yi kurarken gömlek değiştirdik dediniz. Ama iktidar olduğunuzdan bu yana, devamlı gömlek değiştiriyorsunuz. Yeni giydiğiniz gömlekle, şimdi de milliyetçi oylara yöneldiniz.

             Kırk yıllık milliyetçi söylemlere başladınız. Bu saatten sonra, bunu o kesim yemez. O hedeflediğiniz milliyetçiler var ya, onlar minik ortağınıza da oy vermiyorlar.

           Sayın Erdoğan; Yerinizde olsam, kendime şu soruyu sorardım? Neden biz ve yönettiğimiz bu Ülke, bu hale geldi? Nerede hata yaptık?

Ben söyleyeyim. Birinci neden, ABD’nin oyununa gelip Suriye’ye daldınız.

            İkinci neden de tüm Ortadoğu ülkelerinin nefret edip dışladığı, Müslüman kardeşler korumacılığına soyundunuz.

             Zaten iddia şu ki, Esat’la bozuşmanızdaki temel nedenin de Müslüman kardeşler olduğu. İşte bu hatalar hem iktidarınızı, hem de ülkeyi bu duruma getirdi. Tüm Arap dünyası karşımıza geçti. Neden? Onunda temel nedeni, Müslüman kardeşleri arkalamanızdır.

Şimdi de ilişkileri düzeltmek için üç kuruşluk adamların ayaklarına gidiyoruz.

                Bir konuyu da dile getirmeliyim. Derler ya ‘Yiğidi öldür, hakkını ver.’ Katil sürüsü PKK ile verdiğiniz mücadele, her türlü övgüyü hak ediyor. NATO konusunda da ortaya koyduğunuz koşullar çok değerli.

               Ancak yeterli değil. Aynı resti ABD’nin Suriye’deki katil sürüsüne verdiği desteği tümü ile çekmesi ve ABD’nin Suriye’den çıkma sözünü verip, derhal uygulamasıdır. Bu konularda halk desteği arkanızda.

               Sayın Cumhurbaşkanı; Esat’la bir an önce el sıkışmadıktan sonra, şu günlerde yapılması düşünülen harekâtın bile bir yararı olmayacaktır. Eğer Esat’la el sıkışmamakta ısrar ederseniz, daha biz çooook Suriye’nin kuzeyine harekât yaparız.

              ABD ve AB iki ülkeyi NATO’ya alacaklar, sebep de Rusya’yı kuşatmak. Sözde bu iki ülkeyi NATO’ ya alarak, Rusya’ya karşı koruyacak. Sen bir kere, 70 yıla yakın bir süredir ittifak üyesi olan Türkiye’ye karşı görevini yap. Suriye’nin kuzeyindeki katil sürüsü PYD ve PKK’dan desteğini çek.

              Dünyamızın emperyal güçleri; Afganistan, Pakistan, Irak, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki tüm bu ızdırapların ve akan kanların sorumlusu sizlersiniz. Tüm bu ülkelere demokrasi getireceğiz dediniz, ancak kan ve gözyaşı getirdiniz.

             Zavallı Ukrayna’ya yürü arkandayız dediniz, bakın ülke yerle bir oldu. Bu savaşı bile kolay kolay bitirmeyecekler. Tek kurşun atmadılar. Ukrayna yerle bir oldu, Putin’i de ekonomik ablukaya aldılar.

             Sizler, kandan besleniyorsunuz. Hep demokrasi, demokrasi dersiniz ama o sadece kendiniz söz konusu olduğunuzda geçerlidir. Sahte dostluğunuzda, ittifakınızı da alın başınıza çalın.

 

SON SÖZ; “Düşünmek zor bir sanattır. Bu sebeple, çoğunluk sürüyü takip eder” CARL GUSTAV JUNG

SANDIĞA GİTMEDEN ÇÖZÜLMEZ!

 

Sayın Erdoğan ve AKP’nin Kıymetli Kalem şorları;

           Ülke sanki günlük güneşlik, her şey yolundaymış, yokluk, yoksulluk yokmuş, insanlar intihar etmiyor, yatağa aç girmiyormuş gibi “Yüreğin varsa bay Kemal, adaylığını açıkla” diye yollara döküldünüz.

             AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan durup durup “ Çık karşıma Kılıçdaroğlu. Yürekli ol, adaylığını açıkla” diye esip gürlüyor. Önce siz seçim tarihini açıklayın da, Millet ittifakı adayını açıklar.

Ayrıca, neden millet ittifakı adayı sizi bu denli ilgilendiriyor?

             Kardeşim, siz muhalefetin adayını bırakın da ülkedeki ekonomik yangını söndürün. Son 30 yılın en yüksek enflasyonu ortada. Halk perişan, vatandaş market konteynerleri karıştırıp açık pazar artıklarını toplarken siz bay Kemal adaylığını açıkla diyorsunuz.

            TÜİK bürokratları şaşkın! Bir türlü, gerçek enflasyonu açıklama cesaretini gösteremiyorlar. Sizin istediğiniz enflasyon rakamları açıklanmıyor diye ya bürokratlar görevden alınıyor, ya da onlar istifa ediyorlar.

               Sayın Erdoğan; Unutmayın ki orası altılı masa. Ortada ortak akıl var. Her konu enine, boyuna tartışılıp kararlar alınıyor. O masa, sizin tek başınıza kararlar vererek yönettiğiniz ülkeye benzemez. Oradaki slogan nedir, biliyor musunuz? “TEK YOL DEMOKRASİ”.

 

Sayın Erdoğan; Hatırlar mısınız?

 

               Sayın Kılıçdaroğlu size yıllardır “İstediğiniz TV kanalında, yanınıza da istediğiniz danışmanlarınızı alın ben tek başıma geleceğim tartışalım” diyor. Ama o davete bir gün olsun evet demediniz, diyemediniz. Ama bakın, şimdi Cumhurbaşkanlığı adaylığı için yağıp gürlüyorsunuz.

            Şimdi tam zamanı. Sayın Kılıçdaroğlu’na ”Bay Kemal şu tarihte A TV’de halkın karşısına çıkıp tartışalım. El mi yaman, bey mi yaman, tüm halk görsün@ diyebiliyor musunuz? Diyemezsiniz !!!

              İşte ekran, çıkın tartışın da görelim!!! Karşılıklı tartışacağınız bu program, öyle  yandaş TV’ler de ve grup toplantılarında atıp tutmaya benzemez.

 

Yürek ister, yürek !!!

 

             Şu anda, inanılmaz yokluk ve yoksulluk var. Ne olur bir kez olsun yanınıza kimseyi almadan, hatta kıyafet değiştirerek bir halk pazarına gidin veya sokaktaki insanlarla dertleşin. Anlatılanlara inanamayacaksınız, hatta gözleriniz dolacak. Durum bu kadar mı vahim diyerek kahrolacaksınız. Bir bebeğin açlıktan uyuyamadığı, bu tablo karşısında o ana babanın çaresizliğini, acısını nasıl anlatacaklar göreceksiniz.

Siz halk çocuğusunuz. Açlığı yoksulluğu çok iyi bilirsiniz.

            Bu halk, sizi neden iktidara taşıdı hatırlıyor musunuz Sayın Erdoğan? İçimizden biri, bize benziyor, halk çocuğu, ağzı dualı diyerek güvendiler sizi sevdiler ve 20 yıl iktidara taşıdılar. Peki aynı halk, şimdi ne diyor biliyor musunuz? “O artık bizden biri değil. O saraylı, itibardan tasarruf olmaz diyen biri, bizi hatırlar mı?” diyorlar.

              Sayın Erdoğan; İktidar olduğunuz ilk 10 yıl içerisinde, güzel şeyler de yaptınız. Ama o yıllardan başlayarak, siyasette giderek gerginleştiniz.

             Hele hele o saraya geçtikten sonra, halktan iyice koptunuz. Geriye dönüp bir bakın. Kurucu yol arkadaşlarınızdan, yanınızda hiç kimse kaldı mı? Etrafınızda yeni oluşturduğunuz dar bir ekiple, ülkeyi tek başınıza yönetiyorsunuz.

            Durum iyi değil, deniz bitti. Halka anlatacak yeni sözünüz de kalmadı. Doğu’da ünlü bir söz vardır “ Durumu kötüye giden tüccar, eski defterleri karıştırırmış” derlerdi. Sizde şimdi eski defterleri karıştırıp, aslı astarı olmayan “Türbanlı bacım neler çekti, iskelede türbanlı bacımın üstüne işediler, gezi olaylarında sığındıkları camide içki içtiler, bunların dini imanı yok.

 Ortalığı kasıp kavurdular, Vandallar” deyip duruyorsunuz.

            Bu laflar bayatladı. Zira gerçek olmadığı da ortaya çıktı. Bu saatten sonra, bu işler tutmaz ve tutmuyor.

               İlginç olan da, AKP’yi kurarken gömlek değiştirdik dediniz. Ama iktidar olduğunuzdan bu yana, devamlı gömlek değiştiriyorsunuz. Yeni giydiğiniz gömlekle, şimdi de milliyetçi oylara yöneldiniz.

             Kırk yıllık milliyetçi söylemlere başladınız. Bu saatten sonra, bunu o kesim yemez. O hedeflediğiniz milliyetçiler var ya, onlar minik ortağınıza da oy vermiyorlar.

           Sayın Erdoğan; Yerinizde olsam, kendime şu soruyu sorardım? Neden biz ve yönettiğimiz bu Ülke, bu hale geldi? Nerede hata yaptık?

Ben söyleyeyim. Birinci neden, ABD’nin oyununa gelip Suriye’ye daldınız.

            İkinci neden de tüm Ortadoğu ülkelerinin nefret edip dışladığı, Müslüman kardeşler korumacılığına soyundunuz.

             Zaten iddia şu ki, Esat’la bozuşmanızdaki temel nedenin de Müslüman kardeşler olduğu. İşte bu hatalar hem iktidarınızı, hem de ülkeyi bu duruma getirdi. Tüm Arap dünyası karşımıza geçti. Neden? Onunda temel nedeni, Müslüman kardeşleri arkalamanızdır.

Şimdi de ilişkileri düzeltmek için üç kuruşluk adamların ayaklarına gidiyoruz.

                Bir konuyu da dile getirmeliyim. Derler ya ‘Yiğidi öldür, hakkını ver.’ Katil sürüsü PKK ile verdiğiniz mücadele, her türlü övgüyü hak ediyor. NATO konusunda da ortaya koyduğunuz koşullar çok değerli.

               Ancak yeterli değil. Aynı resti ABD’nin Suriye’deki katil sürüsüne verdiği desteği tümü ile çekmesi ve ABD’nin Suriye’den çıkma sözünü verip, derhal uygulamasıdır. Bu konularda halk desteği arkanızda.

               Sayın Cumhurbaşkanı; Esat’la bir an önce el sıkışmadıktan sonra, şu günlerde yapılması düşünülen harekâtın bile bir yararı olmayacaktır. Eğer Esat’la el sıkışmamakta ısrar ederseniz, daha biz çooook Suriye’nin kuzeyine harekât yaparız.

              ABD ve AB iki ülkeyi NATO’ya alacaklar, sebep de Rusya’yı kuşatmak. Sözde bu iki ülkeyi NATO’ ya alarak, Rusya’ya karşı koruyacak. Sen bir kere, 70 yıla yakın bir süredir ittifak üyesi olan Türkiye’ye karşı görevini yap. Suriye’nin kuzeyindeki katil sürüsü PYD ve PKK’dan desteğini çek.

              Dünyamızın emperyal güçleri; Afganistan, Pakistan, Irak, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki tüm bu ızdırapların ve akan kanların sorumlusu sizlersiniz. Tüm bu ülkelere demokrasi getireceğiz dediniz, ancak kan ve gözyaşı getirdiniz.

             Zavallı Ukrayna’ya yürü arkandayız dediniz, bakın ülke yerle bir oldu. Bu savaşı bile kolay kolay bitirmeyecekler. Tek kurşun atmadılar. Ukrayna yerle bir oldu, Putin’i de ekonomik ablukaya aldılar.

             Sizler, kandan besleniyorsunuz. Hep demokrasi, demokrasi dersiniz ama o sadece kendiniz söz konusu olduğunuzda geçerlidir. Sahte dostluğunuzda, ittifakınızı da alın başınıza çalın.

 

SON SÖZ; “Düşünmek zor bir sanattır. Bu sebeple, çoğunluk sürüyü takip eder” CARL GUSTAV JUNG

SANDIĞA GİTMEDEN ÇÖZÜLMEZ!

 

Sayın Erdoğan ve AKP’nin Kıymetli Kalem şorları;

           Ülke sanki günlük güneşlik, her şey yolundaymış, yokluk, yoksulluk yokmuş, insanlar intihar etmiyor, yatağa aç girmiyormuş gibi “Yüreğin varsa bay Kemal, adaylığını açıkla” diye yollara döküldünüz.

             AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan durup durup “ Çık karşıma Kılıçdaroğlu. Yürekli ol, adaylığını açıkla” diye esip gürlüyor. Önce siz seçim tarihini açıklayın da, Millet ittifakı adayını açıklar.

Ayrıca, neden millet ittifakı adayı sizi bu denli ilgilendiriyor?

             Kardeşim, siz muhalefetin adayını bırakın da ülkedeki ekonomik yangını söndürün. Son 30 yılın en yüksek enflasyonu ortada. Halk perişan, vatandaş market konteynerleri karıştırıp açık pazar artıklarını toplarken siz bay Kemal adaylığını açıkla diyorsunuz.

            TÜİK bürokratları şaşkın! Bir türlü, gerçek enflasyonu açıklama cesaretini gösteremiyorlar. Sizin istediğiniz enflasyon rakamları açıklanmıyor diye ya bürokratlar görevden alınıyor, ya da onlar istifa ediyorlar.

               Sayın Erdoğan; Unutmayın ki orası altılı masa. Ortada ortak akıl var. Her konu enine, boyuna tartışılıp kararlar alınıyor. O masa, sizin tek başınıza kararlar vererek yönettiğiniz ülkeye benzemez. Oradaki slogan nedir, biliyor musunuz? “TEK YOL DEMOKRASİ”.

 

Sayın Erdoğan; Hatırlar mısınız?

 

               Sayın Kılıçdaroğlu size yıllardır “İstediğiniz TV kanalında, yanınıza da istediğiniz danışmanlarınızı alın ben tek başıma geleceğim tartışalım” diyor. Ama o davete bir gün olsun evet demediniz, diyemediniz. Ama bakın, şimdi Cumhurbaşkanlığı adaylığı için yağıp gürlüyorsunuz.

            Şimdi tam zamanı. Sayın Kılıçdaroğlu’na ”Bay Kemal şu tarihte A TV’de halkın karşısına çıkıp tartışalım. El mi yaman, bey mi yaman, tüm halk görsün@ diyebiliyor musunuz? Diyemezsiniz !!!

              İşte ekran, çıkın tartışın da görelim!!! Karşılıklı tartışacağınız bu program, öyle  yandaş TV’ler de ve grup toplantılarında atıp tutmaya benzemez.

 

Yürek ister, yürek !!!

 

             Şu anda, inanılmaz yokluk ve yoksulluk var. Ne olur bir kez olsun yanınıza kimseyi almadan, hatta kıyafet değiştirerek bir halk pazarına gidin veya sokaktaki insanlarla dertleşin. Anlatılanlara inanamayacaksınız, hatta gözleriniz dolacak. Durum bu kadar mı vahim diyerek kahrolacaksınız. Bir bebeğin açlıktan uyuyamadığı, bu tablo karşısında o ana babanın çaresizliğini, acısını nasıl anlatacaklar göreceksiniz.

Siz halk çocuğusunuz. Açlığı yoksulluğu çok iyi bilirsiniz.

            Bu halk, sizi neden iktidara taşıdı hatırlıyor musunuz Sayın Erdoğan? İçimizden biri, bize benziyor, halk çocuğu, ağzı dualı diyerek güvendiler sizi sevdiler ve 20 yıl iktidara taşıdılar. Peki aynı halk, şimdi ne diyor biliyor musunuz? “O artık bizden biri değil. O saraylı, itibardan tasarruf olmaz diyen biri, bizi hatırlar mı?” diyorlar.

              Sayın Erdoğan; İktidar olduğunuz ilk 10 yıl içerisinde, güzel şeyler de yaptınız. Ama o yıllardan başlayarak, siyasette giderek gerginleştiniz.

             Hele hele o saraya geçtikten sonra, halktan iyice koptunuz. Geriye dönüp bir bakın. Kurucu yol arkadaşlarınızdan, yanınızda hiç kimse kaldı mı? Etrafınızda yeni oluşturduğunuz dar bir ekiple, ülkeyi tek başınıza yönetiyorsunuz.

            Durum iyi değil, deniz bitti. Halka anlatacak yeni sözünüz de kalmadı. Doğu’da ünlü bir söz vardır “ Durumu kötüye giden tüccar, eski defterleri karıştırırmış” derlerdi. Sizde şimdi eski defterleri karıştırıp, aslı astarı olmayan “Türbanlı bacım neler çekti, iskelede türbanlı bacımın üstüne işediler, gezi olaylarında sığındıkları camide içki içtiler, bunların dini imanı yok.

 Ortalığı kasıp kavurdular, Vandallar” deyip duruyorsunuz.

            Bu laflar bayatladı. Zira gerçek olmadığı da ortaya çıktı. Bu saatten sonra, bu işler tutmaz ve tutmuyor.

               İlginç olan da, AKP’yi kurarken gömlek değiştirdik dediniz. Ama iktidar olduğunuzdan bu yana, devamlı gömlek değiştiriyorsunuz. Yeni giydiğiniz gömlekle, şimdi de milliyetçi oylara yöneldiniz.

             Kırk yıllık milliyetçi söylemlere başladınız. Bu saatten sonra, bunu o kesim yemez. O hedeflediğiniz milliyetçiler var ya, onlar minik ortağınıza da oy vermiyorlar.

           Sayın Erdoğan; Yerinizde olsam, kendime şu soruyu sorardım? Neden biz ve yönettiğimiz bu Ülke, bu hale geldi? Nerede hata yaptık?

Ben söyleyeyim. Birinci neden, ABD’nin oyununa gelip Suriye’ye daldınız.

            İkinci neden de tüm Ortadoğu ülkelerinin nefret edip dışladığı, Müslüman kardeşler korumacılığına soyundunuz.

             Zaten iddia şu ki, Esat’la bozuşmanızdaki temel nedenin de Müslüman kardeşler olduğu. İşte bu hatalar hem iktidarınızı, hem de ülkeyi bu duruma getirdi. Tüm Arap dünyası karşımıza geçti. Neden? Onunda temel nedeni, Müslüman kardeşleri arkalamanızdır.

Şimdi de ilişkileri düzeltmek için üç kuruşluk adamların ayaklarına gidiyoruz.

                Bir konuyu da dile getirmeliyim. Derler ya ‘Yiğidi öldür, hakkını ver.’ Katil sürüsü PKK ile verdiğiniz mücadele, her türlü övgüyü hak ediyor. NATO konusunda da ortaya koyduğunuz koşullar çok değerli.

               Ancak yeterli değil. Aynı resti ABD’nin Suriye’deki katil sürüsüne verdiği desteği tümü ile çekmesi ve ABD’nin Suriye’den çıkma sözünü verip, derhal uygulamasıdır. Bu konularda halk desteği arkanızda.

               Sayın Cumhurbaşkanı; Esat’la bir an önce el sıkışmadıktan sonra, şu günlerde yapılması düşünülen harekâtın bile bir yararı olmayacaktır. Eğer Esat’la el sıkışmamakta ısrar ederseniz, daha biz çooook Suriye’nin kuzeyine harekât yaparız.

              ABD ve AB iki ülkeyi NATO’ya alacaklar, sebep de Rusya’yı kuşatmak. Sözde bu iki ülkeyi NATO’ ya alarak, Rusya’ya karşı koruyacak. Sen bir kere, 70 yıla yakın bir süredir ittifak üyesi olan Türkiye’ye karşı görevini yap. Suriye’nin kuzeyindeki katil sürüsü PYD ve PKK’dan desteğini çek.

              Dünyamızın emperyal güçleri; Afganistan, Pakistan, Irak, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki tüm bu ızdırapların ve akan kanların sorumlusu sizlersiniz. Tüm bu ülkelere demokrasi getireceğiz dediniz, ancak kan ve gözyaşı getirdiniz.

             Zavallı Ukrayna’ya yürü arkandayız dediniz, bakın ülke yerle bir oldu. Bu savaşı bile kolay kolay bitirmeyecekler. Tek kurşun atmadılar. Ukrayna yerle bir oldu, Putin’i de ekonomik ablukaya aldılar.

             Sizler, kandan besleniyorsunuz. Hep demokrasi, demokrasi dersiniz ama o sadece kendiniz söz konusu olduğunuzda geçerlidir. Sahte dostluğunuzda, ittifakınızı da alın başınıza çalın.

 

SON SÖZ; “Düşünmek zor bir sanattır. Bu sebeple, çoğunluk sürüyü takip eder” CARL GUSTAV JUNG

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

YANLIŞ YAPAN SONUCUNA KATLANIR
30 Ocak 2023 11:59

NEYE GÖRE GÜNCELLEME
26 Ocak 2023 11:59

ÜLKE, YURTTAŞ  KOLTUK……
19 Ocak 2023 11:59

AKLIN YOLU BİR
11 Ocak 2023 11:59

ÜLKE, YURTTAŞ KOLTUK……
03 Ocak 2023 11:59

BAŞKA YOLU YOK BAŞARACAĞIZ
29 Aralık 2022 11:59

DEMOKRASİ KAZANACAK
23 Aralık 2022 11:59

DAHA NELER YAŞAYACAĞIZ
19 Aralık 2022 11:59

İÇİM ACIYOR
14 Aralık 2022 11:59

KIRMIZI İBİKLİ TAVUK
09 Aralık 2022 11:59

GERMENİN KİMSEYE YARARI YOK
07 Aralık 2022 11:59

AYDINLIĞA YÜRÜYÜŞ
04 Aralık 2022 11:59

"MARAŞ BİZE MEZAR OLMADAN DÜŞMANA GÜLZAR OLMAZ"
29 Kasım 2022 11:59

YAKIŞANI YAPSAK
25 Kasım 2022 11:59

HALKI DAHA FAZLA YORMAYIN
21 Kasım 2022 11:59

ARTIK TADINI KAÇIRIYORSUNUZ
13 Kasım 2022 11:59

TEK YOL DEMOKRASİ
07 Kasım 2022 11:59

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ NİN YÜZ YILI
04 Kasım 2022 11:59

LÜGATIMIZI ALFABEMİZİ DİLİMİZİ KAYBETTİK DİYENLERE
01 Kasım 2022 11:59

CUMHURİYET BÖYLE KURULDU  
27 Ekim 2022 11:59

YENİDEN DOĞUŞ
18 Ekim 2022 11:59

LİDER OLMAK
14 Ekim 2022 11:59

RAKAMLAR GERÇEĞİ SÖYLER
05 Ekim 2022 11:59

HAK HUKUK ADALET
03 Ekim 2022 11:59

GEREKİYORSA  DALLARI BUDAYACAK SIN
30 Eylul 2022 11:59

APTALLIĞIN TEORİSİ
23 Eylul 2022 11:59

APTALLIĞIN TEORİSİ
21 Eylul 2022 11:59

BAŞARAMAZSINIZ BAŞARAMAYACAKSINIZ
20 Eylul 2022 11:59

KARDEŞLİK İÇİN            DEMOKRASİ
16 Eylul 2022 11:59

KARDEŞLİK İÇİN DEMOKRASİ
13 Eylul 2022 11:59

BİRLİKTE ÇÖZEBİLİRİZ
10 Eylul 2022 11:59

“SOSYO-PATOLOJİK BİR        GERÇEK,  BİAT…
05 Eylul 2022 11:59

AYDINLIK, FİKRİ HÜR, İRFANI HÜR KUŞAKLARLA 
28 Ağustos 2022 11:59

ASKER HASTANELERİ
18 Ağustos 2022 11:59

YAŞANINCA MI?             ANLAŞILACAK
09 Ağustos 2022 11:59

ANLATAN MI, YAŞAYAN MI?
05 Ağustos 2022 11:59

“Dünkü Güneş’le bugünkü çamaşırı kurutamazsın”
01 Ağustos 2022 11:59

DİN DEĞİL, OY KARDEŞLİĞİ!
28 Temmuz 2022 11:59

O GÜNLERDEN, BU GÜNLERE!
27 Temmuz 2022 11:59

KIBRIS BARIŞ HAREKATI ANISINA
22 Temmuz 2022 11:59

“GİTMESİ GEREKENLER GİTSİN!”
16 Temmuz 2022 11:59

KEMAN VİRTÜÖZÜ VE BESTEKÂR TATYOZ EFENDİ
14 Temmuz 2022 11:59

NASIL TORPİL YAPILIR?
05 Temmuz 2022 11:59

SÖZÜN BİTTİĞİ YER !!!
01 Temmuz 2022 11:59

ZORLA GÜZELLİK OLMUYOR
27 Haziran 2022 11:59

 “DÜNYA BİZİ KISKANIYOR!”
23 Haziran 2022 11:59

İŞTE LİDER İŞTE CUMHURİYET
22 Haziran 2022 11:59

 ‘BURASI TÜRKİYE BURADAN ÇIKIŞ YOK!’    
14 Haziran 2022 11:59

BİRAZ OLSUN GERGİNLİKTEN KURTULALIM
12 Haziran 2022 11:59

BAK ŞU KÜFFARIN KIZI KÂFİRİN YAPTIĞINA
04 Haziran 2022 11:59

İSTEYİNCE VE GERÇEKTEN MİLLİ OLUNCA, OLUYORMUŞ DEMEK Kİ!
02 Haziran 2022 11:59

BU İNSANLAR BİZİM İNSANLARIMIZDI
29 Mayıs 2022 11:59

T.C. SAYIN CUMHURBAŞKANI’NA
23 Mayıs 2022 11:59

ORMANLARI YOK ET, TAŞ OCAĞI YAP, ATATÜRK HAVA LİMANI’ NI YIK, AĞAÇ DİK!
19 Mayıs 2022 11:59

GEÇMİŞTE ELEŞTİRDİĞİM TÜM SİYASİLERDEN ÖZÜR DİLERİM!
14 Mayıs 2022 11:59

AZİN NESİN’İN VAKFI’NA SAHİP ÇIKALIM
10 Mayıs 2022 11:59

BU ÇAĞDA, ÇAĞIN DIŞINDA KALAMAZSINIZ
08 Mayıs 2022 11:59

SAĞLIKTA ŞOK ÖNCESİ DÖNEM
05 Mayıs 2022 11:59

BİRAZ NEFESLENELİM
03 Mayıs 2022 11:59

BİR KEZ OLSUN YAŞANMADAN ÖNLEM ALALIM!
28 Nisan 2022 11:59

TÜRKİYE'YE GÖÇEN GUGUK KUŞLARI!
23 Nisan 2022 11:59

TÜRKİYE'YE GÖÇEN GUGUK KUŞLARI!
21 Nisan 2022 11:59

DERSİMİZ GAZİANTEP ÇÖPLÜĞÜ
18 Nisan 2022 11:59

İKTİDARA OY VERİYOR, MUHALEFETTEN HESAP SORUYOR!
15 Nisan 2022 11:59

GELECEK KUŞAKLARA SORUN BIRAKMAYALIM
12 Nisan 2022 11:59

TEKRARLARLA BİR YERE VARILMIYOR
11 Nisan 2022 11:59

BURAYA KADAR KADAR DESEK
08 Nisan 2022 11:59

ŞU DIŞ GÜÇLER YOK MU !!!?
05 Nisan 2022 11:59

“ ÖNCE VATAN” SONRA PARTİ!
01 Nisan 2022 11:59

EMPERYALİZME DE SAVAŞA DA HAYIR!
28 Mart 2022 11:59

LAİKLİK OLMADAN DEMOKRASİ OLMAZ!
25 Mart 2022 11:59

YAŞASIN 14 MARTLAR!
17 Mart 2022 11:59

BENİ TÜRK HEKİMLERİNE EMANET EDİNİZ (1938) GİDERLERSE GİTSİNLER (2022)
14 Mart 2022 11:59

MALATYA'NIN ŞEKERİ!
11 Mart 2022 11:59

MUHALEFET NEREDESİNİZ GELECEĞİMİZ KARARIYOR
09 Mart 2022 11:59

SIRA ZEYTİNLİKLERDE
07 Mart 2022 11:59

Tüm Yazılar