Prf. Dr. mesut parlak
[email protected]

İÇİM ACIYOR

14 Aralık 2022 03:59

 

 

           Son günlerde altı yaşındaki bir kız çocuğunun yaşadıkları, hastalıklı din anlayışının, tarikat ve cemaatler tarafından yozlaştırılması ve dayatılmasıdır.

Bizim anladığımız İslam anlayışı bu değildir.

            Diyanet İşleri Başkanına hatırlatmak gerekir. Türkiye laik demokratik sosyal bir hukuk devletidir. Bu konular yasalarla belirlenmiştir.

             Yüce İslami çürütmeyin ve kıymayın. İslami,tarikat ve cemaatlerin bu hastalıklı anlayışından kurtaracak “ LAİKLİK ” tir.

           Ulu Önder Atatürk, kutsal kitabımız Kuranı-kerimi Türkçeye tercüme ettirerek, tüm yurttaşların kendi dilinde okuyup anlamasını ve bir takım hastalıklı yapılanmaların da önünü kesmek istemiştir.

              Tüm bu yürek yakan konular tartışılırken, 2003-2010 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığı görevinde bulunan Sayın PROF DR ALİ BARDAKOĞLU, bakın neler diyor,

 

             1. İslam dini dünyada yaşansın diye gönderildi, ahrette değil. Yani dünyayı terk et, hiçbir şey yapma, ahrette kazanırsın mesajını vermiyor. Müslümanlar dünya-ahret dengesini yitirdiler.

             2. Biz Müslümanlığı sadece inanma ve namaz, oruç, hac gibi belli ritüelleri yerine getirme olarak algıladığımız sürece bu mahçup edici durum devam edecektir.

             3. Ortadoğu toplumları barut fıçısı gibi. Birbirlerine duydukları öfkeyi mezhep, din duyarlılığı veya öteki üzerinden dile getiriyor, onlar üzerinden kimlikler şekilleniyor. Toplum olarak ayrıştığımız, artık birbirimize öfke duyduğumuz doğrudur. Bunlar sosyal birlik beraberliğimiz açısından alarm noktalarıdır.

             4. Serbest pazar mantığıyla fetva arayan, müşteri memnuniyetine göre fetva verenler kapladı ortalığı. İslam âlimlerinin içinde yaşadığı hayatla ve gerçekliklerle bağı koptu. Üçüncü, beşinci asırda yazılan kitaplardaki bilgileri tekrar ederek insanlara dini anlattığımızı düşünemeyiz. 50 küsur İslam ülkesi var, paramparçayız.

            5. İslam barış dinidir diyoruz ama kimseyi inandıramıyoruz, çünkü birçok yerde Müslümanlar birbirinin boğazını sıkıyor. Birbirinin Müslümanlığını beğenmez oldular, birbirini itham ve tekfir ederek sürekli camdan aşağı atmakla meşguller.

            6. Her şeyin altüst olduğu, fırsat eşitliğinin olmadığı, işgaller altında umutların tükendiği, siyasal katılımın olmadığı toplumda sadece din anlatarak insanları mutlu edemeyiz.

             İslam dünyası acilen bilgi, çalışma, üretme, temizlik, sosyal barış, sosyal adalet, insan hakları, kadın hakları, çevre, özgürlükler, ötekinin hakkı gibi temel konularda zihnini durultmak ve bu konularda mesafe almak zorunda. İslamiyet’te ibadet sadece kıldığımız namaz değildir. İnsanlığa, dünyanın imarına, sulha, barışa hizmet eden her davranış ibadettir.

              7. Gönlüm isterdi ki, evrensel ilâhî din olan İslam’ın günümüz uleması dünyada kanıksadığımız bunca eşitsizlik, sömürü, adaletsizlik, güçlü ve egemenin oldu bittileri karşısında hakkın sesi olsun, her türlü ayırımcılığa karşı çıksın, bizlere hepimizin Âdem’in çocukları kardeşler olduğumuzu, insan olarak eşit ve değerli olduğumuzu, insanca bir hayatın hepimizin temel hakkı olduğunu hatırlatsın.

Ama öyle olmadı ve olmuyor. Olup bitene eleştirel baktığımızda bunu açıkça görüyoruz.

            8.Bugün birçok dini cemaat birer ekonomik sektöre dönüştü. Unutmamalı, Türkiye’de dini gruplar kamusal alana sirayet etmeye başladığı, kapalı ve kayıt dışı olup kendilerine göre dini eğitim vermeye başlarsa sorun büyür, FETÖ’ deki gibi. Ülke benzeri oluşumlara gebe demektir.

               9. Dini cemaat ve tarikatlar siyaset, kamusal alan, yaygın din eğitimi ve ticaretten elini çekip kendi asli ve sivil hizmet alanlarına çekilmezse, kayıt dışılıktan çıkıp şeffaf ve denetlenebilir olmazsa yeni maceralar yaşamamız kaçınılmaz görünüyor.

              10. Din artık melankoli ve gözyaşı olarak sunuluyor ve algılanıyor. Böyle bir din anlayışı sizi dünya sahnesinde yukarı çeker mi? Hazreti Muhammed’in hayatını öyle bir anlatıyorlar ki, öyle bir hayatın örnek alınması ve yaşanması mümkün değil. Bugün İslam dinini gizemli, esrarengiz bir din olarak sunanlar, asılsız kutsallıklar üretenler aslında kendi din ticaretleri için müşteri artırımı peşindeler.

            11. “Din, acı, gözyaşı, melankoli ve menkıbedir” dedik. Ya geçmişe özlemle ya da bir kurtarıcı bekleyerek vakit geçiriyoruz. Bireyi ve birey bilincini, birey sorumluluğunu yok ettik.

             Başımıza geleni de hep “ya Allah’ın gazabı ya da ötekinin kötülüğü” diye anlattık. “Sen sadece dua et, hatta en etkili ve gizemli duayı ve zamanı bul yeter, bunlardan kurtulursun” diyerek piyangocu bir anlayışı besledik. Halkı böyle besleyince onlar da buna uygun hoca tipi istemeye başladı.

              12. Böyle bir dini anlayışın, çocuklarımız, torunlarımız tarafından nasıl karşılanacağından emin değilim. Artık yavaş yavaş yol ayrımına geliyoruz. Çocuklarımız, torunlarımız sorguluyor, görüyor, biliyor.

             Bireyin olmadığı, kadın hakkı, insan hakkı, çevre bilinci, bilgi üretimi, sosyal adalet, hukuk, özgürlük, düşünce gibi temel değerlerin yeterince gelişmediği, sadece melankoli, sadece menkıbe, gözyaşı, ötekileştirme ve öfkenin yer aldığı bir din anlatımı İslamo fobi’yi mahallemize indirecektir. Bizim çocuklarımız, torunlarımız da büyük sorular soracaktır.

              13. Bizim din anlayışımız sığlaştı. Dindarlığı dar bir alana hapsettik. Müslümanlar şeklen dindarlaştıkça, dünyevileşmesi de artıyor.

             İslam, seccadeni ser ibadetle ömrünü geçir demiyor. Düşünce, bilgi, yararlı iş, temizlik, haklının ve mağdurun yanında olma, iyiliği destekleyip kötülüğü önleme, insanı insan olduğu için sevme hepsi ibadettir. Sadaka ve iane kültürüyle ya da retorikle bunları sağlayamayız.

              14. Kuran’ı Kerim ile aramız açıldı. Kuran’ı Kerim’in bize verdiği öğütlere kulak tıkadık ve kendi yanlışlarımıza kendimiz fetva vermeye başladık.(Alıntı)

 

 SON SÖZ; Kural şudur; “Doğru söyleyen sadece anlatır, yalan söyleyen ikna etmeye çalışır”.

                    JOE NAVARRO

 

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

YANLIŞ YAPAN SONUCUNA KATLANIR
30 Ocak 2023 03:59

NEYE GÖRE GÜNCELLEME
26 Ocak 2023 03:59

ÜLKE, YURTTAŞ  KOLTUK……
19 Ocak 2023 03:59

AKLIN YOLU BİR
11 Ocak 2023 03:59

ÜLKE, YURTTAŞ KOLTUK……
03 Ocak 2023 03:59

BAŞKA YOLU YOK BAŞARACAĞIZ
29 Aralık 2022 03:59

DEMOKRASİ KAZANACAK
23 Aralık 2022 03:59

DAHA NELER YAŞAYACAĞIZ
19 Aralık 2022 03:59

KIRMIZI İBİKLİ TAVUK
09 Aralık 2022 03:59

GERMENİN KİMSEYE YARARI YOK
07 Aralık 2022 03:59

AYDINLIĞA YÜRÜYÜŞ
04 Aralık 2022 03:59

"MARAŞ BİZE MEZAR OLMADAN DÜŞMANA GÜLZAR OLMAZ"
29 Kasım 2022 03:59

YAKIŞANI YAPSAK
25 Kasım 2022 03:59

HALKI DAHA FAZLA YORMAYIN
21 Kasım 2022 03:59

ARTIK TADINI KAÇIRIYORSUNUZ
13 Kasım 2022 03:59

TEK YOL DEMOKRASİ
07 Kasım 2022 03:59

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ NİN YÜZ YILI
04 Kasım 2022 03:59

LÜGATIMIZI ALFABEMİZİ DİLİMİZİ KAYBETTİK DİYENLERE
01 Kasım 2022 03:59

CUMHURİYET BÖYLE KURULDU  
27 Ekim 2022 03:59

YENİDEN DOĞUŞ
18 Ekim 2022 03:59

LİDER OLMAK
14 Ekim 2022 03:59

RAKAMLAR GERÇEĞİ SÖYLER
05 Ekim 2022 03:59

HAK HUKUK ADALET
03 Ekim 2022 03:59

GEREKİYORSA  DALLARI BUDAYACAK SIN
30 Eylul 2022 03:59

APTALLIĞIN TEORİSİ
23 Eylul 2022 03:59

APTALLIĞIN TEORİSİ
21 Eylul 2022 03:59

BAŞARAMAZSINIZ BAŞARAMAYACAKSINIZ
20 Eylul 2022 03:59

KARDEŞLİK İÇİN            DEMOKRASİ
16 Eylul 2022 03:59

KARDEŞLİK İÇİN DEMOKRASİ
13 Eylul 2022 03:59

BİRLİKTE ÇÖZEBİLİRİZ
10 Eylul 2022 03:59

“SOSYO-PATOLOJİK BİR        GERÇEK,  BİAT…
05 Eylul 2022 03:59

AYDINLIK, FİKRİ HÜR, İRFANI HÜR KUŞAKLARLA 
28 Ağustos 2022 03:59

ASKER HASTANELERİ
18 Ağustos 2022 03:59

YAŞANINCA MI?             ANLAŞILACAK
09 Ağustos 2022 03:59

ANLATAN MI, YAŞAYAN MI?
05 Ağustos 2022 03:59

“Dünkü Güneş’le bugünkü çamaşırı kurutamazsın”
01 Ağustos 2022 03:59

DİN DEĞİL, OY KARDEŞLİĞİ!
28 Temmuz 2022 03:59

O GÜNLERDEN, BU GÜNLERE!
27 Temmuz 2022 03:59

KIBRIS BARIŞ HAREKATI ANISINA
22 Temmuz 2022 03:59

“GİTMESİ GEREKENLER GİTSİN!”
16 Temmuz 2022 03:59

KEMAN VİRTÜÖZÜ VE BESTEKÂR TATYOZ EFENDİ
14 Temmuz 2022 03:59

NASIL TORPİL YAPILIR?
05 Temmuz 2022 03:59

SÖZÜN BİTTİĞİ YER !!!
01 Temmuz 2022 03:59

ZORLA GÜZELLİK OLMUYOR
27 Haziran 2022 03:59

 “DÜNYA BİZİ KISKANIYOR!”
23 Haziran 2022 03:59

İŞTE LİDER İŞTE CUMHURİYET
22 Haziran 2022 03:59

 ‘BURASI TÜRKİYE BURADAN ÇIKIŞ YOK!’    
14 Haziran 2022 03:59

BİRAZ OLSUN GERGİNLİKTEN KURTULALIM
12 Haziran 2022 03:59

SANDIĞA GİTMEDEN ÇÖZÜLMEZ!
08 Haziran 2022 03:59

BAK ŞU KÜFFARIN KIZI KÂFİRİN YAPTIĞINA
04 Haziran 2022 03:59

İSTEYİNCE VE GERÇEKTEN MİLLİ OLUNCA, OLUYORMUŞ DEMEK Kİ!
02 Haziran 2022 03:59

BU İNSANLAR BİZİM İNSANLARIMIZDI
29 Mayıs 2022 03:59

T.C. SAYIN CUMHURBAŞKANI’NA
23 Mayıs 2022 03:59

ORMANLARI YOK ET, TAŞ OCAĞI YAP, ATATÜRK HAVA LİMANI’ NI YIK, AĞAÇ DİK!
19 Mayıs 2022 03:59

GEÇMİŞTE ELEŞTİRDİĞİM TÜM SİYASİLERDEN ÖZÜR DİLERİM!
14 Mayıs 2022 03:59

AZİN NESİN’İN VAKFI’NA SAHİP ÇIKALIM
10 Mayıs 2022 03:59

BU ÇAĞDA, ÇAĞIN DIŞINDA KALAMAZSINIZ
08 Mayıs 2022 03:59

SAĞLIKTA ŞOK ÖNCESİ DÖNEM
05 Mayıs 2022 03:59

BİRAZ NEFESLENELİM
03 Mayıs 2022 03:59

BİR KEZ OLSUN YAŞANMADAN ÖNLEM ALALIM!
28 Nisan 2022 03:59

TÜRKİYE'YE GÖÇEN GUGUK KUŞLARI!
23 Nisan 2022 03:59

TÜRKİYE'YE GÖÇEN GUGUK KUŞLARI!
21 Nisan 2022 03:59

DERSİMİZ GAZİANTEP ÇÖPLÜĞÜ
18 Nisan 2022 03:59

İKTİDARA OY VERİYOR, MUHALEFETTEN HESAP SORUYOR!
15 Nisan 2022 03:59

GELECEK KUŞAKLARA SORUN BIRAKMAYALIM
12 Nisan 2022 03:59

TEKRARLARLA BİR YERE VARILMIYOR
11 Nisan 2022 03:59

BURAYA KADAR KADAR DESEK
08 Nisan 2022 03:59

ŞU DIŞ GÜÇLER YOK MU !!!?
05 Nisan 2022 03:59

“ ÖNCE VATAN” SONRA PARTİ!
01 Nisan 2022 03:59

EMPERYALİZME DE SAVAŞA DA HAYIR!
28 Mart 2022 03:59

LAİKLİK OLMADAN DEMOKRASİ OLMAZ!
25 Mart 2022 03:59

YAŞASIN 14 MARTLAR!
17 Mart 2022 03:59

BENİ TÜRK HEKİMLERİNE EMANET EDİNİZ (1938) GİDERLERSE GİTSİNLER (2022)
14 Mart 2022 03:59

MALATYA'NIN ŞEKERİ!
11 Mart 2022 03:59

MUHALEFET NEREDESİNİZ GELECEĞİMİZ KARARIYOR
09 Mart 2022 03:59

SIRA ZEYTİNLİKLERDE
07 Mart 2022 03:59

Tüm Yazılar