ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

İHD “Basın Özgürlüğü Günün de Özgür Olmayan Basın”

 

03 Mayıs 2017 18:17
İHD “Basın Özgürlüğü Günün de Özgür Olmayan Basın”

 

 

 

 

 

İnsan Hakları Derneği Malatya Şubesi tarafından 3 Mayıs dünya basın özgürlüğü günü nedeni ile basın açıklamasında bulunarak, “Türkiye’de özgür basından söz edilemeyeceği” açıklamalarında bulunuldu.

Dernek Binasında, basın açıklaması gerçekleştiren İHD Malatya şube Başkanı Gönül Öztürkoğlu, basın özgürlüğü için şu açıklamalara yer verdi;

“Birleşmiş Milletler 1993 yılında, 3 Mayıs gününü, “Dünya Basın Özgürlüğü Günü” olarak kabul ve ilan etti.

Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğüdür. İfade özgürlüğü hem Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar uluslararası Sözleşmede(madde 19) aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (madde 10) bir insan hakkı olarak düzenlenmiştir.

Basın yayın organları bir insan hakkı olarak, hem bilgiye, habere, yoruma ulaşma hem de ulaşılan bilgi, haber ya da yorumun yayılmasının en önemli araçlarından biridir.

Türkiye genel olarak ifade özgürlüğü, özel olarak da basın özgürlüğü açısından sistemik ve yapısal sorunların yaşandığı bir ülke durumundadır.

Sayılar her gün değişmekle birlikte şu anda 150’den fazla gazeteci tutukludur. Freedom House’nin yayımladığı istatistiklere göre Türkiye basın özgürlüğü açısından 199 ülke arasında 163.sıradadır. Bu sıralamadaki yeri itibariyle Türkiye, “özgür olmayan ülkeler” arasındadır.

Türkiye hem mevzuat açısından hem de uygulamada(idarenin ve yargının pratikleri bakımından) ifade özgürlüğünün ve basın özgürlüğünün en fazla sınırlandırıldığı ülkelerden birisidir.

Söz gelimi Türk Ceza Kanununda ifade özgürlüğünü sınırlandıran 40’tan fazla madde bulunmaktadır. Terörle Mücadele Kanununun 6. Maddesi ile 7/2. Maddesi bizatihi ifade özgürlüğünü sınırlandırmak ve cezalandırmak için kullanılmaktadır.

Bilgiye erişim ve yayma hakkının sınırlanması bakımından, “devlet sırrı” kavramı kullanılan 30’dan fazla yasa bulunmaktadır. Gizli, gizlilik, açıklanamaz, yayımlanamaz kavramları kullanılarak haber ya da bilgiye erişim ve yayma sınırlamalarının bulunduğu 60’tan fazla yasa bulunmaktadır.”

 

“OHAL’İN KALDIRILMASI GEREKİR”

 

Öztürkoğlu, OHAL bahanesi ile bir çok muhalif yayın organının kapatıldığını ve kapatılan bu kurumlarda çalışanların haklarının verilmediğine dikkat çekerek şunları söyledi; “Bütün bunlara kolluk güçleri ve idarenin getirdiği sınırlamalar/kısıtlamalar ve yargının AİHM içtihatlarına aykırı karar pratikleri eklenmelidir.

Bugün Türkiye 180 (20’si sonradan iade )yazılı ve görsel basın yayın kuruluşunun yargı kararı olmaksızın OHAL KHK’larıyla kapatıldığı, basın yayın kuruluşlarının mülkiyetine de OHAL KHK’larıyla el konulabildiği bir ülkedir. Kapatma ve el koymaların genel olarak ifade özgürlüğü

özel olarak basın özgürlüğünün ağır bir ihlali olduğu tartışmasızdır. Sonuç olarak, hükümete şöyle talep ve tavsiyelerde bulunabiliriz. Yargısız el konulan basın yayın organları, sahiplerine iade edilmelidir. Kapatılan ve el konulan basın yayın organlarında çalışanların hakları güvence altına alınmalı ve alacakları ödenmelidir.

Gazetecilerin yazdıkları yazılar nedeniyle örgüt üyeliğinden veya örgüte yardım etmekten veya örgüt propagandası yapmaktan yargılanmaları kabul edilemez. Bu uygulama basın özgürlüğü üzerinde bir tehdittir. Bundan vazgeçilmelidir. Gazetecilerin tutuklu yargılanması da kabul edilemez. Tutuklu yargılama da ifade ve basın özgürlüğü üzerinde ciddi bir tehdittir. Gazeteci tutuklamalarından vazgeçilmelidir. OHAL’in kendisi ve pratikleri ifade özgürlüğünün önündeki en büyük engellerden birisidir. OHAL’in kaldırılması gerekir.”

 

“HAK MÜCADELESİNE DEVAM EDECEĞİZ”

 

Basının özgür olması için sonuna kadar mücadele içerisinde olacaklarını ifade eden Öztürkoğlu, açıklamasını şu sözlerle tamamladı; “İfade özgürlüğü ve basın özgürlüğü ile ilgili mevzuatın bir bütün olarak ulusal üstü insan hakları belgeleri ve AİHM içtihatlarıyla uyumlu olacak şekilde gözden geçirilmesi gerekir.

Soruşturma, kovuşturma ve yargılama makamları(savcılar ve yargıçlar) AİHM içtihatlarına göre davranmalıdır. Bu aynı zamanda Anayasanın 90.maddesinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin insan haklarının korunması bakımından uluslararası bir yükümlülüğüdür.

Dünya basın özgürlüğü gününde özgür olmayan basının özgürleşmesi için hak mücadelesi devam edecektir.

 

 

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.