ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

İHD ' Şimdi ülkemizin kaderi için TBMM'yi Anayasal yetkisini kullanmaya ve 696 sayılı KHK'yi görüşerek reddetmeye davet ediyoruz.'

 

29 Aralık 2017 22:27
 İHD ' Şimdi ülkemizin kaderi için TBMM'yi Anayasal yetkisini kullanmaya ve   696 sayılı KHK'yi görüşerek reddetmeye davet ediyoruz.'

 

Son KHK düzenlemesi ile şiddetin tekeline siviller de eklenerek suç ortaklığı yaygınlaştırılmaktadır.

 

 

 

Son günlerde OHAL Kapsamında yayınlanan ve bilirkişilerce birçok sakıncası olan KHK nelere bir itirazda Malatya İnsan hakları derneğinden geldi.

İnsan hakları derneğinde basın açıklaması yapan İHD Malatya şube başkanı Gönül Öztürkoğlu yaptığı açıklamalarda önce KHK Ları sonrada ROBOSKİ katliamının yıl dönümü nedeni ile bu katliamı yapanları yaptıranları şiddetle ve nefretle kınadığını belirtti

Geçtiğimiz günlerde çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameye (KHK) tepkiler devam ederken, bu kapsamda İnsan Hakları Derneği Malatya Şubesi tarafından açıklama gerçekleştirilerek,  Son KHK düzenlemesi ile Devletin cezasızlıkla korunan şiddet tekeline siviller de eklenerek suç ortaklığı yaygınlaştırılmaktadır” denildi. Ayrıca 28 Aralık’ta yaşanan Şırnak Uludere’de (ROBOSKİ)  düzenlenen hava bombardımanında 19 ‘u çocuk toplam 34 kişi hayatını kaybettiği olay içinde açıklama yapılarak, “ne yazık ki adalet halen yok” mesajları verildi.

    Dernek binasında açıklama gerçekleştiren, İHD Malatya Şube Başkanı Gönül Öztürkoğlu, her iki konuyu gündemine taşıyarak şu açıklamalara yer verdi; “Demokrasinin inkârı ile temel hak ve özgürlüklerin tamamen ayaklar altına alınması anlamına gelen tüm darbe ve darbe girişimlerine karşı olduğumuz bilinmektedir. Bu kapsamda, 15 Temmuz 2016 tarihindeki askeri darbe girişimine karşı açık tutumumuzu paylaşmıştık.

    Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları sorunlarının askeri darbe döneminin zihniyeti ve kanunları ile ortadan kaldırılamayacağını sürekli vurguladık ve vurgulamaya devam ediyoruz.

    Ne yazık ki, bugüne kadar çıkarılan 30 adet OHAL Kanun Hükmünde Kararnamesi ve siyasi iktidarın bunlara dayalı gündelik hayattaki uygulamaları bu kaygımızı her geçen gün daha da pekiştirmektedir. Bu KHK’lar ile 300’ün üzerinde kanunda kalıcı düzenlemeler yapılmış, OHAL hiç bitmeyecekmiş gibi yeni bir OHAL düzeni kurulmuştur.

     Bununla birlikte bütünlüklü ele alınması gereken 696 sayılı KHK’nin, insan hakları kurumları olarak varlık sebeplerimiz ile doğrudan ilgili, iki düzenlemesine ilişkin görüşlerimizi bu uygulama girişimlerden derhal vazgeçilmesi çağrısı ile paylaşmak isteriz.

 SUÇORTAKLIĞI YAYGINLAŞACAK

    Son KHK düzenlemesi ile Devletin cezasızlıkla korunan şiddet tekeline siviller de eklenerek suç ortaklığı yaygınlaştırılmaktadır.

    Böylece iktidarın yandaşı olan “sivil kitleler, sadece politik muhalifleri değil toplumsal veya ahlaki açıdan “sapkın” olarak gördükleri kişi ve davranışları bir tür ihkak-ı hak (hakkı, hukuku bizzat gerçekleştirme) anlayışıyla keyfi biçimde “cezalandırmaya” kalkacaklar ve cezasızlık zırhı ile korunacaklardır.

    Bu durum, linç kültürünün meşrulaştırılarak/yasalaştırılarak kalıcı bir OHAL yöntemi haline getirilmesidir. Daha da vahimi, bugüne kadar siyasi kaygı ve çıkarlarla toplumda yaratılan kutuplaşmayı daha da derinleştirecek, ülkeyi herkesin herkese şiddet uyguladığı, artık hiçbir yurttaşın yaşam hakkının dahi güvence altında olmadığı bir kargaşa ortamına sürükleyecektir.

SAVUNMA HAKKI İHLA EDİLECEK

    Tek tip elbise mahpusa yönelik her türlü şiddet uygulamasının kolaylaştırıcı bir aracı haline dönüştürülebilecektir. Yanı sıra, tek tip elbiseyi kabul etmeyen mahpus buna direndiğinde, mahpusa fiziki ve manevi şiddet uygulanabilecektir. Türkiye ve dünyadaki hapishaneler tarihi bunun örnekleri ile doludur.

     Mahpusun tek tip elbise giymeye zorlanması adil yargılanma hakkının da ihlalini doğuracaktır. Tek tip elbiseyi giymek istemeyen mahpuslar işkence yasağına aykırı fiillerle zorlamaya rağmen giymek istemezse mahkemeye götürülmeyecek ve savunma hakkı ihlal edilecektir.

    Tek tip elbisenin bu şekilde düzenlenmesi topluma yönelik bir dayatma ve topluma tek tipçiliği benimsetme davranışı olduğu kadar mahpusun toplumda damgalanması ve insan olarak görünmezliğe mahkum edilmesidir.

   Tek tip kıyafet iktidarların politik tercihlerine uymayan bireylere yönelik simgesel, biçimsel, politik bir saldırı aracına dönüştürülmek istenmektedir.

    Bir şiddet simgesi olan tek tip elbise kişi üzerine kurulan, aynı zamanda tüm topluma gösterilen iktidar otoritesinin en görünür ifadelerinden birisidir. Bu bakımdan sadece mahpusa değil toplumun tamamına dayatılan bir cezalandırma ve tek tipçiliği benimsetme davranışıdır.

 

Sonuç olarak; 696 sayılı OHAL KHK’si göstermiştir ki keyfi yönetim anlayışında sınır kalmamıştır. Anayasa’nın 121. maddesine ve TBMM’nin iç tüzüğüne göre OHAL KHK’lerinin 30 gün içerisinde TBMM tarafından görüşülerek onaylanması gerekir.

KHK’İ REDDETMEYE DAVET EDİYORUZ

     Siyasal iktidar maalesef son iki KHK öncesinde çıkarılan 28 OHAL KHK’sinden da sadece 5’i hakkında TBMM onayı alarak açıkça Anayasayı ihlal etmiştir. Bu nedenle bir an önce bu düzenlemelerin yargı denetimine tabi tutulması ve OHAL’in kaldırılması gerekmektedir.

    Şimdi ülkemizin kaderi için vahim ve kaygı verici bu son gelişme karşısında TBMM’yi Anayasal yetkisini kullanmaya ve 696 sayılı KHK’yi görüşerek reddetmeye davet ediyoruz. Ayrıca tüm duyarlı kamuoyunu da linç kültürünün sıradan bir OHAL yöntemi haline gelmesini önlemek için demokratik tepkilerini göstermeye çağırıyoruz.

 

ROBOSKİ İÇİN ADALET HALA YOK

 

    ŞIRNAK’ ın Uludere İlçesi’ne 28 Aralık 2011 tarihinde düzenlenen hava bombardımanında 19 ‘u çocuk toplam  34 kişi  hayatını kaybetti.. ne yazık ki adalet  hala yok..

    Failler ve sorumlular yargı önüne çıkarılarak cezalandırılmalı. Eğer Roboski‘ de yaşanan katliamın failleri açığa çıkarılmış olsaydı o dönem, üzerine gidilmiş olsaydı, belki bugün yaşadığımız darbe süreçleri ve ondan önce yaşanan çatışmalar, katliamlar olmazdı”.

   Bu saldırı tarih sayfalarına kanlı bir katliam olarak geçti. Olayın üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen hiç bir şey açığa çıkmadı.

    Biz insan hakları  savunucuları olarak ailelerin yanında olmak isterdik acılarını paylaşmak isterdik maalesef OHAL  nedeniyle aileleri bile mezarı başında anmaya dahi  izin verilmiyor  bu İnsan hakları ihlalidir..

    Etkin bir soruşturma olmadığı gün gibi ortada olan bu süreçte elbette adalet çıkması beklenemezdi. Hukuk ve demokrasi ile yönetilen bir ülke olduğu iddiasında bulunan devletin yapması gereken katliamı aydınlatmak failleri yargılayıp cezalandırmaktır.

    İnsan Hakları savunucuları olarak bizler inanıyoruz ki vicdanlarda mahkum edilmiş insanlığa karşı suçlar ve failleri bir gün mutlaka yargılanacaktır”

“ROBOSKİ FAİLLERİ ORTAYA ÇIKARILSAYDI BELKİ DARBE SÜREÇLERİ OLMAZDI”

  34 kişinin yaşamını yitirdiği olay ile ilgili derhal etkin bir soruşturma başlatılması ve failler ile sorumluların yargı önüne çıkarılarak cezalandırılması gerektiğini belirterek, “Türkiye yakın tarihte yaşanan katliamların aydınlatılması ve toplumsal barışın inşa edilebilmesi için hakikatleri araştırma komisyonu kurmalı geçmiş ile yüzleşme sağlanmalıdır. 

Son KHK düzenlemesi ile şiddetin tekeline siviller de eklenerek suç ortaklığı yaygınlaştırılmaktadır.

 

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.