ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

   Buradan CHP yerel de Malatya örgütüne genel de de genel merkezine yüksek sesle sesleniyorum ve soruyorum;

 Barış olmadan adalet olabilir mi?

    Son olarak mecliste AKP’nin savaş kararına ortak olarak o tezkereye imza atarak inanın benimde şahsen takdir ettiğim ve olması gereken dediğim o başarılı Adalet yürüyüşünü anlamsız sportif bir faaliyete dönüştürdünüz ve çok yazık ettiniz. O kadar emeği o kadar samimi insanın emeğini boşa çıkardınız

     CHP olarak sol ve sosyal demokrat olduğunuzu iddia ediyor Türkiye halklarından oy istiyorsunuz.

 Biz Kürt Türk alevi Sünni etle tırnağız diyorsunuz ancak faşist gerici ırkçı partiler gibi Kürt ve alevi olan tırnaklar ne zaman biraz uzasa uzadıkça anında onlarla birleşerek hiç acımadan kesip atıyorsunuz.

Yine bir teskere imzalamakla söküp atmaya çalıştınız…

Daha dün Malatya ya ona yakın içinde gurup başkanı genel başkan yardımcıları ve milletvekilleri olan bir gurup geldi. Küçücük bir salonda küçücük bir gurup partililere hitap ederken “Adalet ve demokrasi” lafını ağzından düşürmeyenler ikinci gün mecliste tezkereye evet oyu verdiler. Bu mu demokrasi bu mu adalet anlayışınız?   

   Sol ve sosyal demokratım diyecek arkasında bu değerlere ait olan demokrasiyi barışı insan haklarını ve ulusların kendi kaderini tayin etme hakkını tanımayacaksınız. Böyle bir sol anlayış yok

Kürt karşıtlığınız AKP’nin savaşını desteklemeye kadar varıyorsa sizin içi boş ‘Adalet’ söyleminize kim inanır? Demokrasi ve insan hakları tanımayan bir çarpık toz duman olmuş bir zeminde çarpık adımlarla ilerliyorsunuz. Hem kendinize hem de sizlere oy veren büyük kesime yazık ediyorsunuz.

    Kadrolarınızı o kadar boşaltarak yerini ne i düğü belirsiz birkaç kişiyi yerleştirdiniz ki belki siz bile yaptığınız bu değişikliklere ilerde ben ne yapmışım diyeceksiniz ancak iş işten çoktan geçmiş olacak atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacak.

   Örneğin IŞİD’ ile Musul’da devlet adına ne i düğü belirsiz pazarlıklara giren bir eski karanlıklarla dolu aydınlanması gereken bir sözde diplomatı dış işlerinde sorumlu gibi göstererek peşine takıldınız.

Kim bu sözde diplomat? Siyasi geçmişi vatandaşlık geçmişi nedir? Ki birden bire paraşütle CHP genel başkan yardımcılığı gibi çok önemli bir göreve geldi getirildi.

   Bence bunun çok ivedi bir şekilde araştırılması tartışılması gerekir gerekiyor diye düşünüyorum.

AKP iktidarının orta doğuda ve hiçbir gerekçesi olmadan girişeceği savaşı destekleyen tezkereye yine oy çokluğu ile destek verdiniz gönülden katıldınız.  Böylece sayın! Erdoğan’ın can simidi olarak yapmış olduğu yanlış dış politikayı desteklemiş oldunuz.

    Irak ın bir bölgesinde yapılan meşru ve %93 lük bir ezici sonuçla sonuçlanan referanduma karşı halen iktidarın niçin daha sert önlemler almadığını sorguluyorsunuz. Hatta referandum sonuçlandığı halde iktidarı, İran ve Irak’la bir olup Kürtlere gereken dersi vermeye çağırıyorsunuz.

Bu nasıl “ adalet “ bu nasıl demokrat olmak demokrasiden dem vurmak?

Bu nasıl bir nefret, bu nasıl bir devlete biat anlayışıdır?

Ülke uçuruma doğru yuvarlanırken, faşizm en vahşi haliyle şekliyle uygulamaları ile kapıdayken dahi halklarınız hatta seçmenlerinizle yan yana durmadınız duramadınız

Yaklaşık yüz yıldır uygulanan tekçi politika gereği Türk – İslam sentezi ile zaten Alevilerin Kürtlerin ve her türlü azınlıkların, farklıların kimliklerine, kültürlerine dillerine zalimce saldırdılar halen de saldırıyorlar

    Uygulanan politikalarda ve Cumhurbaşkanının her seferinde ısrarla eli ile dört işareti yaparak yorumunda da, Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet derken ilaveten de tek ırk, tek dil, tek din, hatta tek mezhep politikasının hüküm sürdüğü bu günümüzde diğerlerinin yaşama şansı çok zor

Son zamanlarda ki özellikle orta doğuda ki kirli savaşlara destek veren teskereyi imzalamakla Siz de bu politikayı var gücünüzle savunuyorsunuz. Savunur oldunuz. Nerede bu adalet nerede o yürüyüşe katılan halkımız?

   Doğu ve güney doğuda sadece Kürtlere yapılan zulmü görmezden geliyorsunuz. Kürtlerin yakılan, yıkılan kentlerine, katledilen gençlerine, çocuklarına ilişkin insani bir tepki gösterdiğinizi gören, duyan yok.

“Devlet, AKP, MHP ne der?” diye düşünüyorsunuz. Sen doğruyu halklarının çıkarlarını ülke’yi çıkar ve menfaatlerini koru kolla kim ne derse desin. 

   Ama siz ben devletime hatta devletimi yanlış ta yönetiyor olsalar bile ben onlara sadık olduğumu göstereyim onlar bunu yeter ki görsünler gerisi boş” diyorsunuz ve de bu gün olduğu gibi çok büyük hata yapıyor bu ülkenin karanlık gidişatına ortak oluyorsunuz

 

   Bu nedenle ülkenin Batı’sıyla Doğu ve Güneydoğu’su arasındaki makasın iyice açılmasına sebep olduğunuzun farkında bile değilsiniz.

Kürt kökenli vatandaşlarımızın yaşadığı illerden oy alamamak sizi hiç rahatsız etmiyor.

   Devlet dini ve mezhebinin savunulduğu belirsiz laiklik ilkesi dışında AKP ve MHP’den farklı bir duruşunuz, görüşünüz, yaklaşımınız, örneğin Kürt sorunu, Ermeni sorunu ya da farklı kimlikler konusunda partinizin bir bakışı var mı? Kürtlere, Kürtlerle barıştan, azınlık haklarından ya da Ermeni soykırımından söz edene düşman gözüyle bakıyorsunuz. Bu konuda da AKP ve MHP ile aynı çizgidesiniz. İşte bu nedenle iktidar olacak kadar oy alamıyorsunuz çünkü halk aslı dururken taklidine oy vermiyor vermez de.

   Toplumsal barışın demokrasinin insan haklarını savunmanın ülkenin en büyük ihtiyacı olduğunu görmezden geliyorsunuz.

 Irkçılık düzeyine varmış bir milliyetçiliğe sanki yeni bir kavrammış gibi “ulusalcılık” diyerek sıkı sıkıya sarılıyorsunuz.

   Dolayısıyla Toplumsal bölünmüşlüğü körüklüyor, iktidarın değirmenine su taşıyorsunuz.

Ama bir yandan da yeri geldikçe sosyal demokrat, ilerici, çağdaş olduğunuzu söylüyorsunuz.

Hak, hukuk, sosyal adalet gibi kavramlara sarıldığınız oluyor ama bunu yaparken bile eşitlik ilkesinden ne kadar da uzaksınız.

   CHP nin sayın saygı değer genel başkan ve yöneticileri! genel başkan yardımcıları PM üyeleri sizlere çok samimi olarak cevaplayacağınıza inanarak soruyorum

“Böyle bir muhalefet anlayışı olabilir mi?” cevabınızı duyar gibiyim ancak aklı başında ki partililerin cevabı “ Bu olsa olsa gizli bir iktidar destekçiliğidir.” Diyorlar bilmem anlatabildim mi?

    Ülkede kan gövdeyi götürürken, koca ülke bir açık hapishaneye, cezaevleri birer işkence haneye dönüşmüşken, aydına, yazara, çizere, gazeteciye, muhalefet partisine, sizin milletvekilinize, avukatınıza, AKP iktidarını eleştirenlere ve tabii Alevilere Kürtlere her türlü zulüm uygulanırken,

 OHAL uygulamalarına karşı çıkıp sadece işlerini geri isteyen eğitim emekçileri açlık grevlerinde can çekişirken,  sürgünler artık 10 binlerle ifade edilirken (...)

   İktidara Kürt ve demokrasi düşmanlığı temelinde tezkereye destek olmanın mantıklı bir izahı olabilir mi? Dokunulmazlıkların kaldırılmasında AKP’ye destek verdiniz. Bunda bir sakınca görmediniz. “Anayasaya aykırı da olsa destekleyeceğiz” dediniz. Daha birçok konularda Gizli Ya Da Aleni AKP ne Destek Verdiniz Veriyorsunuz.

Tekrardan soruyorum Hiç böyle bir muhalefet anlayışı olabilir mi?

   Sayın yöneticiler sanmayın ki bu devran böyle devam eder. Sanmayın kı muhalefet olmadan ana muhalefet particiliği böyle devam eder. Bu sistem devam etseydi Deniz Baykal ve ekibi hiç oradan aşağıya inmez o koltuğu size bırakmazlardı.

    Şu günlerde Kendilerini ‘CHP’li Devrimci Demokratlar’ diye adlandıran bir grup, sizi ve yönetiminizi uyarıyor. Yayınladığı bildiride, “Solla olmaz” demenin yanlış olduğunu, tam tersi sağdan, sağcı yaklaşımlardan kaçınarak sol söylemleri çekinmeden güçlendirmek gerektiğini söylüyorlar.

Bu sese kulak verin şayet vermez bu köhnemiş kafalarla yola devam ederseniz yolda kalırsınız 1999 da ki sandıkta boğulmayı hiç istemem ama yaşayabilirsiniz.

   Böyle bir acı olayı yaşamak sizin adınıza belki bir şey ifade etmez ancak Türkiye de demokrasi ve Cumhuriyet çok büyük yara alır zaten şimdi hep vuruluyor o zaman korkarım ayakta duramaz durma düşer.

    O Nedenle Cumhuriyetin yaşaması demokrasinin yeniden bütün kurum ve kuralları ile yerleşmesi için bütün halklarla bütün inanç ve mezheplerle sol sosyal demokratlarla bu ülkeyi seven bayrağı seven yurt severlerle HAYIR da birleşenlerle yalnızca masa başında değil, ‘hayatın içinde’ kurumsal ilişkiler kurulmalı.

    Özellikle önümüzde ki yıllarda yapılması olası yerel yönetimler ve milletvekilliği seçimlerinde ittifaklar yapılmalıdır...” Ya Bunları Ve Ülkeyi Bayrağımızı Vatanımızı İyi Düşünün Ve Ona Göre Hareket Edin

Y a da en kısa zaman da Faşizme karşı oluşan oluşacak olan her geçen gün büyüyen ortak cephenin yolunu açın.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.