ALTIN
 2.439,70
DOLAR
 32,4504
STERLİN
40,7959
EURO
 34,8290

 

 

Gençliğim;  Alevilerle, Sünnilerin birlikte yaşadığı bir köyde geçti.

Ömrümün en güz günleriydi.

Bu küçük köyün yerli olanı tarla sahibi olanlardı.

Mesela biz 85 ile 90 yılları arasında devletin baskıları nedeniyle köyden çıktık.

Doğduğum köyde, tütünün kaçak olduğu yıllardı.

Babam çok güzel paralar kazanıyordu.

Bu parayı şehirde bir yatırım yapsaydı.

Belki de hayatımın en güzel günleri olan o küçücük köyü görmeyecektim.

Bu küçük köyün toprakları yalnız '' ağa '' denilen bir kişinindi.

İnsanların çoğu belirli nedenlerden dolayı doğdukları köyü terk etmişlerdi.

Bu köyde insanların geçim kaynağı tütündü, buğdaydı, mercimekti buna benzer şeyler ekilirdi.

Elde edilen ürünün yarısı tarla sahibinindi.

Gene de insanlar yarısını verirken içlerinde hiç bir kırgınlık yoktu.

Alevilerle, Sünnilerin birlikte yaşayıp da birbirlerinin inancına geleneğine göreneğine saydı duyması kadar güzel bir şey yoktu.

Hiç duymadım işitmedim, ''sen hangi partiye oy veriyordun.'' diye söyleyen birini duymadım.

Ya da insanların '' sen niye namaz kılmıyorsun, ya da oruç tutmuyorsun.'' diye birbirlerine söylediklerini duymadım.

Bir gün şaka niyetine '' yaşlı Zeliha teyze baba '' şöyle dedi, '' Mehmet o sende bir kaç gün oruç tutsan, Cennete gitsen ne olur.'' demesi karşılığında baba şöyle bir cevap verdi.

Babam, '' ben oruç tutmadığım için Cehennem'e gidersem, kapının önünde dururum sizden birileri gelirse o zaman bilirim ona ne derim '' diye takılı verdi.

Babamla, yaşlı Zeliha Teyze arasındaki şakalaşma aklımda kalan tatlı anıdır.

Yaşlılarda olduğu gibi, gençler arasında da hiç bir zaman mezhepten yada ırktan dolayı ufak bir tartışma yada kırgınlık olmadı.

Çevre köyler de bu birlik - beraberlik örnek olmuştu.

Tütüne kota sistemi gelmesi ile birlikte köy dağılmak zorunda kaldı.

Arada 15-20 yıl dahi geçmeden bu dindarlık maskesi takan, din tüccarları siyasi iktidar gelmesi ile birlikte her şey tersine döndü.

İnsanlar birlerini insanlıkları ile değil, inançları ile, dilleri ile ve ırkları ile sorgulamaya başladılar.

Kutuplaşma öyle bir duruma geldi ki, aile içinde iki kardeş siyasi görüşleri ters olduğu için birbirine düşman oldular.

Komşu komşusunun hastalığını sormuyor. Taziyesine dahi gidip acısını paylaşmıyor.

Aile ile başlayan kutuplaşma gitgide ülkenin dengesini bozuyor.

Buda ırkçılığa neden oluyor.

Her kesim kendi düşüncesini üstün göstermeye neden oluyor.

Saldırılara varan sonuçlar çıkıyor.

İnsanlar bu döngü içinde dönerken siyasiler bunda rant elde ediyorlar.

Bu gidişat iyiye gitmiyor.

Bu sokaktaki döngü ilerde sosyal patlamalara neden olmaz umarım.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.