ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

Malatya da CHP kongrelerinin son aşaması olan il kongresi yine dolmayan doldurulamayan bir salonda yine zevksiz yine cansız heyecansız bir ortam da gerçekleşti.

Kongre bir kere kafadan demokrasi dışı yapılmasına karar vermekle başlandı.

CHP Tüzüğü aslında kongrelerin çarşaf liste ile yapılmasını yazar ancak sonradan kim hangi demokrasi düşmanı değiştirmişse değiştirmiş ve o maddeyi genel kurul kararı ile blok listede olabilir demiş.

Tabi demokrasiden katılımcılıktan ortak çalışmalardan nasibini almamış hukukun üstünlüğünden çok üstünlerin hukukunu benimsemiş zavallı lar her kongrede böyle bir oylamayı kafadan yaptırarak demokrasiden kafadan vaz geçiyorlar. Bunlarda aynen o anti demokratik uygulamayla demokrasiyi yok ederek kongreye başladılar..

Neyse geri kongreye dönecek olursak

Neden niçin cansız heyecansız zevksiz bir ortam da kongre yapıldı?

Çünkü son 7 – 8 yıldır sözüm ona bu partiyi yönettiğini yönlendirdiğini sanan ancak ilk göreve geldikleri günden bu yana partinin oyunu yaklaşık % 50 düşüren zihniyet yine sahnede vekillerinden icazet alarak yine il başkanlığına aday olmuşlar.

Kongre gündem gereği önce divan başkan ve kurulu seçildi arkasında saygı duruşu ve istiklal marşından sonra diğer maddeler.

İlk madde faaliyet raporu denildi yönetimden bir kişi sadece kürsüye çıkarak sine vizyon gösterisi ile sözde faaliyetleri izletti.

İki yıl yani 730 günde 730 faaliyet etkinlik yaptıklarını hiç utanmadan sıkılmadan orada ki partililere izlettiler. Bu anlayış bu yalan yanlış aldatmaca öncelikle fizik kanunlarına ters.

Bunlar hiçbir gün durmadılar mı? Bayram seyran yapmadılar mı? Çocukları aileleri ile bir arada bile kalmadılar mı? Bunları çok uzun sorularla sorarız. Zaten biz Malatya da yaşayan insanlar olarak bunların yaşam şekillerini ve çalışma biçimlerini çok yakın en bilen bunları tanıyan izleyenlerdeniz. Nerede ne zaman bu kadar etkinlik olmuş.

Madem bu kadar halkla iç içe olmuşlar parti çalışması yapmışlar oyumuz neden her seçimde düşmüş diye sorarım. Kısaca o sinevizyona her şeyi koyabilir her anı yapmış gibi gösterirsiniz ama asıl gerçekleri kapatamaz insanları kandıramazsınız.

Salona ilk geldiğimde ve kongre başlamak üzere iken şöyle bir baktım inanın tahmin ediyorum 750 – 800 kişilik olduğu sanılan salonun yarısı boştu dersem çok fazla abartmamış olurum.

Hâlbuki kongrenin yaklaşık 380 ya da 385 delegesi var onların bile çoğu o an itibarı ile yoktu sonradan getirdiler sadece oy kullandırdılarsa onu da bilmem bilemem.

Yine o gelen topluluğa baktım sanki kongreye değil de Allah muhafaza tazeye gelmiş gibi herkes sus pus oturuyor. İnanın yaş ortalaması 55 – 60. Partide genç kalmamış bırakmamışlar.

Faaliyet ve hesap raporlarının bir şekilde oylanarak ibra edilmesinden sonra siyasi konuşmalar başlatıldı.

Yaklaşık ilk ve son etap olarak konuşan sayısı 5 – 6 da kaldı.

Konuşanların hepsi partinin gidişatında yönetim şeklinde delege seçimleri sırasında yapılan yolsuzluklara değinince sayın divan hemen il vekilini konuşmaya çağırarak delegelerin ve partililerin konuşmalarına noktayı koydular koydurttular.

Neden bu anti demokratik uygulama neden partilileri susturma?

Çünkü gerçekten bu yapı ve bu vekil partiyi bu hale getirdiler ve halen de eritmeye devam ediyorlar. Bu yapının açıkları bu yapının yönetimsizliği yönetimden acizliğini sağır sultan duymuş gözleri görmeyen engelli kardeşlerimiz bile görmüş.

Partiden kimse kalmamış. Siyaset üreten partiye biz diyerek çalışan onlarca yüzlerce insanlar var iken inanın kimini küstürerek kimini ihraç ederek ettirerek kimini rakip gördüğü için susturarak dışlamışlar.

Partide aynı AKP zihniyeti yanı tek adam ve bir tekçilik var ve devam ediyor.

Düşünün bu kongreden önce bütün aday olmak isteyen ya da gönlünde geçiren insanlar bir süre beklediler adaylıklarını açıklamadılar. Mevcut başkan da adam gibi çıktı ben aday olmayacağım dedi. Büyük ihtimalle o da vekilden icazet alamadıydı ki aday değilim dedi. Haftanın son günlerinde vekil en yakınında olan iki aday adayına rest çekti onlar öylece oturdu mevcut başkana karar kıldığı için anında diğer ilçe başkanlarına mesajı verdi ve onlarda örgüt olarak mevcut başkanı istiyoruz diyerek açıklama yaptı. Bunların hepsi dayatma bu yapılanların hepsi demokrasi dışı tek kişi zihniyetinin ürünleri idi.

Bunların hepsi demokrasi dışı anti demokratik uygulamalar ve anlayışlardır. Parti ile çok fazla ilgisi alakası olmayanları getirip kentin ilçelerine ilçe başkanı yaparsan rüyasında bile görse inanmayacağı bir makama eziyetsiz emeksiz getirip koltuğa oturtursan o senin sözünden çıkmaz çıkamaz ve  öyle bir adam partiyi tanımaz bilmez ancak aldığı talimatla Malatya da Malatyalı CHP lilerin kaderini tayin edecek kongreye yol çizdirir sen talimatla açıklama yaptırırsan durum bu olur ve bu durumda Malatya da bundan sonra yönetimlere bile adam bulamaz duruma geleceğiniz günlere çok yaklaşmış olursunuz

Kongrede iki kişi aday olurken Ahmet küçükşahin adaylıktan çekildiğini açıkladı iyi de yaptı.

Adayların birine daha önce Yeşilyurt ilçe başkanlığı teklif eden vekil nedense o aday kendisine rağmen il başkanlığına aday olunca tu ka ka oldu. Kongre sonucu belki sayısal anlamda gelenekçi kesim kazandı ancak parti kan kaybetmeye devam ediyor etmeye devam edecek.

Değerli okuyucularımız bu kongre böyle bitmemeli idi.

Dinamik değişimden ve katılımcılıktan yana örgütlü bir CHP Sol ve sosyal demokrat bir yapıdan bu ülkenin kaderini belirleyecek 2019 seçimlerine hazırlıklı girecek ilkeli kararlı ve dik duran bir örgüte ihtiyaç acilen vardı ancak bu olmadı olamadı. Beliki delege ile olmadı ama bu halkoyları ile bugünü bize yaşatanlardan mutlaka hesap soracaklardır diye düşünüyorum.

******************** 

SIRTLANIN DİNOZORU ÇOĞALMAYA BAŞLAMIŞ..

 

Kısa ve öz olarak anlatmak gerekirse, öz olarak anlatmak istediğim Hayatın içinde var olduğunu ve de çok bildiğini sanan cehalet örneği zavallıların hali;

Çünkü özellikle şu günlerde bu tiplere çok rastlamakta çok karşılaşmaktayız.

Sırtlan; Bozkırlarda yasayan, köpekgillerden bir memeli. Canlı cansız var olan her yaratılanı çok seven bir insan olarak ne yazık ki Sırtlan ve gibilere de pek fazla o gözle ve sevgiyle bakmadığımı da söylemek isterim istiyorum. Açık söylemek gerekirse en kızdığım ve nefret ettiğim bir canlı vardır o da işte o SIRTLAN.

Her ne hikmetse televizyonlarda belgeselleri izlerken bile bu yaratıklarda ki hal ve davranışları her anlamda yaptığı pislik kalleşlik beni iyiden iyiye kendisine karşı tiksinti yaratmaya yetiyor artıyor bile..

Daha çok leşle beslenen, etçil, postu benekli bir hayvan). İşin garibi Yerken gülerler.

Ne kedi, ne köpektir bunlar. Ama ikisinin de karışımı oldukları rivayet edilmektedir bilim çevrelerince. Bu yüzden her iki cinsin de özelliklerini barındırırlar aslında. Daha çok kedi ile akraba gibi gözükseler de, kafa yapıları köpekleri andırır. ( google bilgi )

Sırtlanlar çok uzun süre yaşamamış olsalar da doğal olarak yüz yıllar içerisinde bir ya da bir kaçı dinozorlaşarak yaşamışlar. Dinozorlaştıkça doğal olarak hücreler ölmeye başladığı için hep gerileri hatırlayarak kendisini ispatlamaya çalışır ancak Dünya öyle bir çağ atlıyor ki zavallı çok gerilerde kalarak perişanlaşıyor.

Daha çok leşle beslenen bu yaratıklar sağa sola kıvırmakla kalmayıp daha ziyade Ormanlar kralı Aslan ve Kaplanlar karşısında hiç dik durmamış hep kalleşçe sağında solunda dolaşarak onun bir anlık gafletinden faydalanarak haince yaklaşarak yemekte olduğu leşe dişini takarak beslenmesini sağlamaktadırlar.

Aslanın avına yaklaşmak için karşıdan Aslana gülücükler atarak yıkama yağlama yaparak kıvrak dans figürleri ile yanaşmak ister ancak Aslan hep bunların üzerine yürüdüğünde ödü b..kuna karışır ve bir an için uzaklaşır.

Bu olay devam ederken Aslan artık yan ve yandaşları ile leşin et bölümünü tüketmiş ve hatta doymuştur. Ondan sonra karşıda duran o sırtlana göz yumar ve hiç muhatap bile olmadan onun leşi yemesine daha doğrusu çok güçlü olan çenesiyle yerde kalan kemikleri yemesine göz yumar ve çeker gider. O da silik ve sinsice yer ve öyle karnını doyurur.

Bende aslında bu sırtlan dinozorlar la hiç muhatap olmak istemem ancak bu ara hayvanın sırtı kaşınıyor galiba eh bize düşende o sırtı kaşımak sanırım.

Netice de bu tipler hayvan olsun insan olsun asalak ve başkalarının sırtında özellikle her dönem güçlüler tarafında durarak durur gibi yaparak kendisini o ormana o topluma kabul ettirmeye çalışır.

Ancak hiçbir şekilde dik durmadıklarında omurgaları olmadığından her gün sağa sola dönmekten fırıldak gibi döndüğünden hiçbir gurup hiçbir varlık kendisini kabul etmez.

Belki dinozorlaştığı ve fosilleştiği yaşı ve içi geçtiği için bazıları saygı duysa da dinozor dinozordur sırtlan da olsa.

Bütün bu tarifleri açıklamaları neden anlatıyorum?

Çünkü Etrafımızda ülkemizde o kadar sırtlan dinozoru zihniyetinde olan yavşak yalaka dalkavuk çoğalmış ve fırıl fırıll orada burada şurada dönüyorlar ki anlatılacak gibi değil ancak böyle öz ve kısaca anlatmaya çalıştım

Merhum gazeteci Uğur Mumcu dermiş ki,

Sürekli güçlünün yanında yer almak adamı yalaka, dalkavuk yapar.

Çünkü güç dengeleri sürekli değişir.

Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar Güç merkezi değiştikçe dönerler; fırıldak olurlar.

Bilmem anlatabildim mi? Dansöz kılıklı varlıklar yaratıklar.

Son günlerde özellikle siyasi partilere ve onların kongrelerine şöyle bir alıcı gözüyle bakın anında ve aceleyle karşınıza ne kadar yalaka dalkavuk varsa en ön saflarda duruyor ve görevlerini yerine getirmeye çalışıyorlardır. Yukarda anlattıklarımı göz önüne alan ilgili arkadaşlarımız bunların kimler olduğunu bu işlere kimlerin yakın olduğunu ve icraatı kimler yaptığını inanıyorum ki anında çözmüş ve tanımışlardır.

Sırtlan ın dinozoru gerçekten sırtlanlar içerisinde az da olsa var olsa da günümüz de sırtlan benzeri dinozorlar gerçekten  öyle bir çoğalmakta ki tahmin bile edemezsiniz.

Şu gün itibarı ile Türkiye de yaşanan yaşamakta olan bu tür dinozorlara laf anlatmak gerçekten çok zor. Adam daha 1970 ler de ya da 80 – 90 lar da ki kafayla yaşıyor. Kendisini hiç geliştirmemiş okumamış yaşamamış ama halen her şeyi bildiğini zannederek dalkavukluk yapmaya devam ediyor aslında yukarda da söylediğim gibi her hareketinin sonunda gerçeği görmeyip dedikleri yanlış çıktıkça da sonunda perişan olup yerlerde sürünüyor ama o zaman da iş işten geçmiş oluyor.

Son zamanlarda CHP kongrelerini izledikçe ortalarda ona buna yaslanan ya da yaslanmaya çalışarak ayakta durmaya çalışan dalkavukluk yalakalık yağcılık yapan perişan olmuş edilmiş bazılarını görüyorum ve kendi kendime bu ne iştir bunu bu insanlar nasıl kabul ediyor edebiliyor diyor ve onlar o karakterlere harbi hem kızıyor hem de üzülüyorum.

Ben hep dedim yine diyorum Şerefsiz yaşamaktan sa şerefli ölmek hep tercihimdir. Bu tercihimde sonuna kadar devam edecektir.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.