ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

    Piyasa verileri her geçen gün ekonomideki durumun biraz daha negatife doğru kaymakta olduğunu göstermektedir. Ekonomi yönetimi Her ne kadar Türkiye’nin güçlü ekonomiye sahip olduğu vurgusunu sık sık tekrarlasa da gerçek durum değişmiyor.

    Kapanan iş yerleri, yoğun işsizlik,  dışarıya kaçan sermaye, yüksek kamu harcamaları, tüketicinin alım gücündeki düşüş, yaşanan durgunluk ekonomideki sıkışmayı gösteren temel olgular olarak karşımıza çıkmaktadır.  Tüketicinin alım gücüne ve refahına olumlu yansımayan hiçbir ekonomik büyüme ve gelişme söylemi gerçek tabloyu göstermediği gibi sanal bir büyüme iddiasının ötesine geçemez.

     Ekonomide görülen olumsuz tablonun önemli nedenlerinden birisi de mevcut siyasi ve askeri pozisyondur. Suriye de savaş konumuna geçen ülkenin yüksek askeri harcama yapma durumunda kalması, savaşın planlanan süre içinde sonuçlanmayıp uzaması, ohal nedeniyle yabancı sermayenin yatırım yapmaktan kaçınması ekonomiyi zorlayan temel faktörler olarak ortaya çıkmaktadır.

    Tüm savaşlarda olduğu gibi Afrine yönelik başlatılan askeri operasyonun da ağır maliyete yol açtığını, bu maliyetin eninde sonunda da halka çıkacağı muhakkaktır.

    Mevcut olumsuz tablonun en bariz örneği 2017 yılında gerçekleşen bütçe açığıdır. Dünya ekonomileri arasında Türkiye gibi cari açığı yüzde 5,5’i bulan bir ülke bulmak çok zor. En son açıklanan verilere göre 2017 yılı cari açığı bir önceki yıla kıyasla 14 milyar dolar artarak 47,1 milyar dolara yükselmiştir.

     Cari açık rakamının yükselmesi demek o yıldaki bütün döviz gelirinin tüm döviz giderlerinin gerisinde kalması demektir. En önemli döviz kaynağı mal ihracatı olduğu gibi en büyük döviz harcamasının nedeni de mal alımı yani ithalattır. 2017 yılında ihracat yüzde 10,2 artarak 157,1 milyar dolara ulaşırken İthalat yüzde 17,7 artarak 233,8 milyar dolara ulaşmıştır.

     Aradaki  76.7 milyar dolarlık fark 2017 yılı cari açığı olarak ortaya çıkmıştır.. Hiç kimse yükselen bu cari açık rakamlarının izlenen siyasi ve askeri politikalardan kaynaklanmadığını iddia edebilir mi?

  Düşük maliyetli demokratik ve barışçıl politikalar yerine güvenlik eksenli politikaların esas alınmasının maliyeti her zaman yüksektir. Kuşkusuz bu maliyet sadece ekonomik maliyet olarak ortaya çıkmamaktadır.

     Son derece ağır İnsani, psikolojik sosyal ve toplumsal sonuçları da beraberinde getirmektedir. Sonuçta bu ağır bedeller toplumun iktisaden güçsüz kesimleri olan yoksullar tarafından karşılanmaktadır..

Ortaya çıkan cari açığın uygun kaynaklarla finanse edilerek kapatılması durumu ilk kez aşılmış bulunmaktadır. Dolayısıyla mevcut durumda ısrar etmenin maliyeti her geçen gün artarak devam edecektir.

    Bütçe açığın ilk kez finanse edilemeyip merkez bankası rezervlerine baş vurularak kapatılması, tehlike sinyallerinin çalması anlamına gelmektedir.2017 cari açığın kapatılmasında yaşanan gerçek durum budur. 47.1 milyar dolarlık açığın kapatılması için sağlanabilinen kaynak miktarı 38,9 milyar dolardır. Geri kalan 8.2 milyar dolar ise merkez bankası rezervlerinden karşılandığı anlaşılıyor. Yüksek oranlı kamu harcamaları uzun süre devam etmesi durumunda hazine rezervlerine baş vurma döngüsü krizin önümüzdeki dönemde katlanarak büyümesine yol açacaktır.

      Bu gün Piyasada yaşanan durgunluk, işsizlik, yoksulluk, zam enflasyon, işletmelerin kapanması durumu önümüzdeki günlerde katlanarak devam edecektir. Bu nedenle yüksek harcamalar gerektiren, ekonominin çöküşüne yol açan gerilim ve çatışma siyaseti yerine barışçıl demokratik çözüm yollarının açılması ülkenin ve toplumun yararına olacaktır.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.