ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

Demokrasilerde seçimler şölen havasında geçer.

Tabi ki bir rekabet olacaktır. Her parti demokrasinin evreleri içinde kendi seçim çalışmasını yapacaktır.

Her parti kendi vaatleri ile seçmenleri ikna etmeye çalışacaktır.

Bizim ülke KHK ve OHAL ile yönetildiği için, muhalif olanların sesi kıstırıldı.

Ülkemiz demokrasiden, insan haklarından yoksun bir ülke olmaya başladı.

Dünyanın en gerici Kabilelerinde olduğu gibi, güçlü olan kimse o kazanır, hale geldik.

Bunun en büyük nedeni; Siyasi Parti liderlerinin ağzında çıkan nefret söylemleridir.

Durum böyle olunca öfke sokağa yansıyor.

Kendiliğinde bir kutuplaşma, ayrışma doğmuş oluyor.

Bunun en büyük nedeni siyasi liderlerdir.

Siyasiler dizi kahramanları gibi davranamazlar.

Halkın onlara verdiği bir sorumsuzluk vardır.

Ülkemiz gibi bazı konularda insanlar çok hassas oluyorlar.

Siyaset öç alma değildir.

Ülkemiz içerisinde birçok zenginlik barındırıyor.

 Siyasiler bu zenginliklere eşit mesafede yaklaştığı zaman, sokaklardaki vatandaşlarda aynı sevgide birbirine davranırlar.

Hiç kimsenin inancı ve dili bir başkasınınkinden üstün veya alçak değildir.

Bu dengeyi sağlayan lider ve parti devamlılığını sürdürür.

Aksi bir durumda tabela partisi, tabela partisinin lideri olarak kalır.

Ülkemizdeki Kültürel zenginlik, bahar mevsimi gibidir.

Herkes baharı sahiplendiği zaman birlik ve berberlik olur.

Bu sahiplenmeyi sadece HDP yapıyor. Son zamanlarda Muharrem İnce yapmaya çalışıyor.

İktidar partisi en hassas olması gereken süreçte, liderleri ve seçmenleri, ortalığı en çok geren seçmen oluyorlar.

'' 25 Haziranda istemediğimizin aksi bir şey çıkarsa, sokaklara ineriz, yerin altındaki silahları çıkarırız.'' Bunu söyleyen bir köşe yazarı, iktidara yakın bir gazetenin köşe yazarıdır.

Sıradan bir kişi ya da, muhalefet partilerden biri söyleseydi, adamın başına ne gelirdi.

Partisinin bayraklarını asan Sadet Partili, parti çalışanları Faşist bir grup linç ediyor.

'' Kusura bakmayın biz sizi HDP' li sandık! ''

Sanki bu ülkede HDP' li olanlara saldırmak, linç etmek, öldürmek farzdır.

Başka biri çıkıp, '' Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı seçtiremesek eşimiz bize helal olmasın.''

Bu tür insanların, ekonomik ve mevki olarak iktidardan beklentileri büyük olmalı ki, bu tür açıklamalar yapıyorlar.

Şölen havasında olması gereken seçimler, şölenin aksine, savaş hazırlığı yapılıyor gibidir.

Baştan beri evin istenmeyen çocuğu olan HDP, şimdi evin olmazsa olmaz çocuğu oluverdi.

Cumhur ittifakı,  Tüm koşullarda HDP' yi barajın altıda bırakmaya çalışıyor.

Bırakamadığı takdirde elindeki her şeyi kaybediyor. Cumhurbaşkanını kazansa dahi,   Parlamentoyu kaybediyor.

HDP, Baraj altında kaldığı zaman, Millet ittifakı hapı yutmuş oluyor.

60 ile 70 milletvekili AKP Kazanıyor.

Cumhurbaşkanını CHP veya İYİ parti kazansa, Tayyip Erdoğan sadece parti lideri olarak, Parlamento dışı kalıyor.

Olay çok karmaşık,

Erdoğan kaybedeceğini bilirse seçime gitmez.

Seçime gidip, kaybeder ise 7 Haziran gibi seçimleri tekrarlayabilir.

Bildiğim kadarı ile 24 Haziran seçimlerinden sonra kısa bir süre içinde yeniden seçime gidilecektir.

Umarım yanılmış olurum.

Ülkenin durumu çok iyi olmadığını herkes çok iyi biliyor.

Gelecek parti kim olursa olsun. Her şeyden önce iç sorunu demokratik koşullarda çözer.

Dışı sorunları çözer.

Balkanlar yerine yüzünü AB çevirmelidir.

Solu bir denemek lazım.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.