ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

        Barış denilince tabii ki ilk olarak çok büyük bir katliam olan Hitlerci Alman Nazi ordularının 1 Eylül 1939’da Polonya’ya saldırmasının 79. Yıldönümündeki katliamını ve katliam sonucunda ki günlerde sembolik olarak ta olsa dayanışma birleşme barışma eylemini hatırlıyoruz

       Bu saldırıyla başlayan II. Dünya Savaşı 60 milyon insanın ölümüne yol açtı. Savaşta en ağır kayba uğrayan Sovyetler Birliği tek başına 25 milyonun üzerinde insanını kaybetti. Savaş bittiğinde, ilerici barış taraftarları insanlık adına, kapitalizmin yol açtığı bu felaket unutulmasın diye, bu günü Dünya Barış Günü ilan etti.

      Daha sonra SSCB ve Varşova Paktı’nın dağılmasından sonra, Birleşmiş Milletler 21 Eylül gününü Barış Günü olarak kutlanmasına karar verdi.  

Türkiye bu günü 1 Eylül’de kutlamaya devam etmiş

 O günden bu yana ülkemizde 1 Eylül Dünya barış günü olarak kutlanmaktadır.

Öncelikle barış nedir bunu bir irdeleyecek olursak.

Sözlükte "barış" ne demek?

1. Savaşsızlık, savaşmama durumu, birbiriyle iyi geçinme durumu, sulh.

2. Barışmak eylemi.

3. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum.

Cümle içinde kullanımı Devlet işçi-işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolaylaştırıcı ve koruyucu tedbirler alır.

4.Politika’ nın kabul ettirilmesinde ve uygulanmasında halklar ve devletlerarasındaki ilişkilerin, savaşı dışta bırakan bir durumu.

 

       Uzlaşmaz çelişkiler barındıran sınıflı toplumlarda ülke içindeki sınıf uzlaşmazlıkları,

Diğer ülkelere karşı düşmanlıklara dönüşebildiği için, bu ülkelerde barış durumu savaşlarla sık sık kesintiye uğrar.

        Egemen sınıflar, kendi politikalarını uygulayabilmek için dil din ırk gözetmeksizin her türlü şiddet aracına başvururlar. Hiç acımadan insanları katlederler. İşte bunun örneği 1939 yılında Polonya halkına saldıran Hitler Nazileri daha sonra Afrika ülkelerine saldırı ve sömürge alanları açma son zamanlarda orta doğuda yapılan kanlı eylemler ülkemizde 35 – 40 yıldır acımasızca devam eden öleninde öldüreninde kendi vatandaşı olan kirli bir savaş devam etmektedir

        Kapitalist ülkelerin eşit olmayan gelişimi nedeniyle, dünyanın yeniden paylaşımının ikide birde gündeme geldiği emperyalizm aşamasında, savaş, dünya savaşma, insanları, kentleri, uygarlıkları hunharca yok eden toplu kırıma dönüşür.

Bu tür örnekleri bir hayli çoğaltırız.Bu örnekleri Her alanda çıkar menfaat gözetleyen bu gerek uluslar arası gerekse de bireysel olarak olsun hep yaşarız yaşıyoruz.

         İşte bu olumsuzlukları kaldırmak daha medeni ve çağdaş bir yaşam sürmek ve bu yaşamı devam ettirmek için her alan da her bölgede her inançta mutlaka ama mutlaka BARIŞ öne çıkmalı ve bizler tüm halklar tüm inançlar barışık yaşamalıyız barışık durmalıyız.

        İnsanlar Emperyalizm ihtiraslarından kurtulduğu zaman, gerçekten samimiyetle inandığı ve insanın bir karış topraktan daha önemli olduğunu anladıkları zaman dünya barışı gelecektir.

         Dünyaya barışın gelmesi gelebilmesi için Başta gelişmiş devletlerin Emperyalist güçlerin ön ayak olabileceği 'dünya barışı formülü' bütün dünya ülkelerinin katılmasıyla ancak mümkün olabilecektir.

      Bu gün için Böyle bir şey mümkün müdür, şu an için böyle bir ortam söz konusu değildir. Çünkü hemen hemen bizimde içerisine doğru çekilmekte olduğumuz orta doğu kan gölündedir.

       Bütün Emperyalist güçler ABD ve Rusya buralara demir atmış İsrail bir yanda ABD Bekçiliği ile yardımcı güç olarak orada Libya, Mısır, Lübnan, Suriye, Irak darma dağınık edildi.

Dolayısıyla bu bölgede barış değil kıyasıya bir Savaş var ve devam etmektedir.

        Bütün bunlar devam ederken Türkiye de durum nedir? Diye sorulacak olursa Türkiye de de gerçek anlamda Barıştan bahsetmek hiç doğru olmaz. İçerde ve dışarıda çok kötü günler geçirmekteyiz.

Yukarda da bahsettiğim gibi bir kere 35 – 40 yıldır kirli bir savaş var. Asker, polis, korucu ve sivil olan bizim insanlarımız birbirlerini öldürüyor.

       Öncelikle Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye de ki bütün haksızlıklar hukuksuzluklar insan hakları ihlalleri KHK larla ihraçlar bir an önce barışçıl bir anlayışla Barış özgürlük demokrasi temelinde düzeltilmeli çözülmeli ve bir an önce barış hayata geçirilmeli.

        Daha dün Cumartesi anneleri sokaklarda sürüklendi onlara destek olmaya çalışan HDP ve CHP milletvekilleri coplandı bu faşist baskılar bir an önce durdurulmalı ve barışla sonuçlanmalı.

Ülkemiz son zamanlarda Ekonomik Sosyal ve siyasal anlamda çok zor günler yaşamakta.

Döviz kurları almış başını gidiyor, siyaset dersen hak getire, sosyal anlamda her taraf çahşamış.

        Halkın alım gücü tükenmiş üretmeden tüketen bir toplum yaratılmış samanı bile ithal eder duruma gelmiş bir ülke olmuşuz. Birde iç ve dış güçlerle savaş hali olunca bu işin altında kalkma şansımız her geçen gün zorlaşmakta ve ülkemiz zor bir virajda yuvarlanmaktadır.

         Tek çözüm vardır bu ülkede barış ve özgürlükleri teşhis edecek yerleştirecek demokratik hukuk devleti yani demokrasinin bütün kurum ve kuralları ile inşasını sağlayarak ülkemizde yerleştirmek dolayısıyla da barışı önce içimizde sonra da Dünyada ayağa kaldırmak olmalıdır.

        Artık şehitlerimiz olmasın, gençlerimiz ölmesin, dul ve yetimlerimiz çoğalmasın Analar bacılar babalar kardeşler ağlamasın.

         Tek çözüm Dil din ırk farkı gözetmeksizin hep birlikte iktidarı ile muhalefeti ile BARIŞ BARIŞ BARIŞ diyerek koşulsuz Türkiye Cumhuriyetinin Al bayrağın ilelebet yaşaması yaşatılması için birlikte beraberce birbirimizi kabul ederek severek sayarak BARIŞ ve ÖZGÜRLÜKLER içerisinde yaşamaktan başka çaremiz yok

Barışlı uzun yıllara diyorum

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.