ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

     “Samsun’da demir çelik fabrikasında temizlik işçisi olarak çalışan Âdem A. (34) 1600 derece ısıda çalışan çelik eritme kazanına atlayarak yaşamına son verdi. O anlar güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kayıt edildi”

       Sakarya’da “Kürt müsünüz” sorusuna evet cevabını veren Kadir sakçı öldürüldü oğlu ağır yaralandı.

        Kocaeli’nde oğluna okulun istediği pantolonu alamayan baba İsmail Devrim çocuğu okuldan gönderilince kendisini banyoda iple asarak yaşamına son verdi.

          Hatay’a bağlı İskenderun ilçesinde babası Mehmet ali Y.  Tarafından ödevini yapmadığı gerekçesiyle dövülerek ağır yaralanan Mertcan Y tedavi Gördüğü hastanede hayatını kaybetti.”

      “Adıyaman’da cinnet getiren baba iki kızını öldürüp intihar etti. Adıyaman Kâhta ilçesinde cinnet geçiren bir kişi 18 ve 20 yaşlarında olduğu ifade edilen 2 kız çocuğunu silahla vurarak öldürdü. Baba daha sonra aynı silahla intihar etti.”

         “Osmaniye’de 1 hafta evden uzaklaştırma cezası alan adam cezasının bittiği gün eve gelerek eşi ve 4 çocuğunu av tüfeğiyle vurdu. Olayda eşi ve bir çocuğu hayatını kaybederken 3 çocuğu da yaralandı.

       “Bursa’da,  5 yaşındaki Hamza annesi tarafından cebine  “artık bakamıyorum” tek çarem buydu yazılı not koyulup, bir alış veriş merkezinin oyun parkına terk edildi.”

        Hülasa Somut olaylarla ilgili alıntılanan haberlerden anlaşılacağı gibi travma tik bir toplum olgusuyla karşı karşıyayız.

       Örnekleri olabildiğince uzatmak çeşitlendirmek mümkün dür.

       Ancak yazının girişinde olduğu gibi yedi farklı acı hikaye bize toplumumuzun ruh sağlığıyla ilgili yeterli ipucu verdiğini söyleyebiliriz.

      Yaşanan şokları bir tek nedene bağlamanın mümkün olmadığını bizzat yaşanan hikâyelerin çeşitliliğinden anlayabiliriz.

       Dolayısıyla sorun sadece psikolojik değil, sosyal, ekonomik, inançsal, toplumsal kod ve karakterle ilgili olduğu gibi mevcut otoriter yönetim anlayışının da payı yadsınmamalıdır.

       Mevcut toplumsal tabloyu analiz etme haddim değil, ancak toplumun mevcut ruhsal tablosunu da hiç kimse normal ölçü ve değerler çerçevesinde kaldığını anlatmaya çalışmasın.

        Felaket bir durumla karşı karşıya olduğumuzu ve bu tablo üzerinde özelikle hükümet dışı sivil toplum ve insan hakları kuruluşlarının eğilmesi gerekir. Hangi ruh hali Bir insanın kendisini 1600 derecede çelik eriten kazanın içine atmaya yöneltebilir. Bu dehşet verici şok durumu sadece psikolojik bir vaka çerçevesinde değerlendirmenin yeterli olmayacağını düşünüyorum.

         Bir diğer örnekteki olay, Bir baba hangi duygu, inanç ve öfkeyle 5 yaşındaki oğlunu ödevini yapmadığı gerekçesiyle demir sopayla öldürebilir. Bir insanı, evladını demir sopayla öldürecek düzeyde canavarlaştıran olgunun mutlaka ortaya çıkarılması gerekmektedir.

       Sakarya olayı etnik ayrışmanın ve ırkçı saldırganlığın vardığı korkunç aşamanın bireyselliğini iddia etmek mümkün değildir. Her gün sabahtan akşama kadar bütün iletişim araçlarında egemen siyasal üslubun düşmanlaştırıcı, savaşı, şiddeti kutsayıcı bombardımanı altında benzer olayların çok daha yoğunlaşabileceğini göstermektedir.

        Bir annenin bakamıyorum gerekçesiyle evladını alış veriş merkezine terk etmesi, diğer yandan oğluna pantolon alamadığı için intihar eden bir babanın cinnetini sadece ekonomik nedenlere bağlamanın yeterli olmayacağı kanısındayım.

         Toplumda süreklileşerek yaygınlaşma eğiliminde olan bu travma tik tabloya karşı ciddi sosyal, siyasal, ekonomik, psikolojik önlemlerin ertelenmesi daha ağır yıkıcı sonuçları beraberinde getirecektir.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.