ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

      Tepe taklak yerel seçimlere gidiyoruz. Tepe taklak diyorum çünkü normal sayılmayan yol ve yöntemlerle 31 Aralık’a doğru yol alıyoruz.

     Yani ayaklar yerine tepe üstü ters yüz olunmuş şekilde kafa yerde ayaklar havada toplumun yarısı için son bir umut, diğer yarısı için sonucu önceden belli bir mutlu sona doğru yol alıyoruz.

      Yaşım itibariyle ilk oy’umu Kenan evren anayasasına hayır diyerek kullandım.

      O seçimden bu seçime ne kadar yerel, genel ve referandum seçimleri yapılmışsa istisnasız hepsine katıldım. Kimi seçimlerde sade vatandaş kimi seçimlerde sade vatandaş artı sandık görevlisi, bağımsız gözlemci olarak yer aldım.

Ancak geçmişte kalan hiçbir seçim, bu seçim kadar yıpratıcı ve ürkütücü olmamıştır.

       Çünkü genel geçer hiçbir kural ve teamüle tabi olmayan, seçim mantığıyla asla bağdaşmayan, seçim adaleti ve güvenliği ile yakından uzaktan ilişkisi bulunmayan yöntemlerle bir seçim daha kotarılmaya çalışılıyor.

       Rakibin rakibi hasım beleyerek mutlak alt etmesi gereken düşman olarak gördüğü bir seçim süreci yaşıyoruz.

        Aslında seçim ile iktidara gelmiş ancak hiçbir seçim ile kaybetme ihtimalini kabul etmeyen, iktidar nimetlerinin kendileri için anne sütü kadar helal, muhalifler için haram belleyen, demokratik yöntemlerle iktidarı devretmeyi zül sayan bir akıl ile karşı karşıya olduğumuzdan kaynaklanıyor bütün olup bitenler.

       Niyet böyle olunca her yöntem mubahtır tutumu devreye girmekte, toplum adeta nefessiz bırakılmaktadır.

 Rakipler ayrımsız tek tek terör ize edilerek terörist muamelesine tabi tutulmaktadır.

         Farklı düşünen ve konuşan herkes hain ilan edilmektedir. En ufak demokratik hak arayışı bölücülük ve vatan hainliğiyle nitelendirilmektedir. Özellikle ayrıştırıcı, ötekileştirici, düşmanlaştırıcı dil kullanılarak toplusal kamplaşma yaratılmaktadır. Farklılıklar üzerinden çelişki ve çatışmalar derinleştirilmek istenmektedir. 

          8 Mart Dünya emekçi kadınlar günü gibi tarihe mal olmuş İnsanlık değerlerine saldırılarak demokratik direnç noktaları ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Önce akıl ve vicdan yoksunu birileri 8 Mart dünya emekçi kadınlar gününü fahişeleştirerek hedef göstermekte, ardından Taksim Meydanında demokratik gösteri hakkını kullanan kadınlara karşı gaz, plastik mermi ve coplarla saldırılmaktadır.

       Bu saldırıları ıslıkla protesto eden kadınlar, Ezan’ı protesto ettiler diye hedef gösterilerek din üzerinden karşıtlıklar yaratılmaya çalışılmaktadır.

        Konu ile ilgili tarafsız gözlemciler, gazeteciler, kadın dernekleri yöneticiler hatta iktidara yakın gazeteciler Ezan’a yönelik bir protesto olmadığını belirtmelerine karşın, iktidar yöneticilerinin ısrarla tutumlarını sürdürmeleri, karşıt sokak gösterilerini devreye girmesi ciddi provokasyonları devreye sokabilmektedir.

       Seçimin yerel yönetim, yerel hizmet, proje ve program madundan çıkarılıp, koalisyon ortakları tarafından genel yönetim ve beka sorunu haline getirilmesi gerilim katsayısını artırmaktadır.

         Kamuoyu araştırmalarında ortaya çıkan verilerin iktidar açısından tatminkar, bulunmaması, beka söyleminin seçmen tarafından karşılık bulmaması üzerine iktidar koalisyonu konsolidasyon sağlamak üzere daha radikal dinci ve milliyetçi söylem hatta eylemlere yönelmektedir.

         Ekonomik kriz nedeniyle iktidar ile kendi seçmeni arasında güven aşımı arttıkça, peş peşe gelen zamlar halkı bunalttıkça, çok derin olan krizin tanzim satışlarla düzelmeyeceği anlaşıldıkça cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi daha da hırçınlaşarak tehlikeli sularla açılma ihtimali herkesi ürkütmektedir.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.