ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

    Bana göre Türkiye’nin en çok özlem ve ihtiyaç duyduğu en önemli sorunu özgürlük, Eşitlik, demokratik hukuk ve barış içinde ortak bir yaşamı kurmak ve halkına yaşatmaktır.

      Özgürlüklerin eşitlik çerçevesinde ve demokratik hukuk un üstünlere değil hukukun üstünlüğüne dayandırılması ile ancak barış içerisinde ortak bir yaşam sağlanır sağlana bilinilir.

Bu hafta sonu Arguvan ilçemizde Uluslar arası 14. Kültür ve türkü festivali gerçekleştirildi.

       Bende iki tane avukat olan manevi yeğenlerim Ferudun Önal ve Ercan Kısacık la birlikte ikinci gün bu kültür festivalinin “ Türkiye de Ekonomi ve basın özgürlüğü “ konulu panele katılmak üzere bu güzel aydınlık yüzlü insanların yaşadığı aydınlık ilçemize gittim.

Moderatörlüğünü gazeteci Zafer Arapkirlinin yaptığı panele gazeteci Nevşin Mengü ve ekonomist İzmir milletvekili Prof. Selin Sayek Böke nin katıldığı panel saat iki de Arguvan ın güzel bir bahçesinde açık hava da yapıldı.

Zafer Arapkirlinin kısa bir açılış konuşmasından sonra ilk olarak sözü İzmir milletvekili Prof. Selin Sayek Böke ye verdi.                

Sayın böke gerçekten her alanda olduğu gibi özellikle ekonomi de çağ atlamış batı Avrupa anlayışından daha zeki ve bilgi birikimli olduğu her halinde belli oluyordu.

Konuşmalarında bunları inci gibi ortaya koyan kendinde emin bir hal ve hareketlerle ilkokul çocuğunun bile kolayca anlayacağı bir dille Türkiye ekonomisini ve iktidarın bilgisiz birikimsiz kişi ya da kişilerce ekonomiyi yönettiğini anlatıyordu.

 Bu nedenle de Türkiye ekonomisinin çok kötü durumda olduğunu, iflasın eşiğinde olduğunu yükün yine işçinin emekçinin köylünün memurun sırtında olduğunu ezilenlerin bunlar olduğunu uzun uzun anlattı.

Bu olumsuzlukları açıklarken çözümün de sol ve sosyal demokratların elinde olduğunu o nedenle gelecek seçimlerde sandıklar konulduğunda halkımızın iki kere düşünerek oylarını kullanmalarını da ihmal etmedi. Amacımız maksadımız Özgürlük, Eşitlik, demokratik hukuk ve Barış içinde Ortak bir yaşam kurmaksa gelin hep beraber demokrasi ve adalet isteyen CHP de birleşelim. Dedi

İzmir milletvekili Prof. Selin Sayek Bökenin bu çok önemli ve dolu dolu konuşmalarından sonra söylenecek yorum yapılacak hiçbir açık yanlış yoktu yoktu söylem yoktu o nedenle orada bulunan hiç kimse yorum yapmadı gibi çok ciddi anlamda alkışladılar.

Zafer Arapkirli ikinci konuşmayı gazeteci ve 70 li yıllarda CHP de beraber siyaset yaptığımız şimdi Av. Şahin Mengü nün kızı Gazeteci Nevşin Mengü ye verdi.

 Gazeteci Nevşin Mengü de genç ve dinamik bir gazeteci olarak özellikle başından geçenleri uğradığı haksızlıkları ve genel anlamda da Türkiye de ki basın camiasının eksikliklerini KHK ile gazetecilerin özgürce mesleğini yapamamasını yapamadığını uzun uzun anlattı.

Panelistlerin konuşmalarının bitiminden sonra ki süreçte soru cevap bölümünde bir çok izleyici gibi ben de ÇGD Malatya şube başkanı olarak söz istedim ve daha ziyade Malatya yerel basınında yaşanan yaşanmakta olan olumsuzlukları ve özgürlüklerin nasıl yok edildiğini anlatırken özellikle 24 Temmuz basın bayramının arık anlamı kalmadığını çünkü ülkemizde %90 gazetecinin havuz medyasında olduğunu geri kalan %10 un da çok sıkıntılar çektiğini her an her dakika her türlü cezai işlemle karşı kalacağı bir atmosferde çalıştığını yerel anlam da da Yani Malatya da %97 si gazetecilerin ( radyo, tv ve yazılı basın)iktidar yanlısı olduğunu umutlarını diğer gazeteciler gibi belediyeye işe girmekte bağladıkları için ne derlerse onun yapıldığı özgür basın eşit yurttaşlık hak hukuk adaleti hiç kimsenin düşünmediği düşünemediği bir ortamda buna gazetecilik deniyorsa işte böyle bir gazeteciliğin yapıldığını gazetecilik mesleğinin artık ayaklar altında olduğunu gazetecinin bu nedenle olmadığını olmayan gazetecinin bayramının olmayacağını olamayacağını anlattım.

Bütün bunları dinlerken ve anlatırken gazeteciliği ve özgür olmasını anlatırken özellikle Veli ağbaba ya baktım çünkü tam dört sandalye yan tarafımda oturuyordu.

Bana göre yüzü kıpkırmızı oluyordu. Çünkü Veli ağbabayı Bulunduğu bu makama son on yılı hariç hep ben taşıdım ancak o beni gazetede yazdığım bir yazıdan dolayı ihraç etti.

Şimdi ihraç konusuna girmeyelim ancak gazete basın özgürlüğü derken ve bunlar konuşulurken acaba bu arkadaş kendi kendisine eleştiri öz eleştiri yapıyor mu yapıyorsa ben ve benim gibi ihraç ettiği Mustafa yuka dâhil gazetecilerde özür dileyecek mi? Yoksa Dün dündü bu gün bu gün mü diyecek.

Gerçekten çok merak ediyorum. Yoksa Ankara da özgürlük Malatya da başta basın olmak üzere il örgütünün örgütlenmesi de dâhil bütün oluşumların oluşmasında baskı zulüme devam demeye devamı edecek bekleyeceğiz göreceğiz.

Benim konuşmamın son bölümünde sayın Bökenin konuşmasında ki birleşelim birlik olalım bir olalım iri olalım diri olalım temennisi içinde CHP de 11 tam büyük şehir 10 il ve toplam 242 belediye başkanlığının olduğunu bunların doğru düzgün ve sol sosyal demokrat belediyeciliği hakkı ile yaparak haksızlığa hukuksuzluğa yolsuzluğa tam cephe alıp hizmette eşit halkın yaşamını kolaylaştırarak örneğin eskilerde ki gibi bir İSKİ ve benzeri olaya hiçbir şekilde müsaade etmeden oy versin vermesin herekese eşit düzeyde hizmet götürerek kendisine oy vermedi diye Arguvan belediye başkanı gibi komşusunun mahallelisinin evinin önünde ki çöp tenekesini kaldırarak değil her gün o çöp tenekesini temiz tutarak hizmet götürülürse zannediyorum bu birlik sağlanır Yine Arguvan da ve Malatya olan yaşanan ayrılıklar ortadan kalkar ve Özgürlük, Eşitlik, demokratik hukuk ve Barış içinde Ortak bir yaşam kurularak iktidara hızla yürünülür.

Yok veli yine ayrıştırmaya partilileri küstürmeye devam eder BEN demeye devam ederse Arguvan belediye başkanı komşusu kendisine oy vermediği için onun çöp tenekesini kaldırmak gibi çok ucuz ve kaliteden yoksun davranırsa onun yanında ki dutması protokol diyerek meslektaşına ihanet edecek kadar küçülürse korkuyorum çok samimi istek ve arzuları bir şekilde Böke nin temennileri isteği çok zor gerçekleşir. Benim temennim Sayın bökenin temennileri ve istekleri ile tıpa tıp örtüşmektedir.

Bu ülke insanlarının çok büyük bölümü Özgürlük, Eşitlik, demokratik hukuk ve Barış içinde Ortak bir yaşam istiyor. Ancak bunu organize edecek bir siyasi yapı olmadığından ortada kalıyor.

İstanbul seçimleri ve Ekrem İmamoğlu bu duvarı aştı insanlara bir umut bir ışık yaktı. Diliyorum Malatya da siyasetin baş aktörleri yukarda ki saydığım zatı muhteremler ve Türkiye genelinde bunlar gibi olanlar bu umut ışığını kapatmaz yok etmezler

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.