ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

        11Martta önce ilk olarak Çin de görülen daha sonra Dünyanın dört bir tarafına yayılan Virüs denilen illet ülkemizi insanlarımızı da herkesi bir tarafa sardı savurdu. Herkesi perma perişan ederken bir şekilde zorunlu olarak ki bu şiddet cebir zorunluluğu değil herkes can korkusunda yetkililerin de uyarıları ile bir kısmı da kendiliğinde evde kaldı iyi ki de kaldı.

Ben ve benim gibi kimliği eskiyen 65 yaş üstü ihtiyar delikanlılara tamamen haklı olarak yasaklar geldi getirildi.

 Ben çok zaman bazı yasaklara uymazdım ama bu yasağa gönüllü olarak katıldım.

        Zaten katılmasam da çocuklar başımıza her akşam görüntülü telefonla dikilerek aman ha aman feryatları ile bizi eve bağladılar ve inanırımsınız? 65 gün hiç merdivenlerde bile aşağı inmeden ev içerisinde gezerek kitap okuyarak bekledim.

       Daha sonra bu günkü gibi (24 – 05 – 2020 ) haftalık izin çıkmaya başladı da dışarı çıkabildim.

Gerçekten bu 65 günlük açık ceza evi yaşamı bireysel olarak gerekse de toplumsal olarak birçok konuda değişimlere uğrattı bizi hepimizi.

Şimdi birkaç örnek vermek istiyorum bu8 süreçte neler neler değişti.

Dünya ters yüz oldu

 

  • Sağcılar cami kapattı ( Hindistan da camiden çıkanlara dayak atıldı )
  • Solcular sıkıyönetim istemeye başladı
  • Sofular ALKOL peşine düştü
  • Polisler HACI kovalamaya başladı
  • Gayrı Müslimler Abdest almaya başladı

 

     Bu listeyi daha da uzatabilir olmayacak işlerin olmaya başladığını teferruatları ile açıklayabiliriz.

İsterseniz baştan başlayalım.

 Sağcılar cami kapattı;

               Yıllardır AKP iktidarı CHP ne yüklenerek işte cami kapattılar yok camilere şunu yaptılar bunu yaptılar. Özellikle de gezi olayları sırasında yalancı şahitlerle camilerde içki içildiğini bile iddia ettiler.

Ancak tabii ki bunların hiç biri doğru değildi doğru olması da mümkün değildi.

Çünkü Türkiye İslami değerlere değer veren çoğunluğu Islama inanan bir ülke.

       İslamiyet’te kırmızıçizgi olarak kabul eden dolayısıyla cami ve cem evlerini de kendi inançlarının kutsal yeri olarak kabul eden anlayıştadırlar ve bundan hiç taviz vermek gibi bir niyetleri olmaz olamaz.

2. Dünya savaşı zamanında İsmet İnönü tarihi hazinemizi saklamak adına ulu kışlaya trenle getirmiş ve bu tarihi hazineyi en güvenilir yer olarak bir camiye yerleştirerek tarihimizin yok olmasını önlemiştir.  

      Yani bu gün AKP iktidarının virüsü önlemek insanları sosyal mesafede tutmak için zorunluluk olarak camilerde namaz kıldırmayı yasaklamış olduğu gibi. bana göre doğruda yapmıştır.

Bir ilktir ama doğru bir ilktir doğru karardır.

Solcular sıkıyönetim istemeye başladı;

Evet, yanlış duymadınız Başta İstanbul BB Başkanı olmak üzere kişisel ve kurumsal sol sosyal demokrat kurumların hepsi sıkıyönetim uygulansın sokağa çıkma yasağı uygulansın diye bas bas bağırmaya başladılar.

Halbu ki sol ve sosyal demokratlar her zaman her türlü diktatörlüğe ve onun getirdiği getireceği yasaklara karşı olmuş bu uğurda bedel ödemişlerdir.

Ancak bu kez durum farklıdır ve bir illet insandan insana hemde çok hızlı bir şekilde gerek dokunma ile gerek tükürük yolu ile geçiyor ve hızla yayılıyordu. Bunu önlemek için dışarı çıkmamak virüsün yayılmasını durdurmak ve insanların ölmemesini sağlamak için bu gerekliydi hem yönetim hem de vatandaşlar bunu talep etti ve bu uygulama haklı talepler doğrultusunda icra edildi.

Sofular Alkol peşine düştü;

Bu illet virüs gözle görülmeyen elle tutulmayan bir yaratık. Dünya da bunun panzehiri yok çünkü yeni bir olay. Ancak bunun bir tek panzehiri var çok sık bir şekilde elleri en az 20 saniye sabunlu su ile yıkamak diğer bir de alkollü kolonya ile (80 derece ) dezenfekte etmek.

Sabuna hücum eden sofu olan olmayan lar aynı zamanda da alkollü kolonyaya hücum ettiler. Özellikle Alkol haramdır şudur budur diyen sofu tayfası can söz konusu olunca haram maram demeden canını koruyup kollamak adına kolonyaya hücum ettiler.

Polisler hacı kovalamaya başladı;

Bu lahnet virüsün ilk olarak arabistanda umrede gelenler ile ülkemize geldiği iddia edildi. Yöneticilerimizde o dönem umrede olan ve ülkeye dönen bütün vatandaşları kontrol etme çabasına girdi ise de bu konuda çok da başarılı olduğunu söyleyemeyiz.

Bu durumda olay ciddi şekilde yayılmaya tehlike büyümeye başlayınca zorunlu olarak bir çok ülkelerde olduğu gibi hacılar polisler tarafında kovalanmaya başlandı.

Halbu ki özellikle AKP iktidarı zamanında dinci örümcek kafaların çok kıymetlendiği bir zaman da hele hele de hacı vatandaşlara söz söylemek onlara en ufak bir tepki göstermek mümkün değilken ne yazık ki bu vatandaşlar bilr sopalarla kovalandı.

Gayri Müslimler abdest almaya başladılar;

Yanlış okumadınız Dünya genelinde bir tek İslamı inançta olan namaz kılma da  önce abdest alınması yani elini ayağını kollarını yıkama işlemi ne yazık ki bu virüsle birlikte tüm insanların temizlik anlamında yapmak zorunda olduğu bir dönem yaşadık. Yukarda da söylediğim gibi bu işin pan zehiri temizlik dezenfeksiyon sosyal mesafeyi koruyarak maskeli korunmaktır.

Gayri Müslim vatandaşlarımız bu anlamda daha fazla temizlenmek adına günde beş değil belki on defa ellerini yıkamak durumunda kaldılar.

Demem o ki bu illet hiç zengin fakir siyah beyaz Kürt Türk Müslüman gayrı Müslim demeden hiçbir ayırım yapmadan aynen yağmur gibi insanların üzerine eşit bir şekilde yağdı. Kendilerini koruyan dışarı çok çıkmayan çıkanların maskelerini ihmal etmeyen sosyal mesafeye dikkat edenler illetle tanışmadı o da onlara takılmadı ve beklide Dünya da en az hasarla bu işi atlatan ülke olacağız.

Diliyorum bundan sonra ki süreçte de bütün tedbirlere uyularak hareket edilir ve eski yaşamımıza bir an önce devam ederiz. Eski yaşamımız çok mu demokrasi boyutluydu HAYIR ama en azında insanlarla yan yana geliyor konuşuyorduk. En azında çocuklarımızla koklaşıyor sarılıyor öpüyorduk. Ben şahsen yaklaşık 70 gündür üç çocuğumu dört torunumu daha öpmedim saramadım koklayamadım. Sadec bunun hatırı için bile olsa dikkat edelim koruyalım korunalım.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.