ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

            İnsanlık; yeryüzünde kendi türünü korumak, yaşamını sürdürmek için bin bir zahmetle, acıyla şiddetle, savaşla, kıyımla, sel, yangın ve depremle cebeleşe cebeleşe gönümüze kadar varlığını taşımıştır.

           Ne İnsanoğlu 13,5 milyar yıl önce büyük patlamayla oluşan evren ile binlerce yılık savaşımından gerekli dersi almış, ne de evren insanoğluna pes etmiştir. İlk çağdan günümüz modern çağa kadar geçen süre içinde insanlık bir nebze olsa doğaya gereken ihtimamı göstererek, doğayı tanıyarak, anlayarak onun faaliyet alan ve sınırlarını bilerek müdahale etme yerine tümden doğaya hâkim olma egosunu inat ve ısrarla sürdürmeseydi belki de insanoğlu doğa ile olan savaşımında bu kadar acı yaşamazdı.

               Doğa hiçbir zaman insanoğlunun arzusuna göre faaliyetini düzenlemeyeceğine göre,  İnsanoğlu da aklını devreye sokarak evren ile uyum içinde yaşama yeteneğini ortaya koymak zorundadır. Bunun başka da çaresi yoktur.

              Son İzmir Depreminin büyük bir acıyla insanlığa bir kez daha hatırlatmak istediği gerçek budur. Yani insanoğluna sen kendini bana göre uyarla ben kendimi sana göre uyarlayamam, inatla benimle cebeleşme önlemini al der adeta.

             Bunun dışında hiçbir dogma anlayış, inanç, inat, ısrar, direnç asla çözüm olmaz, olmadı çünkü bu güne kadar.

              Elif’in,  gözleri önünde Kardeşi İpek’in ölüm acısını yaşaması, Ayda çocuğun annesinin enkaz altında kaldığından habersiz 90 saat sonra enkazın altından yaşamla buluşması,  Helim amcanın ölüm iniltileri içinde bulunup yaşamla tam buluşturulacağı anda kayıp gitmesi gibi her yıl yer yüzünde yaşanan binlerce acı hikâyenin önlenmesinin yolu gerekli önlemleri almaktan geçer.

            Oysa insanoğlu Bunca teknik, sosyal, bilimsel ilerlemeye rağmen ilk günkü gibi bütün ilkelliklerini taşımaya, dün olduğu gibi bugün de meyilli olduğunu, yeryüzü yaşamını yaşanılmaz hale getirmeye devam ettiğini görüyoruz.

              Aşırı duyumsuzluğu ve oburluğu yüzünden bütün doğayı tahrip etmesine rağmen küçük bir doğal afet karşısında ki acizliğini giderme becerisini gösteremiyor. Çağımızın her türlü modern yaşam olanaklarına karşın küçük bir azınlık dışında herkes için güvenli barınma, beslenme, eğitim, sağlık, istihdam hakkını sağlayamıyor.

            İnsan Hakları,  demokrasi, hak, hukuk, adalet kavram ve söylemlerine rağmen küçük guruplar dışında bu haklardan her kesin yararlandığını söyleyebilmek mümkün değildir. Güvenlik ve barış söylemlerine karşın yeryüzünde acımazsız savaşlar çok daha korkunç biçimde üstelik modern savaş aygıtlarıyla bütünleşerek insanlığı tehdit etmeye, kan dökmeye devam ediyor.

              Yaşamı ve doğayı yok etmek için harcanan kaynakların yüzde biri insanlığın barış ve refah içinde yaşaması için yeter artar bile. Bir kişinin itibari için harcanan kaynaklarla on binlerce depreme dayanıklı konut yapılabilinirken, Rıza bey apartmanı gibi yapılarda onlarca insan yaşamını kaybedebilmektedir.

          Acı ve yıkım yaşadığımız için doğa hiçbir zaman deprem faaliyetini durdurmayacaktır. Seller yangınlar, fırtınalar durmayacak ve dinmeyecektir. Gerekli önlemleri alarak acı ve yıkımdan kurtulmak mümkünken, hiçbir ünlem almadan doğal afetlerinin yıkıcı sonuçlarından muaf kalmanın imkânı yoktur.

              Bugün deprem kuşağında bulunan bir çok ülke gerekli önlemleri alarak depremin öldürücülüğünden ve yıkıcılığından kaçınılabileceğini göstermişken, hiçbir önlem almadan depremin yol açtığı felaketi kıyamet hazırlığı olarak yorumlama aymazlığı, ırkçı, ayrımcı çevrelerce sosyal medya üzerinden İzmir halkına yönelik geliştirilen nefret söylemleri kadar dehşet verici bir durumdur.

                 Dolayısıyla yaşanan son deprem, sadece jeolojik fay hatlarının yıkıcılığını değil, aynı zamanda sosyal, siyasal, toplumsal fay hatlarının da ciddi gerilim ve kırılmalara yol açabilecek kadar ırkçı ayırımcı enerji ile yüklendiği görünüyor.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.