ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

           ABD Başkanlık seçimlerinin hemen sonrasına denk düşen hazineden sorumlu maliye bakanı Berat Albayrak’ın İstifası ülkede yeni bir siyasal iklimin oluşmasına yol açtı.

              Zan edersiniz ki ABD de yapılan başkanlık seçimi Türkiye’de gerçekleşmiş, Berat Albayrak’ın istifasıyla da Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden güçlendirilmiş Parlamenter sisteme geçilmiş, kabinenin tamamı değişmiş, bunca yıldır yaşanan bütün sorunlar aşılmış, ekonomide büyük bir atılım gerçekleştirilerek emsalsiz bir düzeye çıkılmış, her taraf bahar bahçeymiş gibi bir hava esmeye başladı birden bire…

            Yıllardır toplumu canından bezdiren ekonomik kriz, işsizlik yoksulluk, yolsuzluk bir anda yok olmuş. Nepotizm ( adam kayırmacılık) adeta, hiç yaşanmamış bu ülkede. Farklı düşünce ve görüşlerinden dolayı hiç kimse gözaltına alınmamış, yargılanmamış ve tutuklanmamış, Halkın iradesiyle seçilmiş hiçbir belediye’ye Kayyum atanmamış, seçilmiş belediye başkanları Milletvekilleri, seçilmiş yöneticiler, siyasetçiler tutuklanmamış, hiç kimse haksız yere yargılanmamış ve ağır hapis cezalarına mahkûm edilmemiştir adeta.

               Hiçbir gazeteci, yazar farklı haber yaptığı için baskıya uğramamış ve tutuklanmamıştır. Sadece demokratik haklarını kullanmak üzere sokağa çıkan hiç kimse saldırıya uğramamış, sosyal medyaya röportaj verdiği için insanlar tutuklanmamış, Kısaca insan haklarına yönelik hiçbir ihlal yaşanmamış.

            On binlerce kamu çalışanı KHK lı açlığa mahkûm edilerek mağdur edilmemiş, bu ülkenin binlerce insanı geleceğinden endişe duyarak yurt dışına sığınmamış gibi bir zihinsel algı ve ortam yaratılmaya çalışılmaktadır.

               Bir yandan Adalet bakanının açıklamaları insanı adeta aptallaştırmaktadır. Yıllardır işlenen hukuksuzluğun temel adresi olan yargı kurumunun başındaki insanın kendisi olmadığı, İşlenen hukuksuzluğun da bir başka gezegende yaşandığını zan edersiniz.

                 Bir gün önce çok sayıda cezaevini hizmete açmakla övünen adalet bakanı bir gün sonra hukuk reformundan söz ederken, aynı anda yıllardır ekonomiden sorumlu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı da ekonomik reformdan söz etmektedir.

             Ekonomik reformun iç ve dış sermayeye için teşvik ve kolaylık, çalışanlar ve yoksullar için acı reçeteden ibaret olduğunu ve halkın buna hazır olması gerektiğini söylemeyi de ihmal etmemektedir.

              Oysa TBMM de bütçenin görüşüldüğü bir ortamda ne hukuk reformu ne de ekonomik reformla ilgili en küçük bir emarenin geçmediğini, hazırlanan bütçenin toplumun demokratik ekonomik ihtiyaç ve talepleri yerine, sermaye, güvenlik ve şiddet politikalarına göre hazırlandığını, bütün kaynakların savurganca israf edildiği, mevcut israf politikasının devam edeceğini görmek bu yöndeki reform söyleminin gerisindeki niyeti de açıkça göstermektedir.

                Dolayısıyla gerek ekonomide gerekse Hukuk alanında yeniden dilendirilmeye çalışılan reform söylemi ülkenin gerçekten ihtiyaç duyduğu ekonomik refah, hukuk düzeninin yeniden inşası, toplumun ihtiyacından çok ABD seçim sonuçlarıyla birlikte, yaşanacak muhtemel problemlere hazırlık, Ekonomi ve Uluslararası ilişkilerde yaşanan çıkmazlar, iç politikada aşılması ve yönetilmesi imkansız hale gelmiş sıkıntıların aşılamamasıyla ilgili olduğunu, taktik bir formatlamadan öteye geçmeyeceğini çok gecikmeden öğrenmiş olacağız.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.