ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

Defalarca bu sayfada yazdım; “ Türkiye hiç bir zaman devlet olmayı beceremedi “ diye!

Eymür’ün anlattıkları benim bu tezimi defalarca doğruluyor!

           Kendisinin de içinde bulunduğu seri işkence ve katliamları anlatırken gayet soğukkanlı ve işinden hiçte pişmanlık duymadığını yüzünde ki  o eskimiş canavardan  rahatlıkla görebiliyorsunuz! Şimdi ele verdiği ve herkesçe bilinen kişiler bir zamanlar beraber çalıştığı kişilerdir ve üstelik de bunların amiri olarak!

             Yani onlar ne yaptıysa bundan bağımsız yapmadılar ve bu adam bir zamanlar istihbaratın beyniydi; tüyü dökülen kuştan bile haberi vardı ve bunlara önlem almayan bir adam, şimdi katil psikolojisiyle olay yerine dönüyor!

Dönüyor da değişen bir şey olacak mı?

          Asla olmayacak ve bu devletin kodlarını ele geçiren yapı hiç bir zaman Türkiye’nin devlet olmasına müsaade etmeyecektir! Bu bir Gladyo yapılanmasıdır ve derinin de NATO-CİA vardır ve bu iki yapı Türkiye ile demokrasiyi asla bağdaştırmaz ve bu durumda “ hak, hukuk, adalet” sadece tatlı bir söylemdir!

          Son günlerde tahliye olan çete liderleri ile boy boy resim çekip yan yana gelen ve onlara methiyeler dizen adamın ne mesaj vermek istediğini iyi okumak lazım!

           Gençliğinde, işe yaradığı dönemde konuşmayan ve her cinayetin altına imza atan, işkencenin her türüne bizzat katılmış bu adam çıkmış hikâyeler anlatıyor!

Belli ki birileri “ konuş “ diyor!

           Sanırım bağlı oldukları ve hesabına iş gördükleri birimlerin bir hesaplaşması var ve kimilerini böyle devre dışı bırakarak yenileri ile yola devam edecekler!

            Çünkü bu katiller deşifre oldular; buna istihbaratta “ yanma “ derler! Deşifre olup yananları gözünü kırpmadan bir kenara atarlar; hatta çok şey biliyorsa bir gün öter, baş ağrıtır diye onu yeryüzünden silerler!

             Şimdi konuşan ( güya ) bu adamın elinde devrimcilerin kanı duruyor; Mahirlerin, denizlerin, Ulaşın ve Hüseyin Cevahir’den daha nicelerine...

             Bunların katledilmeleri emri Amerika’dan gelmişti ve bu yerli işbirlikçiler gelen emirleri gözünü kırpmadan uyguladılar!

Çünkü öldürülenlerin hepsi “ Kahrolsun Amerika, bağımsız Türkiye “ diyorlardı!

Peki, bu işbirlikçi katil sürüsü ne diyordu?

           “ Komünistler Moskova’ya “ diyerek efendilerinin öğrettiği sloganla bu ülkenin aydınlık beyinlerine yol gösteriyordu!

O gençler; “ köpek olmayalım “ diyordu!

Köpek olduktan sonra ha Amerika, ha Rusya ne fark eder?

Şimdi o kapının en sadıkları çıkmış günah çıkarıyor!

Çünkü dişleri dökülmüş, pençeleri körelmiş ve ne kemik veren var, ne de o kemiği kıracak güç!

Şimdi o buz gibi suratınla çıkıp konuşuyorsun!

Yemezler!

************

BUNU HERKES BİLİYOR

 

Çıkmış ötüyorlar ve bir birini güya suçlayarak!

Mehmet Eymür ve Perinçek!

Eğmür; “ Perin çekin İngiliz ve Amerika istihbaratına çalışan bir ajan olduğunu” söylüyor!

            Bu ülkede kurduğu parti yüz binde sıfır nokta bilmem ne oy almazken, kendisi iki yüz vekili olan bir parti başkanı olarak hep başrolde!

          Bunun açılımını bilmeyenlerin aklına şaşarım ve bu adam Türkiye’de solun sürekli fraksiyonlara bölüştürme işi ile görevliydi!

           Şimdiki görevi de benzerdir ve iktidarı yanlışa sürüklemede büyük pay sahibidir ama bunu okuyacak bir akıl var mı, bilmem?

Eymür, anlattıklarının hepsini biliyordu ve çoğunun da içinde olan bir istihbaratçıydı!

            Yalnız neresinden tutarsanız tutun, bir ucu Mehmet Ağara çıkıyor ve bu iş derin kirliliğin boyutunu gözler önüne seriyor!

On yedi bin insan bu ülkede buhar oldu ve bunları kim, kimler yok etti sormaya gerek var mı?

            Bu işteki uyuşturucu ayağı, öldürülen iş adamları, haraçlar ve devlet çarkına yerleştirilen bir Gladyo yapılanması... Bunların hepsi biliniyor ancak cesaret edip üzerine giden yok!

Gidemezler; çünkü o gitmeyi beklediklerimizi de oraya getirenler onlar!!

              Ağ o kadar geniş ve derin ki o işin içinde olanların ara sıra çıkıp böyle konuşmaları kendi aralarındaki iç çekişmedir ve dikkat edin söylediklerinin hepsi daha önce söylenen ve bilinen şeyler! Yani bırakın öyle yer yerinden oynamayı, yerden bir tek toz tanesi bile kalkmaz!

             Bunların kirliliklerine örttükleri bir kılıf var “ ne yaptımsa devletim için yaptım” dedikleri bir hukuk dışılık var ve şu an bu ülkede bunun üzerine gidip, ülkenin bağırsaklarındaki pisliği boşaltacak hiç bir güç yok!

Dikkat edin Alaattin çakıcı cezaevinde çıktığında kimlerle ilk pozu verdi?

Ağar, Eken ve korgeneral Atilla ile ve ona “ dava arkadaşım” diye arka çıkan bir parti başkanıyla!

           İşte Türkiye’nin asıl manzarası bu resimdir ve o resimle verilen mesaj nettir; “ devlet biziz, iktidarlar teferruattır” diye!

          Bunlar bir zamanlar Tansu Çillerin elinden devleti alıp yaptıklarının altına sadece onun imzasını attıranlardır ve şimdi daha beteriyle aynısını Tayyip Erdoğan’a yaptırıyorlar!

            Eğer öyle olmasaydı Sedat Peker’in söylediği iddialar ve Eymürün daha önceleri söylediği ve şimdi tekrara düştüklerinin üzerine gidilirdi!

           Bu yapılanmayı ülkenin içinden söküp ve ülkeyi hak ettiği insanca yaşama kavuşturacak ne bir akıl, ne de bir cesaret görünüyor ufukta!

Çünkü ülke bu zehirli sarmaşığın elinde ve tüm kurumları ile nefes almakta zorlanıyor!

           Ülkenin dikkatini başka yönlere çeken bir sistematik yapı var ve hepimiz dönüp oraya bakarken, arkada kazma, kürek ülkenin temellerini yıkıyorlar da kime anlatacaksın?

           Çünkü dönüp arkamıza bakmaya çalıştığımız anda surata yediğimiz tokatla tekrar onların gösterdiği yöne bakıyoruz!

           Şimdi aynı pirincin içindeki iki beyaz taş yedikleri naneleri anlatıyorlar ve bulundukları yerde hala diş kırıyorlar!

Siz külahıma anlatın!

*************

YORUMCULAR

 

         Adam futbol yorumcusu ve diyor ki; “ abi top kaleden içeri girse gol olurdu ve hakem kırmızı kart vermeseydi oyuncu atılmazdı!”

          Bunlar büyük paralar alan yorumcular ve orta zekâ sınırlarında debelenip duruyorlar!

Ya enerji bakanı?

“Az yakarsanız, faturalar makul gelir” diyor!

İşte bunu hiç bilmiyorduk ve aklı az buçuk çalışanlar ülkeden kaçtığı için, nelere kaldık?

             Bu ülkeden on iki Eylül faşizmden kaçan iki insanımız çağın aşısını buldu ve şimdiki servetleri Türkiye’nin bilmem kaç yıllık bütçesine eşit!

            Can havliyle buradan kaçan ve büyük projelere imza atanların sayısı az değil ve bunlar gidince şimdi “ deve sidiği şifadır “ diyenle idare ediyoruz!

Sonra çağın buluşu Diyanetten geldi “ baldız işleri!”

Ya, hala gidip “ atam, atam “ diyerek Atatürk’ün mezarına acizlik gözyaşları dökenler?

İşte bunlara ayrıca kıl oluyorum ve oradan kendi acizliklerini örtmekten başka yaptıkları bir şey yok!

Sen üstüne koyduklarını söyle ve geldiğin nokta Arap ligi!

Eh, orda “ kaleye girse gol olurdu” dan öte hiç bir yol görünmez!

Görünmez yoldasın; yürü gündüz, gece ve üstelik önündeki karanlığa koşarak!

************

SAĞ SİYASET

 

              Sağ da siyaset yapmak için çok zeki olmak gerekmiyor; öyle oturup ders çalışmaya, kitap okumaya da gerek yok; argümanlar bellidir; “ vatan-millet, din-iman” yapacağınız tek şey bunları alabildiğine süslemektir ve hele sesiniz gürse tamamdır, mal sizindir!

            Yetmiş yıldır bu ülkeyi sağ iktidarlar yönetiyor ve Marshal yardımından tutun, Amerikan üsleri ve NATO’ya kadar hepsi onların eseri ve sokaktakine sorarsan “ kahrolsun solcular” ve daha nice azgın sözler!

             Bir zamanlar ülkeye komünizm gelecek masalları ile pırıl, pırıl gençlerini ipe gönderen bir ülke düşünün ve o düşüncenin devamı yine karşımızda; satmadık fabrika, tesis, banka ve kıymetli arsa kalmamış ama sorsan ülkeyi bölecekler!

          Şimdi yağmur gibi zamlar yağıyor ve üstelik saat başı bir tekerleme ile; yine sokağa sorsan mevcut iktidar hariç herkes suçlu!

           Pancar ekimini, şeker fabrikalarını elden çıkarınca şimdi gelecek şeker zamından ayakların tir, tir titriyor ve kusura bakma kardeşim, sen o zaman bunların satışına karşı çıkmıyordun; çıkanlarda vatan hainiydi, sen hak ediyorsun da benim suçum ne, işte mesele o, çünkü ben de hak ediyorum!

Önemli değil kardeşim; bütün mesele HDP ve CHP niye tezkereye “ evet “ demedi?

           Bütün mesele bu ve seni bu masalla uyutalı bir hafta oldu, gelen kazıkların haddi hesabı yok ve sen bu masaldan başını kaldırıp hiç bir şey görmüyorsun ki yediğin kazıkların farkına varasın!

İnsan algısı ters düz edildi mi, uyuşturucuya alışmış bünye gibidir; almasa çıldırır!

Bizim bünyemiz de asla zamsız ve güzel yaşamaya uygun değildir!

               Giderek bir bağımlılık söz konusu ve rahatlamamız için zam dozunun artırılması lazım; tıpkı uyuşturucu gibi; daha fazla, daha fazla, sonra vücudun iflası ve ölüm!

               Rahat olun, bu ülke sağının en derin adamının dava arkadaşları artık aramızda ve sakın zamlardan konuşmayın; aksi durumda bu ekip size öyle “ vatan, milet “ şarkıları söyletir ki ağlamadan sonunu getiremezsiniz!

Ha bir de Amerika!

Reis, Biden’le görüştü!

Kürt’ler ve Türkler; yeni bir can pazarında buluşacaksınız haberiniz olsun!

Çünkü biz böyle istiyoruz ve o zaman bünye son dozu aldığında dönüp bana sitem etmeyin!

Benden söylemesi!

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.