ALTIN
 2.439,70
DOLAR
 32,4504
STERLİN
40,7959
EURO
 34,8290

 

 

            Şa ana kadar ekonomiye yapılan hiç bir müdahale biçimi istenilen sonucu sağlayabilmiş değil, anlaşılan sorun çok daha derin ve kapsamlı.

           Ne 20 Aralıkta gözleri ışıldatan müdahale, ne arka kapı transferleri, ne market etiketlerine yapılacağı dilendirilen zabıta önlemleri, ne de muhalefete yönlendirilen açık sokak tehditleri hiçbir şey hiper enflasyonist süreci yavaşlatamıyor.

            Zamlar almış başını gidiyor. Elektrikten akaryakıtta, mutfak yağından doğalgaza, sebze meyveden peçeteye, kiradan ulaşıma aklınıza ne gelirse, zorunlu olarak ihtiyaç doyduğunuz ne varsa iğneden ipliğe yüzde % 50den, % 127 ye varan oranda her şey zamlandı.

            TUİK in resmi olarak beyan ettiği %36 yıllık enflasyonun yanı sıra %80 lik Tüketici enflasyonun sonuçları önümüzdeki aylara yansıması tüketici açısından çok daha ağır olacaktır.

            Döviz kurunun, 20-22 aralık tarihinde yapılan müdahale üzerinden bir miktar düşürülmesi nedeniyle yaratılan ucuzlama beklentisinin de baş ta petrol ve elektrik zamlarıyla berhava edilmesi ardından zamların hız kesmeden gündelik ve anlık artışlarla yoluna devam etmesi toplumun yoksul ve çaresiz kesimini çıldırtma noktasına getirmiştir.

            Memur, emekli, ücretlerine yapılan artışlar daha bir kuruşu ele geçmeden neredeyse tamamı enflasyon karşısında eriyip yok olmuştur. İçinde bulunduğumuz aylarda yapılan son zamlar nedeniyle gelecek kabarık faturalar vatandaşın canını iyice sıkacaktır.

             Hükümetin yaptığı yüksek maliyetli müdahaleye rağmen makro ekonomik değerlerde de belirgin bir iyileşmenin ortaya çıkmaması, döviz endeksli vadeli mevduat hesaplarının vatandaştan beklenen ilgiyi görmemesi,  dövizin yeniden yönünü yukarıya doğru çevirmesi, hayal edilen nispi bir iyileşme üzerinden sağlanacak konjonktür el bir konsolidasyon beklentisinin şimdiden boşa çıkması iktidarı öfke kontrol sorunuyla karşı karşıya getirmiştir.

           Muhalefete yönelik çok yünlü salvo ve açık tehdidin nedeni girilen seçim sürecinde iktidarın yeterli toplumsal desteği elde edemiyor oluşuyla ilgilidir.  Baş vurulan gerilim ve şiddet yöntemi, eldeki ekonomik ve siyasal argümanların yaşanan bu kaotik süreci karşılamaktan uzak kalması nedeniyledir.

            Dolayısıyla hükümetin elinde iktidarın sürekliliğini sağlamanın  tek çaresi olarak  açık, şeffaf, demokratik bir seçim süreci yerine, provoke edilmiş demokrasi dışı yöntemlerle yönetilecek bir süreçle iktidarın kotarılması kalmaktadır.

              Sokak eylemselliğiyle ilgili hiçbir niyet ve pratiği yokken, Cumhur başkanının 15 temmuz örneği üzerinden muhalefeti her türlü demokratik siyasal eylem ve etkinlikten yoksun bırakmayı amaçlayan açık tehdidi, İstanbul belediyesi ve Başkanı Ekrem İmamoğlu’ ile ilgili başlattığı soruşturma, iktidar açısından yaşanan siyasal sıkışmışlığı muhalefeti sindirerek aşmayı amaçlamaktadır.

              Muhalefetin de bu noktada gaflet uykusundan bir an önce uyanarak sinmeden, provokatif kumpasa gelmeden bütünsellik içinde zaman kaçırmadan topluma güven verecek, aidiyetini güçlendirecek tarzda  siyasal demokratik caydırıcılığını göstermesi dışında yapacağı  hiçbir twiter açıklaması  yada haftalık gurup konuşmasıyla iktidarı gerilim ve şiddet niyetinden uzaklaştırmaya yetmeyecektir.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.