Bu gece derdi, kasaveti ve dahi olumsuz ne varsa hepsini bir kenara bıraktım; sabaha kadar uyumayacağım da...
Yani dışarıda usul, usul bir kar yağıyor ve sanki yeryüzüne beyaz melekler iniyor, üstelik dansa durarak! Şimdi bunu dedim diye “ melek ve dans” karışımını devletin bekası diyerek taşa tutulma riski dâhil ve hatta Devlet Beyin çıkıp “ Hasan ŞAHİN, ya arı ol, ya da bal ol; sen kim, melek kim ve üstelik benzetecek bir şey mi bulamadın da, kutsal melekleri kara benzettin” riski dahil her şeyi göze aldım!
Biliyorum bunu dediği anda iş “ milli beka harekâtına” düşecek ve ben şeytandan daha çok taş yiyeceğim!
Bakın bu işleri es geçmeyin; Sezen yarın Amerika’ya elçi olarak atanabilir, çünkü beteri ile kutsal kitabın sureleri ile dalga geçeni derhal başka bir ülkeye elçi olarak atadılar ve ek iş olarak mutlaka islamı da yayıyordur! Öyle Ya büyük Elçiler devlet temsilcileridir ve görevde kusur işlememeleri lazım!
Hani Somada vatandaşa tekme atanı da Almanya’ya gönderdik ve Almanlar şu an da şokta; “ alın bunu, yenisini verin” diye!
Dünyada kendi kendine benzeyen hiç bir vatandaş bizim gibi değildir!
İbrahim Tatlıses’i çocukları neşelendirsin diye yetiştirme yurduna götürmüşlerdi, şen şakrak gelen çocuklar birden İbrahim’in “ ben yetim, ben garip” türküsü ile karşılaşınca üzüntüden baygınlık geçirenler olmuştu!
İki gündür farkında değiliz ama epey Sezen kazığı yedik ve başta yakıt olmak üzere kazık iyi yerleşsin diye yer ayarlaması da yapıldı; olsun canım, aslolan Adem ve havadır; elmayı kim yemiş, kime ne?
Garibim Sezen “ seni karga yaparım” diyen o sesi duyunca gerçekten işin vahametini anladı!
Şimdi bir zamanlar hangi kuşa destek verdiğini anladı ama yine de ona sahip çıkanlara karşı bir utanç duydu mu bilmem de, bildiğim tek şey, bu gidişle Sezen de soluğu Paris’te alacak gibi! Biz Barak ve Bozlak havalara ağlayan bir akıl olarak ne anlarız bilmem hafif müzik, yok hafif batı müziği; hele ki sanat müziği, adında “ sanat” olması bile ürkütücü!
Hatırlarsınız Reis ilk geldiğinde Kars’taki Barış heykellerini “ ben böyle sanatın...” diyerek kestirmiş, oradan kaldırmıştı!
Neyse ya!
Malatya’ya kar yağıyor ve zemherinin en şiddetli gününde doğan ben, kara karşı farklı bir zaafım var ve dahası böylesi bir günün gecesinde beni evden alıp “ rahmetli babam karlı havalarda mangalda sucuk yapar, rakı içerdi, haydi gidelim” diyerek beni şehir mezarlığına, babasının mezarının başına götüren Fikriyi hiç unutmam ve ömrümde yediğim en güzel mangal sucuktu, birde Fikrinin iki de bir “ şerefe baba “ diyerek kadeh kaldırıp hüngür, hüngür ağlaması olmasaydı!
Oh be!
Kar yağıyor ve ben elimde bardakla balkonda kaçak çay yudumluyorum!
İyi ki şu an Fikri ile ayrı şehirlerdeyiz ve kaçarı yok, yoksa biz şu an da mezar dibinde kadeh tokuşturup ağlıyorduk!
Yarın belki köye kayarım, tabi yol kapanmadıysa ve artık sucuk, mangal, hele rakı uzak bir ihtimal!
Artık kimse “ buyur gel içelim de “ demiyor, anlaşılan rakı fiyatları insanlığı da öldürdü ve Daha neleri öldürecek göreceğiz!
Neyse Allah büyüktür, Hasan ŞAHİN..!
**********
DEĞERLİ OKURLARIM
Seçkin ve gerçekten duruşu olan bir okuyucu kitlemiz var. Onlardan aldığımız samimi yüz ve güçle yazmaya devam ediyoruz, edeceğiz de!
Yazı tarzımı az buçuk biliyorsunuz, siyasal ve toplumsal gerçeklikleri eleştirel tarzda ele alıyorum! Bu tarz, zor ve tehlikeli bir tarzdır!
Sonuçta eleştiriyorsunuz ve bazı yaralara dokunduğunuz zaman devlet dersi dahil, vazife çıkaranlarında hedefindesiniz! Kısacası tehlikeli sularda yüzen bir balıksınız! Suyun dibinde yılan, çıyandan sıyırsanız bile dışarıda bunun ayısı var, kartalı var, kargası, tilkisi var!
Hele dere boyuna birde olta atan insan var ki, aman Allah’ım, niyeti hiç bir hayvana benzemiyor ve düştüğünüz oltanın ucunda birde size bakarak keyif çatarlar!
Yeni kitabımız “ Çürük Mehmet “ çıktı! Özet değerlendirmeyi editör yapmış zaten!
İyi dileklerinize çok teşekkür etmekle beraber “ bol kazançlar” dileği tabi ki içtenlikle söylediğiniz bir temennidir ama bizim gibi yazarların kitaptan kazanmak gibi bir şansı yoktur!
Birincisi kitap okumayan bir ülkede yazıyoruz ve üstelik yazarı potansiyel tehlike gören bir anlayış! Bir de isminize siyaset bulaşmışsa siz isterseniz melemen tarifi yapın, kitabınız tehlikelidir!
Bir yazar egemen ve iktidarlara ne kadar uzaksa, halka o kadar yakındır ve bu yakınlık zaten yazarın baş belasıdır!
Halkı bırakıp iktidarlara yakın olan yazarların hepsi “ bol kazançlıdır” bunu iyi biliyorum!
Basılan tüm kitapları okunsun, okunmasın kendilerine yakın kurumlara dağıtılıyor ve oradan onlara hak ettikleri bol ücret ödeniyor!!!
Bu işi asla para için yapmadım, yapmıyorum!
Öyle olsa dünyanın parasını ısmarlama yazarlıktan alırdım! Ama yok, benim için yayınevim önemlidir ve kitaplar raflarda satılıyor! Oradan alacağınız her kitap yenilerine katkıdır! Bizim telif hakkımız sadece yüzde on ikidir ki, şu an ki fiyatla bir ekmek parası bile etmiyor!
Önemli değil güzel dostlarım; biz biri birimizi ne menfaat, ne de para için sevmedik!
Biz içinizde ki renk bahçesini sevdik ve siz yeter ki oradaki gülleri soldurmayın, biz her zaman dala bülbül olur, gül- bülbül aşkına halel getirmeyiz!
Tüm dilekleriniz için sonsuz saygı ve sevgilerimle...
*************
ÖZET DEĞERLENDİRMESİNDE HDP Yİ SOLUN ÖNÜNDE ENGEL GÖRMÜŞ HAZRET!
Bizim Oğuz OĞAN’ tenzih ederim ama aynı tenzih hakkımı manşetlere “ dev - yolun ağabeyi” diye nitelendiren Oğuz han Müftü oğlu için kullanmayacağım! Çünkü bu aralar hem Oğuzluğunu, hem hanlığını ve üstüne bir de müftülüğünü ekleyip CHP saflarına örtülü bir güzelleme ile yaklaşıyor ki, siyasetin kaşarlanmışları bunun ne demek olduğunu çok iyi bilirler! Yaşlı kurt, illeri yaşına rağmen hala iyi koku alıyor olacak ki bu ülkede kendini bir yere taşıyacaksan, hedef bellidir; HDP’ ye vuracaksın ve oraya vurduğun zaman iyi bir Perin çek olmaman için hiç bir neden yok!
Özet değerlendirmesinde HDP yi solun önünde engel görmüş hazret!
Vay be!
Bizim gençliğimizde ki teorisyenimiz Oğuz, ne zamandan beri devrimciliğin adresi olarak CHP yi gördü?
Denizler ipe giderken bu CHP den doksana yakın vekil idamlara karşı çıkmadı haberin var mı? O Denizler ki arkadaşlarındı ve hep saha dalardı; ya sen?
Hani liderdin ve on iki Eylül sabahı ne sen, ne de dev- yol örgütü kuma dökülen su misali sahi ne oldu?
Ha, bu uzun konu çok istersen tartışırız ama gerekte yok çünkü sen ve manzara şu an o kadar net ortadasınız ki hiç bir şeyi fazla merak etmeye de gerek yok!
Devam edin, zaten HDP ye nasıl bir taşta biz atarız diye kıvranıp duruyordunuz, buyurun meydan sizin ve sokakta istemediğiniz kadar da taş var elinizin altında!
Tabi sizin bu yeni oyunlarınıza kanacak hiç bir taban bireyi yok!
Çünkü devrimciler sert suları sever, öyle ılık sularda yılana, çıyana “ buyur ağam, paşam” demezler!
HDP engelmiş!
Bak bu doğru. HDP neye engel olduğunu çok iyi biliyor ve sizden alacak dersi de yok! Çünkü siz koskoca devrimci yol hareketini esamesi okunmaz hale getirdiniz!
Şimdi sıra HDP ye mi geldi? Tabi bu sıra herkesin saldırdığı bir ağız sırasıdır! Buyurun devam edin ve size mavi boncuk dağıtan CHP ye kaç gram katkınız olacak, gerçekten merak ediyorum!
Şu an yaptığınızla bu iktidar asla ve asla gitmez; tabi şimdiden söyleyeyim, o başarısızlığınızı yine yıkacağınız bir kapı var ve o kapı yanaşmaya korktuğunuz HDP’ dir!
Ne olacaktı, sanki CHP, iP ortaklığı HDP için şimdiki iktidardan daha mı iyi olacak?
Daha beteri olacak ve HDP üzerinden kim daha çok kan dökecek yarışı tam hızla devam edecektir!
Kusura bakmayın ben de sizinle yaşlandım ama sizin kadar erken hafızamı yitirmedim!
Ben ülkemi ve arşivini çok iyi biliyorum! Sizin şimdi hangi dümene oynadığınızı bildiğim gibi...
