ALTIN
 2.510,03
DOLAR
 32,5947
STERLİN
40,4574
EURO
 34,8297

 

 

            Ekonominin geldiği noktayı, dış sorunları ve dahası önümüze sürülen her belaya ilk atlayan olma hevesimizi yazmayacağım!

              Tüm bu sorunların içinde “ bizi bu belalarla kim daha çok götürür” diye girdiğimiz bir yol var!

Bu yolun başında yürüyenler, bir ülke halkını kategorize ederek bütün algılarıyla oynamakla kalmamışlar, kendilerini bir mecburiyet olarak da dayatmışlar..!

            İktidar ve muhalefet liderlerine bakıyorsun, hiç biri on yıldan aşağı o koltuklar da oturmamış ve kimi de çeyrek asırı aşmış ve biz çıkmış bu manzara da demokrasi, bilmem ne istiyoruz!

Son iki haftanın gündemi Kılıçdaroğlu!

             Kişisel sayfamda yaza, yaza dilimde tüy bitti ve bazıları bizim eleştirimizi öyle tersinden okuyor ki, ayrıca onlara harf, harf açıklama gerekiyor!

Anlatamıyorsun; çünkü bu toplumun aklı toplu bir dumura uğramış!

Ne geçmişte yaşananları, ne de geleceği görmek gibi bir önsezileri var!

               “Alevi ve Kürt kimlikli birinin cesaretli bir çıkış yaptığını ve Ancak böyle bir çıkışla istenilenin elde edileceğini” ısrarla savunanlara şunu bir kez daha söyleyeyim; aynen dediğiniz gibidir ve öyle de olmalıdır!

Peki, Kılıçdaroğlu hiç bir zaman “ Alevi “ olduğunu söyledi mi?

Zaten “ Kürt “ değil, “ Türkmen’im” diyor!

Yani benim Tanzanyalı olmam gibi bir şey!

              Kendini inkâr ederek, bir yerlere gelebilirsin ve orada yapacağın tek şey, efendilerini memnun etmektir, gerisini sana asla yaptırmazlar!

Bu ülke hala kimlik ve inanç siyasetini aşamadı ve kısa sürede aşmayı da beklememek gerekir!

            Bunlara rağmen yüreklilikle çıkıp “ biz önce insanız ve sonra diğerleri “ diyerek, taşıdığı etnik ve inanç kimliğinden kaçmadan ve onun diğerlerinden üstünlük, ya da küçüklük olmadığını anlatabilmenin yollarına girilmelidir!

Bu çağ da, maalesef ülkem de bunlar kullanılıyor ve böyle bir siyaset adeta mide bulandırıcı!

              Kılıçdaroğlu kendi kimliğinden kaçarak, birilerine bunu kabul ettiremez ve onlar, yüzüne vura, vura bunu kullanırlar ki, benim kaygım bu ve onu bu işte öne sürenler iyi niyetli olsalar da, sahayı okumadıkları kesin!

Eh, Ozan ne demiş?

“ Ya kendin gibi görün, ya da kendin gibi ol!”

Sizce?

*************

VİCDANSIZLIK YAPMAYIN

 

“Vatandaşım” diyerek rahat konuşuyorsan, otur şükret!

Üstelik koskoca devlet başkanının huzurunda!

Bir de “ açız “ diyor!

Yuh artık!

Açmış!

             Dört yanı yeşile kesmiş şu günlerde “ açım” Demek, dış güçlerin oyunudur ve bunu yuttuğumuzu mu sanıyorsun?

Gel bizim dağın göğsüne, envai çeşit ot var ve üstelik mantarı da bol, tıka basa yol ve ye!

Başkan sana en kibarını söyledi “ vicdansızlık yapma” dedi!

Ben sana direkt nankörlük yapma diyorum!

Geçmişte senin gibi zevzeklik yapan birine “ ananı da al git” demişti!

Sana neden bu kadar kibarca yol gösterdiğini anlıyorum!

Yoksa elde bir poşet çayla çocuklar gibi sevinirdin, biliyorum!

Yok, işte!

Son zamlardan sonra, öyle heybeden çay da yok!

Şeker fabrikaları satıldığında yine bu sayfada epey gevezelik yapmıştık; “ etme, tutma” diye!

Şimdi “ kırt lama” keyfiyle çay yudumlayan Erzurumluya sor bakalım ne diyecek sana”

“ şekerin adını unuttuğU, şindi nefesimizi gırtliyiğ” dedi!

Hele ben?

Dün çıkmış; “ bana şöyle ev işi bir limonata yapın” dedim, tüm gözler üzerimde ve herkeste bir anlamsızlık!

Oysa limon, Ahmet abi nin bahçesinden bedava gelmişti ve dalda kalınca torbayla...

               Aklıma şeker düşünce çabuk toparlandım ve “ şaka, şaka” diyerek vaziyeti toparlayınca bütün gözler üzerimden “ iyi “ diyerek ağırlığını çekti!

Yahu musluğa dokunamıyorsun “ su fiyatlarından haberin var mı?”

Gecenin zifiri karanlığı çökmeyene kadar ışıkları yakmak yok ve evde “ körebe” oynuyoruz!

Ya tuvalet kâğıdı?

Öyle rulodan sıyırıp bolca almak yok!

            Çıkışın çapı ne kadarsa, o kadar ve üstelik kapı ardında gelen uyarıyla; “ Fazladan koparmayasın ha..!”

Memleket manzarası işte!

“ Hayt, huytla “ işlenen bir korku iklimi ve vatandaşın biri cesaretini toplayarak “ açız” diyor!

              Bir diğeri, şehrini ziyaret eden bir belediye başkanına “ siz ne güzel geziyorsunuz, bizim belediye başkanlarımız nerede, neden onlar gezemiyor?” diyerek bir özet geçiyor!

İşte onlar gezemediği için açlık, vicdansızlık ve dahası,  başımıza neler geliyor da anlayan kim?

Canım vatandaşım, güzelim benim, “ bir memleket niye kanar” biliyor musun?

Bilmiyorsun işte ve sana bilmemeyi öğrettiler!

Otur ve etrafına bak!

Kurt, kuş, yılan, böcek... Hepsi rızkını yiyi yor ve açlıktan ölen varsa da gören yok!

Velev ki sen de bunlardan birisin!

Şükret..!

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.