ALTIN
 2.245,43
DOLAR
 32,1652
STERLİN
40,7273
EURO
 34,9060

 

 

Asırlarca insanlar yan yana, birliktelik içinde yaşadılar.

Din, dil, ırk ayrımı yoktu.

Komşu komşusuyla,

Köylü köylüsüyle,

Mahalle, mahallesiyle,

Şehir Şehirli İle

Ülke ülkesiyle,

Birlik beraberlik içinde yaşıyorlardı.

Nifak tohumları insanların arasına ektiler.

Sünni, Kürtleri yaşadıkları yerlerde.

'' Siz Müslümansınız, inanan insanlarsınız,

Bu Ermenilerin, Süryanilerin, Kendanilerin sizler arasında yeri ne var.

Yarın öbür gün malınıza, namusunuza,  canınıza göz dikerler.''

Diyerek insanları birbirine düşürdüler.

Kürtler asırlarca birlikte yaşadıkları,

Ermenileri, Süryanileri Müslüman olmayanları yerinde ettiler.

Mallarına mülklerine el koydular.

Aleviler ile Ermenileri birlikte yaşadıkları yerlerde de aynı sistemi uyguladılar.

Alevileri de Ermenilere karşı kışkırtıyor.  

Aleviler bir gün kalktı yanı başındaki komşusunu boğazladılar.

Ermenileri yerlerinde ettiler.

İnsanlar canını kurtarmak için neyi varsa yerinde bıraktılar.

Süryanilerin tarih eserlerini su altında bıraktılar.

Yıkmaya çalıştılar.

            Şimdi Binlerce, Milyonlarca turist Süryanilerden kalma, yıkılmış, tahrip edilmiş, eserleri ziyaret ediyorlar.

Ülkemizin kalkınmasına katkı sağlıyorlar.

Bunla yetinmediler.

Sünnileri, Alevilere karşı kışkırtılar.

'' Bu Aleviler inançsızdır.

Ateisttirler.

Gâvur dölleridir.''

Söylemleri ile

Sünnilerin, Alevilere karşı kışkırtıyor.

Komşu, komşusunu boğazladı.

Dersim Katliamı,

Koçgiri,

Maraş Katliamı,

Çorum. Olayları

Malatya Hamido olayları

Birbiri takip etti.

En son Sivas katliamı

Bu arada da;

Kürt Sünnilerde nasibini aldılar.

'' Durun orada da aklınızı başınıza alın,

Biz,   size ne kadar yaşam verirsek o kadar yaşarsınız.''

Kürtler ne kadar karşı çıksalar dahi iş işten geçti.

Şeyh Sait,

Zilan,

Ağrı,

33 kurşun,

Roboski,

 

Katliamları ile gözdağı verdiler.

Bu katliamları yaparken dini kullandılar.

Irkı kullandılar.

Dilli kullandılar.

İnsanları birbirine düşman ettiler.

Cumhuriyet kurulduğu anda yeterince demokrat olsaydı.

Bu kadar kısa sürede bu kadar çok katliam yaşanmazdı.

Cumhuriyet;

Türk İslam Sentezi Sistemi üzerinde kuruldu.

En büyük örneği de, Diyanettir.

Din ile Devlet iç içe kardeşçe bugünlere geldiler.

Din sıkışınca, Devleti kullandı.

Devlet sıkışınca, dini kullandı.

Ortak silahı da;

'' Tek devlet,

Tek bayrak,

Tek Din,

Tek Dil'' oldu.

Aslında kimsenin,'' dille, dinle, devlet. Bayrakla'' işi yoktu.

Aksini düşünen de tamamen olmayacak bir hayal peşinde koştular.

Aslında en büyük sorun bir türlü demokrat olamadık.

Birbirimize saygı duymadık.

Birbirimizin diline, inancına, gelenek ve göreneğin saygı duymadık.

Avrupa, Rönesans ile birlikte, dini devletten ayrı tutu.

Kiliseye ödenek dahi ayırmadı.

Demokrasiye geçtiler.

İnsanları demokrat oldular.

Biz bunu başaramadık.

Sivas Katliamı, Sivas olayları, Madımak Katliamı adına ne derseniz deyin,

Bu katliamın olmasının en büyük sebebi budur.

Yeterince demokrat olsaydık bu katliam yaşanmazdı.

Karan güçler aramıza fitne tohumları çekemezdi.

Valiliğin bilgisi dâhilinde,

Pir Sultan Abdal şenliklerine gidiyor.

Kültür Merkezinde başlıyor..

Hükümet binası taşlanıyor.

Otele karşı yürüyüşe geçiyorlar.

Katliam geliyorum diyor.

Kimse engelleyemiyor.

Kolluk güçlerine emir verilmiş olsaydı.

Olay Kültür Merkezinde biterdi.

Aziz Nesin, Ateist, Kuran'a inanmıyor.

O hesabı verecek olan kendisi dir.

Sen ona ceza veremezsin. 

O yaratan ile yaratılan arasındaki meseledir.

Ülkenin en aydın;

Sanatçıları,

Akademistleri

Bilim Adamları

Öğrencileri

Gündüz vakti yakılarak öldürüyor.

Hiç kimse buna müdahale edemiyor.

Çocukları dahi inandıramazsınız.

O zaman iktidarda olan yetkililerin yaptığı talihsiz açıklamalar,

Katliamla eş değerdeydi.

         Zamanın Başbakanı Tansu Çiller; '' Çok şükür otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir'' demişti.

Sanki katliamda ölen insanlar kendi vatandaşları değildi.

Zamanı içişleri Bakanı Mehmet Gazi oğlu; Aziz Nesin'i suçladı.

Zamanın Sivas Belediye başkanı Temel Karamollaoğlu: Katliamda ölenlerin ruhuna el Fatiha okumuştu.

Zamanın Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ; '' Ne yapayım, yetkim yoktu'' diye cevap verdi.

            Cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel ise; Halkla güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeyin diye talimat vermiş.

Yetkililer yakanları değilde, Yananları suçladılar.

Baş bağlar katliamı, Sivas katliamına karşı yapılmış bir misilleme katliam oldu.

Baş bağlar katliamı da üstü örtülü bir katliam olarak üstü kapatıldı.

Baş bağlar katliamında da, sivas katliamında da eli kolu bağlı siviller hedef alındı.

Her 20 yılda bir maalesef ülkemizde bazı karanlık güçler devreye giriyor.

Ülkemiz aslında hepimize yetecek bir ülkedir.

Ne Avrupa birliğinin dayatmaları olur.

Nede NATO' nun aba altında sopa göstermeleri olur.

Tabi bu siyasetçilerle, bu sistemle olmaz.

Herkes birbirinin hak ve hürriyetlerine saygı duyarsa hiç bir sıkıntı çıkmaz.

Aslında eninde sonunda dönüp dolaştığımız nokta ''demokratlık'' oluyor.

Yeterince ''DEMOKRAT '' olursak kimse aramıza fitne tohumları ekemez.

Bizi ayrıştıramazlar.

Ülkemizde her 10- 20 yılda bir katliamlara maruz kalmaz.

İnsanlığa karşı işlenen katliamların hiç birinde zaman aşımı olmaz.

Suçlu kimse hesap vermelidir.

Cumhuriyet tarihi maalesef katliamlarla dolu bir tarihtir.

Kim yapmış, kimler neden olmuş Allah hepsinin belasını versin.

Her katliam acılarla dolu bir katliamdır.

Sivas Katliamın üzerinde 29 yıl geçti,

Acısı o günkü gibi tazedir.

Ülkemizin 33 aydını yanarak can verdi.

Tarihte örneği olmayan bir katliamdır.

İktidarlar bir kez olsun bir özür dahi dilemediler.

Umarım insanlık bir daha böyle bir acı yaşamaz.

Sıvası ve diğer katliamı unutmayacağız.

Unutturmayacağız.

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.