ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

Son dönemlerde, Ülkem de akıl almaz olaylar yaşanıyor;

 

           Düne kadar kanlı bıçaklı olduğumuz Arabistan velahtı Türkiye’ye geliyor ve devlet töreni ile karşılanıyor. Giderken de sayın Cumhurbaşkanı tarafından el sallanarak yolcu edilen resimi görünce, “Yok artık bu kadar da olmaz” sözü bile hafif kaldı. Demek ki, bu ve buna benzer daha neler yaşayacağız diye derinlere daldım.

            Şaşılası olanda, kimin eli kimin cebinde belli değil. Kimlerin, kimlerle beraber olduğunu görünce de “Ne günlere kaldık” deyip iç geçiriyor insan.

          Hele hele yapay zekânın gündemde olduğu bir Dünya da Milli Eğitim Bakanlığının Fırıncılığa soyunup ekmek üreteceği haberini okuyunca, artık sözün bittiği yerdir diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

            Çocukluğumuz da büyüklerden sık sık duyardık. “Yaşayın ki, daha neler göreceksiniz” derlerdi. O dönemlerde bu konuşmalara pek anlam veremezdik. Meğer ne kadar haklılarmış.

            İsmail ağa Cemaat liderinin cenazesine başta Sayın Cumhurbaşkanı, tüm bakanlar, bazı muhalefet parti başkanları, milletvekilleri ve büyük bir kalabalık katılarak Devlet töreni ile son yolculuğuna uğurlandı.

 

Son dönemlerde bu yaşananları görünce,

Rahmetli İlhan Selçuk’un Ocak 2003 deki yazısı ‘PENCERE’ yi sizlerle paylaşmak istedim;

Bak Sen Şu Sözüm ona Müslümanlara...

Çok önceleri bu köşede bir kez daha yazmıştım;

Kitaplığımın bir gözünde çeşitli boylarda dört Kuranıkerim durur;

Babamdan kalmış anılardır bunlar...

Zaman dördünün de rengini dönüştürmüş, yapraklarını sarartmıştır.

 

            Nefti bez ciltli bir tanesinin iç kapağına babam eski yazıyla şöyle yazmış: “Birinci Cihan Harbi'nde Cebellübnan ve havalisi 43'üncü Fırka Erkân-ı Harbiye Reisi (Kurmay Başkanı) Kıdemli Erkân-ı Harp Yüzbaşısı olup 1333 (1917) senesi Arabistan ricatında Baalbek şimalinde (kuzeyinde) bir gece yürüyüşü çekilişi sırasında benimle helâlılaştıktan sonra şakağına dayadığı tabancasıyla intihar eden merhum Bahaettin Efendi'ye ait olup tarafımdan muhafaza edilmiştir." İmza: Kasım Selçuk.

Ricatın kahrına mı dayanamamıştı, Erkân-ı Harp Yüzbaşısı Bahaettin Efendi?..

                Babam Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Kuvayı Milliye'ye katılmış, Kurtuluş Savaşı'nda çarpışmıştı; Kendi kuşağından tüm subaylar gibi, Arapları pek sevmezdi. Nedeni sorulunca, yanıtı hazırdı: "- Bizi arkadan vurdular!.."

           21 'inci yüzyılın üçüncü yılına girdik, Müslüman’da değişmiş bir şey yok... Frengin paryashı durumundadır, bizim sözüm ona Müslüman kardeşimiz...

Türkiye'nin Aydınlanma Devrimi'yle gözü açılıyordu, İslamcı, kapamaya çalışıyor...

               Kanıt meydanda: AKP, hükümetini kurar kurmaz, iki kuruma karşıtlığının altını acele çizdi: Biri üniversite.. Öteki ordu!..Üniversite "nakli bilgi"yi değil, "akli bilimi" yeğledikçe "dinci"ye ters düşer...

 

Ordu "Aydınlanmacıdır.. “Atatürkçüdür…

Bizim asker de -Müslüman değil, dinciye daha başka deyişle İslamcıya ters düşer... İslamcının amacı Müslümanlık değildir!..

"Dindarlık" başka.. "Dinci ”lik başka..

Dindarlık, Müslüman için, Müslümanlıktır.

              Dincilik İslamcılıktır. Daha açık deyişle, politikacılıktır!.. Kutsal dinimizi iktidar koltuğu için kullanmanın öteki adı üçkâğıtçılıktır.

Zavallı Müslüman Dünyanın her yanında, İslamcıların elinden daha çok çekecek...

Müslüman İslamcıdan çektiğini, göğsü istavrozlu papazdan bile görmemiştir. 1917'de İngiliz’in hizmetinde Türk'ü arkadan vuran Arap kimdi, neydi?

Müslüman mı?..

Peki, bugün Amerikalı ile İngiliz’in yanında Arap'ı vuranın adı ne olacak?.. El Tayyip mi?..

             Türkiye "İslam cı" nın, yani "Dincinin gerçek yüzünü, önümüzdeki günlerde daha açık seçik görecek. Bunlar, Müslümanlığa gereken saygıyı göstermeyen iktidar düşkünü politikacılardır. Müslüman’ı, Müslüman’a kırdıracak savaşa "hayır" diyecek yürekleri bile yok...

 

SON SÖZ; “Makam adamı bozmaz, ayarını ortaya çıkarır.” YÖRÜK ATASÖZÜ

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.