Türk siyaseti kamuda çalışan bir masa üstü memuru gibidir.
Bu memur hiçbir şeye karışmaz.
Kendisini emekliye odaklar.
Sorumluluk almayı istemez.
Kalk dersen kalkar.
Otur dersen oturur.
Duymaz.
Görmez.
Kendi işini yapar.
Emekliliğini bekler.
Emekliliği geldiğinde emekli olmak.
Emekli olsa belki yerine atanmayı bekleyen bir gariban gelir.
Adamda haklı!
Emekli olsa bu sefer geçilemeyecektir.
Aslında Adamda ne yapacağını bilmiyor.
Emekli olsa olmuyor.
Çalışmaya devam ederse olmuyor.
Türkiye de siyasetçiler durumu böyledir.
Her ne hikmetse o koltuğa oturan bırakmak istemiyor.
Bırakın yerinize genç üret gen siyasetçiler gelsin.
AKP 20 yıldır aynı siyasetçiler ile devam ediyor.
ilk Başta 2 yıl sınırlaması getirdiler.
Baktılar ki, kimse yok o kuralıda kaldırdılar.
Aslında kendi düzenlerini bozmak istemediler.
FETO dahi buna engel olamadı.
Büyük topların ismi, FETÖ ile anılsa dahi üzerini kapattılar.
Ağabeyler de hata yapar, diyerek üstünü kapattılar.
Erdoğan bırakın partiyi, Ülkede oturmadığı en üst makam kalmadı.
Buna rağmen bırakıp gitmek istemiyor.
Gitmek istese de, bırakmıyorlar.
Kardeş gibi geçiniyorlardı.
O kadar koltuğa sarıldılar ki, biri koltuğu garantiye alanlar,
Bir koltuk kendilerine yetmedi.
2. koltuğu kapmaya çalıştılar.
Birbirlerinin yerine göz diktiler.
Birbirlerinin kuyusunu kazdılar.
Gerisi malum bölünmeler.
Yeni denizlere yelken açtılar.
Kaptanları var ama rotası yok.
MHP' de aynı, kendimizi bildik bileli aynı yüzler.
Meral Hanım tam emekli olacaktı ki, baktı ki olmuyor.
MHP de hava soğumaya başladı.
Sıcak denizlere yelken açtı.
Sıcak denizlerde, kaptanı olmayan, rotası olmayan gemi gibiydi.
Şansı yaver gitti.
Kemal abisi macera peşinde düşmüştü.
Yolda kendisine rast geldi.
20 dönümlük verimli bir yer hibe etti.
Bu Şansı iyi değerlendirdi.
Ektiği mahsul o yıl para etti.
Umarım Kemal abisinin bu iyiliğini unutmaz.
CHP zaten maşallahı var.
Hele bir Gürsel Tekin, abimiz var ki,
Adam CHP'de 2. baharını dahi yaşadı.
Deniz abiye zaten söyleyecek bir şey yok.
Türkiye’nin kimyasını değiştirdi.
Sağlığında da oldu.
Adam milletin sırtında, yatarak maaş alıyor.
Kemal Abimiz de, hiç olmasa bir cumhurbaşkanı olayımda söyle gideyim, diyor.
Hakkında hayırlısı olsun.
Genç Siyasetçilerin önü kesildi.
Canan Kaftancı oğlu, Eren Erdem gibi bir çok genç siyasetçinin önü kesildi.
Canan Kaftancıoğlu üret gen bir siyasetçiydi.
Herkesim ile muhabbeti olan, kendisiyle, çevresiyle barışık bir siyasetçiydi.
CHP içinde istenmeyen bir siyasetçiydi.
Özellikle ulusalcı kesim, çok rahatsızdı.
İstanbul İl başkanlığına aday olmasını dahi istemediler.
İstanbul İl başkanlığına seçildiğinde, parti içi ayrı sesler çıkmaya neden oldu.
Taki CHP İstanbul’u kazandı.
Can, Can Hanım oldu.
Canan Kaftancıoğluna siyaset yasağına, CHP içinde çok sevinen bir kesim var.
HDP' ye baktığımızda durumunda aynı olduğunu görüyoruz.
Hep aynı yüzler.
Bir siyasetçi birazcık sesini yükseltse, devlet hemen üstüne çöküyor.
Kendini ya içerde bulur.
Ya da sürgünde bulur.
7 Haziran'da HDP Milletvekilli kadrosu hepsi gençti.
Hepsini '' şahin '' diye bertaraf ettiler.
İçerdeki HDP seçilmişlerin çoğunluğu gençtir.
Sürgüne gidenlerin çoğunluğu da gençtir.
Birçok kişide kadro olmadığı için mecburiyetten o koltuklarda kalmak zorunda kaldı.
Türk siyasetinde metal yorgunluğu var.
Ülkenin Başına yenilikçi, çağdaş, ileri görüşlü genç siyasetçiler gelmesi lazım.
Değişim her türlü lazım.
Adam ülkenin başkentini yarım asırlık gibi zaman dilinde yönetiyor.
jelibomun yeraltı kaynağı olduğunu söylüyor.
Buna da inanan insanlar çıkıyor.
Bu sadece bir örnek,
Bu tür kişiler ülkeye zarar veriyor.
