ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

              Bu işte Cübbeli Ahmet’ten yanayım! Onun bir kaseti medyaya düşmüştü ve herkes “ gördüm “ diye kısa, uzun yorumlar yaparken ben hiç bir yorum yapmadım çünkü sadece sakal gördüm, başka da hiç bir şey!

               Sonra muhteremin açıklamaları oldu “ baş benim, gövde bana ait değil “ diye! Tabi ki benim için âlim adamın beyanı esastı ve ben de “ başa “ inandım, inanmayanlar hala gövde arıyor!

              Cübbeli sempatik adamdır ve diğerlerine hiç benzemez, ne yapsa yakışır ve bu son iddialara bakılırsa yetmiş iki millete bir nazarla bakmıştır.

              Tabi Kürt’ler hariç ve bundan dolayıdır ki yetmiş iki milletten bir karma takım oluşturmuştur ve sanırım cenneti ala öncesi, antrenman niyetindedir, yoksa diğeri ben yapsam zinadır, Cübbeli yapınca bir anlık heves ve tövbesi mümkündür!

Tüm bunları üst üste koyduğumda benim şıx adayım cübbelidir!

Nane yemişse de kime ne?

            Bir bildiği mutlaka vardır ve ilginçtir şu ana kadar yetmiş iki milletten bir tek şikayet gelmemiştir!

Eee... Hayat memnun olmak değil miydi?

Herkes memnunsa, şikâyet yoksa sana ne adamın indirdiği hatimden?

Ülkeye bakın!

Herkes almış eline don lastiği çekiyor!

Çekin ama sakın ucunu bırakmayın, Allah korusun Ya gözünüze denk gelirse...

**********

BU İŞ BAY KEMALE YAZAR

 

Bak şimdi oldu! Zaten sana demek istediğim buydu!

             Senin ne işin var, Bahçeli’nin ırkçı söylemlerinden laf devşirmen ve Erdoğan’ın artık modası geçmiş dini argümanlarına yeltenmen!

Kusura bakma aç bir toplumun ne dini vardır, ne de vatanı!

              Hata “ namus “ denilen şeyin en çabuk kırıldığı noktadır ve kimse buradan pek namuslu da çıkmaz! ( tabi, namus toplumun beynine yüklenen anlamdadır, yoksa bende ki tanımı çok başkadır)

Aslında bayram ikramiyeleriyle işin ucunu iyi yakalamıştın ama nedense birden koy verip, iktidarın dümen suyuna kaçtın!

              Şu son KYK meselesi gerçekten hanene bir iki puan kattı ve bana göre ilk kez Reis-i dize getirdin; üstelik borç faizlerinin nasıl silindiğini heceleyerek söylettin! Gerçi o, “ faiz falan yok, tefe, tüfe “ dedi ama anlayan anladı!

             Bence kispeti iyi yerden yakaladın, güreşten kaçmazsan kündeye getirip tuş etmen kaçınılmazdır!

Geçmişte şu makam araçlarını dile getirdin fakat kısa kestin!

             Bence yeniden o mevzuya dön, üstelik hesap uzmanısın, satılması durumunda getireceği artıyı söyle ve bu parayı çiftçilere üretim yapsınlar diye hibe edeceğini de eklersen; iki puan da benden!

Sonra da öyle bir aday çıkar ki herkes “ ahan da bu “ desin ve on puan daha benden al, sonra kolları sıva memleket işlerine gir!

              Sen boş ver, etrafını saran el, yol bilmezleri; sana ne yapman gerektiğini bedava servis ederim; sonra bak, bir enkazın nasıl hayat bulduğunu!

Hadi bakalım; dedik ya “ iyi yerden yakaladın “ diye...

***********

NELER OLUYOR

 

Başlığa bakmayın canım, hiç bir şey olmuyor!

             Gayet iyiyiz ve dün dünyanın dört bir yanında Türkiye’yi protestolar vardı, bayrak yakmaya kadar giden öfkenin adı kuzey ırakta yaşamını yitiren sivillerdi!

Tabi sivillerin Arap kökenli olması bir başka gerçeği getirip gözlerimizin önüne seriyor!

             Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığı ile dünyadaki her acıya gözü kapalı olanlar, iğnenin ucu kendisine dokununca çıldırıyor!

               Tabi benim için burada yaşamını yitirenlerin etnik kökenine göre tavır almak diye bir şey yok ve orada yaşamını yitirenler her şeyden önce insandır! Namluyu nereye çevirirsen çevir, mermi adresini bilir, kime değmiş hiç seçiciliği olmaz!

Yıllardır sorun çözmekten aciz bir aklın başvurduğu en ucuz yol askeri yöntemlerdir!

             Kusura bakmayın dünyanın hiç bir yerinde vurarak, öldürerek bir sosyal gerçeğin yok olduğu görülmemiştir!

             Hükümetler, devletin aklıdır ve o aklın içindeki yanlışı, doğruyu çözemiyorsa tıpkı bizdeki örnek gibi olur!

             Birinci hedef vatandaşını huzura erdirmek ve ekonomik seviyelerini yükselterek insan gibi bir yaşam sunmaktır!

Şimdi söyleyin bana, sadece bu ikisinden hangisi var?

Biz, günü murada ermeyen bir vatandaşlar topluluğuyuz!

             Belki de böyle istediğimiz içindir ve korkularımıza askeri kılıflar çekerek, kim daha çok milliyetçi ve kim daha çok dindar görünmeden kaynaklı iflah olmaz bir marazız!

            İki gün önce Suruç vahşetinin protestosu vardı ve manzara ürkütücü, endişe verici ve hem ülke, hem de o katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri için son derece üzücü bir durum!

Bir avuç protestocu var ve etrafı yüzlerce polis tarafından çembere alınmış!

             İnsana sormazlar mı, o çocuklar için neden böyle bir tedbir almadınız ve elini, kolunu sallayarak giden katil o vahşeti işledi, şimdi senin bu aymazlığın protesto ediliyor diye, bu korku niye?

Neden, niçin korkuyorsunuz?

               Bırakın insanlar en azından öfkelerini deşarj etsin ve bu öfkenin bir zararı da yok, sadece belki vicdana gelirsiniz diyendir; yoksa hepimiz biliriz ki bağırarak, çağırarak bir yere varılmamıştır!

Ülkeyi dört yandan mengeneye alarak, nereye kadar yürüyeceksiniz onu da anlamış değilim ve her gün prangalara yeni zincirler ekleyerek!

           Artık dünya her şeyi görüyor ve kim ne yapmış onu da biliyor; tabi biliyor da senin için önemli mi?

Yok, canım, asla!

Taliban da dünyayı takmadı ve güzel bir örnek olarak karşımızda duruyor!

Şimdi yanına yenileri lazım ve bizden daha iyi bir aday da yok..!

***************

HAFIZASI SİLİNEN BİR ÜLKE VE SIRTLANLARIN DANSI

 

Fetullah Gülen yapılanması öyle gökten zembille inmedi!

              Tam da Amerikan Başkanı Nixon’ un bizim gibi benzer ülkelerde “ ılımlı İslami ve dahasını büyütelim” raporuna denk gelir ve bu raporun kabül gördüğü yaşadıklarımızla doğru orantılıdır!

Bunun için birinci seçim cemaatlerdir ve onları büyütmek, desteklemek gerekiyordu! Elde ki malzeme buna o kadar müsaitti ki kimsenin çıkıp “ neler oluyor” demeye cesareti bile yoktu, çünkü eldeki argüman dindi ve dokunulmazdı!

             İlk iş olarak ağzı laf yapan ve İslami terimleri iyi bilen bir medeniyet cahilini buldular, bu kişi aslında “ Türk-İslam sentezciydi” tam da Amerika’nın aradığıydı!

               Sabırla büyüttüler ve en çokta darbe yaptırdıkları sadık çocuğu Evren döneminde büyüttüler!

Ona nasıl hareket edeceğini iyi ezberletmişlerdi ve o bunu kusursuz yaptı!

Ülkenin eğitim sistemi elindeydi ve kendi adamları çalınan sorularla her yere sızmış, amir, memur olmuşlardı!

             Sıra orduya gelmişti; oraya sızmak tere yapından kıl çekmek gibiydi! Başarılı subayları cemaatin güzel kızları ile tuzağa çektiler ve bunu yirmi beş yıl önce yazmıştım! Tabi bana bedeli de döndü; bir türlü öğretmenlikten, yönetici kadrolara çıkamadım ve çareyi kırk dört yaşımda emekli olmakta buldum!

             O subaylar, yığın halinde orduya sızdılar ve bunu ordunun en üst kademesi bal gibi biliyordu, tabi cemaatte onların özelini ve bir çok şeyini biliyordu!

Hal böyle olunca bir ülke yavaş, yavaş karanlığa yürüyordu!

            Şimdi eski Genel Kurmay Başkanı çıkmış bildiğimiz hikayelere devam ediyor; “ MİT bana liste vermemişte “ falan!

Beyefendi, kendini bu ağır sorumluluktan kurtaramazsın, en azından vicdanen!

            Listeyi vermedilerse neden ortalığı ayağa kaldırmadın, neden tehlikenin varlığından toplumu haberdar etmedin, en azından gerekçeleri ortaya koyarak neden istifa etmedin?

               Anlamıyorum; darbe teşebbüsünde Genel Kurmay Başkanı olan zat; bunu bilmiyorsa o makama kadar nasıl geldi ve temsil ettiği zincirden haberi yoksa neden orada tutuldu ve dahası yaka paça götürüleceksin, sonra da terfi ettirilerek savunma bakanı yapılacaksın!!

Bunlar yaşandı ve ülke şimdi cemaatlerle, mafyanın arenasına dönmüş!

Bir nevi sırtlan dansı ve dişlerinin arasında kanayıp duran bir halk!

Artık bir tek kişi var ve bir tek sözü her seferinde demokrasinin üstüne bir kara örtü örtüyor!

               Bu örtü artık zor kalkar ve yakında atladığımız belalara iyice bulanınca, ne demek istediğimizi daha iyi anlarız; çünkü dün bir üçlü görüşme vardı ve bunu okumamak için zır aptal olmak gerekir!

“ Baş benim, gövde bana ait değil “

 

              Bu işte Cübbeli Ahmet’ten yanayım! Onun bir kaseti medyaya düşmüştü ve herkes “ gördüm “ diye kısa, uzun yorumlar yaparken ben hiç bir yorum yapmadım çünkü sadece sakal gördüm, başka da hiç bir şey!

               Sonra muhteremin açıklamaları oldu “ baş benim, gövde bana ait değil “ diye! Tabi ki benim için âlim adamın beyanı esastı ve ben de “ başa “ inandım, inanmayanlar hala gövde arıyor!

              Cübbeli sempatik adamdır ve diğerlerine hiç benzemez, ne yapsa yakışır ve bu son iddialara bakılırsa yetmiş iki millete bir nazarla bakmıştır.

              Tabi Kürt’ler hariç ve bundan dolayıdır ki yetmiş iki milletten bir karma takım oluşturmuştur ve sanırım cenneti ala öncesi, antrenman niyetindedir, yoksa diğeri ben yapsam zinadır, Cübbeli yapınca bir anlık heves ve tövbesi mümkündür!

Tüm bunları üst üste koyduğumda benim şıx adayım cübbelidir!

Nane yemişse de kime ne?

            Bir bildiği mutlaka vardır ve ilginçtir şu ana kadar yetmiş iki milletten bir tek şikayet gelmemiştir!

Eee... Hayat memnun olmak değil miydi?

Herkes memnunsa, şikâyet yoksa sana ne adamın indirdiği hatimden?

Ülkeye bakın!

Herkes almış eline don lastiği çekiyor!

Çekin ama sakın ucunu bırakmayın, Allah korusun Ya gözünüze denk gelirse...

**********

BU İŞ BAY KEMALE YAZAR

 

Bak şimdi oldu! Zaten sana demek istediğim buydu!

             Senin ne işin var, Bahçeli’nin ırkçı söylemlerinden laf devşirmen ve Erdoğan’ın artık modası geçmiş dini argümanlarına yeltenmen!

Kusura bakma aç bir toplumun ne dini vardır, ne de vatanı!

              Hata “ namus “ denilen şeyin en çabuk kırıldığı noktadır ve kimse buradan pek namuslu da çıkmaz! ( tabi, namus toplumun beynine yüklenen anlamdadır, yoksa bende ki tanımı çok başkadır)

Aslında bayram ikramiyeleriyle işin ucunu iyi yakalamıştın ama nedense birden koy verip, iktidarın dümen suyuna kaçtın!

              Şu son KYK meselesi gerçekten hanene bir iki puan kattı ve bana göre ilk kez Reis-i dize getirdin; üstelik borç faizlerinin nasıl silindiğini heceleyerek söylettin! Gerçi o, “ faiz falan yok, tefe, tüfe “ dedi ama anlayan anladı!

             Bence kispeti iyi yerden yakaladın, güreşten kaçmazsan kündeye getirip tuş etmen kaçınılmazdır!

Geçmişte şu makam araçlarını dile getirdin fakat kısa kestin!

             Bence yeniden o mevzuya dön, üstelik hesap uzmanısın, satılması durumunda getireceği artıyı söyle ve bu parayı çiftçilere üretim yapsınlar diye hibe edeceğini de eklersen; iki puan da benden!

Sonra da öyle bir aday çıkar ki herkes “ ahan da bu “ desin ve on puan daha benden al, sonra kolları sıva memleket işlerine gir!

              Sen boş ver, etrafını saran el, yol bilmezleri; sana ne yapman gerektiğini bedava servis ederim; sonra bak, bir enkazın nasıl hayat bulduğunu!

Hadi bakalım; dedik ya “ iyi yerden yakaladın “ diye...

***********

NELER OLUYOR

 

Başlığa bakmayın canım, hiç bir şey olmuyor!

             Gayet iyiyiz ve dün dünyanın dört bir yanında Türkiye’yi protestolar vardı, bayrak yakmaya kadar giden öfkenin adı kuzey ırakta yaşamını yitiren sivillerdi!

Tabi sivillerin Arap kökenli olması bir başka gerçeği getirip gözlerimizin önüne seriyor!

             Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığı ile dünyadaki her acıya gözü kapalı olanlar, iğnenin ucu kendisine dokununca çıldırıyor!

               Tabi benim için burada yaşamını yitirenlerin etnik kökenine göre tavır almak diye bir şey yok ve orada yaşamını yitirenler her şeyden önce insandır! Namluyu nereye çevirirsen çevir, mermi adresini bilir, kime değmiş hiç seçiciliği olmaz!

Yıllardır sorun çözmekten aciz bir aklın başvurduğu en ucuz yol askeri yöntemlerdir!

             Kusura bakmayın dünyanın hiç bir yerinde vurarak, öldürerek bir sosyal gerçeğin yok olduğu görülmemiştir!

             Hükümetler, devletin aklıdır ve o aklın içindeki yanlışı, doğruyu çözemiyorsa tıpkı bizdeki örnek gibi olur!

             Birinci hedef vatandaşını huzura erdirmek ve ekonomik seviyelerini yükselterek insan gibi bir yaşam sunmaktır!

Şimdi söyleyin bana, sadece bu ikisinden hangisi var?

Biz, günü murada ermeyen bir vatandaşlar topluluğuyuz!

             Belki de böyle istediğimiz içindir ve korkularımıza askeri kılıflar çekerek, kim daha çok milliyetçi ve kim daha çok dindar görünmeden kaynaklı iflah olmaz bir marazız!

            İki gün önce Suruç vahşetinin protestosu vardı ve manzara ürkütücü, endişe verici ve hem ülke, hem de o katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri için son derece üzücü bir durum!

Bir avuç protestocu var ve etrafı yüzlerce polis tarafından çembere alınmış!

             İnsana sormazlar mı, o çocuklar için neden böyle bir tedbir almadınız ve elini, kolunu sallayarak giden katil o vahşeti işledi, şimdi senin bu aymazlığın protesto ediliyor diye, bu korku niye?

Neden, niçin korkuyorsunuz?

               Bırakın insanlar en azından öfkelerini deşarj etsin ve bu öfkenin bir zararı da yok, sadece belki vicdana gelirsiniz diyendir; yoksa hepimiz biliriz ki bağırarak, çağırarak bir yere varılmamıştır!

Ülkeyi dört yandan mengeneye alarak, nereye kadar yürüyeceksiniz onu da anlamış değilim ve her gün prangalara yeni zincirler ekleyerek!

           Artık dünya her şeyi görüyor ve kim ne yapmış onu da biliyor; tabi biliyor da senin için önemli mi?

Yok, canım, asla!

Taliban da dünyayı takmadı ve güzel bir örnek olarak karşımızda duruyor!

Şimdi yanına yenileri lazım ve bizden daha iyi bir aday da yok..!

***************

HAFIZASI SİLİNEN BİR ÜLKE VE SIRTLANLARIN DANSI

 

Fetullah Gülen yapılanması öyle gökten zembille inmedi!

              Tam da Amerikan Başkanı Nixon’ un bizim gibi benzer ülkelerde “ ılımlı İslami ve dahasını büyütelim” raporuna denk gelir ve bu raporun kabül gördüğü yaşadıklarımızla doğru orantılıdır!

Bunun için birinci seçim cemaatlerdir ve onları büyütmek, desteklemek gerekiyordu! Elde ki malzeme buna o kadar müsaitti ki kimsenin çıkıp “ neler oluyor” demeye cesareti bile yoktu, çünkü eldeki argüman dindi ve dokunulmazdı!

             İlk iş olarak ağzı laf yapan ve İslami terimleri iyi bilen bir medeniyet cahilini buldular, bu kişi aslında “ Türk-İslam sentezciydi” tam da Amerika’nın aradığıydı!

               Sabırla büyüttüler ve en çokta darbe yaptırdıkları sadık çocuğu Evren döneminde büyüttüler!

Ona nasıl hareket edeceğini iyi ezberletmişlerdi ve o bunu kusursuz yaptı!

Ülkenin eğitim sistemi elindeydi ve kendi adamları çalınan sorularla her yere sızmış, amir, memur olmuşlardı!

             Sıra orduya gelmişti; oraya sızmak tere yapından kıl çekmek gibiydi! Başarılı subayları cemaatin güzel kızları ile tuzağa çektiler ve bunu yirmi beş yıl önce yazmıştım! Tabi bana bedeli de döndü; bir türlü öğretmenlikten, yönetici kadrolara çıkamadım ve çareyi kırk dört yaşımda emekli olmakta buldum!

             O subaylar, yığın halinde orduya sızdılar ve bunu ordunun en üst kademesi bal gibi biliyordu, tabi cemaatte onların özelini ve bir çok şeyini biliyordu!

Hal böyle olunca bir ülke yavaş, yavaş karanlığa yürüyordu!

            Şimdi eski Genel Kurmay Başkanı çıkmış bildiğimiz hikayelere devam ediyor; “ MİT bana liste vermemişte “ falan!

Beyefendi, kendini bu ağır sorumluluktan kurtaramazsın, en azından vicdanen!

            Listeyi vermedilerse neden ortalığı ayağa kaldırmadın, neden tehlikenin varlığından toplumu haberdar etmedin, en azından gerekçeleri ortaya koyarak neden istifa etmedin?

               Anlamıyorum; darbe teşebbüsünde Genel Kurmay Başkanı olan zat; bunu bilmiyorsa o makama kadar nasıl geldi ve temsil ettiği zincirden haberi yoksa neden orada tutuldu ve dahası yaka paça götürüleceksin, sonra da terfi ettirilerek savunma bakanı yapılacaksın!!

Bunlar yaşandı ve ülke şimdi cemaatlerle, mafyanın arenasına dönmüş!

Bir nevi sırtlan dansı ve dişlerinin arasında kanayıp duran bir halk!

Artık bir tek kişi var ve bir tek sözü her seferinde demokrasinin üstüne bir kara örtü örtüyor!

               Bu örtü artık zor kalkar ve yakında atladığımız belalara iyice bulanınca, ne demek istediğimizi daha iyi anlarız; çünkü dün bir üçlü görüşme vardı ve bunu okumamak için zır aptal olmak gerekir!

“ Baş benim, gövde bana ait değil “

 

              Bu işte Cübbeli Ahmet’ten yanayım! Onun bir kaseti medyaya düşmüştü ve herkes “ gördüm “ diye kısa, uzun yorumlar yaparken ben hiç bir yorum yapmadım çünkü sadece sakal gördüm, başka da hiç bir şey!

               Sonra muhteremin açıklamaları oldu “ baş benim, gövde bana ait değil “ diye! Tabi ki benim için âlim adamın beyanı esastı ve ben de “ başa “ inandım, inanmayanlar hala gövde arıyor!

              Cübbeli sempatik adamdır ve diğerlerine hiç benzemez, ne yapsa yakışır ve bu son iddialara bakılırsa yetmiş iki millete bir nazarla bakmıştır.

              Tabi Kürt’ler hariç ve bundan dolayıdır ki yetmiş iki milletten bir karma takım oluşturmuştur ve sanırım cenneti ala öncesi, antrenman niyetindedir, yoksa diğeri ben yapsam zinadır, Cübbeli yapınca bir anlık heves ve tövbesi mümkündür!

Tüm bunları üst üste koyduğumda benim şıx adayım cübbelidir!

Nane yemişse de kime ne?

            Bir bildiği mutlaka vardır ve ilginçtir şu ana kadar yetmiş iki milletten bir tek şikayet gelmemiştir!

Eee... Hayat memnun olmak değil miydi?

Herkes memnunsa, şikâyet yoksa sana ne adamın indirdiği hatimden?

Ülkeye bakın!

Herkes almış eline don lastiği çekiyor!

Çekin ama sakın ucunu bırakmayın, Allah korusun Ya gözünüze denk gelirse...

**********

BU İŞ BAY KEMALE YAZAR

 

Bak şimdi oldu! Zaten sana demek istediğim buydu!

             Senin ne işin var, Bahçeli’nin ırkçı söylemlerinden laf devşirmen ve Erdoğan’ın artık modası geçmiş dini argümanlarına yeltenmen!

Kusura bakma aç bir toplumun ne dini vardır, ne de vatanı!

              Hata “ namus “ denilen şeyin en çabuk kırıldığı noktadır ve kimse buradan pek namuslu da çıkmaz! ( tabi, namus toplumun beynine yüklenen anlamdadır, yoksa bende ki tanımı çok başkadır)

Aslında bayram ikramiyeleriyle işin ucunu iyi yakalamıştın ama nedense birden koy verip, iktidarın dümen suyuna kaçtın!

              Şu son KYK meselesi gerçekten hanene bir iki puan kattı ve bana göre ilk kez Reis-i dize getirdin; üstelik borç faizlerinin nasıl silindiğini heceleyerek söylettin! Gerçi o, “ faiz falan yok, tefe, tüfe “ dedi ama anlayan anladı!

             Bence kispeti iyi yerden yakaladın, güreşten kaçmazsan kündeye getirip tuş etmen kaçınılmazdır!

Geçmişte şu makam araçlarını dile getirdin fakat kısa kestin!

             Bence yeniden o mevzuya dön, üstelik hesap uzmanısın, satılması durumunda getireceği artıyı söyle ve bu parayı çiftçilere üretim yapsınlar diye hibe edeceğini de eklersen; iki puan da benden!

Sonra da öyle bir aday çıkar ki herkes “ ahan da bu “ desin ve on puan daha benden al, sonra kolları sıva memleket işlerine gir!

              Sen boş ver, etrafını saran el, yol bilmezleri; sana ne yapman gerektiğini bedava servis ederim; sonra bak, bir enkazın nasıl hayat bulduğunu!

Hadi bakalım; dedik ya “ iyi yerden yakaladın “ diye...

***********

NELER OLUYOR

 

Başlığa bakmayın canım, hiç bir şey olmuyor!

             Gayet iyiyiz ve dün dünyanın dört bir yanında Türkiye’yi protestolar vardı, bayrak yakmaya kadar giden öfkenin adı kuzey ırakta yaşamını yitiren sivillerdi!

Tabi sivillerin Arap kökenli olması bir başka gerçeği getirip gözlerimizin önüne seriyor!

             Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığı ile dünyadaki her acıya gözü kapalı olanlar, iğnenin ucu kendisine dokununca çıldırıyor!

               Tabi benim için burada yaşamını yitirenlerin etnik kökenine göre tavır almak diye bir şey yok ve orada yaşamını yitirenler her şeyden önce insandır! Namluyu nereye çevirirsen çevir, mermi adresini bilir, kime değmiş hiç seçiciliği olmaz!

Yıllardır sorun çözmekten aciz bir aklın başvurduğu en ucuz yol askeri yöntemlerdir!

             Kusura bakmayın dünyanın hiç bir yerinde vurarak, öldürerek bir sosyal gerçeğin yok olduğu görülmemiştir!

             Hükümetler, devletin aklıdır ve o aklın içindeki yanlışı, doğruyu çözemiyorsa tıpkı bizdeki örnek gibi olur!

             Birinci hedef vatandaşını huzura erdirmek ve ekonomik seviyelerini yükselterek insan gibi bir yaşam sunmaktır!

Şimdi söyleyin bana, sadece bu ikisinden hangisi var?

Biz, günü murada ermeyen bir vatandaşlar topluluğuyuz!

             Belki de böyle istediğimiz içindir ve korkularımıza askeri kılıflar çekerek, kim daha çok milliyetçi ve kim daha çok dindar görünmeden kaynaklı iflah olmaz bir marazız!

            İki gün önce Suruç vahşetinin protestosu vardı ve manzara ürkütücü, endişe verici ve hem ülke, hem de o katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri için son derece üzücü bir durum!

Bir avuç protestocu var ve etrafı yüzlerce polis tarafından çembere alınmış!

             İnsana sormazlar mı, o çocuklar için neden böyle bir tedbir almadınız ve elini, kolunu sallayarak giden katil o vahşeti işledi, şimdi senin bu aymazlığın protesto ediliyor diye, bu korku niye?

Neden, niçin korkuyorsunuz?

               Bırakın insanlar en azından öfkelerini deşarj etsin ve bu öfkenin bir zararı da yok, sadece belki vicdana gelirsiniz diyendir; yoksa hepimiz biliriz ki bağırarak, çağırarak bir yere varılmamıştır!

Ülkeyi dört yandan mengeneye alarak, nereye kadar yürüyeceksiniz onu da anlamış değilim ve her gün prangalara yeni zincirler ekleyerek!

           Artık dünya her şeyi görüyor ve kim ne yapmış onu da biliyor; tabi biliyor da senin için önemli mi?

Yok, canım, asla!

Taliban da dünyayı takmadı ve güzel bir örnek olarak karşımızda duruyor!

Şimdi yanına yenileri lazım ve bizden daha iyi bir aday da yok..!

***************

HAFIZASI SİLİNEN BİR ÜLKE VE SIRTLANLARIN DANSI

 

Fetullah Gülen yapılanması öyle gökten zembille inmedi!

              Tam da Amerikan Başkanı Nixon’ un bizim gibi benzer ülkelerde “ ılımlı İslami ve dahasını büyütelim” raporuna denk gelir ve bu raporun kabül gördüğü yaşadıklarımızla doğru orantılıdır!

Bunun için birinci seçim cemaatlerdir ve onları büyütmek, desteklemek gerekiyordu! Elde ki malzeme buna o kadar müsaitti ki kimsenin çıkıp “ neler oluyor” demeye cesareti bile yoktu, çünkü eldeki argüman dindi ve dokunulmazdı!

             İlk iş olarak ağzı laf yapan ve İslami terimleri iyi bilen bir medeniyet cahilini buldular, bu kişi aslında “ Türk-İslam sentezciydi” tam da Amerika’nın aradığıydı!

               Sabırla büyüttüler ve en çokta darbe yaptırdıkları sadık çocuğu Evren döneminde büyüttüler!

Ona nasıl hareket edeceğini iyi ezberletmişlerdi ve o bunu kusursuz yaptı!

Ülkenin eğitim sistemi elindeydi ve kendi adamları çalınan sorularla her yere sızmış, amir, memur olmuşlardı!

             Sıra orduya gelmişti; oraya sızmak tere yapından kıl çekmek gibiydi! Başarılı subayları cemaatin güzel kızları ile tuzağa çektiler ve bunu yirmi beş yıl önce yazmıştım! Tabi bana bedeli de döndü; bir türlü öğretmenlikten, yönetici kadrolara çıkamadım ve çareyi kırk dört yaşımda emekli olmakta buldum!

             O subaylar, yığın halinde orduya sızdılar ve bunu ordunun en üst kademesi bal gibi biliyordu, tabi cemaatte onların özelini ve bir çok şeyini biliyordu!

Hal böyle olunca bir ülke yavaş, yavaş karanlığa yürüyordu!

            Şimdi eski Genel Kurmay Başkanı çıkmış bildiğimiz hikayelere devam ediyor; “ MİT bana liste vermemişte “ falan!

Beyefendi, kendini bu ağır sorumluluktan kurtaramazsın, en azından vicdanen!

            Listeyi vermedilerse neden ortalığı ayağa kaldırmadın, neden tehlikenin varlığından toplumu haberdar etmedin, en azından gerekçeleri ortaya koyarak neden istifa etmedin?

               Anlamıyorum; darbe teşebbüsünde Genel Kurmay Başkanı olan zat; bunu bilmiyorsa o makama kadar nasıl geldi ve temsil ettiği zincirden haberi yoksa neden orada tutuldu ve dahası yaka paça götürüleceksin, sonra da terfi ettirilerek savunma bakanı yapılacaksın!!

Bunlar yaşandı ve ülke şimdi cemaatlerle, mafyanın arenasına dönmüş!

Bir nevi sırtlan dansı ve dişlerinin arasında kanayıp duran bir halk!

“ Baş benim, gövde bana ait değil “

 

              Bu işte Cübbeli Ahmet’ten yanayım! Onun bir kaseti medyaya düşmüştü ve herkes “ gördüm “ diye kısa, uzun yorumlar yaparken ben hiç bir yorum yapmadım çünkü sadece sakal gördüm, başka da hiç bir şey!

               Sonra muhteremin açıklamaları oldu “ baş benim, gövde bana ait değil “ diye! Tabi ki benim için âlim adamın beyanı esastı ve ben de “ başa “ inandım, inanmayanlar hala gövde arıyor!

              Cübbeli sempatik adamdır ve diğerlerine hiç benzemez, ne yapsa yakışır ve bu son iddialara bakılırsa yetmiş iki millete bir nazarla bakmıştır.

              Tabi Kürt’ler hariç ve bundan dolayıdır ki yetmiş iki milletten bir karma takım oluşturmuştur ve sanırım cenneti ala öncesi, antrenman niyetindedir, yoksa diğeri ben yapsam zinadır, Cübbeli yapınca bir anlık heves ve tövbesi mümkündür!

Tüm bunları üst üste koyduğumda benim şıx adayım cübbelidir!

Nane yemişse de kime ne?

            Bir bildiği mutlaka vardır ve ilginçtir şu ana kadar yetmiş iki milletten bir tek şikayet gelmemiştir!

Eee... Hayat memnun olmak değil miydi?

Herkes memnunsa, şikâyet yoksa sana ne adamın indirdiği hatimden?

Ülkeye bakın!

Herkes almış eline don lastiği çekiyor!

Çekin ama sakın ucunu bırakmayın, Allah korusun Ya gözünüze denk gelirse...

**********

BU İŞ BAY KEMALE YAZAR

 

Bak şimdi oldu! Zaten sana demek istediğim buydu!

             Senin ne işin var, Bahçeli’nin ırkçı söylemlerinden laf devşirmen ve Erdoğan’ın artık modası geçmiş dini argümanlarına yeltenmen!

Kusura bakma aç bir toplumun ne dini vardır, ne de vatanı!

              Hata “ namus “ denilen şeyin en çabuk kırıldığı noktadır ve kimse buradan pek namuslu da çıkmaz! ( tabi, namus toplumun beynine yüklenen anlamdadır, yoksa bende ki tanımı çok başkadır)

Aslında bayram ikramiyeleriyle işin ucunu iyi yakalamıştın ama nedense birden koy verip, iktidarın dümen suyuna kaçtın!

              Şu son KYK meselesi gerçekten hanene bir iki puan kattı ve bana göre ilk kez Reis-i dize getirdin; üstelik borç faizlerinin nasıl silindiğini heceleyerek söylettin! Gerçi o, “ faiz falan yok, tefe, tüfe “ dedi ama anlayan anladı!

             Bence kispeti iyi yerden yakaladın, güreşten kaçmazsan kündeye getirip tuş etmen kaçınılmazdır!

Geçmişte şu makam araçlarını dile getirdin fakat kısa kestin!

             Bence yeniden o mevzuya dön, üstelik hesap uzmanısın, satılması durumunda getireceği artıyı söyle ve bu parayı çiftçilere üretim yapsınlar diye hibe edeceğini de eklersen; iki puan da benden!

Sonra da öyle bir aday çıkar ki herkes “ ahan da bu “ desin ve on puan daha benden al, sonra kolları sıva memleket işlerine gir!

              Sen boş ver, etrafını saran el, yol bilmezleri; sana ne yapman gerektiğini bedava servis ederim; sonra bak, bir enkazın nasıl hayat bulduğunu!

Hadi bakalım; dedik ya “ iyi yerden yakaladın “ diye...

***********

NELER OLUYOR

 

Başlığa bakmayın canım, hiç bir şey olmuyor!

             Gayet iyiyiz ve dün dünyanın dört bir yanında Türkiye’yi protestolar vardı, bayrak yakmaya kadar giden öfkenin adı kuzey ırakta yaşamını yitiren sivillerdi!

Tabi sivillerin Arap kökenli olması bir başka gerçeği getirip gözlerimizin önüne seriyor!

             Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığı ile dünyadaki her acıya gözü kapalı olanlar, iğnenin ucu kendisine dokununca çıldırıyor!

               Tabi benim için burada yaşamını yitirenlerin etnik kökenine göre tavır almak diye bir şey yok ve orada yaşamını yitirenler her şeyden önce insandır! Namluyu nereye çevirirsen çevir, mermi adresini bilir, kime değmiş hiç seçiciliği olmaz!

Yıllardır sorun çözmekten aciz bir aklın başvurduğu en ucuz yol askeri yöntemlerdir!

             Kusura bakmayın dünyanın hiç bir yerinde vurarak, öldürerek bir sosyal gerçeğin yok olduğu görülmemiştir!

             Hükümetler, devletin aklıdır ve o aklın içindeki yanlışı, doğruyu çözemiyorsa tıpkı bizdeki örnek gibi olur!

             Birinci hedef vatandaşını huzura erdirmek ve ekonomik seviyelerini yükselterek insan gibi bir yaşam sunmaktır!

Şimdi söyleyin bana, sadece bu ikisinden hangisi var?

Biz, günü murada ermeyen bir vatandaşlar topluluğuyuz!

             Belki de böyle istediğimiz içindir ve korkularımıza askeri kılıflar çekerek, kim daha çok milliyetçi ve kim daha çok dindar görünmeden kaynaklı iflah olmaz bir marazız!

            İki gün önce Suruç vahşetinin protestosu vardı ve manzara ürkütücü, endişe verici ve hem ülke, hem de o katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri için son derece üzücü bir durum!

Bir avuç protestocu var ve etrafı yüzlerce polis tarafından çembere alınmış!

             İnsana sormazlar mı, o çocuklar için neden böyle bir tedbir almadınız ve elini, kolunu sallayarak giden katil o vahşeti işledi, şimdi senin bu aymazlığın protesto ediliyor diye, bu korku niye?

Neden, niçin korkuyorsunuz?

               Bırakın insanlar en azından öfkelerini deşarj etsin ve bu öfkenin bir zararı da yok, sadece belki vicdana gelirsiniz diyendir; yoksa hepimiz biliriz ki bağırarak, çağırarak bir yere varılmamıştır!

Ülkeyi dört yandan mengeneye alarak, nereye kadar yürüyeceksiniz onu da anlamış değilim ve her gün prangalara yeni zincirler ekleyerek!

           Artık dünya her şeyi görüyor ve kim ne yapmış onu da biliyor; tabi biliyor da senin için önemli mi?

Yok, canım, asla!

Taliban da dünyayı takmadı ve güzel bir örnek olarak karşımızda duruyor!

Şimdi yanına yenileri lazım ve bizden daha iyi bir aday da yok..!

***************

HAFIZASI SİLİNEN BİR ÜLKE VE SIRTLANLARIN DANSI

 

Fetullah Gülen yapılanması öyle gökten zembille inmedi!

              Tam da Amerikan Başkanı Nixon’ un bizim gibi benzer ülkelerde “ ılımlı İslami ve dahasını büyütelim” raporuna denk gelir ve bu raporun kabül gördüğü yaşadıklarımızla doğru orantılıdır!

Bunun için birinci seçim cemaatlerdir ve onları büyütmek, desteklemek gerekiyordu! Elde ki malzeme buna o kadar müsaitti ki kimsenin çıkıp “ neler oluyor” demeye cesareti bile yoktu, çünkü eldeki argüman dindi ve dokunulmazdı!

             İlk iş olarak ağzı laf yapan ve İslami terimleri iyi bilen bir medeniyet cahilini buldular, bu kişi aslında “ Türk-İslam sentezciydi” tam da Amerika’nın aradığıydı!

               Sabırla büyüttüler ve en çokta darbe yaptırdıkları sadık çocuğu Evren döneminde büyüttüler!

Ona nasıl hareket edeceğini iyi ezberletmişlerdi ve o bunu kusursuz yaptı!

Ülkenin eğitim sistemi elindeydi ve kendi adamları çalınan sorularla her yere sızmış, amir, memur olmuşlardı!

             Sıra orduya gelmişti; oraya sızmak tere yapından kıl çekmek gibiydi! Başarılı subayları cemaatin güzel kızları ile tuzağa çektiler ve bunu yirmi beş yıl önce yazmıştım! Tabi bana bedeli de döndü; bir türlü öğretmenlikten, yönetici kadrolara çıkamadım ve çareyi kırk dört yaşımda emekli olmakta buldum!

             O subaylar, yığın halinde orduya sızdılar ve bunu ordunun en üst kademesi bal gibi biliyordu, tabi cemaatte onların özelini ve bir çok şeyini biliyordu!

Hal böyle olunca bir ülke yavaş, yavaş karanlığa yürüyordu!

            Şimdi eski Genel Kurmay Başkanı çıkmış bildiğimiz hikayelere devam ediyor; “ MİT bana liste vermemişte “ falan!

Beyefendi, kendini bu ağır sorumluluktan kurtaramazsın, en azından vicdanen!

            Listeyi vermedilerse neden ortalığı ayağa kaldırmadın, neden tehlikenin varlığından toplumu haberdar etmedin, en azından gerekçeleri ortaya koyarak neden istifa etmedin?

               Anlamıyorum; darbe teşebbüsünde Genel Kurmay Başkanı olan zat; bunu bilmiyorsa o makama kadar nasıl geldi ve temsil ettiği zincirden haberi yoksa neden orada tutuldu ve dahası yaka paça götürüleceksin, sonra da terfi ettirilerek savunma bakanı yapılacaksın!!

Bunlar yaşandı ve ülke şimdi cemaatlerle, mafyanın arenasına dönmüş!

Bir nevi sırtlan dansı ve dişlerinin arasında kanayıp duran bir halk!

Artık bir tek kişi var ve bir tek sözü her seferinde demokrasinin üstüne bir kara örtü örtüyor!

               Bu örtü artık zor kalkar ve yakında atladığımız belalara iyice bulanınca, ne demek istediğimizi daha iyi anlarız; çünkü dün bir üçlü görüşme vardı ve bunu okumamak için zır aptal olmak gerekir!

“ Baş benim, gövde bana ait değil “

 

              Bu işte Cübbeli Ahmet’ten yanayım! Onun bir kaseti medyaya düşmüştü ve herkes “ gördüm “ diye kısa, uzun yorumlar yaparken ben hiç bir yorum yapmadım çünkü sadece sakal gördüm, başka da hiç bir şey!

               Sonra muhteremin açıklamaları oldu “ baş benim, gövde bana ait değil “ diye! Tabi ki benim için âlim adamın beyanı esastı ve ben de “ başa “ inandım, inanmayanlar hala gövde arıyor!

              Cübbeli sempatik adamdır ve diğerlerine hiç benzemez, ne yapsa yakışır ve bu son iddialara bakılırsa yetmiş iki millete bir nazarla bakmıştır.

              Tabi Kürt’ler hariç ve bundan dolayıdır ki yetmiş iki milletten bir karma takım oluşturmuştur ve sanırım cenneti ala öncesi, antrenman niyetindedir, yoksa diğeri ben yapsam zinadır, Cübbeli yapınca bir anlık heves ve tövbesi mümkündür!

Tüm bunları üst üste koyduğumda benim şıx adayım cübbelidir!

Nane yemişse de kime ne?

            Bir bildiği mutlaka vardır ve ilginçtir şu ana kadar yetmiş iki milletten bir tek şikayet gelmemiştir!

Eee... Hayat memnun olmak değil miydi?

Herkes memnunsa, şikâyet yoksa sana ne adamın indirdiği hatimden?

Ülkeye bakın!

Herkes almış eline don lastiği çekiyor!

Çekin ama sakın ucunu bırakmayın, Allah korusun Ya gözünüze denk gelirse...

**********

BU İŞ BAY KEMALE YAZAR

 

Bak şimdi oldu! Zaten sana demek istediğim buydu!

             Senin ne işin var, Bahçeli’nin ırkçı söylemlerinden laf devşirmen ve Erdoğan’ın artık modası geçmiş dini argümanlarına yeltenmen!

Kusura bakma aç bir toplumun ne dini vardır, ne de vatanı!

              Hata “ namus “ denilen şeyin en çabuk kırıldığı noktadır ve kimse buradan pek namuslu da çıkmaz! ( tabi, namus toplumun beynine yüklenen anlamdadır, yoksa bende ki tanımı çok başkadır)

Aslında bayram ikramiyeleriyle işin ucunu iyi yakalamıştın ama nedense birden koy verip, iktidarın dümen suyuna kaçtın!

              Şu son KYK meselesi gerçekten hanene bir iki puan kattı ve bana göre ilk kez Reis-i dize getirdin; üstelik borç faizlerinin nasıl silindiğini heceleyerek söylettin! Gerçi o, “ faiz falan yok, tefe, tüfe “ dedi ama anlayan anladı!

             Bence kispeti iyi yerden yakaladın, güreşten kaçmazsan kündeye getirip tuş etmen kaçınılmazdır!

Geçmişte şu makam araçlarını dile getirdin fakat kısa kestin!

             Bence yeniden o mevzuya dön, üstelik hesap uzmanısın, satılması durumunda getireceği artıyı söyle ve bu parayı çiftçilere üretim yapsınlar diye hibe edeceğini de eklersen; iki puan da benden!

Sonra da öyle bir aday çıkar ki herkes “ ahan da bu “ desin ve on puan daha benden al, sonra kolları sıva memleket işlerine gir!

              Sen boş ver, etrafını saran el, yol bilmezleri; sana ne yapman gerektiğini bedava servis ederim; sonra bak, bir enkazın nasıl hayat bulduğunu!

Hadi bakalım; dedik ya “ iyi yerden yakaladın “ diye...

***********

NELER OLUYOR

 

Başlığa bakmayın canım, hiç bir şey olmuyor!

             Gayet iyiyiz ve dün dünyanın dört bir yanında Türkiye’yi protestolar vardı, bayrak yakmaya kadar giden öfkenin adı kuzey ırakta yaşamını yitiren sivillerdi!

Tabi sivillerin Arap kökenli olması bir başka gerçeği getirip gözlerimizin önüne seriyor!

             Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığı ile dünyadaki her acıya gözü kapalı olanlar, iğnenin ucu kendisine dokununca çıldırıyor!

               Tabi benim için burada yaşamını yitirenlerin etnik kökenine göre tavır almak diye bir şey yok ve orada yaşamını yitirenler her şeyden önce insandır! Namluyu nereye çevirirsen çevir, mermi adresini bilir, kime değmiş hiç seçiciliği olmaz!

Yıllardır sorun çözmekten aciz bir aklın başvurduğu en ucuz yol askeri yöntemlerdir!

             Kusura bakmayın dünyanın hiç bir yerinde vurarak, öldürerek bir sosyal gerçeğin yok olduğu görülmemiştir!

             Hükümetler, devletin aklıdır ve o aklın içindeki yanlışı, doğruyu çözemiyorsa tıpkı bizdeki örnek gibi olur!

             Birinci hedef vatandaşını huzura erdirmek ve ekonomik seviyelerini yükselterek insan gibi bir yaşam sunmaktır!

Şimdi söyleyin bana, sadece bu ikisinden hangisi var?

Biz, günü murada ermeyen bir vatandaşlar topluluğuyuz!

             Belki de böyle istediğimiz içindir ve korkularımıza askeri kılıflar çekerek, kim daha çok milliyetçi ve kim daha çok dindar görünmeden kaynaklı iflah olmaz bir marazız!

            İki gün önce Suruç vahşetinin protestosu vardı ve manzara ürkütücü, endişe verici ve hem ülke, hem de o katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri için son derece üzücü bir durum!

Bir avuç protestocu var ve etrafı yüzlerce polis tarafından çembere alınmış!

             İnsana sormazlar mı, o çocuklar için neden böyle bir tedbir almadınız ve elini, kolunu sallayarak giden katil o vahşeti işledi, şimdi senin bu aymazlığın protesto ediliyor diye, bu korku niye?

Neden, niçin korkuyorsunuz?

               Bırakın insanlar en azından öfkelerini deşarj etsin ve bu öfkenin bir zararı da yok, sadece belki vicdana gelirsiniz diyendir; yoksa hepimiz biliriz ki bağırarak, çağırarak bir yere varılmamıştır!

Ülkeyi dört yandan mengeneye alarak, nereye kadar yürüyeceksiniz onu da anlamış değilim ve her gün prangalara yeni zincirler ekleyerek!

           Artık dünya her şeyi görüyor ve kim ne yapmış onu da biliyor; tabi biliyor da senin için önemli mi?

Yok, canım, asla!

Taliban da dünyayı takmadı ve güzel bir örnek olarak karşımızda duruyor!

Şimdi yanına yenileri lazım ve bizden daha iyi bir aday da yok..!

***************

HAFIZASI SİLİNEN BİR ÜLKE VE SIRTLANLARIN DANSI

 

Fetullah Gülen yapılanması öyle gökten zembille inmedi!

              Tam da Amerikan Başkanı Nixon’ un bizim gibi benzer ülkelerde “ ılımlı İslami ve dahasını büyütelim” raporuna denk gelir ve bu raporun kabül gördüğü yaşadıklarımızla doğru orantılıdır!

Bunun için birinci seçim cemaatlerdir ve onları büyütmek, desteklemek gerekiyordu! Elde ki malzeme buna o kadar müsaitti ki kimsenin çıkıp “ neler oluyor” demeye cesareti bile yoktu, çünkü eldeki argüman dindi ve dokunulmazdı!

             İlk iş olarak ağzı laf yapan ve İslami terimleri iyi bilen bir medeniyet cahilini buldular, bu kişi aslında “ Türk-İslam sentezciydi” tam da Amerika’nın aradığıydı!

               Sabırla büyüttüler ve en çokta darbe yaptırdıkları sadık çocuğu Evren döneminde büyüttüler!

Ona nasıl hareket edeceğini iyi ezberletmişlerdi ve o bunu kusursuz yaptı!

Ülkenin eğitim sistemi elindeydi ve kendi adamları çalınan sorularla her yere sızmış, amir, memur olmuşlardı!

             Sıra orduya gelmişti; oraya sızmak tere yapından kıl çekmek gibiydi! Başarılı subayları cemaatin güzel kızları ile tuzağa çektiler ve bunu yirmi beş yıl önce yazmıştım! Tabi bana bedeli de döndü; bir türlü öğretmenlikten, yönetici kadrolara çıkamadım ve çareyi kırk dört yaşımda emekli olmakta buldum!

             O subaylar, yığın halinde orduya sızdılar ve bunu ordunun en üst kademesi bal gibi biliyordu, tabi cemaatte onların özelini ve bir çok şeyini biliyordu!

Hal böyle olunca bir ülke yavaş, yavaş karanlığa yürüyordu!

            Şimdi eski Genel Kurmay Başkanı çıkmış bildiğimiz hikayelere devam ediyor; “ MİT bana liste vermemişte “ falan!

Beyefendi, kendini bu ağır sorumluluktan kurtaramazsın, en azından vicdanen!

            Listeyi vermedilerse neden ortalığı ayağa kaldırmadın, neden tehlikenin varlığından toplumu haberdar etmedin, en azından gerekçeleri ortaya koyarak neden istifa etmedin?

               Anlamıyorum; darbe teşebbüsünde Genel Kurmay Başkanı olan zat; bunu bilmiyorsa o makama kadar nasıl geldi ve temsil ettiği zincirden haberi yoksa neden orada tutuldu ve dahası yaka paça götürüleceksin, sonra da terfi ettirilerek savunma bakanı yapılacaksın!!

Bunlar yaşandı ve ülke şimdi cemaatlerle, mafyanın arenasına dönmüş!

Bir nevi sırtlan dansı ve dişlerinin arasında kanayıp duran bir halk!

Artık bir tek kişi var ve bir tek sözü her seferinde demokrasinin üstüne bir kara örtü örtüyor!

               Bu örtü artık zor kalkar ve yakında atladığımız belalara iyice bulanınca, ne demek istediğimizi daha iyi anlarız; çünkü dün bir üçlü görüşme vardı ve bunu okumamak için zır aptal olmak gerekir!

“ Baş benim, gövde bana ait değil “

 

              Bu işte Cübbeli Ahmet’ten yanayım! Onun bir kaseti medyaya düşmüştü ve herkes “ gördüm “ diye kısa, uzun yorumlar yaparken ben hiç bir yorum yapmadım çünkü sadece sakal gördüm, başka da hiç bir şey!

               Sonra muhteremin açıklamaları oldu “ baş benim, gövde bana ait değil “ diye! Tabi ki benim için âlim adamın beyanı esastı ve ben de “ başa “ inandım, inanmayanlar hala gövde arıyor!

              Cübbeli sempatik adamdır ve diğerlerine hiç benzemez, ne yapsa yakışır ve bu son iddialara bakılırsa yetmiş iki millete bir nazarla bakmıştır.

              Tabi Kürt’ler hariç ve bundan dolayıdır ki yetmiş iki milletten bir karma takım oluşturmuştur ve sanırım cenneti ala öncesi, antrenman niyetindedir, yoksa diğeri ben yapsam zinadır, Cübbeli yapınca bir anlık heves ve tövbesi mümkündür!

Tüm bunları üst üste koyduğumda benim şıx adayım cübbelidir!

Nane yemişse de kime ne?

            Bir bildiği mutlaka vardır ve ilginçtir şu ana kadar yetmiş iki milletten bir tek şikayet gelmemiştir!

Eee... Hayat memnun olmak değil miydi?

Herkes memnunsa, şikâyet yoksa sana ne adamın indirdiği hatimden?

Ülkeye bakın!

Herkes almış eline don lastiği çekiyor!

Çekin ama sakın ucunu bırakmayın, Allah korusun Ya gözünüze denk gelirse...

**********

BU İŞ BAY KEMALE YAZAR

 

Bak şimdi oldu! Zaten sana demek istediğim buydu!

             Senin ne işin var, Bahçeli’nin ırkçı söylemlerinden laf devşirmen ve Erdoğan’ın artık modası geçmiş dini argümanlarına yeltenmen!

Kusura bakma aç bir toplumun ne dini vardır, ne de vatanı!

              Hata “ namus “ denilen şeyin en çabuk kırıldığı noktadır ve kimse buradan pek namuslu da çıkmaz! ( tabi, namus toplumun beynine yüklenen anlamdadır, yoksa bende ki tanımı çok başkadır)

Aslında bayram ikramiyeleriyle işin ucunu iyi yakalamıştın ama nedense birden koy verip, iktidarın dümen suyuna kaçtın!

              Şu son KYK meselesi gerçekten hanene bir iki puan kattı ve bana göre ilk kez Reis-i dize getirdin; üstelik borç faizlerinin nasıl silindiğini heceleyerek söylettin! Gerçi o, “ faiz falan yok, tefe, tüfe “ dedi ama anlayan anladı!

             Bence kispeti iyi yerden yakaladın, güreşten kaçmazsan kündeye getirip tuş etmen kaçınılmazdır!

Geçmişte şu makam araçlarını dile getirdin fakat kısa kestin!

             Bence yeniden o mevzuya dön, üstelik hesap uzmanısın, satılması durumunda getireceği artıyı söyle ve bu parayı çiftçilere üretim yapsınlar diye hibe edeceğini de eklersen; iki puan da benden!

Sonra da öyle bir aday çıkar ki herkes “ ahan da bu “ desin ve on puan daha benden al, sonra kolları sıva memleket işlerine gir!

              Sen boş ver, etrafını saran el, yol bilmezleri; sana ne yapman gerektiğini bedava servis ederim; sonra bak, bir enkazın nasıl hayat bulduğunu!

Hadi bakalım; dedik ya “ iyi yerden yakaladın “ diye...

***********

NELER OLUYOR

 

Başlığa bakmayın canım, hiç bir şey olmuyor!

             Gayet iyiyiz ve dün dünyanın dört bir yanında Türkiye’yi protestolar vardı, bayrak yakmaya kadar giden öfkenin adı kuzey ırakta yaşamını yitiren sivillerdi!

Tabi sivillerin Arap kökenli olması bir başka gerçeği getirip gözlerimizin önüne seriyor!

             Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığı ile dünyadaki her acıya gözü kapalı olanlar, iğnenin ucu kendisine dokununca çıldırıyor!

               Tabi benim için burada yaşamını yitirenlerin etnik kökenine göre tavır almak diye bir şey yok ve orada yaşamını yitirenler her şeyden önce insandır! Namluyu nereye çevirirsen çevir, mermi adresini bilir, kime değmiş hiç seçiciliği olmaz!

Yıllardır sorun çözmekten aciz bir aklın başvurduğu en ucuz yol askeri yöntemlerdir!

             Kusura bakmayın dünyanın hiç bir yerinde vurarak, öldürerek bir sosyal gerçeğin yok olduğu görülmemiştir!

             Hükümetler, devletin aklıdır ve o aklın içindeki yanlışı, doğruyu çözemiyorsa tıpkı bizdeki örnek gibi olur!

             Birinci hedef vatandaşını huzura erdirmek ve ekonomik seviyelerini yükselterek insan gibi bir yaşam sunmaktır!

Şimdi söyleyin bana, sadece bu ikisinden hangisi var?

Biz, günü murada ermeyen bir vatandaşlar topluluğuyuz!

             Belki de böyle istediğimiz içindir ve korkularımıza askeri kılıflar çekerek, kim daha çok milliyetçi ve kim daha çok dindar görünmeden kaynaklı iflah olmaz bir marazız!

            İki gün önce Suruç vahşetinin protestosu vardı ve manzara ürkütücü, endişe verici ve hem ülke, hem de o katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri için son derece üzücü bir durum!

Bir avuç protestocu var ve etrafı yüzlerce polis tarafından çembere alınmış!

             İnsana sormazlar mı, o çocuklar için neden böyle bir tedbir almadınız ve elini, kolunu sallayarak giden katil o vahşeti işledi, şimdi senin bu aymazlığın protesto ediliyor diye, bu korku niye?

Neden, niçin korkuyorsunuz?

               Bırakın insanlar en azından öfkelerini deşarj etsin ve bu öfkenin bir zararı da yok, sadece belki vicdana gelirsiniz diyendir; yoksa hepimiz biliriz ki bağırarak, çağırarak bir yere varılmamıştır!

Ülkeyi dört yandan mengeneye alarak, nereye kadar yürüyeceksiniz onu da anlamış değilim ve her gün prangalara yeni zincirler ekleyerek!

           Artık dünya her şeyi görüyor ve kim ne yapmış onu da biliyor; tabi biliyor da senin için önemli mi?

Yok, canım, asla!

Taliban da dünyayı takmadı ve güzel bir örnek olarak karşımızda duruyor!

Şimdi yanına yenileri lazım ve bizden daha iyi bir aday da yok..!

***************

HAFIZASI SİLİNEN BİR ÜLKE VE SIRTLANLARIN DANSI

 

Fetullah Gülen yapılanması öyle gökten zembille inmedi!

              Tam da Amerikan Başkanı Nixon’ un bizim gibi benzer ülkelerde “ ılımlı İslami ve dahasını büyütelim” raporuna denk gelir ve bu raporun kabül gördüğü yaşadıklarımızla doğru orantılıdır!

Bunun için birinci seçim cemaatlerdir ve onları büyütmek, desteklemek gerekiyordu! Elde ki malzeme buna o kadar müsaitti ki kimsenin çıkıp “ neler oluyor” demeye cesareti bile yoktu, çünkü eldeki argüman dindi ve dokunulmazdı!

             İlk iş olarak ağzı laf yapan ve İslami terimleri iyi bilen bir medeniyet cahilini buldular, bu kişi aslında “ Türk-İslam sentezciydi” tam da Amerika’nın aradığıydı!

               Sabırla büyüttüler ve en çokta darbe yaptırdıkları sadık çocuğu Evren döneminde büyüttüler!

Ona nasıl hareket edeceğini iyi ezberletmişlerdi ve o bunu kusursuz yaptı!

Ülkenin eğitim sistemi elindeydi ve kendi adamları çalınan sorularla her yere sızmış, amir, memur olmuşlardı!

             Sıra orduya gelmişti; oraya sızmak tere yapından kıl çekmek gibiydi! Başarılı subayları cemaatin güzel kızları ile tuzağa çektiler ve bunu yirmi beş yıl önce yazmıştım! Tabi bana bedeli de döndü; bir türlü öğretmenlikten, yönetici kadrolara çıkamadım ve çareyi kırk dört yaşımda emekli olmakta buldum!

             O subaylar, yığın halinde orduya sızdılar ve bunu ordunun en üst kademesi bal gibi biliyordu, tabi cemaatte onların özelini ve bir çok şeyini biliyordu!

Hal böyle olunca bir ülke yavaş, yavaş karanlığa yürüyordu!

            Şimdi eski Genel Kurmay Başkanı çıkmış bildiğimiz hikayelere devam ediyor; “ MİT bana liste vermemişte “ falan!

Beyefendi, kendini bu ağır sorumluluktan kurtaramazsın, en azından vicdanen!

            Listeyi vermedilerse neden ortalığı ayağa kaldırmadın, neden tehlikenin varlığından toplumu haberdar etmedin, en azından gerekçeleri ortaya koyarak neden istifa etmedin?

               Anlamıyorum; darbe teşebbüsünde Genel Kurmay Başkanı olan zat; bunu bilmiyorsa o makama kadar nasıl geldi ve temsil ettiği zincirden haberi yoksa neden orada tutuldu ve dahası yaka paça götürüleceksin, sonra da terfi ettirilerek savunma bakanı yapılacaksın!!

Bunlar yaşandı ve ülke şimdi cemaatlerle, mafyanın arenasına dönmüş!

Bir nevi sırtlan dansı ve dişlerinin arasında kanayıp duran bir halk!

Artık bir tek kişi var ve bir tek sözü her seferinde demokrasinin üstüne bir kara örtü örtüyor!

               Bu örtü artık zor kalkar ve yakında atladığımız belalara iyice bulanınca, ne demek istediğimizi daha iyi anlarız; çünkü dün bir üçlü görüşme vardı ve bunu okumamak için zır aptal olmak gerekir!

“ Baş benim, gövde bana ait değil “

 

              Bu işte Cübbeli Ahmet’ten yanayım! Onun bir kaseti medyaya düşmüştü ve herkes “ gördüm “ diye kısa, uzun yorumlar yaparken ben hiç bir yorum yapmadım çünkü sadece sakal gördüm, başka da hiç bir şey!

               Sonra muhteremin açıklamaları oldu “ baş benim, gövde bana ait değil “ diye! Tabi ki benim için âlim adamın beyanı esastı ve ben de “ başa “ inandım, inanmayanlar hala gövde arıyor!

              Cübbeli sempatik adamdır ve diğerlerine hiç benzemez, ne yapsa yakışır ve bu son iddialara bakılırsa yetmiş iki millete bir nazarla bakmıştır.

              Tabi Kürt’ler hariç ve bundan dolayıdır ki yetmiş iki milletten bir karma takım oluşturmuştur ve sanırım cenneti ala öncesi, antrenman niyetindedir, yoksa diğeri ben yapsam zinadır, Cübbeli yapınca bir anlık heves ve tövbesi mümkündür!

Tüm bunları üst üste koyduğumda benim şıx adayım cübbelidir!

Nane yemişse de kime ne?

            Bir bildiği mutlaka vardır ve ilginçtir şu ana kadar yetmiş iki milletten bir tek şikayet gelmemiştir!

Eee... Hayat memnun olmak değil miydi?

Herkes memnunsa, şikâyet yoksa sana ne adamın indirdiği hatimden?

Ülkeye bakın!

Herkes almış eline don lastiği çekiyor!

Çekin ama sakın ucunu bırakmayın, Allah korusun Ya gözünüze denk gelirse...

**********

BU İŞ BAY KEMALE YAZAR

 

Bak şimdi oldu! Zaten sana demek istediğim buydu!

             Senin ne işin var, Bahçeli’nin ırkçı söylemlerinden laf devşirmen ve Erdoğan’ın artık modası geçmiş dini argümanlarına yeltenmen!

Kusura bakma aç bir toplumun ne dini vardır, ne de vatanı!

              Hata “ namus “ denilen şeyin en çabuk kırıldığı noktadır ve kimse buradan pek namuslu da çıkmaz! ( tabi, namus toplumun beynine yüklenen anlamdadır, yoksa bende ki tanımı çok başkadır)

Aslında bayram ikramiyeleriyle işin ucunu iyi yakalamıştın ama nedense birden koy verip, iktidarın dümen suyuna kaçtın!

              Şu son KYK meselesi gerçekten hanene bir iki puan kattı ve bana göre ilk kez Reis-i dize getirdin; üstelik borç faizlerinin nasıl silindiğini heceleyerek söylettin! Gerçi o, “ faiz falan yok, tefe, tüfe “ dedi ama anlayan anladı!

             Bence kispeti iyi yerden yakaladın, güreşten kaçmazsan kündeye getirip tuş etmen kaçınılmazdır!

Geçmişte şu makam araçlarını dile getirdin fakat kısa kestin!

             Bence yeniden o mevzuya dön, üstelik hesap uzmanısın, satılması durumunda getireceği artıyı söyle ve bu parayı çiftçilere üretim yapsınlar diye hibe edeceğini de eklersen; iki puan da benden!

Sonra da öyle bir aday çıkar ki herkes “ ahan da bu “ desin ve on puan daha benden al, sonra kolları sıva memleket işlerine gir!

              Sen boş ver, etrafını saran el, yol bilmezleri; sana ne yapman gerektiğini bedava servis ederim; sonra bak, bir enkazın nasıl hayat bulduğunu!

Hadi bakalım; dedik ya “ iyi yerden yakaladın “ diye...

***********

NELER OLUYOR

 

Başlığa bakmayın canım, hiç bir şey olmuyor!

             Gayet iyiyiz ve dün dünyanın dört bir yanında Türkiye’yi protestolar vardı, bayrak yakmaya kadar giden öfkenin adı kuzey ırakta yaşamını yitiren sivillerdi!

Tabi sivillerin Arap kökenli olması bir başka gerçeği getirip gözlerimizin önüne seriyor!

             Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığı ile dünyadaki her acıya gözü kapalı olanlar, iğnenin ucu kendisine dokununca çıldırıyor!

               Tabi benim için burada yaşamını yitirenlerin etnik kökenine göre tavır almak diye bir şey yok ve orada yaşamını yitirenler her şeyden önce insandır! Namluyu nereye çevirirsen çevir, mermi adresini bilir, kime değmiş hiç seçiciliği olmaz!

Yıllardır sorun çözmekten aciz bir aklın başvurduğu en ucuz yol askeri yöntemlerdir!

             Kusura bakmayın dünyanın hiç bir yerinde vurarak, öldürerek bir sosyal gerçeğin yok olduğu görülmemiştir!

             Hükümetler, devletin aklıdır ve o aklın içindeki yanlışı, doğruyu çözemiyorsa tıpkı bizdeki örnek gibi olur!

             Birinci hedef vatandaşını huzura erdirmek ve ekonomik seviyelerini yükselterek insan gibi bir yaşam sunmaktır!

Şimdi söyleyin bana, sadece bu ikisinden hangisi var?

Biz, günü murada ermeyen bir vatandaşlar topluluğuyuz!

             Belki de böyle istediğimiz içindir ve korkularımıza askeri kılıflar çekerek, kim daha çok milliyetçi ve kim daha çok dindar görünmeden kaynaklı iflah olmaz bir marazız!

            İki gün önce Suruç vahşetinin protestosu vardı ve manzara ürkütücü, endişe verici ve hem ülke, hem de o katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri için son derece üzücü bir durum!

Bir avuç protestocu var ve etrafı yüzlerce polis tarafından çembere alınmış!

             İnsana sormazlar mı, o çocuklar için neden böyle bir tedbir almadınız ve elini, kolunu sallayarak giden katil o vahşeti işledi, şimdi senin bu aymazlığın protesto ediliyor diye, bu korku niye?

Neden, niçin korkuyorsunuz?

               Bırakın insanlar en azından öfkelerini deşarj etsin ve bu öfkenin bir zararı da yok, sadece belki vicdana gelirsiniz diyendir; yoksa hepimiz biliriz ki bağırarak, çağırarak bir yere varılmamıştır!

Ülkeyi dört yandan mengeneye alarak, nereye kadar yürüyeceksiniz onu da anlamış değilim ve her gün prangalara yeni zincirler ekleyerek!

           Artık dünya her şeyi görüyor ve kim ne yapmış onu da biliyor; tabi biliyor da senin için önemli mi?

Yok, canım, asla!

Taliban da dünyayı takmadı ve güzel bir örnek olarak karşımızda duruyor!

Şimdi yanına yenileri lazım ve bizden daha iyi bir aday da yok..!

***************

HAFIZASI SİLİNEN BİR ÜLKE VE SIRTLANLARIN DANSI

 

Fetullah Gülen yapılanması öyle gökten zembille inmedi!

              Tam da Amerikan Başkanı Nixon’ un bizim gibi benzer ülkelerde “ ılımlı İslami ve dahasını büyütelim” raporuna denk gelir ve bu raporun kabül gördüğü yaşadıklarımızla doğru orantılıdır!

Bunun için birinci seçim cemaatlerdir ve onları büyütmek, desteklemek gerekiyordu! Elde ki malzeme buna o kadar müsaitti ki kimsenin çıkıp “ neler oluyor” demeye cesareti bile yoktu, çünkü eldeki argüman dindi ve dokunulmazdı!

             İlk iş olarak ağzı laf yapan ve İslami terimleri iyi bilen bir medeniyet cahilini buldular, bu kişi aslında “ Türk-İslam sentezciydi” tam da Amerika’nın aradığıydı!

               Sabırla büyüttüler ve en çokta darbe yaptırdıkları sadık çocuğu Evren döneminde büyüttüler!

Ona nasıl hareket edeceğini iyi ezberletmişlerdi ve o bunu kusursuz yaptı!

Ülkenin eğitim sistemi elindeydi ve kendi adamları çalınan sorularla her yere sızmış, amir, memur olmuşlardı!

             Sıra orduya gelmişti; oraya sızmak tere yapından kıl çekmek gibiydi! Başarılı subayları cemaatin güzel kızları ile tuzağa çektiler ve bunu yirmi beş yıl önce yazmıştım! Tabi bana bedeli de döndü; bir türlü öğretmenlikten, yönetici kadrolara çıkamadım ve çareyi kırk dört yaşımda emekli olmakta buldum!

             O subaylar, yığın halinde orduya sızdılar ve bunu ordunun en üst kademesi bal gibi biliyordu, tabi cemaatte onların özelini ve bir çok şeyini biliyordu!

Hal böyle olunca bir ülke yavaş, yavaş karanlığa yürüyordu!

            Şimdi eski Genel Kurmay Başkanı çıkmış bildiğimiz hikayelere devam ediyor; “ MİT bana liste vermemişte “ falan!

Beyefendi, kendini bu ağır sorumluluktan kurtaramazsın, en azından vicdanen!

            Listeyi vermedilerse neden ortalığı ayağa kaldırmadın, neden tehlikenin varlığından toplumu haberdar etmedin, en azından gerekçeleri ortaya koyarak neden istifa etmedin?

               Anlamıyorum; darbe teşebbüsünde Genel Kurmay Başkanı olan zat; bunu bilmiyorsa o makama kadar nasıl geldi ve temsil ettiği zincirden haberi yoksa neden orada tutuldu ve dahası yaka paça götürüleceksin, sonra da terfi ettirilerek savunma bakanı yapılacaksın!!

Bunlar yaşandı ve ülke şimdi cemaatlerle, mafyanın arenasına dönmüş!

Bir nevi sırtlan dansı ve dişlerinin arasında kanayıp duran bir halk!

Artık bir tek kişi var ve bir tek sözü her seferinde demokrasinin üstüne bir kara örtü örtüyor!

               Bu örtü artık zor kalkar ve yakında atladığımız belalara iyice bulanınca, ne demek istediğimizi daha iyi anlarız; çünkü dün bir üçlü görüşme vardı ve bunu okumamak için zır aptal olmak gerekir!

“ Baş benim, gövde bana ait değil “

 

              Bu işte Cübbeli Ahmet’ten yanayım! Onun bir kaseti medyaya düşmüştü ve herkes “ gördüm “ diye kısa, uzun yorumlar yaparken ben hiç bir yorum yapmadım çünkü sadece sakal gördüm, başka da hiç bir şey!

               Sonra muhteremin açıklamaları oldu “ baş benim, gövde bana ait değil “ diye! Tabi ki benim için âlim adamın beyanı esastı ve ben de “ başa “ inandım, inanmayanlar hala gövde arıyor!

              Cübbeli sempatik adamdır ve diğerlerine hiç benzemez, ne yapsa yakışır ve bu son iddialara bakılırsa yetmiş iki millete bir nazarla bakmıştır.

              Tabi Kürt’ler hariç ve bundan dolayıdır ki yetmiş iki milletten bir karma takım oluşturmuştur ve sanırım cenneti ala öncesi, antrenman niyetindedir, yoksa diğeri ben yapsam zinadır, Cübbeli yapınca bir anlık heves ve tövbesi mümkündür!

Tüm bunları üst üste koyduğumda benim şıx adayım cübbelidir!

Nane yemişse de kime ne?

            Bir bildiği mutlaka vardır ve ilginçtir şu ana kadar yetmiş iki milletten bir tek şikayet gelmemiştir!

Eee... Hayat memnun olmak değil miydi?

Herkes memnunsa, şikâyet yoksa sana ne adamın indirdiği hatimden?

Ülkeye bakın!

Herkes almış eline don lastiği çekiyor!

Çekin ama sakın ucunu bırakmayın, Allah korusun Ya gözünüze denk gelirse...

**********

BU İŞ BAY KEMALE YAZAR

 

Bak şimdi oldu! Zaten sana demek istediğim buydu!

             Senin ne işin var, Bahçeli’nin ırkçı söylemlerinden laf devşirmen ve Erdoğan’ın artık modası geçmiş dini argümanlarına yeltenmen!

Kusura bakma aç bir toplumun ne dini vardır, ne de vatanı!

              Hata “ namus “ denilen şeyin en çabuk kırıldığı noktadır ve kimse buradan pek namuslu da çıkmaz! ( tabi, namus toplumun beynine yüklenen anlamdadır, yoksa bende ki tanımı çok başkadır)

Aslında bayram ikramiyeleriyle işin ucunu iyi yakalamıştın ama nedense birden koy verip, iktidarın dümen suyuna kaçtın!

              Şu son KYK meselesi gerçekten hanene bir iki puan kattı ve bana göre ilk kez Reis-i dize getirdin; üstelik borç faizlerinin nasıl silindiğini heceleyerek söylettin! Gerçi o, “ faiz falan yok, tefe, tüfe “ dedi ama anlayan anladı!

             Bence kispeti iyi yerden yakaladın, güreşten kaçmazsan kündeye getirip tuş etmen kaçınılmazdır!

Geçmişte şu makam araçlarını dile getirdin fakat kısa kestin!

             Bence yeniden o mevzuya dön, üstelik hesap uzmanısın, satılması durumunda getireceği artıyı söyle ve bu parayı çiftçilere üretim yapsınlar diye hibe edeceğini de eklersen; iki puan da benden!

Sonra da öyle bir aday çıkar ki herkes “ ahan da bu “ desin ve on puan daha benden al, sonra kolları sıva memleket işlerine gir!

              Sen boş ver, etrafını saran el, yol bilmezleri; sana ne yapman gerektiğini bedava servis ederim; sonra bak, bir enkazın nasıl hayat bulduğunu!

Hadi bakalım; dedik ya “ iyi yerden yakaladın “ diye...

***********

NELER OLUYOR

 

Başlığa bakmayın canım, hiç bir şey olmuyor!

             Gayet iyiyiz ve dün dünyanın dört bir yanında Türkiye’yi protestolar vardı, bayrak yakmaya kadar giden öfkenin adı kuzey ırakta yaşamını yitiren sivillerdi!

Tabi sivillerin Arap kökenli olması bir başka gerçeği getirip gözlerimizin önüne seriyor!

             Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığı ile dünyadaki her acıya gözü kapalı olanlar, iğnenin ucu kendisine dokununca çıldırıyor!

               Tabi benim için burada yaşamını yitirenlerin etnik kökenine göre tavır almak diye bir şey yok ve orada yaşamını yitirenler her şeyden önce insandır! Namluyu nereye çevirirsen çevir, mermi adresini bilir, kime değmiş hiç seçiciliği olmaz!

Yıllardır sorun çözmekten aciz bir aklın başvurduğu en ucuz yol askeri yöntemlerdir!

             Kusura bakmayın dünyanın hiç bir yerinde vurarak, öldürerek bir sosyal gerçeğin yok olduğu görülmemiştir!

             Hükümetler, devletin aklıdır ve o aklın içindeki yanlışı, doğruyu çözemiyorsa tıpkı bizdeki örnek gibi olur!

             Birinci hedef vatandaşını huzura erdirmek ve ekonomik seviyelerini yükselterek insan gibi bir yaşam sunmaktır!

Şimdi söyleyin bana, sadece bu ikisinden hangisi var?

Biz, günü murada ermeyen bir vatandaşlar topluluğuyuz!

             Belki de böyle istediğimiz içindir ve korkularımıza askeri kılıflar çekerek, kim daha çok milliyetçi ve kim daha çok dindar görünmeden kaynaklı iflah olmaz bir marazız!

            İki gün önce Suruç vahşetinin protestosu vardı ve manzara ürkütücü, endişe verici ve hem ülke, hem de o katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri için son derece üzücü bir durum!

Bir avuç protestocu var ve etrafı yüzlerce polis tarafından çembere alınmış!

             İnsana sormazlar mı, o çocuklar için neden böyle bir tedbir almadınız ve elini, kolunu sallayarak giden katil o vahşeti işledi, şimdi senin bu aymazlığın protesto ediliyor diye, bu korku niye?

Neden, niçin korkuyorsunuz?

               Bırakın insanlar en azından öfkelerini deşarj etsin ve bu öfkenin bir zararı da yok, sadece belki vicdana gelirsiniz diyendir; yoksa hepimiz biliriz ki bağırarak, çağırarak bir yere varılmamıştır!

Ülkeyi dört yandan mengeneye alarak, nereye kadar yürüyeceksiniz onu da anlamış değilim ve her gün prangalara yeni zincirler ekleyerek!

           Artık dünya her şeyi görüyor ve kim ne yapmış onu da biliyor; tabi biliyor da senin için önemli mi?

Yok, canım, asla!

Taliban da dünyayı takmadı ve güzel bir örnek olarak karşımızda duruyor!

Şimdi yanına yenileri lazım ve bizden daha iyi bir aday da yok..!

***************

HAFIZASI SİLİNEN BİR ÜLKE VE SIRTLANLARIN DANSI

 

Fetullah Gülen yapılanması öyle gökten zembille inmedi!

              Tam da Amerikan Başkanı Nixon’ un bizim gibi benzer ülkelerde “ ılımlı İslami ve dahasını büyütelim” raporuna denk gelir ve bu raporun kabül gördüğü yaşadıklarımızla doğru orantılıdır!

Bunun için birinci seçim cemaatlerdir ve onları büyütmek, desteklemek gerekiyordu! Elde ki malzeme buna o kadar müsaitti ki kimsenin çıkıp “ neler oluyor” demeye cesareti bile yoktu, çünkü eldeki argüman dindi ve dokunulmazdı!

             İlk iş olarak ağzı laf yapan ve İslami terimleri iyi bilen bir medeniyet cahilini buldular, bu kişi aslında “ Türk-İslam sentezciydi” tam da Amerika’nın aradığıydı!

               Sabırla büyüttüler ve en çokta darbe yaptırdıkları sadık çocuğu Evren döneminde büyüttüler!

Ona nasıl hareket edeceğini iyi ezberletmişlerdi ve o bunu kusursuz yaptı!

Ülkenin eğitim sistemi elindeydi ve kendi adamları çalınan sorularla her yere sızmış, amir, memur olmuşlardı!

             Sıra orduya gelmişti; oraya sızmak tere yapından kıl çekmek gibiydi! Başarılı subayları cemaatin güzel kızları ile tuzağa çektiler ve bunu yirmi beş yıl önce yazmıştım! Tabi bana bedeli de döndü; bir türlü öğretmenlikten, yönetici kadrolara çıkamadım ve çareyi kırk dört yaşımda emekli olmakta buldum!

             O subaylar, yığın halinde orduya sızdılar ve bunu ordunun en üst kademesi bal gibi biliyordu, tabi cemaatte onların özelini ve bir çok şeyini biliyordu!

Hal böyle olunca bir ülke yavaş, yavaş karanlığa yürüyordu!

            Şimdi eski Genel Kurmay Başkanı çıkmış bildiğimiz hikayelere devam ediyor; “ MİT bana liste vermemişte “ falan!

Beyefendi, kendini bu ağır sorumluluktan kurtaramazsın, en azından vicdanen!

            Listeyi vermedilerse neden ortalığı ayağa kaldırmadın, neden tehlikenin varlığından toplumu haberdar etmedin, en azından gerekçeleri ortaya koyarak neden istifa etmedin?

               Anlamıyorum; darbe teşebbüsünde Genel Kurmay Başkanı olan zat; bunu bilmiyorsa o makama kadar nasıl geldi ve temsil ettiği zincirden haberi yoksa neden orada tutuldu ve dahası yaka paça götürüleceksin, sonra da terfi ettirilerek savunma bakanı yapılacaksın!!

Bunlar yaşandı ve ülke şimdi cemaatlerle, mafyanın arenasına dönmüş!

Bir nevi sırtlan dansı ve dişlerinin arasında kanayıp duran bir halk!

Artık bir tek kişi var ve bir tek sözü her seferinde demokrasinin üstüne bir kara örtü örtüyor!

               Bu örtü artık zor kalkar ve yakında atladığımız belalara iyice bulanınca, ne demek istediğimizi daha iyi anlarız; çünkü dün bir üçlü görüşme vardı ve bunu okumamak için zır aptal olmak gerekir!

Artık bir tek kişi var ve bir tek sözü her seferinde demokrasinin üstüne bir kara örtü örtüyor!

               Bu örtü artık zor kalkar ve yakında atladığımız belalara iyice bulanınca, ne demek istediğimizi daha iyi anlarız; çünkü dün bir üçlü görüşme vardı ve bunu okumamak için zır aptal olmak gerekir!

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.