ALTIN
 2.439,70
DOLAR
 32,4504
STERLİN
40,7959
EURO
 34,8290

 

 

               Zaten temelini ırk olarak Türk, inanç olarak Sünni İslam’ın Hanefi mezhebine göre attığınız ve adına “ Cumhuriyet “ dediğiniz devlet anlayışı kafadan bölücüydü ve sonra herkesi kendinize benzetme çabasına girdiniz ki zamanla kendinizi de benzemez duruma düşürdünüz!

             Bu ülkede Aleviler vardı ve “ Alevi- İslam inancı “ diye uyduruk bir niteleme ile kuşa çevirdiniz, şimdi ne Alevi’ye benziyorlar, ne de Islama!

            Kısacası bedenen olsalar bile, ruhen yoklar; çünkü yüzden fazla parçaya bölünmüşler, sağ olun bunda emeğinizi inkâr eden külli kâfirdir!

             Kürt’ler Mezopotamya’nın yerleşik halkıdır, gün yüzü görmesinler diye dört parçaya böldüler ve şimdi her parçada şamar oğlanı gibi gelen vuruyor, giden vuruyor ve inadına “ biz ayrı devlet istemiyoruz” demelerine rağmen!

Bitti mi?

           Yok, canım, Kürt’leri Alevi, Sünni, Şafii olar akta böldünüz ve bu nedenle bakmayın hikâyelere hiç biri diğerini sevmez!

Ülkeyi, “ inanan, inanmayan “ diye öyle böldünüz ki şeytan bile kaçacak delik arıyor!

Sınava girmiş derece yapmış ama senin “ mülakat “ sınırlarından bir türlü geçmiyor!

          Kısacası liya katı sıradanlaştırmış, orta zekayla yol almaya çalışıyorsun, etme bu şekilde bırak uzaya gitmeyi, bunlara ayın çapını sor, en fazla bir portakalın tarifini yaparlar, gerisi hiç bir zaman gelmez!

             Eskiden Ordu da rakı içen içmeyen çeteleleri tutulurken, şimdi vaziyet nedir bilmiyorum, muhtemelen başka çeteleler tutuluyordur; olsun, ben en çok bir gün devran dönere inanan bir insanım!

Yani sizin böldüklerinizi saysam elde ülke kalmaz ama kimi inandıracağız?

               Çünkü akılları bölmemiş, toptan alıp taca atmışsınız, geride boş bir kafa tası, içine ne atsan ona inanıyor!

Vay zavallılar!

Bir masaya umut bağlamışlar ve bilmiyorlar ki bu ülkede hiç bir masa diğerine karşı değildir!

Çünkü “ söz konusu vatandır “ ve kırmızıçizgidir!

Üstelik bunu istediğin kadar işle kafatasının boşluğunu dolduramazsın!

Mesela yabancıların bu ülkeyi bölmek gibi bir derdinin olmadığını anlatamazsın!

Çünkü o hala tüm temizlik ürünlerini, makina sanayini dijital dünyayı Türk icadı sanıyor!

Eh geriye ne kaldı, patlıcan dolma!

O da dış güçlerin icadı!

****************

ZAFER

 

             Bilmiyorum, neden içimde her şeye muhalif olma ve herkesten çok ama çok farklı düşünmek gibi bir aykırılık var!

           Var, çünkü yaşadığım ülkedeki gerçekler hafızamdakini bir türlü silmiyor ve bir travma olarak orta yerde duruyor!

             Sonra kim ne derse desin, ben eşyanın son haline bakıyorum ve o eşya taşındığı yerde çürümüşse bana eşyaya dair hiç bir hikâye çekici gelmiyor!

Şak, şak ve yalan kültürü üzerine bina edilen boşluklar sürekli boş avazlarla dolduruluyor!

            Üstelik kimin avazı çok çıkıyorsa vatanın en büyük jandarması o, diğerleri jandarmanın atıştırmalık çerezleri!

             Herkes Osmanlı’nın yıkıldığı masalına inanır ve sanki çok şey değişmiş gibi “ Cumhuriyette, cumhuriyet “ der, oysa yüz yıllık bu hikâyede hiç bir cumhuriyetin izine rastlayamazsınız!

Tekçi, tipçi bir anlayışla cumhuriyet mıknatısın iki ayrı kutubu gibidir, asla bir araya gelmez!

              Osmanlı, matbaaya ve icatlara direnince üç kıtada toprak kaybetmedi, kovuldu ve o kıtaların yerleşik halkları devletlerini kurunca Osmanlı’ya yol gösterdiler! Tabi cetvelle çizilen sınırları kimlerin çizdiğini ve kimlerin onay verdiğini de bi zahmet tarihçiler söylesin!

              Mustafa Kemal, Osmanlı’nın borç ve mirasın devralmakla, tabana pusmuş gericiliğe göz yummakla zaten bir Osmanlı devamı olduğunu bağıra, bağıra söyledi!

                 Şimdi çıkıp burada bilindik teranelerle kafa ütüleyenlere yanıt vermeye zamanım zaten olmaz. Onlara sadece şunu söylemek istiyorum; bu nasıl bir cumhuriyet ve Zafer ki yıl olmuş iki bin yirmi iki ve insanlara çocuğunun kemikleri bir torbada teslim ediliyor ve dahası bir kadın vekilin annesinin ölmüş bedeni mezarından çıkarılıyor!

             Binlerce örnek var ve hepsine “ onu yapanlar devleti ve cumhuriyeti bağlamaz “diyeceksiniz

Bal gibi bağlar ve Cumhuriyet dediğiniz demokrasi ve hukukla eş kavramlardır!

             Onu yapanlar ellerini, kollarını sallayarak geziyorlarsa kusura bakma, arkasında cumhuriyet olmayan bir devlet var!

            İşte ben bu nedenle sonuçla ilgileniyorum ve göz önündeki tüm gerçekler ortadayken gel de görmeyenlere anlat!

                Üç kıtadan olmuşsun tamam; elinde cennet gibi bir toprak var ve buna da sürekli hançer sokup kanatıyorsun; çünkü senin kodlarında huzurlu yaşamak yok!

************

HAFIZA KAYIP DEĞİL.. YOK

 

Dün bir televizyon kanalına çıkmış sallıyor da sallıyor!

Kim?

Engin KOÇ!

Efendim; “ bu güne kadar var olan demokrasiyi yeniden inşa edeceklermiş!”

           Yani bu ülkede müthiş bir demokrasi varmış, AKP gelince yerle bir etmiş, beyefendi tuğlaları tozdan çekip yeniden bize tertemiz bir bina kuracakmış!

             Sizin yüz yıldır yüzdürdüğünüz kayığı AKP gemi yaptı, çünkü günahlarınız sığmadı, AKP de yenilerini ekledi, yoluna devam ediyor!

Bu ülkede köyler boşaltılırken ne AKP ne de demokrasi vardı!

              On yedi bin faili meçhul cinayetin zincirleme işlendiği dönemde şimdi ki masa ortağın Meral Akşener iç işleri bakanıydı!!

             Binlerce kayıp var ve hepinizin dönemine rastlamış, AKP de şimdi “ çocuğum nerede “ diyen annelere “ al sana çocuğun “ diyerek tepelerine cop indiriyor!

            Sen demokrasiyi inşa etmeden önce dün torbayla çocuğunun kemiklerini taşıyan babanın acısından bahset!

            Yüreği buna yetmeyenin bize demokrasi masalları anlatması “ daha beterine hazır olun” demektir!

           Peker’in iddiaları var ve diyor ki “ şimdiden hepsini söylesem balık hafızalılar çabuk unutur, en iyisi son iki ay kala...”

          Yahu Reis, son iki ay da  biz ismimizi bile unuturuz, gel sen bunu son bir haftaya çek, kim bilir belki!

Dün öğretmenlere de iyi bir demokrasi dersi verildi!

Sanki ülkede eğitime dair sorunlar varmış gibi çıkıp bağırıyorlar!

             Gidin oturun; şimdi size rütbe verecekler “ baş öğretmen, uzman öğretmen, paşa öğretmen, çavuş öğretmen...”

Sıralamaya girmeyene de “ dandik “ öğretmen diyecekler..!

            Hal böyle olunca karpuz seçer gibi öğretmen seçilecek ve çocuklar ranta kurban gidecek, veliler sömürülecek, dandik öğretmene artık kimse kızını bile vermeyecek!

Ya, Koç Enginim!

Her duvara tos vurmak kolay!

            Kusura bakma hafızam konusunda asla tartışmaya girmem ve hepiniz aynı yumurtanın ikizisiniz; üstelik tek yumurta ikizi..!

**************

“…………herkes istediği gibi konuşur ama sonrasını kendisi bilir!”

 

            İdi Âmin’e gazeteci sorar; “ senin ülkende ifade özgürlüğü yok “ diyorlar, bu konuda ki düşünceleriniz nedir?

             Diktatör yanıt verir “ yok öyle bir şey, herkes istediği gibi konuşur ama sonrasını kendisi bilir!”

Gülşen kendine ait tarzı ve müziği olan bir insan, şahsen hiç dinlemedim ve yaptığı müzik tarzım olmasa da saygı duymak insani bir erdemdir!

              Bu insan, konserleri iptal edilen, canı yanmış bir hedef tahtası haline getirildi. Belki de bundandır yaptığı konuşmayı genellemesi!

              Kaldı ki genelleme de yok, ve bir kitle örtüşmesi çağrışım yapınca “ vay sen nasıl söylersin bunu, atın içeri!”

Attılar!

Aslında hepimiz içerdeyiz farkında değiliz!

                Ekmeğinden edilen binlerce KHK mağduru aç mide ile içerde ve sanırım onların içeride olduğu bir tek kendileri biliyor, tuzu kuru hiç birimiz bilmiyoruz ve üstelik çoğu kere de “ rahat dursalardı “ diye de kendi yok kimliğimiz üzerinden bu insanları bir kaç adım daha da öteye savuruyoruz!

              İşi elinden alınmış ve çoban olmak istese bile temiz kağıdı isteniyor, ne yapsın, iş dönüp dolaşıyor peynir, çökelek bal satmaya..!

Dün okudum; arkadaşıma ve birçok arkadaşıma ret gelmiş!

              Çoğunu tanırım; mesela Zühal hiç rahat durmazdı, kırmadığı cam, yakmadığı lastik, kışkırtmadığı gariban kalmadı ve duyduğuma göre hatırı sayılır paraları da zimmetine geçirmişti; üstelik temsil ettiği sendikada üyeleri insan gibi yaşamasın diye de elinden geleni ardına koymuyordu!

Red gelmiş; oh olmuş, şimdi bal sat ki aklın başına gelsin; yoksa uslanacağın yoktu!

            Yılmaz Yıldız da öyle; üstelik hiç rahat durmadı benim gibi kalem ishaline tutulmuş,durmadan yazıyor!

               Bekle ki dönesin; bence sen taş köprü sarımsağı sat, üstelik mevsim hıyarın bol olduğu zamandır ki, hangi hıyara laf etsen, cacık yapıp sarımsak katmamışsan anında sana dikiliyor!

Tüm bunlara rağmen CHP Gülşen konusuna açıklık getirdi!

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.