ALTIN
 2.510,03
DOLAR
 32,5947
STERLİN
40,4574
EURO
 34,8297

 

 

Dünya sefalet endeksinde Türkiye, “en sefil” ülke olarak belirlendi…

Ekonomik tüm verilere bakarsanız Türkiye, dünyanın en geride kalan ülkesi konumuna geldi…

GSMH ve fert başına düşen pay 2000’li yılların öncesinden de kötü…

60 milyon yurttaş yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşıyor.

Nüfusun yüzde1’i yani 840 bin kişi GSMH nin yüzde 54’ünü alıyor.

Geri kalan 83,2 milyon kişi ise yüzde 46’sını paylaşıyor!

Bu yüzde 46 içinde okulun tebeşiri, hastanenin neşteri de dahil.

Yani yurttaşlar için yapılan tüm harcamalar…

Adaletsizliğe bakın!

***

Ekonomi çöktü.

Bütçe yapma hakkı yurttaşın vekillerinin elinden alındı.

           Göstermelik olarak TBMM, bütçeyi görüşüyor ama “vergiler nereye gitti? Kime ne kadar peşkeş çekildi? “diye sorgulama, bütçe kalemlerini değiştirme, harcamaları kontrol etme yetkisi yok.

Milletvekilleri, millete karşı sorumlu ama yetkisiz!

Hayat pahalığı had safhada.

Ve yurttaşlar, yaşamlarına müdahale ettiği için siyasal İslamcılara müthiş öfkeli!

***

Neredeyse yargıç ve savcıların yaklaşık yarısından fazlası iktidar partisine doğrudan bağlı. Yargı AKP’li!

Dolayısıyla hak, hukuk adalet dağıtılamıyor.

Toplumun yüzde 82’si yargıya güvenmiyor!

Kısaca ülkede can ve mal güvenliği kalmadı!

***

Yasama organı olan TBMM, partili cumhurbaşkanını denetleyemiyor!

Daha da vahimi frenleyemiyor!

 

            Yasalar Saray’dan gönderiliyor. İktidar milletvekilleri bilmeden, aslında, bilmeye gerek de duymadan elini kaldırıp onaylıyor!

           Muhalefet milletvekillerinin bir tek araştırma önergesi ve yasa teklifi ya gündeme alınmıyor ya da görüşülmeden reddediliyor!

***

Yürütme tek kişinin elinde…

Devletin tüm kurum ve kuruluşları değiştirildi!

Devleti aslında milyonlarca kamu görevlisi değil, saraydaki bir avuç liyakatsiz partizan yönetiyor!

Sözde bakanlar partili cumhurbaşkanı talimatıyla yetkililer ama sorumlu değiller.

Karar ve denetim cumhurbaşkanında!

Dolayısıyla devlet çağdaş ve evrensel bir aygıt olmaktan çıktı!

***

             Bu ucube sistemin müellifi AKP Genel Başkanı Erdoğan, laik demokratik sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin yerine, yeni ve geri bir ülke kurma peşinde!

           Laikliğin ortadan kaldırıldığı, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne inanan, sosyal devlet yapısının yok edilerek, zorlama ılımlı İslam devleti kurulmaya çalışılıyor!

           2023’te yapılacak seçimde yurttaşlar bir tercih yapacaklar, ya cahiliye dönemine gidip kul olacaklar, çadırda yaşayıp peçe takacaklar, ya da çağın getirdiği tüm olanaklardan yararlanan modern yaşamı seçecekler!

***

              Daha bugünden bölücülüğü ayyuka çıkan, toplumu ırk ve inançları üzerinden ayıran AKP’yle, yeniden kötü bir macera yaşamamak için bu seçimde çok dikkatli olunmalıdır!

             AKP’nin yarattığı karanlığı, toplumun kararlı ve aydınlık gücünün yıkması gerekir! Yani, aydınlıkla karanlığın seçiminde gelecek aydınlığın olmalıdır!

***

              AKP zamanında; Kürtler dışlamış, adeta varlıkları inkâr edilmiş, nefret ve kin duyguları tahrik edilerek, çoğunluğun baskısı altında bırakılmıştır!

HDP Genel Başkanı Selahattin Demir taş yıllardır tutukludur!

Seçilen HDP ’li Belediye Başkanları görevden alınmıştır!

Kürtlerin varlığı inkâr edilmektedir.

            Oysa Ülkemizin değerli aydınlarından biri olan ve KÜRTLER konusunda derin analizler yapan Dr. Naci Kutlay ’ın ” 21. Yüzyıla Girerken Kürtler” adlı eserini okursanız, Kürtlerin Anadolu’nun kadim toplumu olduğunu göreceksiniz…

AKP, Alevileri de dışlıyor!

İnanç ve ibadetlerine karışıyor…

Cem evini İbadethane olarak görmüyor! Cümbüş yeri olarak niteliyor!

Adeta varlıklarını aşağılıyor!

            AKP, aydınları devrimcileri, Atatürkçüleri, düşünen, sorgulayan, konuşan tartışan herkesi yok etmek istiyor!

***

            Yaratılan vahşeti değiştirmek için 6’lı Masa; Sosyalist Güç Birliği, Emek ve Özgürlük İttifakı ile mutlaka laiklik, demokrasi, hak ve özgürlükler noktasında bir araya gelmelidir!

            Her türlü tuzağı kurabilen, en etik dışı oyunları ahlaksızca oynayabilen AKP’nin karşısına birlikte çıkmalılar!

***

İki konuda taviz vermeden kararlı durmaları, çağdaş Türkiye için yaşamsal önem taşımaktadır!

            •Anayasa’nın 101. maddesi, bir kişinin 2’den fazla cumhurbaşkanlığı yapamayacağını kesinlikle yazıyor. Buna göre Erdoğan, 18 Haziran 2023 olağan seçiminde aday olamaz!

            “Çıksın karşıma!” demek, ona payanda olmak demektir, bu da anayasayı çiğnemek, halkı oyalamak ve çağdaşlığa ihanet anlamına gelir!

           •6 Nisan sonrasındaki erken seçim için TBMM’nin kendini feshetmesine kesinlikle oy vermeyeceklerini halka açıklamalılar.

            •Kimin aday olacağı önemli değildir! Önemli olan ekonomik çöküşten ve bu ucube sistemden sonra çağdaş, laik ve demokratik Cumhuriyet’in nasıl kurulacağı ve sandıkların güvenliğinin nasıl sağlanacağının güvencesini halka vermektir!

Türkiye’nin geleceği, muhalefetin kararlı, cesur ve doğru politikalarıyla belirlenecektir!

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.