ALTIN
 3.042,49
DOLAR
 35,5025
STERLİN
43,1833
EURO
 36,2485

 

Bugün 6 Mayıs, ölümsüzlerin günü…

6 MayısDeniz GezmişYusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edildikleri gündür.

Onlar, geleceğe ışık tutan gençlerdi. 68 Kuşağının bu yiğit insanları, tam Bağımsız Türkiye’nin var olması için halkın devrimcilik ilkesiyle yol yürüdüler. “Emek sömürüsüne son” dediler. “Ezen ve ezilenin olmadığı bir ülkede yaşamak istediklerini” haykırdılar. “Eşitlik ve barış” için mücadele ettiler. 12 Mart Darbesi’nin faşist anlayışı, Türkiye’nin laik demokratik sosyal, hukuk devleti olmasını isteyenlere, üreten ve adil paylaşımdan yana olanlara karşı, kanlı saldırlar düzenlemişti. Çok acılar yaşandı. İşkence, zülüm ve faili belli cinayetler işlendi. Toplu katliamlar yapıldı. İdamlara karar verildi. Devrimcilere düşman olanlar, onları öldürdüklerini zannettiler. Oysa haklı eylemleri, ilerici düşünceleri, milletin aklından ve kalbiden silinmedi. 3 Fidan bugün hala taptaze yaşıyor.

∗∗∗

Günümüz gençleri, ” teokratik otokrasinin” demokrasiyi askıya alarak,  hak ve özgürlüklerini yok eden, yaşam biçimlerini değiştiren baskıcı politikası karşısında, “tam Bağımsız Türkiye” diyen büyüklerinin mücadelesini geç de olsa anladılar. 68 ve 78 Kuşağı devrimcilerinin hedefledikleri aydınlık Türkiye’ye bugün hala ulaşılamadı. Çünkü ülke yaklaşık 7o yıldır, kapitalizme uşaklık yapan sağ partilerle yönetiliyor. Şimdiyse “siyasal İslamcılar” gerçek Müslümanların yok edilmesi için , emperyalistlerle işbirlikçi oldular.

Geçtiğimiz hafta ülkemiz 2 değerini kaybetti. Pazar günü İstanbul AKM’de yapılan törenle, Sırrı Süreyya Önder kalplerimizdeki sonsuzluğa yolculandı. Önder, sinema yönetmeni, senarist, yapımcı, oyuncu, gazeteci ve siyasetçi olarak yaşamı süresince büyük başarılara imza attı. DEM Parti İstanbul Milletvekilliği ve TBMM Başkanvekilliği yaptığı son döneminde, “Bahçeli’nin el sıkmasıyla” başlayan Barış sürecinde gösterdiği önemli ve olumlu katkısıyla herkesin takdirini kazandı.

O adeta bir barış güverciniydi.

Dosttu, yoldaştı, sağduyulu ve çalışkandı. Kalbi sevgi ve iyilik doluydu. Yüzündeki tebessüm, herkesle barışık olduğunun göstergesiydi. Kıvrak zekâsı, insanları mutlu eden ve gülerken düşündüren mizahının temel nedeniydi.

Sanatçı ve siyasetçi kişiliyle, doğa ve insanın gerçeklerini gözlemleyen bir yeteneğe sahipti.

Türk/ Kürt kardeşliğine inanan, barışın oluşması için canını veren büyük bir insanı kaybettik.

Mekânının cennet olacağını biliyorum. Bundan böyle “barışın gerçek Sırrı olarak” tarihe geçecek.

∗∗∗

Bir gün arayla çok önemli bir değerimiz, dostum demekten büyük onur duyduğum halk ozanı Yavuz Top’u yitirdik. Yavuz son dönem saz ustalarının en önde geleniydi. Engin kültüre sahip gerçek bir düşünürdü.

Devrimci ve halkçı duruşundan taviz vermezdi. Çaldığı, seslendirdiği ya da derlediği tüm türkülerin hikayesinde insan, barış, sevgi vardı. Kalbinde kin ve nefreti yaşatmayan değerli bir sanatçıydı.

Sesi ve sazıyla ülkemize ve halkımıza katkı sunma telaşıyla gösterdiği heyecanı unutmak mümkün değil.

Halk ezgilerimizi Senfonik Orkestra eşliğinde dünyaya ilk tanıtan büyük bir yetenekti. Yavuz Top’la sıkça konuşur, dertleşirdik. Dost canlısıydı. Bir dostumu kaybetmenin acısını yaşıyorum. Işıklar içinde uyusun!

∗∗∗

AKP iktidarının Türkiye’yi taşıdığı noktaya değinmeden geçmek mümkün değil. Pazar günü Sırrı Süreyya Önder’in tören çıkışında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yapılan alçakça saldırının tevili yoktur. Çocuklarını katleden  bir cani olan saldırgan Selçuk Tengioğlu, “Osmanlı çocuğuyum. CHP gençleri meydana çağırıyor.” diyerek saldırı nedenini açıklamış. Çocuklarını öldüren birinin gençleri düşünmesi kadar uydurma bir gerekçe olamaz. Bu açıklamalar müptezellik değil, öğretilmiş bir provokasyonun itirafıdır.

Koltuk hırsıyla ülkeyi bölen bir zihniyetle ne kadar barış konuşulur? Bunu önümüzdeki zaman belli edecek. Tüm farklılıkların ortak noktası olan ve barış uğruna yaşamını hiçe sayan  Sırrı Süreyya’nın cenaze töreni çıkışında CHP genel Başkanı Özgür Özel’e yapılan  saldırının iktidar sözcülerince “basit tweetlerle geçiştirme çabaları” acizlik ve tam bir skandaldır. Kişi belli. Peki Arkasındakiler kim? Aynı oyunlar önceki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na da yapıldı. Çubuk’taki linç girişimi, cenaze törenlerindeki sözlü saldırılar ve camii avlusunda önüne atılan mermili eylemler. CHP ve demokrasi hedef midir? Azmettiren kimdir?

İktidar, bu işlerin içinde değilse(!) failleri ve arkasındaki gücü bulmak zorundadır. Aynı gün İYİP Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş’ın, Babası Alpaslan Türkeş’in kabrini ziyareti sırasında şoför ve danışmanına saldırılması da mı tesadüftür?

∗∗∗

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC gezisi sonrası, dostum önceki Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’la görüştüm. İşçi ve halkın Erdoğan’a gösterdiği tepkinin nedenini sordum. Bilmediğimiz çok şey anlattı. Dikkatimi çeken, basında 5,5 milyar TL’ye çıkan KKTC’deki sarayın, ruhsat, imar ve diğer bürokratik izinlerinin alınmadan yapıldığı, yani “kaçak yapı” olduğu iddialarını anlatması. Demek ki, Beştepe’de olduğu gibi huylu huyundan vazgeçmiyor.

Şimdi KKTC’ye de el atılmış!

Bu düzen böyle devem etmemeli.

Sandık hemen halkın önüne getirilmeli!

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.