ALTIN
 4.297,56
DOLAR
 39,7257
STERLİN
53,5046
EURO
 45,8826
reklam

Ülkem, nereden nereye ?

 

Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, hiç düşündünüz mü AKP iktidarı öncesi yani sizlerden önce nasıl bir ülkeydi Türkiye?

İşte o Türkiye;

Tüm komşuları ile barış içinde yaşayan,

Geleceğe yönelik kuşkuları olmayan,

Dili, dini, rengi, etnik kökeni ne olursa olsun kardeşçe yaşadığımız,

Adliye saraylarındaki adaletten hiç kuşku duyulmayan,

Sınav sorularının çalınmadığı,

Senden benden ayırımının yapılmadığı,

Tarımda kendine yeten sayılı ülkeler arasında olan,

Turizm gelirlerinin ekonomiye büyük katkısının olduğu,

Sanayi ürünlerinin büyük miktarının AB ülkelerine satıldığı,

PKK’nın bitme noktasına geldiği,

Tüm okulların MEB denetiminde olduğu ( Tarikat ve Cemaatlerin okul önlerinden geçemediği),

Kozmik odaya girilemediği,

Milyonlarca ABD ajanı Afganlıların içimizde barınmadığı,

Emekli ikramiyesi ile araba ve ev alınabilen bir ülkeydi TÜRKİYE.!!

Değerli Okurlar, bu iktidar, ekonomistlerin açıkladığına göre iktidara geldiklerinden bu güne 3 trilyon 284 milyar 875 milyon verginin toplandığı bu ülkede, bir bakan “ Allah’a şükürler olsun emekli maaşını zamanında ödedik” diyerek ekonomik olarak ülkenin hangi noktaya geldiğini adeta tanımlıyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Vedat Işıkhan, diyor ki ” Allah’a binlerce şükür, emekliler aylıklarını zamanında alabiliyorlar. 25 yıl prim ödeyen bir vatandaşımıza 30 veya daha fazla emekli aylığı, ölümünden sonra çocuklarına da emekli aylığı veriyoruz” diyor.

Sayın Bakan, emekli 25 yıl prim yatırıyor. Kimse cebinden bu parayı vermiyor. Emekli ne için prim ödüyor, emekli olduğunda insanca yaşamını devam ettirebilecek bir emekli maaşı alabilmek için. AKP iktidarından önce hiçbir emekli, yokluk ve yoksulluk çekmediği gibi bir araba ve başını sokacağı bir ev de alabiliyordu. Bugün tüm emekliler yokluk ve yoksulluk içinde kıvranıyorlar. Emekliler, ülke tarihinde böyle yokluk ve yoksulluk çekmemişti.

Emekli size deseki Sayın Bakan,

iki yıl vekillik yapıp emeklilik hakkı kazanan, bu yoksullukta halkın adeta dişlerini söküyorsunuz ama bizim seçerek TBMM’ye gönderdiğimiz Milletvekillerinin 12 diş implantını,

tüm aile bireylerinin ÖZEL HASTANELERDEKİ tedavi paralarını karşılıyor hatta

TBMM lokantalarında yediğiniz ucuz yemeklere katkıyı yine garibablar yapıyor.

Çorba 23 TL

Cacık 15 TL

Zeytinyağlı Enginar 82 TL

Etli yemekler 100 TL

Döner 290 TL

Halkla ilişkiler binasındaki Kafeterya’da

Karışık Piza 200 TL

Patates kızartma 50 TL

Kaşarlı Tost 80 TL

Bahçe Restoran

Döner 290 TL

Tavuk 150 TL

Pideler 225 TL ( Son yapılan %55’lik zamlı tarifedir). Allah’a binlerce şükür emekli aylıklarını zamanında ödüyoruz durumuna geldik derken ne anlatmak istiyorsunuz?

Bir Bakan, Allah’a şükürler olsun emekli maaaşlarını zamanında ödedik diyerek konuşuyorsa, vatandaş eyvah ülke ekonomisi gelecekte maaşları ödeyemez diye düşünürse haksız mı? Bu ülke nasıl ve ne için bu durumlara düştü diye hiç düşündüğünüz oldu mu?

Değerli Okurlar, içinde bulunduğumuz durumla bire bir örtüşen bir Sendromu sizlerle paylaşıyorum.

ESTONYA FERİBOTU SENDROMU

Almanya'da inşa edilen Estonya Feribotu 1994'de kıyıya yakın bir yerde su alıp yan yatarak battı. 852 yolcu öldü, 137 kişi bu kazadan kurtuldu.

Ölenlerin %98’i çok iyi yüzme biliyordu.

Peki bu 852 yolcu nasıl öldü?

Feribot 28 Eylül gece 00.30’da sert dalgalar nedeniyle su almaya başladı. Su miktarının artmasıyla tahliye işlemi hemen başlatıldı. Ancak 987 yolcudan sadece 137’si feribotu terk ettiler ve kurtuldular.

Geri kalan 852 yolcu ise gemi kaptanının:

“Sayın Yolcularımız, lütfen panik yapmayın; dünyanın en güçlü feribotundasınız” sözlerine kanarak su boşaltma işlemini merakla izlemeye başladılar.

Saatler ilerledikçe feribot daha da yan yattı ama 852 yolcu izlemeye devam etti.

Saatler 01.50’de Estonya Feribotu tamamen sulara gömüldü.

852 yolcunun Feribotun su aldığını ve yan yatmaya başladığını görmelerine rağmen son saniyeye kadar izlemeleri psikoloji kitaplarında “Estonya Feribotu Sendromu” olarak yer almıştır. O insanların davranış şekillerine psikoloji bilimi mantıklı bir açıklama getirememiştir.

Tam da şu günlerde Türkiye’de de "Estonya Feribotu Sendromu" yaşanıyor.

-"Sayın yolcularımız, lütfen panik yapmayın!..

Evet fiyatlar yükseliyor, evet ekonomideki kriz derinleşiyor, evet işsizlik yükseliyor, evet milyonlarca kalitesiz terörist Türk düşmanı göçmen işgali, istilası altındayız,

evet fakirlik yaygınlaşıyor, halkın %70 i AÇ. Ama feribotun kaptanına güveniniz, bizi izlemeye devam ediniz!"....Diyorlar hala.….alıntı

SON SÖZ:

Japonya’da vatandaş, nasıl devletime ve vatanıma hizmet ederim diye kafa yorar ; Japon devleti nasıl vatandaşımın güvenini korurum diye kafa yorar.

Ortadoğu’da vatandaş, nasıl devleti ve başkalarını dolandırırım diye kafa yorar.

Devlet, vatandaşı nasıl söğüşlerim diye kafa yorar.

ANOOSHİRVAN MİANDJİ

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.