ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

Türkiye’de başlayan barış süreci son yıllarda ki Türkiye’nin yaşadığı en sakin aylar yıllar olarak tarihimize geçmişti.

Türkiye o yıllarda barış ve kardeşliği en üst düzeyde yaşamış ülkemizin hiçbir iline ilçesine köyüne kasabasına ay yıldızlı bayrağa sarılı şehit cenazesi gitmemiş hiçbir genç ölmemiş analar babalar bacılar eşler çocuklar ağlamamıştı

Bu durumda Türkiye’de yaşayan bütün halklar inançlar mezhepler etnik yapılar haddinden fazla memnundu.

Bu nedenle tüm Türkiye de ki bütün kurum ve kuruluşlar sivil toplum örgütleri bu süreçte doğal olarak ve haklı olarak destek verdiler.

Malatya da ki sivil toplum örgütleri Alevi’siyle, Sünni’siyle, Kürt’üyle, Türk’üyle, gayri Müslüm’üyle Ateist İ ile dindarı ile dedesi ile Malatya da ki yaklaşık olarak tüm sivil toplum örgütleri yarı resmi sivil toplum örgütleri ( TSO, ESOB ) ile birlikte imzalar toplayarak o gün devam eden barış sürecini desteklemiştik.

Ben de Çağdaş gazeteciler derneği Malatya şubesi olarak çok isteyerek canı gönülden destekleyerek imzalamıştım.

Barış sürecine destek için İlk imza töreni 06 – 03 – 2013 tarihinde 144 imza ile gerçekleşti.

İkinci barışa ve kardeşliğe çağrımızı 116 imza ile destek yine Viraj da bulunan kongre kültür merkezi önünde ki merdivenlere sıralanarak her kes en önde olmak için birbiri ile yarışırcasına fotoğraflar çektirdik imzalar atıldı basına ve kamuoyuna bu doğru ve olması gereken eylem gerçekleşti.

Kısaca Tüm Türkiye de ki sivil toplum örgütleri siyasi partiler ve halkımızın çok büyük bölümü Türkiye de barışın yerleşmesi için tek vücut oldular ve tek ses olarak barış barış barış diyerek seslerini en yüksek perdede seslendirdiler.

Ancak ne olduysa son 7 Haziran seçimleri sürecinde “ biz seni başkan yapmayacağız “ söyleminden sonra oldu.

Dolmabahçe de ki AKP li iki bakan bir gurup başkan vekili ve HDP li milletvekillerinin on maddelik barış sürecini pekiştiren görüşmeden sonra nasıl ki iktidar kanadı Erdoğan’ın da desteği ile Dolmabahçe de kurulan barış süreci masasının yıkılması ile birlikte ortalık karıştı.

Böyle bir durumda daha sağlıklı sağ duyulu düşünmesi gereken ülkenin geleceği ve bu ülkede yaşayan tüm halkların geleceği için bütün siyasiler sivil toplum örgütleri barışın devamı için ülkenin var olan huzurunun bozulmaması için anaları ağlamaması için daha önce verdikleri imzanın imzaların arkasında durarak barışın yerleşmesi için katkı sunmaya devam etmeleri gerekirken derin bir sessizlikte kaldınız sonraları da şu an savaş tan yana barışı köstekleyen açıklamalar yapıyorlar.

O kadar ileri gidiliyor ki çoğu belki orta ya da ilkokul mezunu belki lise ya da yüksek okul mezunu bile olsalar Muhtarlarımız 1128 aydın akademisyenin karanlık olduklarını söyleyecek kadar yollarını şaşırmış şaşkın gibi açıklamaları dinledik.

7 Hazirana gelen genel seçim sürecinden önce her türlü barış ve kardeşlik vurguları yapan ülkenin barışa ihtiyacı olduğunu söyleyen tüm siyasiler tüm sivil toplum örgütleri sanki başka bir aşı yapılmış gibi hepsi hep beraber koro halinde tempo tutarak yapılmaya başlanan katliamlara yapılan her türlü zulüme seyirci oldular. Daha sonra da bunu yapan iktidarı haklı göstermeye çalıştılar çalışıyorlar.

Peki sormak lazım çok değerli sivil toplum örgüt temsilcileri ne oldu ? ne değişti?

Bir hesapta çok şey değişti çünkü bizim imzalarımızın tam tersi barış değil 7 Hazirandan sonra kirli bir savaş başladı. Yani doğu ve güney doğuda özellikle HDP ne en çok oy çıkan yerler yerle bir edildi. Yüzlerce polis, asker, genç, sivil ve çocuklar kadınlar öldü öldürüldü halen öldürülüyorlar.

Çok değerli sivil toplum örgütü başkan ve üyeleri bizler kimse ölmesin barış süreci daha da sağlamlaştırılarak Dolmabahçe de ki 10 maddenin de içerisinde olacağı çalışmalar kabul edilerek ya da daha başka bir şekilde de olsa barışı devamlı kılacak antlaşmalar ve çalışmalar yapılsın çocuklar askerler polisler gençler ölmesin diye bu imzaları vermedik mi? Verdik

Peki, ne oldu? Bu gün Türkiye Iraktan farksız Suriye’den farksız Beyrut! tan farksız…

Cizre de Silopi de Sur da 40 – 50 gündür sokağa çıkma yasağı var ve o gün bu gün orada yaşayan vatandaşlarımız top tüfek bombalarla yatıp kalkıyorlar. Hoş yatıyorlar mı yatabiliyorlar mı o da belli değil. Ne yiyiyor ne içiyorlar belli değil zaten bu sıkıntılar yüzünde sade bu üç bölgede 200 binden fazla insan göç etmişler. Göç etmişte ne yapmışlar eş dost akrabası olanlar onların yanına sığınmış diğerleri yine aç susuz ve perişan halde olduklarını duyuyoruz.

Peki, hiç kendimize soruyor muyuz bütün bunlar neden? Neden bu bölge bu zulüme layık görülüyor?

Yani bütün bu katliamlar cinayetler neden?

Bu soruları bir kendi kendinize sorun empati yapın ve düşünün derim.

Doğuda ve güney doğuda vurulan öldürülen gencecik asker ve polislerimiz memleketlerinde defnedilirken orada bir slogan var hepiniz hepimiz artık aşina olduk.

“ Şehitler Ölmez vatan bölünmez “ Normal bir savaş sürecinde amenna derim.

Bu gün genç yaşta görevi başında vurulan gençlerimiz sade ve tertemiz duygular ile ölüyor öldürülüyor hepsine de minnettarız saygıyla da eğiliyoruz eğiliyorum.

Ancak evet bu şehitler ölüyor ama vatanın bölündüğü filan yok bölmek isteyen kimse de yok. Yaklaşık 30 – 35 yıldır bu ülkede kirli bir savaş var ama bu güne kadar bu ülkede 30 – 35 cm lik bile bir bölünme parçalanma olmadı ancak 30 – 35  binden fazla  insanlarımızı gençleri toprağa verdik beyler.

O şehitlerin sivil vatandaşların çocukların kadınların acısı hepimizin ciğerini yakıyor yakmaya devam ediyor.

Ne yapmak lazım?

Öncelikle bu kirli savaşı bir an önce en kısa sürede durdurmak ve barışa evirilmesini sağlamamız lazım.

Bunun içinde hiçbir siyasi düşünce taşımadan hiçbir kişiye tabii olmadan Malatya da ki sivil toplum kurumları olarak siyasi partiler ve tüm halkımızla birlikte gelin 2013 yılında becerdiğimiz barışa destek şiarımızı Malatya da başlatalım ve Malatya bir ilke daha imza atsın.

Türkiye Cumhuriyeti ülkesi derya denizdir. Yer altı yer üstü zenginlikleri ile Dünya nın sayılır ülkelerinden biridir. Doksan yıldır yediler yediler bitmedi bitmezde.

İşte Bu ülke hepimizin hepimize de yeter. Kürt , Türk , Alevi , Sünni laz Çerkez Arap, gayri Müslim hepimiz ademden gelen insanız hepimiz dostuz

 Gelin canlar bir olalım zalime karşı duralım bu güzelim ülkemizde Türkiye’mizde barış içerisinde çocuklar da dahil hiç kimse ölmeden herkesin eşit vatandaş olduğu dilini dinini kültürünü kendine göre yaşadığı herkesin birbirini hoş gördüğü kabul ettiği bu vatan topraklarında bölünmeden parçalanmadan tam bir bütünlük içerisinde bu bayrak altında dostça yaşamanın yollarını bulalım kuralım ve hep beraber bu yolda yürüyelim derim

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.