'Kirli bir ırmaktır insan, temizlenip arınması için okyanus olmalıdır'
Bu sözün sahibine kafa tutacak kadar kirli bir ırmağa dönenlerin hiç bir zaman okyanus olma şansı yoktur.
Çünkü onlar insani algılarını çoktan yitirmiş ve battıkları kirlilikten oluşan nehirlerde bırakın okyanusa ulaşmak,ilk güneşte kuruyup pis bir bataklığa dönüşeceklerini çok iyi biliyorlar..
O nedenle ne kadar güzellik varsa daha çok kirletmek ve kirlilikten bir dünya yaratmak gibi bir anlamsızlıkla iç içe yüzüyorlar..
İnsanı çizgi üstü ve altı olarak gören Zerdüşt felsefesinin asıl amacı çizginin üstünü yakalayabilmek ve orada insan olabilmektir.
Çizginin altın da kaldığınız sürece kirli bir nehir olduğunuzu söyler Zerdüşt.
Çizginin üstü ise 'okyanus' dediği temiz insandır..
Şimdi bakıyorum da insana dair ne kadar güzellik varsa çizginin altındakilerin kirli dünyalarına hapis olmuş durumda..
Algıları değiştirilmiş bir topluma bunları yutturmanın ne kadar kolay olduğunu bilenler,sürekli iyi olanı kötüleyerek kendilerine bir basamak oluştururlar,oluşturuyorlar da..
Sizi bir inancın mensubu olmak ya da olmamak çizginin üstüne taşımaz..
İnsani değerler taşımanız ve her insana saygı ölçüsünde kabul edilebilir olmanız sizi üst çizgiye taşıyacak erdemli yoldur..Bu yol oldukça zor ve meşakkatlidir..Ulaşmak erdem ister,bilgi ister,sevgi ister,hoş görü ister..İster de ister..
Üç bin yıllık bir öğretiye kafa tutmak akıl fukaralığından öte,bilimsel var oluşa karşı bir acizliğin hikayesidir..
Bu acizliğin içerisin de olanlar hiç bir zaman arınmadan bulundukları kirli nehirlerde yitip gideceklerdir.Tarih, örnekleri ile tescillidir..
Bir kez daha şahit olmak dileğiyle...insan olalım,insanca,insan kalalım..
