ALTIN
 2.510,03
DOLAR
 32,5947
STERLİN
40,4574
EURO
 34,8297

Cem Alevilerin toplu halde yaptıkları ibadetin adıdır.

“ Kavram olarak Cem Arapça bir kelime olup toplanma, birikme, bir araya gelme manasına gelmektedir. Cem’in kaynağı Kırklar Cem’idir. Cem ibadetini diğer inançlardaki ibadetlerden farklı kılan en önemli unsur; Cem de bulunanların ayni zamanda toplumda hesap vermekle yükümlü olmalarıdır. Cem de bulunalar bir birlerinden Razı Olmak zorundalar. Cem de bulunan bir kişi başka bir kişiye dargınsa, bu iki kişinin dargınlıkları giderilmeden, barışmaları sağlanmadan Cem’e başlanmaz. Alevilerin toplu anlamda temel ibadeti olan Cem, bir DEDE´nin gözetiminde, önderliğinde yerine getirilir.

Cem ibadetine katil, hırsız, yolsuz, düşkün kimseler giremez.”

 

Alevi bir vatandaş olarak ilk defa tam olarak bir cem ibadetine Cumartesi günü Dilek mahallemizde oturan Engüzeklilerin kendi imkânları ile ve en güzel şekli ile yapmış oldukları “ CEM EVİNDE “ katıldım ve gerçekten çok etkilendim.

Bu güne kadar neden niçin bu tür ibadetlere katılmadığımı belki soranlar olacak. Evet, benim için bir mazeret uydurmak belki kolay olur ancak gerçeğini söylemek gerekirse benim yetiştiğim çocukluk yıllarımda köylerde bir oda da cem yapılırdı ancak korka korka köyün dört bucağına bekçiler nöbetçiler konularak yapılırdı. Çünkü o zamanlarda bırakın CEM yapmayı aleviyim demek cesaret isteyen bir iş idi.

Aleviler taaa Hz Hüseyin döneminden başlayarak katliamlara yavuzla kuyucu muratla devam etmiş sözde Cumhuriyet döneminde dersim katliamı arkasında Malatya, Maraş, Gazi, Çorum, Sivas katliamları ile devam etmiş.

O günlerden bu güne korku imparatorluğu asimilasyon devam etmiş ettirilmiş bu günlere gelmişiz bu gün bile halen CEM evleri yasal statü kazanmamış kazandırılmamış.

İşte bu korku imparatorluğunun yaptığı tahribatlar asimilasyon politikaları 70 li yıllarda bazı sözüm ona milliyetçi Türk – İslam teröristlerinin saldırganlıkları Türkiye de yaşayan Alevilerin bir bölümünü de olsa sindirmiş susturmuş ve ibadetlerini gizli gizli yaparak ya da yapmadan yapamadan bu günlere gelinmiştir.

Aslında bu her ne kadar bizlerin korkaklığı bana neciliği teslimiyetçiliği de olsa yine de sistemin rezilliğinden kaynaklanmış bir durum olarak değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum.

Sistem özellikle Cumhuriyet dönemi de dâhil hiçbir zaman Alevilere gerçek anlamda ve inanç özgürlüğü de dahil hiçbir alanda hayat hakkı tanımamış halen de tanımamaktadır.

Cumhuriyet Döneminde yukarda saydığım katliamlar dersimden Sivasa kadar hepsi CHP ya da SHP dönemlerinde iktidar ortaklığı zamanlarda olmuş ve aleviler hiç acımadan katledilmiştir.

Neyse konumuz aslında Alevilerin CEMi le ilgili.

Yukarda ilk girişte de belirtildiği gibi CEM bir araya gelemk ve beraberce ibadet yapmaktır. Sünni kardeşlerimiz nasıl Cami de ibadetini yapıyor namazını kılıyorsa Aleviler de inançları gereği CEM yaparak ibadetlerini yapıyorlar.

Her ikisinde de her üç kelimeden sonra ALLAH, MUHAMMET, YA ALİ DENİLİYOR.

Aleviler özellikle CEM sırasında dargınları barıştırıyor hırsızları yolsuzları ailesine sıkıntı yaratanları direk olarak CEM e sokmuyor. Cemde bulunanların toplumla barışık olması ve topluma hesap vermesi gerektiği önceliktir ve en önemlisi de herkesin birbirine rıza göstermesi yani kul hakkının yenmemesi için çok titizlikle davranır davranılıyor.

Kısaca Alevilik din kabul edin mezhep kabul edin felsefe kabul edin nasıl kabul ederseniz edin ama genel olarak insanı kıbleye koyan önce insan diyen bir anlayış bir inanıştır.

Bütün bunlar Alevi inancına göre var olan gerçekler.

Alevi CEM lerini  dede Yönettiği için o dede tarafında en başta CEM e başlamadan bütün ibadete katılanlara soruluyor herkesten rızalık alınıyor ve CEM e öyle başlanıyor.

CEM ibadetini kısa bir şekilde tanımlamak mümkün değil. Bu anlamda Cem’in ne olduğunu ve nasıl uygulandığını tam manasıyla kavramak için en yakındaki Cem evine gidip bilgilenmek gerekiyor.

İşte bunun örneği benim Cumartesi günü gidip hakikatleri görmüş olmam gibi.

 

Şimdi kitap bilgilerinden derlenen CEM türleri

Alevilik de, uygulanan altı tür Cem vardır. Bunlar şunlardır:

 

İrşat Cemi (Gençleri, yeni yetişenleri aydınlatma Cemi).

Koldan Kopma Cemi (Suç işleyenlerin, düşkünlerin, toplumsal suçların yargılandığı Cem).

Musahiplik Cemi (İkrar veren aileler arasındaki birlikteliği, dayanışmayı işleyen İkrar Cemi).

Lokma ve Dardan indirme Cemi (Herhangi bir konuda adak adayanlar, baba ve annelerinin Hakk’a yürümesinde helallik alma Cemi)

Abdal Musa Kurban Cemi (Kurban kesip çevreye dağıtılan Cem). Bu Cem Hacı Bektaşi Veli döneminden sonra uygulanmaya başlanmıştır.

Görgü Cemi (Alevilerde çok özel, önem taşıyan bir Cemdir).

İRŞAD CEMİ:

İrşad Cemi kısaca yeni yetişen kız ve erkek gençlerimizi eğiten, yolun kurallarını gösteren, Cemde nasıl davranacaklarını bildiren, duaları öğreten, insanların birbirleri ile nasıl kaynaşacağını sağlayan, dinler ve inançlar hakkında bilgilendirme yapan bir Cemdir.

KOLDAN KOPMA CEMİ:

Bu Cem Alevilikte Halk mahkemesinin işlediği, toplum içinde sosyal sorunların karara bağlandığı, toplumsal suç işleyenlerin müşküllerinin görülüp giderildiği, daha birçok konuyu kapsayan bir Cem biçimidir. Bu Cemde tüm ihtilafları Dede, Pir veya Mürşit yöre halkının çoğunluğunun da katıldığı kararı uygular. Verilen karar herkes için geçerlidir.

MUSAHİPLİK CEMİ:

Alevi Cemleri’nin içerisinde Musahiplik Cemi çok önemli bir yer tutmaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi, Alevilik güçlü ahlak sistemine dayanan, eşitlik ilkesini, paylaşımı ve sosyal adaleti kendi bünyesinde barındıran bir inanç biçimidir. Hamı kendi içinde olgunlaştırdığı gibi, “İnsan-ı kâmil” olmaya yönelik yoğun çaba ve çalışma içine girer. Aileleri birbirleri ile kaynaştırıp dayanışmayı sağlayan bir hümanizmaya sahiptir.

İşte bunun adı insanın insanla Musahip olmasıdır. Yani birbiriyle ilke birliği, yaşam birliği ve daha da ileriye giderek kardeşlik anlaşmasının musahiplik vesilesiyle ikrarlaşmasıdır. Alevilik’ de Müsahip olmadan önce belli olgunluk aşamaları vardır.

LOKMA CEMİ:

Adına Lokma Cemi dediğimiz Cem, kulun kula razılık Cemidir. Bir helalleşme cemidir. Bir gönül alma cemidir. Adak Kurbanları, Adak yemekleri bu Cemde yapılır. Bu Cemin diğer bir adı da “DARDAN İNDİRME Cemi”dir. Anadolu’nun bazı yörelerinde Lokma Cemi, diğer bazı yörelerden de Dardan indirme Cemi olarak anılmaktadır.

Dardan indirme, anne, baba veya bir yakının Hakk’a yürümesiyle ilgilidir. Baba, Anne veya bir yakın akrabası Hakk’a yürüyen kişi, ilk üçüncü günü bir yemek verir. Yedinci ve Kırkıncı günü tekrar bir yemek verilir. Bu her üç yemek bir gelenektir. Ancak dardan indirme Ceminin amacı değişiktir. Bu Cemin belli bir günü yoktur. Ama aynı yıl içinde yapılması da bir görev sayılır.

Ölen kişi için Alevilikte daha çok “Hakk’a yürüdü” deyimi kullanılır. Hakk’a yürüyen kişinin tüm tanıdıkları, alış veriş ilişkisi olduğu kimseler, çevrede tanıdığı akraba ve arkadaşları çağrılarak hem halkın huzurunda, hem de Dede’nin huzurunda razılık alınır. Borcu varsa ödenir. Alacağı varsa alınarak yakınına teslim edilir. Sağlığında gücendirdiği kimseler varsa onların razılığı alınır. Kurallar yerine getirildikten sonra yemekler yenilir. Dualar ve gülbenkler okunarak kişiye razılık verilmiş olun ulur.

ABDAL MUSA CEMİ:

Abdal Musa, Hünkâr Hacı Bektaşi Veli’nin önemli kerametler gösteren halifelerindendir. Abdal Musa Alevi ve Bektaşi’lerde saygı ile anılan “sultanlık” payesi almış, birçok kerametleri olan velilerden birisidir.

Abdal Musa Ceminde kural olarak bir yola alınma veya görgü amacı yoktur. Özellikle Ege ve Akdeniz yöresinde adına Tahtacı ve Çepni dediğimiz boylarda Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gecelerde adak kurbanları gibi konularla ilgili Cem düzenlenir. Bu cemlerde köy halkı bir araya toplanır. Dargınlar, küsler barışır, komşular birbirlerine lokma verirler.

GÖRGÜ CEMİ:

 

Alevilikte görgü Cemi özellikle tüm kurallarıyla değişik yörelerde noksansız olarak tatbik edilir. Görgü Cemine girebilmek için, Musahipli olmak, evli olmak, adap ve ahlaka uygun olmak, düşkün olmamak, yani toplum içerisinde her hangi yüz kızartıcı bir suçu bulunmamak. Pire, Mürşide ve Dede’ye inançlı ve itikatlı olmak. Kişinin mevki ve makamı ne olursa olsun Cemevi’nin eşiğinden adımını içeriye attıktan sonra, Ceme katılan canlar kendi arasında bir fark gözetmemektir.

Hem Aleviler CEM ibadetinde hem de Sünniler CAMİ ibadetinde ortak paydaları Allah’ın birliğine Peygamberin Resullüğüne inanmaktır Ehlibeyte inanmaktır.

Alevi Cemevleri, Ceme katılan aileler tarafından sosyal dayanışma suretiyle yaşamaktadır.Engüzeklilerin CEM evi de aynı şekilde alevi dostları tarafında yapılan yardımlar tarafında yapılmıştır ve yaşatılmaktadır.

 Aleviler kadın erkek karışık ve yan yana ibadetlerini birlikte yaparlar.

Aleviler  Sosyal dayanışma içerisinde siyasete ve başka hiçbir biçime sokmadan ibadetlerini Allah ile kendileri arasında yaparlar.

Aleviler CEM in bitiminin son yani en son da Hz Hüseyin ve ehlibeytin Kerbela da yezit ve muaviye soyunda ki soysuzların önce susuz bırakarak daha sonra 72 ehlibeyt soyunun  katledilmesinin acısını  yüreklerinde duyarak yaşayarak  o acımasız günü anlatan deyişi YA HÜSEYİN İMAM HÜSEYİN “ diyerek hep bir ağızda gözyaşları içerisinde söyler ve CEM ibadetlerini sonlandırırlar sonlandırdılar.

Gerçekten çok dolu dolu bir ibadet en önemlisi de hırsızın yolsuzun düşkünün yalancının yağcıların ve kul hakkı yiyenlerin CEM e alınmaması.

Bu da gösteriyor ki Alevilerin insanları da ibadetleri de hep doğrudan yana haksızlığa karşı olmuş ezilen den mazlumdan mağdurdan yana olmuş. Bununla beraber ezenlere zalimlere diktatörlere karşı gelmiş çoook bedeller ödemiş ancak yine de pir sultan abdalın değdi gibi “ sizde şah diyeni öldürürlerse ben de bu yayladan şaha giderim “ demişler demeye de devam ediyorlar.

 

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.