ALTIN
 2.504,53
DOLAR
 32,2053
STERLİN
41,0337
EURO
 35,1156

İHD ' Seçilmişler Tüm Kişiler Serbest Bırakılmalıdır '

 

21 Kasım 2018 03:49
İHD ' Seçilmişler Tüm Kişiler Serbest Bırakılmalıdır '

 

İHD genel merkez yönetimin değerlendirilmesi AİHM’ in Selahattin Demirtaş - Türkiye Kararı Değerlendirmesi:

 

 

      İHD genel merkez yönetimi AİHM’ in Selahattin Demirtaş - Türkiye Kararından sonra yaptıkları Değerlendirmede seçilmiş tüm kişiler serbest bırakılmalıdır kararına verdiler

     HDP’ nin eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ ve diğer11 milletvekili, bir birinden bağımsız yürütülen soruşturmalar dayanak gösterilerek 4 Kasım 2016 günü sabahın erken saatlerinde gözaltına alınıp ardından tutuklanarak ailelerin bulunduğu yerlerin çok uzağındaki çeşitli cezaevlerine gönderildiler. Bu hususla ilgili İHD Genel Merkezi’nin raporuna bakılabilir.[1]

     Selahattin Demirtaş hakkında uygulanan haksız gözaltı ve tutuklamanın kaldırılması için öncelikle soruşturma aşamasında yetkili sulh ceza hakimliğine, kovuşturma aşamasında da yargılamayı yapan Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ne tutukluluğunun sona erdirilmesi için itiraz etmiştir. Bu yolların etkisiz kalması üzerine Türkiye Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştur. Anayasa Mahkemesi’nden makul sürede karar çıkmaması üzerine de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuştur. AİHM kararından önce, AY de ulusal yargı merci kararlarının Anayasaya uygun olduğuna karar vermiştir.

      AİHM’in 14305/17 başvuru nolu Selahattin Demirtaş - Türkiye kararı, 20 Kasım 2018 tarihinde açıklanmıştır.

       Bu kararda Türkiye’nin, Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğu ile ilgili olarak AİHS’ in 5. maddesinin 3. fıkrasını (makul bir süre içinde yargılanma ve tutuksuz yargılanma hakkı), sözleşmenin 18. maddesini (sözleşmede belirtilen hak ve özgürlüklere bu sözleşme hükümleri ile izin verilen kısıtlamaların öngörüldükleri amaç dışında uygulanamaması) ve sözleşmeye Ek 1 Nolu Protokol’ün 3. maddesini (seçme ve seçilme hakkı) ihlal ettiğine karar vermiştir. Bu kararla Türkiye ile ilgili ilk defa olarak AİHS’in 18. maddesinin ihlal edildiği kararı verilmiştir

       Bu kararın anlamı, bir siyasi partinin Eş Başkanı olması ve seçilmiş milletvekilliği gözönüne alındığında bu kişinin siyasi gerekçelerle tutuklandığı, AİHS’teki sınırlamaların kötüye kullanıldığıdır. Bu durumda şu tespitleri yapmak gerekecektir:

 

1. Siyasi iktidar, bir siyasi partiye yönelik (HDP) yargı yolu ile gözaltı ve tutuklama operasyonları yapması demokratik siyasete doğrudan müdahaledir. Anayasa’da tanımlanan güvencelerin askıya alınması, Anayasa’yı ihlal söz konusudur.

 

2. Türkiye’de, bir siyasi partinin Eş Başkanları dahil seçilmiş milletvekilleri ve belediye başkanlarının tutuklandığı bir ortamda yapılan 16 Nisan 2017 Anayasa Referandumu ile 24 Haziran 2018’de gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri’nin meşruiyetine gölge düşmüştür.

 

3. HDP’ nin Cumhurbaşkanı adayı olarak 24 Haziran 2018 tarihindeki Cumhurbaşkanlığı Seçimi’ne katılan Selahattin Demirtaş, tutuklu olduğundan seçim kampanyasını yürütememiş ve bu kararla Cumhurbaşkanlığı Seçimi’ne de gölge düşmüştür.

 

4. Türkiye AİHS’ e taraftır ve AİHM’ in yargı yetkisini kabul etmiştir. Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca AİHM kararlarına uyulmaması, TCK 257 maddesindeki suçu oluşturacaktır. AİHS’in 46. maddesine göre Sözleşmeye taraf ülkeler AİHM kararlarına uymak zorundadır. AİHM kararlarına uyulmaması Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin alacağı yaptırım kararlarına da yol açabilecektir.

 

5. Anayasa’nın 138. maddesine göre hiç kimse yargıya talimat veremez, aynı maddeye göre yargı kararlarına uyulması bir zorunluluktur.

 

         AİHM kararının gereği bir an önce yapılarak Selahattin Demirtaş’ın tahliye edilmesi gerekir. Bu karar emsal alınarak halen tutukluluğu devam eden seçilmiş eski ve yeni milletvekilleri, belediye başkanları, il genel meclis üyeleri ile belediye meclis üyelerinin bir an önce tahliye edilmesinin bir zorunluluk olduğunu belirtmek isteriz.

        AİHM’ in özellikle OHAL döneminde Türkiye iç hukukuna gönderme yaptığı kararları hepimizde büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştı. AİHM’ in bu kararı ile Türkiye iç hukukunun etkili olmadığı ortaya çıkmış durumdadır. Bu durumda Anayasa Mahkemesi’nin işlevini tartışmak gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi, AİHM içtihatlarına bağlı kalacaksa bu rolünü bir an önce oynamalı, özellikle siyasi hassasiyet gösteren başvurularda AİHM içtihadına uygun karar verme konusunda özen göstermelidir.

 

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.