ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

Kaftancıoğlu'na verilen cezanın nedeni, Kürtlerin demokrasi mücadelesine katkısından duyulan korkudur

 

06 Eylul 2019 07:55
Kaftancıoğlu'na verilen cezanın nedeni,  Kürtlerin demokrasi mücadelesine katkısından duyulan korkudur

 

      CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun 2012-2017 tarihleri arasında sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımları nedeniyle hakkında “Cumhurbaşkanına hakaret”, “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret”, “Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılama”, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek”, “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla 4 yıl 10 aydan 17 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı dava sonuçlandı. Kaftancıoğlu 9 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı.

      Kaftancıoğlu’na verilen bu ceza, Türkiye’de yargının içler acısı durumunu bir kez daha gözler önüne sererken Saray’ın ve rejimin çaresizliğini bir kez daha ortaya koydu. Bu karar Ankara’nın dehlizlerinde verilmiş ve her trülü muhalefeti sindirmeyi, yıldırmayı amaçlayan bir karardır.

       Bu karar, İstanbul seçiminde Türk, Kürt, Alevi, Sunni seçmenleri bir araya getirip Saray’a iki kez mağlubiyet yaşattıran bir kadına duyulan öfke kadar onun karşısındaki çaresizliğin de itirafıdır. Ellerindeki önce güce, tehdide rağmen sonuç alamamanın ve gelmekte olanı görmenin yarattığı korkunun bir sonucudur.

      Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile başlayıp Canan Kaftancıoğlu’na kadar uzanan bu cezalandırma, susturma çabasının ne kadar siyasi olduğu AİHM kararı öncesi Demirtaş hakkında verilen tahliye kararıyla bir kez daha ortaya çıktı. Türkiye yargısı her zaman siyasiydi, her zaman yanlı ve bağımlıydı ama 12 Eylül’ün en karanlık günlerinde bile hiç bu kadar acıklı duruma düşmemişti.

       Türkiye, Erdoğan’ın şahsında somutlaşan bir keyfilik döneminin son dönemine girmiştir. Yargıdan eğitime, ekonomiden Diyanet’e kadar her kurum çürümüş, yozlaşmış ve bir kişinin ağzına bakar hale gelmiştir.

         Ancak onca baskıya rağmen sesini yükseltenlerin, gerçeği dile getirenlerin sayısı her geçen gün daha da artmaktadır. Kaftancıoğlu’na verilen ceza bu sayının daha yükselmesinden başka sonuç vermeyecektir.

       CHP ve muhalif kesimlerin görmesi gereken gerçek mesele şudur: Bu iktidar ve yapı, bütün gücünü toplumu Kürt meselesi üzerinden korkutmaktan almaktadır. Suriye’den Irak’a bütün coğrafyada Türkiye’yi içinden çıkılmaz bir batağa sürükleyen bu iktidara karşı tüm halkların eşitlik, adalet anlayışı içinde bir araya gelmesi şarttır.

        Başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin önemli merkezlerindeki yerel seçimlerde bu gerçek görülmüş ve bu hakikat üzerinden mesafe alınmıştır. Canan Kaftancıoğlu bu siyasetin  en önemli figürlerinden birisidir ve Ankara’nın öfkesini bu yüzden üzerine çekmiştir. Çünkü onları korkutmakta ve uykularını kaçırmaktadır. Kaftancıoğlu, korkmayacağını ve susmayacağını hüküm sonrası şu ifadesi ile net olarak göstermiştir:

      "Uzun zamandır herhangi bir mahkeme kararıyla ilgili konuşurken kanunlardan, yargı mensuplarından, hatta yasa koyuculardan bile bahsedebiliyor muyuz? Hukuk, demokrasi, adalet gibi kavramlar bir temenniye dönüştü. Mahkeme kararları kanunlara göre değil, siyasi konjonktüre, siyasi iktidarın keyfine göre şekilleniyorsa bu ülkede tüm duruşmalar ne yazık ki bir formalitedir.

      Açılan davalarda kararlar, duruşma salonlarında değil saray odalarında alınıyor. Bu ülkede mahkeme kararları kanunlara göre düzenlenmiyor. Kanunlar, verilmek istenen cezalara göre şekillendiriliyor. Adalete susamış sizleri, bizleri burada mahkûm eden, etmek isteyenler hukuk maskesi takmış mafya yöntemleri kullanan vesayet odaklarıdır."

       Başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere tüm CHP’ye ve CHP’lilere düşen görev bu onurlu duruşa sahip çıkmak, halkların dayanışması üzerinden mücadele bayrağını yükseltmek ve her türlü savaşçı söylemin karşısında durmaktır. Yolsuzluğun, arsızlığın, hukuksuzluğun zirve yaptığı böyle bir dönemde savaş söylemi bu zihniyetin ömrünü uzatmak ve onun söylemine teslim olmak demektir. Türkiye’nin aydınlık geleceği barış ve halkların dayanışmasından geçmektedir. Tek çıkış yolu budur.

Bunu gören ve bu yolda cesur adımlar atan Canan Kaftancıoğlu’na selam olsun.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.