Hasan Şahin                    
                    [email protected]                                                                            
        E.. CANIM
02 Ağustos 2022 06:31
Sorarsın “ durumun nasıl “ diye! Yurdum insanı bu soruya “ çok şükür, gönlümüz zengin “ diyerek yanıt verir ve dünyanın en büyük gönlü zenginleri bizdedir! Yokluk ve yoksulluğu böyle psikolojik bir çalımla bertaraf etmenin başka izahı yoktur! Bu gönlü zengin olmaya bir de “ buz gibi suyumuz var” diye bir ekleme yapmışsa vaziyet tamamdır, efendi kırsalda, bir dağ başı, ya da eteğindedir, kargadan başka kuş tanımadığı için dünyada neyin döndüğünü bilmez ve onun devleti ile tanrısı kutsaldır, sıkıysa laf et!
Böyle bir vatandaşın devleti de nazarlıktır!
Ülkesinde otuz milyon Kürt, yirmi milyon Alevi Yaşar, ağız açılınca “ Alevi kardeşlerimizle başlar, Kürt kardeşlerimizle “ biter!
Bu iki yaramaz kardeş, her zaman diğerlerinin gaz alma rampası olmuşlardır; yoksa iç düşman yaratmayan devlet mi olur?
Bu ülkede benim yaşamıma denk gelen yetmiş sonrası askeri darbelerin tümü bu kesimlere fatura edildi, çünkü diğer çoğunluğa bir izah gerekiyordu, en kolay yol buydu!
Kürt kardeşler, seçime girdiler, vekil ve belediye başkanı oldular; ancak senin verdiğin ittihatçı ödevin yanlışlığından dolayı demokratik haklarla itiraz ettiler ve üstelik anayasanda “ herkes düşüncesini söyler “ demesine rağmen!
Tabi sen anayasanı takmayınca, başkalarını nasıl takacaksın, bu çok ayrı bir konu ve bir tek yolsuzluğun, rüşvetin olmadığı tüm HDP’ li belediye başkanlarını görevden almakta kalmadın, hepsini derdest edip içeri attın!
Aynısın vekillerine de yaptın, yapmaya devam ediyorsun!
Tutuklanmayan ve ceza almayan hiç bir il, ilçe yönetimi kalmadı, hiç birinin kırdığı bir cam, yediği bir rüşvet olmadığı halde!!
Kürt’lerin söz sahibi olanları ısrarla “ biz bölünmek istemiyoruz, sadece demokratikleşin bu hepimize yeter” diyor ama yok, sen tutturmuşsun günü birlik “ bölücüler” gibi hikâyelerle tutunduğun dalda bir gün fazla yaşamayı kar sanıyorsun!
Bu işin uzun vadeli bir iş olduğuna aklın ermeyince yapacağın budur ve bu söylem üzerinden beslenip semiren binlerce mafya ve ardıl bozuntuları bu ülkenin kanını emiyor ve ekonomisinin dibe vurmasına sebep oluyor, gel de anlat?
Allah var Aleviler tam kardeş! Ağabey tokat attıkça “ incinseler de incinmiyorlar “ bu nedenledir ki ellerinde saz hiç düşmedi ve tokat ın acısını türküleştirmekten başka seçenekleri de yok!
Bu kardeşlerin varlığı bu ülkede yirmi milyon kadardır ve nedense her darbe gelir bunları mıknatıs gibi bulur ve gidip derdini Hızır Paşa’ya mı anlatsınlar!
FETÖ meselesinde Alevilerin ne gibi dâhil olabilir?
Devrimci, demokrat kesim de öyle!
Şimdi bunlardan binlerce ihraç var ve hepsini yumurta, simit satmaya zorladınız, çay ocağında iş bulsun diye devreye adam sokmaya kadar!
Yerini kimlerle doldurdunuz?
Onu da siz söyleyin ve üç ortalamalı matematikçilerle yürüdüğünüz yol, bu ülkenin canına okudu, umurunuzda mı?
Kimse, kimsenin kardeşi değildir, hele ki aynı ülkenin vatandaşıysanız!
Devlet, kardeşliği eşit yurttaşlık algısı ve temsilde adaletle, liyakatle sağlar!
Sınavlarda derece yapacak, sen “ mülakat “ denilen hak yeme mekanizmasıyla sıradanları toplayıp, yandaşlarına iş bulma kurumu olacaksın!
İşte devletler böyle çöker, bu durumda kardeşlik hikâyeleri de kimseyi kurtarmaz!
Adaleti, hukuku, vatandaşın refahını ve geleceğini doğru bir çizgiye getir, boş ver biz kardeş olmayalım; bu durumda bir kardeşe de gerek yok!
Adaletin olmadığı yerde ikiz kardeş olsan bile hikâyedir ve yeter artık gına geldi!
**************
BU BİR AKIL YİTİMİDİR
Masanın ötesi, berisi aynı malzemeden yapılan çorbadır, sadece kaşıklar farklıdır ve hepimizin odaklandığı bu iki masanın dili de farklı değildir ve işin temeline bakmadan sadece tepedeki fırtınaya kapılmış gidiyoruz!
Türkiye’nin içine yuvarlandığı devasa sorunları var. Bu sorunlar kendiliğinden ortaya çıkmadı, bunlar var olan ve kimi de üretilen sorunlardır!
Ülkenin birincil sorunu “ Kürt sorunudur” üstelik elinden kayıp giden bir sorundur ki, sadece içeride değil, dışarıda da gelip karşına çıkıyor!
Neden mi?
Nedeni gayet basit, sen çözümden kaçtıkça, çözümsüzlük daha da büyüdü ve bu gün uluslararası arenanın gündemine düştü, o arenada sana ne kadar söz hakkı düşer, o da tartışılması gereken ayrı bir konu.
Bu sorunu kendi elinle dışarıya ittin ve hala bundan bir ders almadan, daha vahimini düşünerek iyice ateşe atlamayı marifet saymak, bu ülkenin geleceğine dinamit koymaktır!
Bu ülkenin ekonomik sorunları ve şu an raydan çıkan her olumsuzluğun temelinde bu sorun yatıyor!
Bu sorunu görmeden, dokunmadan ve dahası “ aman ha “ diyerek mesafeyi sürekli açmak, birilerini iktidar yapabilir ama muktedir yapamaz!
Muktedir olmak için cesaret sınırlarını zorlamak gerekiyor!
Peki, bu güne kadar her iki masanın ortaklarından buna dair bir tek söz duydunuz mu?
Duyduğunuz tek şey son elli yılın değişmez Türk siyaseti ağzıdır ve bu, Kılıçdaroğlunun
Son vaatleriyle tavan yapan bir pembe dünya yalanıdır!
Herkes bilir ki bu ülkenin sorunlarının çözümü süregelen ve künyelere yazılmış, tekrarlardan kaçmaktan geçiyor!
Bunu yapmadığınız sürece, artık savrulan bir ülkeyi ne kısa, ne de uzun vade de kurtarma şansınız yoktur!
İşte bu tehlikeyi görünce çözüm önerileri de yapılıyor!
Ancak; Türkiye’nin bunda da ciddi sıkıntıları var. Önerinin doğru Ya da yanlışına bakmadan, kimden geldiğine bakmak gibi aşamadığımız bir hastalığımız var!
Selahattin Demirtaş’ın son çıkışları buna örnektir; içeriği tam dolu mudur, değil midir ayrı bir konu!
Niyetin iyi ve doğru olduğu tartışılmazdır ve Türkiye’nin düştüğü çıkmazdan sıyrılması için, ölçülmüş, biçilmiş şimdilik kısa bir yol haritasıdır!
Demir taş’ın söylemek istediği şudur; “ başka bir ülke yok ve biz bu ülkede biri birimize mecburuz, sorun içimizde ise, çözecek olan da biziz” diyor!
Ben böyle okudum ve yanlış okumuşsam bile doğru olan budur!
Artık gözlerimizi açma zamanı!
Körebe oynamaktan o kadar sıkıldık ki..!
**************
ÇOK ZOR
Vaziyete baktığınızda artık işin Allah’a kaldığını söyleyecek kadar tüm akli melekelerini yitirmiş bir anlayışla karşı karşıyayız!
Bir toplumun nasıl sorgu mekanizmalarından koparıldığının en büyük örneği biziz ve bana kalırsa sosyologlar, psikologlar buna ciddi kafa yormalı ve sonuçları tez olarak dünya üniversitelerinde okutulmalıdır!
Ülke yönetimi tümüyle tek bir aklın insafına bırakılmış, geri kalan seksen beş milyon sadece manzaranın piyonu ve her seferinde masada rakibe yenilerek kalkıyorsun ve yine de en büyük alkışı mağlup olan alıyor; çünkü mağlubiyeti bir tek yenilen biliyor, diğer çoğunluk bundan Zafer sarhoşluğu yaratıyor!
Hal böyle olunca yenilen güreşe doymuyor ve sürekli kündeye gelen bir aklın sığınacağı manevi kuvvet var, en sonunda o da oldu, tüm bu karmaşanın, insanları açlıkla sınamanın adresini de bize gösterdiler ve topu Allah’a attılar!
Buna inanmadığımızı sanıyorsanız bu ülkede yaşamıyorsunuz!
Çocukken bize “ her şeyin Allahtan geldiğini “ üstüne basa, basa öğretmediler mi?
Şimdi mesele zam ve faiz işi olunca neden kıvırıyorsunuz?
Aynen öyledir ve ben inanıyorum, tüm derdi, belayı sırtımıza Allah yüklüyor!
Mesela Ankaralı Melihin dinozorlarını sahada çürüten de Allah’tır!
Bunların put olduğunu ve peygamberimizin putlarla savaştığını bilmiyor musunuz?
Şimdi çıkmış Melihe dava açıyorlar; neymiş efendim “ burada çöpe atılan parayla üç yüz adet yurt, on beş bin konut, bilmem kaç okul, hastane yapılırmış !”
Yani utanmazlarsa bu parayla Avrupa’dan bin tane demokrasi alınırdı diyecekler!
Canım benim, sen hala çarkın kırıldığının farkında değilsin!
Şimdi o dişlilerin arasında ki çeteler, mafya, uyuşturucu baronları ve dahası insanlıktan uzak ne varsa yere döküldü ve başladılar biri birini yemeye!
İddialar, kasetler, şantajlar, dönen rüşvet iddiaları ve güzel şeyler hariç, aklınıza ne kadar kötülük geliyorsa şimdi hepsi orta yerde ve hepsi etten yere düşen sinek kurtçukları gibi güneşten kaçıp biri birine sokuluyor!
Peki, cesaretin varsa çık ortaya bunları söyle bakalım!
Söylediğin anda ensene yediğin tokatla çözülen dilin ne söyler biliyor musun? “ Bayrak inmez, vatan bölünmez!”
Ne güzel slogan değil mi?
İşte tam da içinden çıkılmaz bu hali havale edecek en yüce makam vardı!
Müthiş bir çıkış ve işten sıyrılmak için zeka dolu bir çıkış!
Dünden beri sokaklarda ve kahvehane köşelerinde tartışılan konu bu ve günün sonunda “ evet, her şeyi bilen ve yapan Allah’tır...”
Amenna ve saddak...
E.. CANIM
Sorarsın “ durumun nasıl “ diye! Yurdum insanı bu soruya “ çok şükür, gönlümüz zengin “ diyerek yanıt verir ve dünyanın en büyük gönlü zenginleri bizdedir! Yokluk ve yoksulluğu böyle psikolojik bir çalımla bertaraf etmenin başka izahı yoktur! Bu gönlü zengin olmaya bir de “ buz gibi suyumuz var” diye bir ekleme yapmışsa vaziyet tamamdır, efendi kırsalda, bir dağ başı, ya da eteğindedir, kargadan başka kuş tanımadığı için dünyada neyin döndüğünü bilmez ve onun devleti ile tanrısı kutsaldır, sıkıysa laf et!
Böyle bir vatandaşın devleti de nazarlıktır!
Ülkesinde otuz milyon Kürt, yirmi milyon Alevi Yaşar, ağız açılınca “ Alevi kardeşlerimizle başlar, Kürt kardeşlerimizle “ biter!
Bu iki yaramaz kardeş, her zaman diğerlerinin gaz alma rampası olmuşlardır; yoksa iç düşman yaratmayan devlet mi olur?
Bu ülkede benim yaşamıma denk gelen yetmiş sonrası askeri darbelerin tümü bu kesimlere fatura edildi, çünkü diğer çoğunluğa bir izah gerekiyordu, en kolay yol buydu!
Kürt kardeşler, seçime girdiler, vekil ve belediye başkanı oldular; ancak senin verdiğin ittihatçı ödevin yanlışlığından dolayı demokratik haklarla itiraz ettiler ve üstelik anayasanda “ herkes düşüncesini söyler “ demesine rağmen!
Tabi sen anayasanı takmayınca, başkalarını nasıl takacaksın, bu çok ayrı bir konu ve bir tek yolsuzluğun, rüşvetin olmadığı tüm HDP’ li belediye başkanlarını görevden almakta kalmadın, hepsini derdest edip içeri attın!
Aynısın vekillerine de yaptın, yapmaya devam ediyorsun!
Tutuklanmayan ve ceza almayan hiç bir il, ilçe yönetimi kalmadı, hiç birinin kırdığı bir cam, yediği bir rüşvet olmadığı halde!!
Kürt’lerin söz sahibi olanları ısrarla “ biz bölünmek istemiyoruz, sadece demokratikleşin bu hepimize yeter” diyor ama yok, sen tutturmuşsun günü birlik “ bölücüler” gibi hikâyelerle tutunduğun dalda bir gün fazla yaşamayı kar sanıyorsun!
Bu işin uzun vadeli bir iş olduğuna aklın ermeyince yapacağın budur ve bu söylem üzerinden beslenip semiren binlerce mafya ve ardıl bozuntuları bu ülkenin kanını emiyor ve ekonomisinin dibe vurmasına sebep oluyor, gel de anlat?
Allah var Aleviler tam kardeş! Ağabey tokat attıkça “ incinseler de incinmiyorlar “ bu nedenledir ki ellerinde saz hiç düşmedi ve tokat ın acısını türküleştirmekten başka seçenekleri de yok!
Bu kardeşlerin varlığı bu ülkede yirmi milyon kadardır ve nedense her darbe gelir bunları mıknatıs gibi bulur ve gidip derdini Hızır Paşa’ya mı anlatsınlar!
FETÖ meselesinde Alevilerin ne gibi dâhil olabilir?
Devrimci, demokrat kesim de öyle!
Şimdi bunlardan binlerce ihraç var ve hepsini yumurta, simit satmaya zorladınız, çay ocağında iş bulsun diye devreye adam sokmaya kadar!
Yerini kimlerle doldurdunuz?
Onu da siz söyleyin ve üç ortalamalı matematikçilerle yürüdüğünüz yol, bu ülkenin canına okudu, umurunuzda mı?
Kimse, kimsenin kardeşi değildir, hele ki aynı ülkenin vatandaşıysanız!
Devlet, kardeşliği eşit yurttaşlık algısı ve temsilde adaletle, liyakatle sağlar!
Sınavlarda derece yapacak, sen “ mülakat “ denilen hak yeme mekanizmasıyla sıradanları toplayıp, yandaşlarına iş bulma kurumu olacaksın!
İşte devletler böyle çöker, bu durumda kardeşlik hikâyeleri de kimseyi kurtarmaz!
Adaleti, hukuku, vatandaşın refahını ve geleceğini doğru bir çizgiye getir, boş ver biz kardeş olmayalım; bu durumda bir kardeşe de gerek yok!
Adaletin olmadığı yerde ikiz kardeş olsan bile hikâyedir ve yeter artık gına geldi!
**************
BU BİR AKIL YİTİMİDİR
Masanın ötesi, berisi aynı malzemeden yapılan çorbadır, sadece kaşıklar farklıdır ve hepimizin odaklandığı bu iki masanın dili de farklı değildir ve işin temeline bakmadan sadece tepedeki fırtınaya kapılmış gidiyoruz!
Türkiye’nin içine yuvarlandığı devasa sorunları var. Bu sorunlar kendiliğinden ortaya çıkmadı, bunlar var olan ve kimi de üretilen sorunlardır!
Ülkenin birincil sorunu “ Kürt sorunudur” üstelik elinden kayıp giden bir sorundur ki, sadece içeride değil, dışarıda da gelip karşına çıkıyor!
Neden mi?
Nedeni gayet basit, sen çözümden kaçtıkça, çözümsüzlük daha da büyüdü ve bu gün uluslararası arenanın gündemine düştü, o arenada sana ne kadar söz hakkı düşer, o da tartışılması gereken ayrı bir konu.
Bu sorunu kendi elinle dışarıya ittin ve hala bundan bir ders almadan, daha vahimini düşünerek iyice ateşe atlamayı marifet saymak, bu ülkenin geleceğine dinamit koymaktır!
Bu ülkenin ekonomik sorunları ve şu an raydan çıkan her olumsuzluğun temelinde bu sorun yatıyor!
Bu sorunu görmeden, dokunmadan ve dahası “ aman ha “ diyerek mesafeyi sürekli açmak, birilerini iktidar yapabilir ama muktedir yapamaz!
Muktedir olmak için cesaret sınırlarını zorlamak gerekiyor!
Peki, bu güne kadar her iki masanın ortaklarından buna dair bir tek söz duydunuz mu?
Duyduğunuz tek şey son elli yılın değişmez Türk siyaseti ağzıdır ve bu, Kılıçdaroğlunun
Son vaatleriyle tavan yapan bir pembe dünya yalanıdır!
Herkes bilir ki bu ülkenin sorunlarının çözümü süregelen ve künyelere yazılmış, tekrarlardan kaçmaktan geçiyor!
Bunu yapmadığınız sürece, artık savrulan bir ülkeyi ne kısa, ne de uzun vade de kurtarma şansınız yoktur!
İşte bu tehlikeyi görünce çözüm önerileri de yapılıyor!
Ancak; Türkiye’nin bunda da ciddi sıkıntıları var. Önerinin doğru Ya da yanlışına bakmadan, kimden geldiğine bakmak gibi aşamadığımız bir hastalığımız var!
Selahattin Demirtaş’ın son çıkışları buna örnektir; içeriği tam dolu mudur, değil midir ayrı bir konu!
Niyetin iyi ve doğru olduğu tartışılmazdır ve Türkiye’nin düştüğü çıkmazdan sıyrılması için, ölçülmüş, biçilmiş şimdilik kısa bir yol haritasıdır!
Demir taş’ın söylemek istediği şudur; “ başka bir ülke yok ve biz bu ülkede biri birimize mecburuz, sorun içimizde ise, çözecek olan da biziz” diyor!
Ben böyle okudum ve yanlış okumuşsam bile doğru olan budur!
Artık gözlerimizi açma zamanı!
Körebe oynamaktan o kadar sıkıldık ki..!
**************
ÇOK ZOR
Vaziyete baktığınızda artık işin Allah’a kaldığını söyleyecek kadar tüm akli melekelerini yitirmiş bir anlayışla karşı karşıyayız!
Bir toplumun nasıl sorgu mekanizmalarından koparıldığının en büyük örneği biziz ve bana kalırsa sosyologlar, psikologlar buna ciddi kafa yormalı ve sonuçları tez olarak dünya üniversitelerinde okutulmalıdır!
Ülke yönetimi tümüyle tek bir aklın insafına bırakılmış, geri kalan seksen beş milyon sadece manzaranın piyonu ve her seferinde masada rakibe yenilerek kalkıyorsun ve yine de en büyük alkışı mağlup olan alıyor; çünkü mağlubiyeti bir tek yenilen biliyor, diğer çoğunluk bundan Zafer sarhoşluğu yaratıyor!
Hal böyle olunca yenilen güreşe doymuyor ve sürekli kündeye gelen bir aklın sığınacağı manevi kuvvet var, en sonunda o da oldu, tüm bu karmaşanın, insanları açlıkla sınamanın adresini de bize gösterdiler ve topu Allah’a attılar!
Buna inanmadığımızı sanıyorsanız bu ülkede yaşamıyorsunuz!
Çocukken bize “ her şeyin Allahtan geldiğini “ üstüne basa, basa öğretmediler mi?
Şimdi mesele zam ve faiz işi olunca neden kıvırıyorsunuz?
Aynen öyledir ve ben inanıyorum, tüm derdi, belayı sırtımıza Allah yüklüyor!
Mesela Ankaralı Melihin dinozorlarını sahada çürüten de Allah’tır!
Bunların put olduğunu ve peygamberimizin putlarla savaştığını bilmiyor musunuz?
Şimdi çıkmış Melihe dava açıyorlar; neymiş efendim “ burada çöpe atılan parayla üç yüz adet yurt, on beş bin konut, bilmem kaç okul, hastane yapılırmış !”
Yani utanmazlarsa bu parayla Avrupa’dan bin tane demokrasi alınırdı diyecekler!
Canım benim, sen hala çarkın kırıldığının farkında değilsin!
Şimdi o dişlilerin arasında ki çeteler, mafya, uyuşturucu baronları ve dahası insanlıktan uzak ne varsa yere döküldü ve başladılar biri birini yemeye!
İddialar, kasetler, şantajlar, dönen rüşvet iddiaları ve güzel şeyler hariç, aklınıza ne kadar kötülük geliyorsa şimdi hepsi orta yerde ve hepsi etten yere düşen sinek kurtçukları gibi güneşten kaçıp biri birine sokuluyor!
Peki, cesaretin varsa çık ortaya bunları söyle bakalım!
Söylediğin anda ensene yediğin tokatla çözülen dilin ne söyler biliyor musun? “ Bayrak inmez, vatan bölünmez!”
Ne güzel slogan değil mi?
İşte tam da içinden çıkılmaz bu hali havale edecek en yüce makam vardı!
Müthiş bir çıkış ve işten sıyrılmak için zeka dolu bir çıkış!
Dünden beri sokaklarda ve kahvehane köşelerinde tartışılan konu bu ve günün sonunda “ evet, her şeyi bilen ve yapan Allah’tır...”
Amenna ve saddak...
E.. CANIM
Sorarsın “ durumun nasıl “ diye! Yurdum insanı bu soruya “ çok şükür, gönlümüz zengin “ diyerek yanıt verir ve dünyanın en büyük gönlü zenginleri bizdedir! Yokluk ve yoksulluğu böyle psikolojik bir çalımla bertaraf etmenin başka izahı yoktur! Bu gönlü zengin olmaya bir de “ buz gibi suyumuz var” diye bir ekleme yapmışsa vaziyet tamamdır, efendi kırsalda, bir dağ başı, ya da eteğindedir, kargadan başka kuş tanımadığı için dünyada neyin döndüğünü bilmez ve onun devleti ile tanrısı kutsaldır, sıkıysa laf et!
Böyle bir vatandaşın devleti de nazarlıktır!
Ülkesinde otuz milyon Kürt, yirmi milyon Alevi Yaşar, ağız açılınca “ Alevi kardeşlerimizle başlar, Kürt kardeşlerimizle “ biter!
Bu iki yaramaz kardeş, her zaman diğerlerinin gaz alma rampası olmuşlardır; yoksa iç düşman yaratmayan devlet mi olur?
Bu ülkede benim yaşamıma denk gelen yetmiş sonrası askeri darbelerin tümü bu kesimlere fatura edildi, çünkü diğer çoğunluğa bir izah gerekiyordu, en kolay yol buydu!
Kürt kardeşler, seçime girdiler, vekil ve belediye başkanı oldular; ancak senin verdiğin ittihatçı ödevin yanlışlığından dolayı demokratik haklarla itiraz ettiler ve üstelik anayasanda “ herkes düşüncesini söyler “ demesine rağmen!
Tabi sen anayasanı takmayınca, başkalarını nasıl takacaksın, bu çok ayrı bir konu ve bir tek yolsuzluğun, rüşvetin olmadığı tüm HDP’ li belediye başkanlarını görevden almakta kalmadın, hepsini derdest edip içeri attın!
Aynısın vekillerine de yaptın, yapmaya devam ediyorsun!
Tutuklanmayan ve ceza almayan hiç bir il, ilçe yönetimi kalmadı, hiç birinin kırdığı bir cam, yediği bir rüşvet olmadığı halde!!
Kürt’lerin söz sahibi olanları ısrarla “ biz bölünmek istemiyoruz, sadece demokratikleşin bu hepimize yeter” diyor ama yok, sen tutturmuşsun günü birlik “ bölücüler” gibi hikâyelerle tutunduğun dalda bir gün fazla yaşamayı kar sanıyorsun!
Bu işin uzun vadeli bir iş olduğuna aklın ermeyince yapacağın budur ve bu söylem üzerinden beslenip semiren binlerce mafya ve ardıl bozuntuları bu ülkenin kanını emiyor ve ekonomisinin dibe vurmasına sebep oluyor, gel de anlat?
Allah var Aleviler tam kardeş! Ağabey tokat attıkça “ incinseler de incinmiyorlar “ bu nedenledir ki ellerinde saz hiç düşmedi ve tokat ın acısını türküleştirmekten başka seçenekleri de yok!
Bu kardeşlerin varlığı bu ülkede yirmi milyon kadardır ve nedense her darbe gelir bunları mıknatıs gibi bulur ve gidip derdini Hızır Paşa’ya mı anlatsınlar!
FETÖ meselesinde Alevilerin ne gibi dâhil olabilir?
Devrimci, demokrat kesim de öyle!
Şimdi bunlardan binlerce ihraç var ve hepsini yumurta, simit satmaya zorladınız, çay ocağında iş bulsun diye devreye adam sokmaya kadar!
Yerini kimlerle doldurdunuz?
Onu da siz söyleyin ve üç ortalamalı matematikçilerle yürüdüğünüz yol, bu ülkenin canına okudu, umurunuzda mı?
Kimse, kimsenin kardeşi değildir, hele ki aynı ülkenin vatandaşıysanız!
Devlet, kardeşliği eşit yurttaşlık algısı ve temsilde adaletle, liyakatle sağlar!
Sınavlarda derece yapacak, sen “ mülakat “ denilen hak yeme mekanizmasıyla sıradanları toplayıp, yandaşlarına iş bulma kurumu olacaksın!
İşte devletler böyle çöker, bu durumda kardeşlik hikâyeleri de kimseyi kurtarmaz!
Adaleti, hukuku, vatandaşın refahını ve geleceğini doğru bir çizgiye getir, boş ver biz kardeş olmayalım; bu durumda bir kardeşe de gerek yok!
Adaletin olmadığı yerde ikiz kardeş olsan bile hikâyedir ve yeter artık gına geldi!
**************
BU BİR AKIL YİTİMİDİR
Masanın ötesi, berisi aynı malzemeden yapılan çorbadır, sadece kaşıklar farklıdır ve hepimizin odaklandığı bu iki masanın dili de farklı değildir ve işin temeline bakmadan sadece tepedeki fırtınaya kapılmış gidiyoruz!
Türkiye’nin içine yuvarlandığı devasa sorunları var. Bu sorunlar kendiliğinden ortaya çıkmadı, bunlar var olan ve kimi de üretilen sorunlardır!
Ülkenin birincil sorunu “ Kürt sorunudur” üstelik elinden kayıp giden bir sorundur ki, sadece içeride değil, dışarıda da gelip karşına çıkıyor!
Neden mi?
Nedeni gayet basit, sen çözümden kaçtıkça, çözümsüzlük daha da büyüdü ve bu gün uluslararası arenanın gündemine düştü, o arenada sana ne kadar söz hakkı düşer, o da tartışılması gereken ayrı bir konu.
Bu sorunu kendi elinle dışarıya ittin ve hala bundan bir ders almadan, daha vahimini düşünerek iyice ateşe atlamayı marifet saymak, bu ülkenin geleceğine dinamit koymaktır!
Bu ülkenin ekonomik sorunları ve şu an raydan çıkan her olumsuzluğun temelinde bu sorun yatıyor!
Bu sorunu görmeden, dokunmadan ve dahası “ aman ha “ diyerek mesafeyi sürekli açmak, birilerini iktidar yapabilir ama muktedir yapamaz!
Muktedir olmak için cesaret sınırlarını zorlamak gerekiyor!
Peki, bu güne kadar her iki masanın ortaklarından buna dair bir tek söz duydunuz mu?
Duyduğunuz tek şey son elli yılın değişmez Türk siyaseti ağzıdır ve bu, Kılıçdaroğlunun
Son vaatleriyle tavan yapan bir pembe dünya yalanıdır!
Herkes bilir ki bu ülkenin sorunlarının çözümü süregelen ve künyelere yazılmış, tekrarlardan kaçmaktan geçiyor!
Bunu yapmadığınız sürece, artık savrulan bir ülkeyi ne kısa, ne de uzun vade de kurtarma şansınız yoktur!
İşte bu tehlikeyi görünce çözüm önerileri de yapılıyor!
Ancak; Türkiye’nin bunda da ciddi sıkıntıları var. Önerinin doğru Ya da yanlışına bakmadan, kimden geldiğine bakmak gibi aşamadığımız bir hastalığımız var!
Selahattin Demirtaş’ın son çıkışları buna örnektir; içeriği tam dolu mudur, değil midir ayrı bir konu!
Niyetin iyi ve doğru olduğu tartışılmazdır ve Türkiye’nin düştüğü çıkmazdan sıyrılması için, ölçülmüş, biçilmiş şimdilik kısa bir yol haritasıdır!
Demir taş’ın söylemek istediği şudur; “ başka bir ülke yok ve biz bu ülkede biri birimize mecburuz, sorun içimizde ise, çözecek olan da biziz” diyor!
Ben böyle okudum ve yanlış okumuşsam bile doğru olan budur!
Artık gözlerimizi açma zamanı!
Körebe oynamaktan o kadar sıkıldık ki..!
**************
ÇOK ZOR
Vaziyete baktığınızda artık işin Allah’a kaldığını söyleyecek kadar tüm akli melekelerini yitirmiş bir anlayışla karşı karşıyayız!
Bir toplumun nasıl sorgu mekanizmalarından koparıldığının en büyük örneği biziz ve bana kalırsa sosyologlar, psikologlar buna ciddi kafa yormalı ve sonuçları tez olarak dünya üniversitelerinde okutulmalıdır!
Ülke yönetimi tümüyle tek bir aklın insafına bırakılmış, geri kalan seksen beş milyon sadece manzaranın piyonu ve her seferinde masada rakibe yenilerek kalkıyorsun ve yine de en büyük alkışı mağlup olan alıyor; çünkü mağlubiyeti bir tek yenilen biliyor, diğer çoğunluk bundan Zafer sarhoşluğu yaratıyor!
Hal böyle olunca yenilen güreşe doymuyor ve sürekli kündeye gelen bir aklın sığınacağı manevi kuvvet var, en sonunda o da oldu, tüm bu karmaşanın, insanları açlıkla sınamanın adresini de bize gösterdiler ve topu Allah’a attılar!
Buna inanmadığımızı sanıyorsanız bu ülkede yaşamıyorsunuz!
Çocukken bize “ her şeyin Allahtan geldiğini “ üstüne basa, basa öğretmediler mi?
Şimdi mesele zam ve faiz işi olunca neden kıvırıyorsunuz?
Aynen öyledir ve ben inanıyorum, tüm derdi, belayı sırtımıza Allah yüklüyor!
Mesela Ankaralı Melihin dinozorlarını sahada çürüten de Allah’tır!
Bunların put olduğunu ve peygamberimizin putlarla savaştığını bilmiyor musunuz?
Şimdi çıkmış Melihe dava açıyorlar; neymiş efendim “ burada çöpe atılan parayla üç yüz adet yurt, on beş bin konut, bilmem kaç okul, hastane yapılırmış !”
Yani utanmazlarsa bu parayla Avrupa’dan bin tane demokrasi alınırdı diyecekler!
Canım benim, sen hala çarkın kırıldığının farkında değilsin!
Şimdi o dişlilerin arasında ki çeteler, mafya, uyuşturucu baronları ve dahası insanlıktan uzak ne varsa yere döküldü ve başladılar biri birini yemeye!
İddialar, kasetler, şantajlar, dönen rüşvet iddiaları ve güzel şeyler hariç, aklınıza ne kadar kötülük geliyorsa şimdi hepsi orta yerde ve hepsi etten yere düşen sinek kurtçukları gibi güneşten kaçıp biri birine sokuluyor!
Peki, cesaretin varsa çık ortaya bunları söyle bakalım!
Söylediğin anda ensene yediğin tokatla çözülen dilin ne söyler biliyor musun? “ Bayrak inmez, vatan bölünmez!”
Ne güzel slogan değil mi?
İşte tam da içinden çıkılmaz bu hali havale edecek en yüce makam vardı!
Müthiş bir çıkış ve işten sıyrılmak için zeka dolu bir çıkış!
Dünden beri sokaklarda ve kahvehane köşelerinde tartışılan konu bu ve günün sonunda “ evet, her şeyi bilen ve yapan Allah’tır...”
Amenna ve saddak...
E.. CANIM
Sorarsın “ durumun nasıl “ diye! Yurdum insanı bu soruya “ çok şükür, gönlümüz zengin “ diyerek yanıt verir ve dünyanın en büyük gönlü zenginleri bizdedir! Yokluk ve yoksulluğu böyle psikolojik bir çalımla bertaraf etmenin başka izahı yoktur! Bu gönlü zengin olmaya bir de “ buz gibi suyumuz var” diye bir ekleme yapmışsa vaziyet tamamdır, efendi kırsalda, bir dağ başı, ya da eteğindedir, kargadan başka kuş tanımadığı için dünyada neyin döndüğünü bilmez ve onun devleti ile tanrısı kutsaldır, sıkıysa laf et!
Böyle bir vatandaşın devleti de nazarlıktır!
Ülkesinde otuz milyon Kürt, yirmi milyon Alevi Yaşar, ağız açılınca “ Alevi kardeşlerimizle başlar, Kürt kardeşlerimizle “ biter!
Bu iki yaramaz kardeş, her zaman diğerlerinin gaz alma rampası olmuşlardır; yoksa iç düşman yaratmayan devlet mi olur?
Bu ülkede benim yaşamıma denk gelen yetmiş sonrası askeri darbelerin tümü bu kesimlere fatura edildi, çünkü diğer çoğunluğa bir izah gerekiyordu, en kolay yol buydu!
Kürt kardeşler, seçime girdiler, vekil ve belediye başkanı oldular; ancak senin verdiğin ittihatçı ödevin yanlışlığından dolayı demokratik haklarla itiraz ettiler ve üstelik anayasanda “ herkes düşüncesini söyler “ demesine rağmen!
Tabi sen anayasanı takmayınca, başkalarını nasıl takacaksın, bu çok ayrı bir konu ve bir tek yolsuzluğun, rüşvetin olmadığı tüm HDP’ li belediye başkanlarını görevden almakta kalmadın, hepsini derdest edip içeri attın!
Aynısın vekillerine de yaptın, yapmaya devam ediyorsun!
Tutuklanmayan ve ceza almayan hiç bir il, ilçe yönetimi kalmadı, hiç birinin kırdığı bir cam, yediği bir rüşvet olmadığı halde!!
Kürt’lerin söz sahibi olanları ısrarla “ biz bölünmek istemiyoruz, sadece demokratikleşin bu hepimize yeter” diyor ama yok, sen tutturmuşsun günü birlik “ bölücüler” gibi hikâyelerle tutunduğun dalda bir gün fazla yaşamayı kar sanıyorsun!
Bu işin uzun vadeli bir iş olduğuna aklın ermeyince yapacağın budur ve bu söylem üzerinden beslenip semiren binlerce mafya ve ardıl bozuntuları bu ülkenin kanını emiyor ve ekonomisinin dibe vurmasına sebep oluyor, gel de anlat?
Allah var Aleviler tam kardeş! Ağabey tokat attıkça “ incinseler de incinmiyorlar “ bu nedenledir ki ellerinde saz hiç düşmedi ve tokat ın acısını türküleştirmekten başka seçenekleri de yok!
Bu kardeşlerin varlığı bu ülkede yirmi milyon kadardır ve nedense her darbe gelir bunları mıknatıs gibi bulur ve gidip derdini Hızır Paşa’ya mı anlatsınlar!
FETÖ meselesinde Alevilerin ne gibi dâhil olabilir?
Devrimci, demokrat kesim de öyle!
Şimdi bunlardan binlerce ihraç var ve hepsini yumurta, simit satmaya zorladınız, çay ocağında iş bulsun diye devreye adam sokmaya kadar!
Yerini kimlerle doldurdunuz?
Onu da siz söyleyin ve üç ortalamalı matematikçilerle yürüdüğünüz yol, bu ülkenin canına okudu, umurunuzda mı?
Kimse, kimsenin kardeşi değildir, hele ki aynı ülkenin vatandaşıysanız!
Devlet, kardeşliği eşit yurttaşlık algısı ve temsilde adaletle, liyakatle sağlar!
Sınavlarda derece yapacak, sen “ mülakat “ denilen hak yeme mekanizmasıyla sıradanları toplayıp, yandaşlarına iş bulma kurumu olacaksın!
İşte devletler böyle çöker, bu durumda kardeşlik hikâyeleri de kimseyi kurtarmaz!
Adaleti, hukuku, vatandaşın refahını ve geleceğini doğru bir çizgiye getir, boş ver biz kardeş olmayalım; bu durumda bir kardeşe de gerek yok!
Adaletin olmadığı yerde ikiz kardeş olsan bile hikâyedir ve yeter artık gına geldi!
**************
BU BİR AKIL YİTİMİDİR
Masanın ötesi, berisi aynı malzemeden yapılan çorbadır, sadece kaşıklar farklıdır ve hepimizin odaklandığı bu iki masanın dili de farklı değildir ve işin temeline bakmadan sadece tepedeki fırtınaya kapılmış gidiyoruz!
Türkiye’nin içine yuvarlandığı devasa sorunları var. Bu sorunlar kendiliğinden ortaya çıkmadı, bunlar var olan ve kimi de üretilen sorunlardır!
Ülkenin birincil sorunu “ Kürt sorunudur” üstelik elinden kayıp giden bir sorundur ki, sadece içeride değil, dışarıda da gelip karşına çıkıyor!
Neden mi?
Nedeni gayet basit, sen çözümden kaçtıkça, çözümsüzlük daha da büyüdü ve bu gün uluslararası arenanın gündemine düştü, o arenada sana ne kadar söz hakkı düşer, o da tartışılması gereken ayrı bir konu.
Bu sorunu kendi elinle dışarıya ittin ve hala bundan bir ders almadan, daha vahimini düşünerek iyice ateşe atlamayı marifet saymak, bu ülkenin geleceğine dinamit koymaktır!
Bu ülkenin ekonomik sorunları ve şu an raydan çıkan her olumsuzluğun temelinde bu sorun yatıyor!
Bu sorunu görmeden, dokunmadan ve dahası “ aman ha “ diyerek mesafeyi sürekli açmak, birilerini iktidar yapabilir ama muktedir yapamaz!
Muktedir olmak için cesaret sınırlarını zorlamak gerekiyor!
Peki, bu güne kadar her iki masanın ortaklarından buna dair bir tek söz duydunuz mu?
Duyduğunuz tek şey son elli yılın değişmez Türk siyaseti ağzıdır ve bu, Kılıçdaroğlunun
Son vaatleriyle tavan yapan bir pembe dünya yalanıdır!
Herkes bilir ki bu ülkenin sorunlarının çözümü süregelen ve künyelere yazılmış, tekrarlardan kaçmaktan geçiyor!
Bunu yapmadığınız sürece, artık savrulan bir ülkeyi ne kısa, ne de uzun vade de kurtarma şansınız yoktur!
İşte bu tehlikeyi görünce çözüm önerileri de yapılıyor!
Ancak; Türkiye’nin bunda da ciddi sıkıntıları var. Önerinin doğru Ya da yanlışına bakmadan, kimden geldiğine bakmak gibi aşamadığımız bir hastalığımız var!
Selahattin Demirtaş’ın son çıkışları buna örnektir; içeriği tam dolu mudur, değil midir ayrı bir konu!
Niyetin iyi ve doğru olduğu tartışılmazdır ve Türkiye’nin düştüğü çıkmazdan sıyrılması için, ölçülmüş, biçilmiş şimdilik kısa bir yol haritasıdır!
Demir taş’ın söylemek istediği şudur; “ başka bir ülke yok ve biz bu ülkede biri birimize mecburuz, sorun içimizde ise, çözecek olan da biziz” diyor!
Ben böyle okudum ve yanlış okumuşsam bile doğru olan budur!
Artık gözlerimizi açma zamanı!
Körebe oynamaktan o kadar sıkıldık ki..!
**************
ÇOK ZOR
Vaziyete baktığınızda artık işin Allah’a kaldığını söyleyecek kadar tüm akli melekelerini yitirmiş bir anlayışla karşı karşıyayız!
Bir toplumun nasıl sorgu mekanizmalarından koparıldığının en büyük örneği biziz ve bana kalırsa sosyologlar, psikologlar buna ciddi kafa yormalı ve sonuçları tez olarak dünya üniversitelerinde okutulmalıdır!
Ülke yönetimi tümüyle tek bir aklın insafına bırakılmış, geri kalan seksen beş milyon sadece manzaranın piyonu ve her seferinde masada rakibe yenilerek kalkıyorsun ve yine de en büyük alkışı mağlup olan alıyor; çünkü mağlubiyeti bir tek yenilen biliyor, diğer çoğunluk bundan Zafer sarhoşluğu yaratıyor!
Hal böyle olunca yenilen güreşe doymuyor ve sürekli kündeye gelen bir aklın sığınacağı manevi kuvvet var, en sonunda o da oldu, tüm bu karmaşanın, insanları açlıkla sınamanın adresini de bize gösterdiler ve topu Allah’a attılar!
Buna inanmadığımızı sanıyorsanız bu ülkede yaşamıyorsunuz!
Çocukken bize “ her şeyin Allahtan geldiğini “ üstüne basa, basa öğretmediler mi?
Şimdi mesele zam ve faiz işi olunca neden kıvırıyorsunuz?
Aynen öyledir ve ben inanıyorum, tüm derdi, belayı sırtımıza Allah yüklüyor!
Mesela Ankaralı Melihin dinozorlarını sahada çürüten de Allah’tır!
Bunların put olduğunu ve peygamberimizin putlarla savaştığını bilmiyor musunuz?
Şimdi çıkmış Melihe dava açıyorlar; neymiş efendim “ burada çöpe atılan parayla üç yüz adet yurt, on beş bin konut, bilmem kaç okul, hastane yapılırmış !”
Yani utanmazlarsa bu parayla Avrupa’dan bin tane demokrasi alınırdı diyecekler!
Canım benim, sen hala çarkın kırıldığının farkında değilsin!
Şimdi o dişlilerin arasında ki çeteler, mafya, uyuşturucu baronları ve dahası insanlıktan uzak ne varsa yere döküldü ve başladılar biri birini yemeye!
İddialar, kasetler, şantajlar, dönen rüşvet iddiaları ve güzel şeyler hariç, aklınıza ne kadar kötülük geliyorsa şimdi hepsi orta yerde ve hepsi etten yere düşen sinek kurtçukları gibi güneşten kaçıp biri birine sokuluyor!
Peki, cesaretin varsa çık ortaya bunları söyle bakalım!
Söylediğin anda ensene yediğin tokatla çözülen dilin ne söyler biliyor musun? “ Bayrak inmez, vatan bölünmez!”
Ne güzel slogan değil mi?
İşte tam da içinden çıkılmaz bu hali havale edecek en yüce makam vardı!
Müthiş bir çıkış ve işten sıyrılmak için zeka dolu bir çıkış!
Dünden beri sokaklarda ve kahvehane köşelerinde tartışılan konu bu ve günün sonunda “ evet, her şeyi bilen ve yapan Allah’tır...”
Amenna ve saddak...
E.. CANIM
Sorarsın “ durumun nasıl “ diye! Yurdum insanı bu soruya “ çok şükür, gönlümüz zengin “ diyerek yanıt verir ve dünyanın en büyük gönlü zenginleri bizdedir! Yokluk ve yoksulluğu böyle psikolojik bir çalımla bertaraf etmenin başka izahı yoktur! Bu gönlü zengin olmaya bir de “ buz gibi suyumuz var” diye bir ekleme yapmışsa vaziyet tamamdır, efendi kırsalda, bir dağ başı, ya da eteğindedir, kargadan başka kuş tanımadığı için dünyada neyin döndüğünü bilmez ve onun devleti ile tanrısı kutsaldır, sıkıysa laf et!
Böyle bir vatandaşın devleti de nazarlıktır!
Ülkesinde otuz milyon Kürt, yirmi milyon Alevi Yaşar, ağız açılınca “ Alevi kardeşlerimizle başlar, Kürt kardeşlerimizle “ biter!
Bu iki yaramaz kardeş, her zaman diğerlerinin gaz alma rampası olmuşlardır; yoksa iç düşman yaratmayan devlet mi olur?
Bu ülkede benim yaşamıma denk gelen yetmiş sonrası askeri darbelerin tümü bu kesimlere fatura edildi, çünkü diğer çoğunluğa bir izah gerekiyordu, en kolay yol buydu!
Kürt kardeşler, seçime girdiler, vekil ve belediye başkanı oldular; ancak senin verdiğin ittihatçı ödevin yanlışlığından dolayı demokratik haklarla itiraz ettiler ve üstelik anayasanda “ herkes düşüncesini söyler “ demesine rağmen!
Tabi sen anayasanı takmayınca, başkalarını nasıl takacaksın, bu çok ayrı bir konu ve bir tek yolsuzluğun, rüşvetin olmadığı tüm HDP’ li belediye başkanlarını görevden almakta kalmadın, hepsini derdest edip içeri attın!
Aynısın vekillerine de yaptın, yapmaya devam ediyorsun!
Tutuklanmayan ve ceza almayan hiç bir il, ilçe yönetimi kalmadı, hiç birinin kırdığı bir cam, yediği bir rüşvet olmadığı halde!!
Kürt’lerin söz sahibi olanları ısrarla “ biz bölünmek istemiyoruz, sadece demokratikleşin bu hepimize yeter” diyor ama yok, sen tutturmuşsun günü birlik “ bölücüler” gibi hikâyelerle tutunduğun dalda bir gün fazla yaşamayı kar sanıyorsun!
Bu işin uzun vadeli bir iş olduğuna aklın ermeyince yapacağın budur ve bu söylem üzerinden beslenip semiren binlerce mafya ve ardıl bozuntuları bu ülkenin kanını emiyor ve ekonomisinin dibe vurmasına sebep oluyor, gel de anlat?
Allah var Aleviler tam kardeş! Ağabey tokat attıkça “ incinseler de incinmiyorlar “ bu nedenledir ki ellerinde saz hiç düşmedi ve tokat ın acısını türküleştirmekten başka seçenekleri de yok!
Bu kardeşlerin varlığı bu ülkede yirmi milyon kadardır ve nedense her darbe gelir bunları mıknatıs gibi bulur ve gidip derdini Hızır Paşa’ya mı anlatsınlar!
FETÖ meselesinde Alevilerin ne gibi dâhil olabilir?
Devrimci, demokrat kesim de öyle!
Şimdi bunlardan binlerce ihraç var ve hepsini yumurta, simit satmaya zorladınız, çay ocağında iş bulsun diye devreye adam sokmaya kadar!
Yerini kimlerle doldurdunuz?
Onu da siz söyleyin ve üç ortalamalı matematikçilerle yürüdüğünüz yol, bu ülkenin canına okudu, umurunuzda mı?
Kimse, kimsenin kardeşi değildir, hele ki aynı ülkenin vatandaşıysanız!
Devlet, kardeşliği eşit yurttaşlık algısı ve temsilde adaletle, liyakatle sağlar!
Sınavlarda derece yapacak, sen “ mülakat “ denilen hak yeme mekanizmasıyla sıradanları toplayıp, yandaşlarına iş bulma kurumu olacaksın!
İşte devletler böyle çöker, bu durumda kardeşlik hikâyeleri de kimseyi kurtarmaz!
Adaleti, hukuku, vatandaşın refahını ve geleceğini doğru bir çizgiye getir, boş ver biz kardeş olmayalım; bu durumda bir kardeşe de gerek yok!
Adaletin olmadığı yerde ikiz kardeş olsan bile hikâyedir ve yeter artık gına geldi!
**************
BU BİR AKIL YİTİMİDİR
Masanın ötesi, berisi aynı malzemeden yapılan çorbadır, sadece kaşıklar farklıdır ve hepimizin odaklandığı bu iki masanın dili de farklı değildir ve işin temeline bakmadan sadece tepedeki fırtınaya kapılmış gidiyoruz!
Türkiye’nin içine yuvarlandığı devasa sorunları var. Bu sorunlar kendiliğinden ortaya çıkmadı, bunlar var olan ve kimi de üretilen sorunlardır!
Ülkenin birincil sorunu “ Kürt sorunudur” üstelik elinden kayıp giden bir sorundur ki, sadece içeride değil, dışarıda da gelip karşına çıkıyor!
Neden mi?
Nedeni gayet basit, sen çözümden kaçtıkça, çözümsüzlük daha da büyüdü ve bu gün uluslararası arenanın gündemine düştü, o arenada sana ne kadar söz hakkı düşer, o da tartışılması gereken ayrı bir konu.
Bu sorunu kendi elinle dışarıya ittin ve hala bundan bir ders almadan, daha vahimini düşünerek iyice ateşe atlamayı marifet saymak, bu ülkenin geleceğine dinamit koymaktır!
Bu ülkenin ekonomik sorunları ve şu an raydan çıkan her olumsuzluğun temelinde bu sorun yatıyor!
Bu sorunu görmeden, dokunmadan ve dahası “ aman ha “ diyerek mesafeyi sürekli açmak, birilerini iktidar yapabilir ama muktedir yapamaz!
Muktedir olmak için cesaret sınırlarını zorlamak gerekiyor!
Peki, bu güne kadar her iki masanın ortaklarından buna dair bir tek söz duydunuz mu?
Duyduğunuz tek şey son elli yılın değişmez Türk siyaseti ağzıdır ve bu, Kılıçdaroğlunun
Son vaatleriyle tavan yapan bir pembe dünya yalanıdır!
Herkes bilir ki bu ülkenin sorunlarının çözümü süregelen ve künyelere yazılmış, tekrarlardan kaçmaktan geçiyor!
Bunu yapmadığınız sürece, artık savrulan bir ülkeyi ne kısa, ne de uzun vade de kurtarma şansınız yoktur!
İşte bu tehlikeyi görünce çözüm önerileri de yapılıyor!
Ancak; Türkiye’nin bunda da ciddi sıkıntıları var. Önerinin doğru Ya da yanlışına bakmadan, kimden geldiğine bakmak gibi aşamadığımız bir hastalığımız var!
Selahattin Demirtaş’ın son çıkışları buna örnektir; içeriği tam dolu mudur, değil midir ayrı bir konu!
Niyetin iyi ve doğru olduğu tartışılmazdır ve Türkiye’nin düştüğü çıkmazdan sıyrılması için, ölçülmüş, biçilmiş şimdilik kısa bir yol haritasıdır!
Demir taş’ın söylemek istediği şudur; “ başka bir ülke yok ve biz bu ülkede biri birimize mecburuz, sorun içimizde ise, çözecek olan da biziz” diyor!
Ben böyle okudum ve yanlış okumuşsam bile doğru olan budur!
Artık gözlerimizi açma zamanı!
Körebe oynamaktan o kadar sıkıldık ki..!
**************
ÇOK ZOR
Vaziyete baktığınızda artık işin Allah’a kaldığını söyleyecek kadar tüm akli melekelerini yitirmiş bir anlayışla karşı karşıyayız!
Bir toplumun nasıl sorgu mekanizmalarından koparıldığının en büyük örneği biziz ve bana kalırsa sosyologlar, psikologlar buna ciddi kafa yormalı ve sonuçları tez olarak dünya üniversitelerinde okutulmalıdır!
Ülke yönetimi tümüyle tek bir aklın insafına bırakılmış, geri kalan seksen beş milyon sadece manzaranın piyonu ve her seferinde masada rakibe yenilerek kalkıyorsun ve yine de en büyük alkışı mağlup olan alıyor; çünkü mağlubiyeti bir tek yenilen biliyor, diğer çoğunluk bundan Zafer sarhoşluğu yaratıyor!
Hal böyle olunca yenilen güreşe doymuyor ve sürekli kündeye gelen bir aklın sığınacağı manevi kuvvet var, en sonunda o da oldu, tüm bu karmaşanın, insanları açlıkla sınamanın adresini de bize gösterdiler ve topu Allah’a attılar!
Buna inanmadığımızı sanıyorsanız bu ülkede yaşamıyorsunuz!
Çocukken bize “ her şeyin Allahtan geldiğini “ üstüne basa, basa öğretmediler mi?
Şimdi mesele zam ve faiz işi olunca neden kıvırıyorsunuz?
Aynen öyledir ve ben inanıyorum, tüm derdi, belayı sırtımıza Allah yüklüyor!
Mesela Ankaralı Melihin dinozorlarını sahada çürüten de Allah’tır!
Bunların put olduğunu ve peygamberimizin putlarla savaştığını bilmiyor musunuz?
Şimdi çıkmış Melihe dava açıyorlar; neymiş efendim “ burada çöpe atılan parayla üç yüz adet yurt, on beş bin konut, bilmem kaç okul, hastane yapılırmış !”
Yani utanmazlarsa bu parayla Avrupa’dan bin tane demokrasi alınırdı diyecekler!
Canım benim, sen hala çarkın kırıldığının farkında değilsin!
Şimdi o dişlilerin arasında ki çeteler, mafya, uyuşturucu baronları ve dahası insanlıktan uzak ne varsa yere döküldü ve başladılar biri birini yemeye!
İddialar, kasetler, şantajlar, dönen rüşvet iddiaları ve güzel şeyler hariç, aklınıza ne kadar kötülük geliyorsa şimdi hepsi orta yerde ve hepsi etten yere düşen sinek kurtçukları gibi güneşten kaçıp biri birine sokuluyor!
Peki, cesaretin varsa çık ortaya bunları söyle bakalım!
Söylediğin anda ensene yediğin tokatla çözülen dilin ne söyler biliyor musun? “ Bayrak inmez, vatan bölünmez!”
Ne güzel slogan değil mi?
İşte tam da içinden çıkılmaz bu hali havale edecek en yüce makam vardı!
Müthiş bir çıkış ve işten sıyrılmak için zeka dolu bir çıkış!
Dünden beri sokaklarda ve kahvehane köşelerinde tartışılan konu bu ve günün sonunda “ evet, her şeyi bilen ve yapan Allah’tır...”
Amenna ve saddak...
E.. CANIM
Sorarsın “ durumun nasıl “ diye! Yurdum insanı bu soruya “ çok şükür, gönlümüz zengin “ diyerek yanıt verir ve dünyanın en büyük gönlü zenginleri bizdedir! Yokluk ve yoksulluğu böyle psikolojik bir çalımla bertaraf etmenin başka izahı yoktur! Bu gönlü zengin olmaya bir de “ buz gibi suyumuz var” diye bir ekleme yapmışsa vaziyet tamamdır, efendi kırsalda, bir dağ başı, ya da eteğindedir, kargadan başka kuş tanımadığı için dünyada neyin döndüğünü bilmez ve onun devleti ile tanrısı kutsaldır, sıkıysa laf et!
Böyle bir vatandaşın devleti de nazarlıktır!
Ülkesinde otuz milyon Kürt, yirmi milyon Alevi Yaşar, ağız açılınca “ Alevi kardeşlerimizle başlar, Kürt kardeşlerimizle “ biter!
Bu iki yaramaz kardeş, her zaman diğerlerinin gaz alma rampası olmuşlardır; yoksa iç düşman yaratmayan devlet mi olur?
Bu ülkede benim yaşamıma denk gelen yetmiş sonrası askeri darbelerin tümü bu kesimlere fatura edildi, çünkü diğer çoğunluğa bir izah gerekiyordu, en kolay yol buydu!
Kürt kardeşler, seçime girdiler, vekil ve belediye başkanı oldular; ancak senin verdiğin ittihatçı ödevin yanlışlığından dolayı demokratik haklarla itiraz ettiler ve üstelik anayasanda “ herkes düşüncesini söyler “ demesine rağmen!
Tabi sen anayasanı takmayınca, başkalarını nasıl takacaksın, bu çok ayrı bir konu ve bir tek yolsuzluğun, rüşvetin olmadığı tüm HDP’ li belediye başkanlarını görevden almakta kalmadın, hepsini derdest edip içeri attın!
Aynısın vekillerine de yaptın, yapmaya devam ediyorsun!
Tutuklanmayan ve ceza almayan hiç bir il, ilçe yönetimi kalmadı, hiç birinin kırdığı bir cam, yediği bir rüşvet olmadığı halde!!
Kürt’lerin söz sahibi olanları ısrarla “ biz bölünmek istemiyoruz, sadece demokratikleşin bu hepimize yeter” diyor ama yok, sen tutturmuşsun günü birlik “ bölücüler” gibi hikâyelerle tutunduğun dalda bir gün fazla yaşamayı kar sanıyorsun!
Bu işin uzun vadeli bir iş olduğuna aklın ermeyince yapacağın budur ve bu söylem üzerinden beslenip semiren binlerce mafya ve ardıl bozuntuları bu ülkenin kanını emiyor ve ekonomisinin dibe vurmasına sebep oluyor, gel de anlat?
Allah var Aleviler tam kardeş! Ağabey tokat attıkça “ incinseler de incinmiyorlar “ bu nedenledir ki ellerinde saz hiç düşmedi ve tokat ın acısını türküleştirmekten başka seçenekleri de yok!
Bu kardeşlerin varlığı bu ülkede yirmi milyon kadardır ve nedense her darbe gelir bunları mıknatıs gibi bulur ve gidip derdini Hızır Paşa’ya mı anlatsınlar!
FETÖ meselesinde Alevilerin ne gibi dâhil olabilir?
Devrimci, demokrat kesim de öyle!
Şimdi bunlardan binlerce ihraç var ve hepsini yumurta, simit satmaya zorladınız, çay ocağında iş bulsun diye devreye adam sokmaya kadar!
Yerini kimlerle doldurdunuz?
Onu da siz söyleyin ve üç ortalamalı matematikçilerle yürüdüğünüz yol, bu ülkenin canına okudu, umurunuzda mı?
Kimse, kimsenin kardeşi değildir, hele ki aynı ülkenin vatandaşıysanız!
Devlet, kardeşliği eşit yurttaşlık algısı ve temsilde adaletle, liyakatle sağlar!
Sınavlarda derece yapacak, sen “ mülakat “ denilen hak yeme mekanizmasıyla sıradanları toplayıp, yandaşlarına iş bulma kurumu olacaksın!
İşte devletler böyle çöker, bu durumda kardeşlik hikâyeleri de kimseyi kurtarmaz!
Adaleti, hukuku, vatandaşın refahını ve geleceğini doğru bir çizgiye getir, boş ver biz kardeş olmayalım; bu durumda bir kardeşe de gerek yok!
Adaletin olmadığı yerde ikiz kardeş olsan bile hikâyedir ve yeter artık gına geldi!
**************
BU BİR AKIL YİTİMİDİR
Masanın ötesi, berisi aynı malzemeden yapılan çorbadır, sadece kaşıklar farklıdır ve hepimizin odaklandığı bu iki masanın dili de farklı değildir ve işin temeline bakmadan sadece tepedeki fırtınaya kapılmış gidiyoruz!
Türkiye’nin içine yuvarlandığı devasa sorunları var. Bu sorunlar kendiliğinden ortaya çıkmadı, bunlar var olan ve kimi de üretilen sorunlardır!
Ülkenin birincil sorunu “ Kürt sorunudur” üstelik elinden kayıp giden bir sorundur ki, sadece içeride değil, dışarıda da gelip karşına çıkıyor!
Neden mi?
Nedeni gayet basit, sen çözümden kaçtıkça, çözümsüzlük daha da büyüdü ve bu gün uluslararası arenanın gündemine düştü, o arenada sana ne kadar söz hakkı düşer, o da tartışılması gereken ayrı bir konu.
Bu sorunu kendi elinle dışarıya ittin ve hala bundan bir ders almadan, daha vahimini düşünerek iyice ateşe atlamayı marifet saymak, bu ülkenin geleceğine dinamit koymaktır!
Bu ülkenin ekonomik sorunları ve şu an raydan çıkan her olumsuzluğun temelinde bu sorun yatıyor!
Bu sorunu görmeden, dokunmadan ve dahası “ aman ha “ diyerek mesafeyi sürekli açmak, birilerini iktidar yapabilir ama muktedir yapamaz!
Muktedir olmak için cesaret sınırlarını zorlamak gerekiyor!
Peki, bu güne kadar her iki masanın ortaklarından buna dair bir tek söz duydunuz mu?
Duyduğunuz tek şey son elli yılın değişmez Türk siyaseti ağzıdır ve bu, Kılıçdaroğlunun
Son vaatleriyle tavan yapan bir pembe dünya yalanıdır!
Herkes bilir ki bu ülkenin sorunlarının çözümü süregelen ve künyelere yazılmış, tekrarlardan kaçmaktan geçiyor!
Bunu yapmadığınız sürece, artık savrulan bir ülkeyi ne kısa, ne de uzun vade de kurtarma şansınız yoktur!
İşte bu tehlikeyi görünce çözüm önerileri de yapılıyor!
Ancak; Türkiye’nin bunda da ciddi sıkıntıları var. Önerinin doğru Ya da yanlışına bakmadan, kimden geldiğine bakmak gibi aşamadığımız bir hastalığımız var!
Selahattin Demirtaş’ın son çıkışları buna örnektir; içeriği tam dolu mudur, değil midir ayrı bir konu!
Niyetin iyi ve doğru olduğu tartışılmazdır ve Türkiye’nin düştüğü çıkmazdan sıyrılması için, ölçülmüş, biçilmiş şimdilik kısa bir yol haritasıdır!
Demir taş’ın söylemek istediği şudur; “ başka bir ülke yok ve biz bu ülkede biri birimize mecburuz, sorun içimizde ise, çözecek olan da biziz” diyor!
Ben böyle okudum ve yanlış okumuşsam bile doğru olan budur!
Artık gözlerimizi açma zamanı!
Körebe oynamaktan o kadar sıkıldık ki..!
**************
ÇOK ZOR
Vaziyete baktığınızda artık işin Allah’a kaldığını söyleyecek kadar tüm akli melekelerini yitirmiş bir anlayışla karşı karşıyayız!
Bir toplumun nasıl sorgu mekanizmalarından koparıldığının en büyük örneği biziz ve bana kalırsa sosyologlar, psikologlar buna ciddi kafa yormalı ve sonuçları tez olarak dünya üniversitelerinde okutulmalıdır!
Ülke yönetimi tümüyle tek bir aklın insafına bırakılmış, geri kalan seksen beş milyon sadece manzaranın piyonu ve her seferinde masada rakibe yenilerek kalkıyorsun ve yine de en büyük alkışı mağlup olan alıyor; çünkü mağlubiyeti bir tek yenilen biliyor, diğer çoğunluk bundan Zafer sarhoşluğu yaratıyor!
Hal böyle olunca yenilen güreşe doymuyor ve sürekli kündeye gelen bir aklın sığınacağı manevi kuvvet var, en sonunda o da oldu, tüm bu karmaşanın, insanları açlıkla sınamanın adresini de bize gösterdiler ve topu Allah’a attılar!
Buna inanmadığımızı sanıyorsanız bu ülkede yaşamıyorsunuz!
Çocukken bize “ her şeyin Allahtan geldiğini “ üstüne basa, basa öğretmediler mi?
Şimdi mesele zam ve faiz işi olunca neden kıvırıyorsunuz?
Aynen öyledir ve ben inanıyorum, tüm derdi, belayı sırtımıza Allah yüklüyor!
Mesela Ankaralı Melihin dinozorlarını sahada çürüten de Allah’tır!
Bunların put olduğunu ve peygamberimizin putlarla savaştığını bilmiyor musunuz?
Şimdi çıkmış Melihe dava açıyorlar; neymiş efendim “ burada çöpe atılan parayla üç yüz adet yurt, on beş bin konut, bilmem kaç okul, hastane yapılırmış !”
Yani utanmazlarsa bu parayla Avrupa’dan bin tane demokrasi alınırdı diyecekler!
Canım benim, sen hala çarkın kırıldığının farkında değilsin!
Şimdi o dişlilerin arasında ki çeteler, mafya, uyuşturucu baronları ve dahası insanlıktan uzak ne varsa yere döküldü ve başladılar biri birini yemeye!
İddialar, kasetler, şantajlar, dönen rüşvet iddiaları ve güzel şeyler hariç, aklınıza ne kadar kötülük geliyorsa şimdi hepsi orta yerde ve hepsi etten yere düşen sinek kurtçukları gibi güneşten kaçıp biri birine sokuluyor!
Peki, cesaretin varsa çık ortaya bunları söyle bakalım!
Söylediğin anda ensene yediğin tokatla çözülen dilin ne söyler biliyor musun? “ Bayrak inmez, vatan bölünmez!”
Ne güzel slogan değil mi?
İşte tam da içinden çıkılmaz bu hali havale edecek en yüce makam vardı!
Müthiş bir çıkış ve işten sıyrılmak için zeka dolu bir çıkış!
Dünden beri sokaklarda ve kahvehane köşelerinde tartışılan konu bu ve günün sonunda “ evet, her şeyi bilen ve yapan Allah’tır...”
Amenna ve saddak...
E.. CANIM
Sorarsın “ durumun nasıl “ diye! Yurdum insanı bu soruya “ çok şükür, gönlümüz zengin “ diyerek yanıt verir ve dünyanın en büyük gönlü zenginleri bizdedir! Yokluk ve yoksulluğu böyle psikolojik bir çalımla bertaraf etmenin başka izahı yoktur! Bu gönlü zengin olmaya bir de “ buz gibi suyumuz var” diye bir ekleme yapmışsa vaziyet tamamdır, efendi kırsalda, bir dağ başı, ya da eteğindedir, kargadan başka kuş tanımadığı için dünyada neyin döndüğünü bilmez ve onun devleti ile tanrısı kutsaldır, sıkıysa laf et!
Böyle bir vatandaşın devleti de nazarlıktır!
Ülkesinde otuz milyon Kürt, yirmi milyon Alevi Yaşar, ağız açılınca “ Alevi kardeşlerimizle başlar, Kürt kardeşlerimizle “ biter!
Bu iki yaramaz kardeş, her zaman diğerlerinin gaz alma rampası olmuşlardır; yoksa iç düşman yaratmayan devlet mi olur?
Bu ülkede benim yaşamıma denk gelen yetmiş sonrası askeri darbelerin tümü bu kesimlere fatura edildi, çünkü diğer çoğunluğa bir izah gerekiyordu, en kolay yol buydu!
Kürt kardeşler, seçime girdiler, vekil ve belediye başkanı oldular; ancak senin verdiğin ittihatçı ödevin yanlışlığından dolayı demokratik haklarla itiraz ettiler ve üstelik anayasanda “ herkes düşüncesini söyler “ demesine rağmen!
Tabi sen anayasanı takmayınca, başkalarını nasıl takacaksın, bu çok ayrı bir konu ve bir tek yolsuzluğun, rüşvetin olmadığı tüm HDP’ li belediye başkanlarını görevden almakta kalmadın, hepsini derdest edip içeri attın!
Aynısın vekillerine de yaptın, yapmaya devam ediyorsun!
Tutuklanmayan ve ceza almayan hiç bir il, ilçe yönetimi kalmadı, hiç birinin kırdığı bir cam, yediği bir rüşvet olmadığı halde!!
Kürt’lerin söz sahibi olanları ısrarla “ biz bölünmek istemiyoruz, sadece demokratikleşin bu hepimize yeter” diyor ama yok, sen tutturmuşsun günü birlik “ bölücüler” gibi hikâyelerle tutunduğun dalda bir gün fazla yaşamayı kar sanıyorsun!
Bu işin uzun vadeli bir iş olduğuna aklın ermeyince yapacağın budur ve bu söylem üzerinden beslenip semiren binlerce mafya ve ardıl bozuntuları bu ülkenin kanını emiyor ve ekonomisinin dibe vurmasına sebep oluyor, gel de anlat?
Allah var Aleviler tam kardeş! Ağabey tokat attıkça “ incinseler de incinmiyorlar “ bu nedenledir ki ellerinde saz hiç düşmedi ve tokat ın acısını türküleştirmekten başka seçenekleri de yok!
Bu kardeşlerin varlığı bu ülkede yirmi milyon kadardır ve nedense her darbe gelir bunları mıknatıs gibi bulur ve gidip derdini Hızır Paşa’ya mı anlatsınlar!
FETÖ meselesinde Alevilerin ne gibi dâhil olabilir?
Devrimci, demokrat kesim de öyle!
Şimdi bunlardan binlerce ihraç var ve hepsini yumurta, simit satmaya zorladınız, çay ocağında iş bulsun diye devreye adam sokmaya kadar!
Yerini kimlerle doldurdunuz?
Onu da siz söyleyin ve üç ortalamalı matematikçilerle yürüdüğünüz yol, bu ülkenin canına okudu, umurunuzda mı?
Kimse, kimsenin kardeşi değildir, hele ki aynı ülkenin vatandaşıysanız!
Devlet, kardeşliği eşit yurttaşlık algısı ve temsilde adaletle, liyakatle sağlar!
Sınavlarda derece yapacak, sen “ mülakat “ denilen hak yeme mekanizmasıyla sıradanları toplayıp, yandaşlarına iş bulma kurumu olacaksın!
İşte devletler böyle çöker, bu durumda kardeşlik hikâyeleri de kimseyi kurtarmaz!
Adaleti, hukuku, vatandaşın refahını ve geleceğini doğru bir çizgiye getir, boş ver biz kardeş olmayalım; bu durumda bir kardeşe de gerek yok!
Adaletin olmadığı yerde ikiz kardeş olsan bile hikâyedir ve yeter artık gına geldi!
**************
BU BİR AKIL YİTİMİDİR
Masanın ötesi, berisi aynı malzemeden yapılan çorbadır, sadece kaşıklar farklıdır ve hepimizin odaklandığı bu iki masanın dili de farklı değildir ve işin temeline bakmadan sadece tepedeki fırtınaya kapılmış gidiyoruz!
Türkiye’nin içine yuvarlandığı devasa sorunları var. Bu sorunlar kendiliğinden ortaya çıkmadı, bunlar var olan ve kimi de üretilen sorunlardır!
Ülkenin birincil sorunu “ Kürt sorunudur” üstelik elinden kayıp giden bir sorundur ki, sadece içeride değil, dışarıda da gelip karşına çıkıyor!
Neden mi?
Nedeni gayet basit, sen çözümden kaçtıkça, çözümsüzlük daha da büyüdü ve bu gün uluslararası arenanın gündemine düştü, o arenada sana ne kadar söz hakkı düşer, o da tartışılması gereken ayrı bir konu.
Bu sorunu kendi elinle dışarıya ittin ve hala bundan bir ders almadan, daha vahimini düşünerek iyice ateşe atlamayı marifet saymak, bu ülkenin geleceğine dinamit koymaktır!
Bu ülkenin ekonomik sorunları ve şu an raydan çıkan her olumsuzluğun temelinde bu sorun yatıyor!
Bu sorunu görmeden, dokunmadan ve dahası “ aman ha “ diyerek mesafeyi sürekli açmak, birilerini iktidar yapabilir ama muktedir yapamaz!
Muktedir olmak için cesaret sınırlarını zorlamak gerekiyor!
Peki, bu güne kadar her iki masanın ortaklarından buna dair bir tek söz duydunuz mu?
Duyduğunuz tek şey son elli yılın değişmez Türk siyaseti ağzıdır ve bu, Kılıçdaroğlunun
Son vaatleriyle tavan yapan bir pembe dünya yalanıdır!
Herkes bilir ki bu ülkenin sorunlarının çözümü süregelen ve künyelere yazılmış, tekrarlardan kaçmaktan geçiyor!
Bunu yapmadığınız sürece, artık savrulan bir ülkeyi ne kısa, ne de uzun vade de kurtarma şansınız yoktur!
İşte bu tehlikeyi görünce çözüm önerileri de yapılıyor!
Ancak; Türkiye’nin bunda da ciddi sıkıntıları var. Önerinin doğru Ya da yanlışına bakmadan, kimden geldiğine bakmak gibi aşamadığımız bir hastalığımız var!
Selahattin Demirtaş’ın son çıkışları buna örnektir; içeriği tam dolu mudur, değil midir ayrı bir konu!
Niyetin iyi ve doğru olduğu tartışılmazdır ve Türkiye’nin düştüğü çıkmazdan sıyrılması için, ölçülmüş, biçilmiş şimdilik kısa bir yol haritasıdır!
Demir taş’ın söylemek istediği şudur; “ başka bir ülke yok ve biz bu ülkede biri birimize mecburuz, sorun içimizde ise, çözecek olan da biziz” diyor!
Ben böyle okudum ve yanlış okumuşsam bile doğru olan budur!
Artık gözlerimizi açma zamanı!
Körebe oynamaktan o kadar sıkıldık ki..!
**************
ÇOK ZOR
Vaziyete baktığınızda artık işin Allah’a kaldığını söyleyecek kadar tüm akli melekelerini yitirmiş bir anlayışla karşı karşıyayız!
Bir toplumun nasıl sorgu mekanizmalarından koparıldığının en büyük örneği biziz ve bana kalırsa sosyologlar, psikologlar buna ciddi kafa yormalı ve sonuçları tez olarak dünya üniversitelerinde okutulmalıdır!
Ülke yönetimi tümüyle tek bir aklın insafına bırakılmış, geri kalan seksen beş milyon sadece manzaranın piyonu ve her seferinde masada rakibe yenilerek kalkıyorsun ve yine de en büyük alkışı mağlup olan alıyor; çünkü mağlubiyeti bir tek yenilen biliyor, diğer çoğunluk bundan Zafer sarhoşluğu yaratıyor!
Hal böyle olunca yenilen güreşe doymuyor ve sürekli kündeye gelen bir aklın sığınacağı manevi kuvvet var, en sonunda o da oldu, tüm bu karmaşanın, insanları açlıkla sınamanın adresini de bize gösterdiler ve topu Allah’a attılar!
Buna inanmadığımızı sanıyorsanız bu ülkede yaşamıyorsunuz!
Çocukken bize “ her şeyin Allahtan geldiğini “ üstüne basa, basa öğretmediler mi?
Şimdi mesele zam ve faiz işi olunca neden kıvırıyorsunuz?
Aynen öyledir ve ben inanıyorum, tüm derdi, belayı sırtımıza Allah yüklüyor!
Mesela Ankaralı Melihin dinozorlarını sahada çürüten de Allah’tır!
Bunların put olduğunu ve peygamberimizin putlarla savaştığını bilmiyor musunuz?
Şimdi çıkmış Melihe dava açıyorlar; neymiş efendim “ burada çöpe atılan parayla üç yüz adet yurt, on beş bin konut, bilmem kaç okul, hastane yapılırmış !”
Yani utanmazlarsa bu parayla Avrupa’dan bin tane demokrasi alınırdı diyecekler!
Canım benim, sen hala çarkın kırıldığının farkında değilsin!
Şimdi o dişlilerin arasında ki çeteler, mafya, uyuşturucu baronları ve dahası insanlıktan uzak ne varsa yere döküldü ve başladılar biri birini yemeye!
İddialar, kasetler, şantajlar, dönen rüşvet iddiaları ve güzel şeyler hariç, aklınıza ne kadar kötülük geliyorsa şimdi hepsi orta yerde ve hepsi etten yere düşen sinek kurtçukları gibi güneşten kaçıp biri birine sokuluyor!
Peki, cesaretin varsa çık ortaya bunları söyle bakalım!
Söylediğin anda ensene yediğin tokatla çözülen dilin ne söyler biliyor musun? “ Bayrak inmez, vatan bölünmez!”
Ne güzel slogan değil mi?
İşte tam da içinden çıkılmaz bu hali havale edecek en yüce makam vardı!
Müthiş bir çıkış ve işten sıyrılmak için zeka dolu bir çıkış!
Dünden beri sokaklarda ve kahvehane köşelerinde tartışılan konu bu ve günün sonunda “ evet, her şeyi bilen ve yapan Allah’tır...”
Amenna ve saddak...
Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
Bu BARIŞ OLMALIDIR HEMDE HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA 
 28 Ekim 2025 06:31
YANİ  ÖYLE BİR ŞEY...! 
 14 Ekim 2025 06:31
O BAKIŞ ANLIK.... 
 03 Ekim 2025 06:31
HAZRETIN ÇOK TEHLIKELİ FİGÜR  OLDUGUNU HEP SÖYLEDİM 
 04 Eylul 2025 06:31
BU HESAPSIZLIKLAR NELER GETiRMEDI Ki!? 
 27 Ağustos 2025 06:31
ALEVİ BEKTASİ OLMAK 
 18 Ağustos 2025 06:31
ABDALA MALUM OLUR 
 07 Ağustos 2025 06:31
YOĞURT MESELESİ 
 03 Ağustos 2025 06:31
ABDALA MALUM OLUR 
 01 Ağustos 2025 06:31
" ARAP'TA " NEREDEN ÇIKTI ? 
 14 Temmuz 2025 06:31
ABDALA MALUM OLUR 
 06 Temmuz 2025 06:31
ABDALA MALUM OLUR 
 03 Temmuz 2025 06:31
BAŞKA İSİM YOKMUŞ GİBİ..... 
 22 Mayıs 2025 06:31
HOŞ GELDİN AREN BEBEK 
 15 Mayıs 2025 06:31
ANTEPOZ VEENOPOZ 
 09 Mayıs 2025 06:31
GÜLE GÜLE MEZOTOPYANIN GUZEL EVLADI 
 06 Mayıs 2025 06:31
ABDALA MALUM OLUR " NELER VAR NELER İNCEDEN İNCE " 
 25 Nisan 2025 06:31
ABDALA MALUM OLUR 
 23 Nisan 2025 06:31
ABDALA MALUM OLUR 
 19 Nisan 2025 06:31
AMASIZ FAKATSIZ 
 18 Nisan 2025 06:31
ABDALA MALUM OLUR 
 07 Nisan 2025 06:31
ABDALA MALUM OLUR 
 20 Şubat 2025 06:31
Belli ki hala hirsı var " Tanımıyorsunuz " 
 10 Şubat 2025 06:31
ABDALA MALUM OLUR 
 05 Şubat 2025 06:31
ABDALA MALUM OLUR 
 14 Ocak 2025 06:31
DAVULCU ILE ZURNACI 
 09 Ocak 2025 06:31
Kredi karti 
 06 Ocak 2025 06:31
" Ben degil bütün alimler öyle diyi " 
 29 Aralık 2024 06:31
Bana tarihte öyle  okuyarak, arastirarak din sahibi olan bir kavim gosterin 
 21 Aralık 2024 06:31
" Erken seclmde.... Erken secim " 
 16 Aralık 2024 06:31
EĞRİ OTURUP DOĞRU KONUSALIM 
 14 Aralık 2024 06:31
Israil Alacagini aldi 
 13 Aralık 2024 06:31
Balast taşı 
 08 Aralık 2024 06:31
Pazar yerinde gezerken 
 12 Kasım 2024 06:31
DOKUZ KÖYDEN KOVULMAK 
 04 Şubat 2023 06:31
YALAYA YALAYA GELDİĞİMİZ NOKTADIR, SON YALAMA” HAZZI! 
 27 Ocak 2023 06:31
“ Her şey bilmem kimin işaretine bakar” 
 16 Ocak 2023 06:31
İKİ ŞEY 
 10 Ocak 2023 06:31
Bak girdiniz işte! 
 02 Ocak 2023 06:31
BU İŞİN SONU 
 29 Aralık 2022 06:31
 “fakir ha...”  Ulan topunu dara çekeceksin, döl israfı bunlar..! 
 26 Aralık 2022 06:31
EN UZUN GECE 
 23 Aralık 2022 06:31
NE YAPSIN 
 14 Aralık 2022 06:31
PARLAMENTO 
 11 Aralık 2022 06:31
GEL GÖR BİZİ DÜNYA 
 04 Aralık 2022 06:31
FENA DEĞİL 
 01 Aralık 2022 06:31
DİYELİM Kİ 
 28 Kasım 2022 06:31
DAHA NE BEKLERSİNİZ 
 19 Kasım 2022 06:31
“ Yani demek istiyorum ki sen, ben, o...hepimiz orada olabilirdik..” 
 14 Kasım 2022 06:31
BİLİNDİK BİR MANZARA 
 06 Kasım 2022 06:31
BU KADAR MI? 
 04 Kasım 2022 06:31
CUMHURİYET Mİ DEDİNİZ? 
 30 Ekim 2022 06:31
ÇAĞDAN KOPMAK 
 24 Ekim 2022 06:31
Bildiğim kadarı ile Allah bela işlerine bakmıyor, 
 14 Ekim 2022 06:31
SANSÜR YASASI 
 11 Ekim 2022 06:31
BİR UTANCIN ANATOMİSİ 
 07 Ekim 2022 06:31
AH KEMAL 
 05 Ekim 2022 06:31
GÖRÜNEN KÖY 
 30 Eylul 2022 06:31
DERİN YOKSULLUĞA SEVİNMEK 
 21 Eylul 2022 06:31
FİNALDEYİZ 
 15 Eylul 2022 06:31
BU GECE 
 12 Eylul 2022 06:31
GELİN GERÇEK BÖLÜCÜYÜ TANIYALIM 
 31 Ağustos 2022 06:31
HASAN BASRİ AYDIN 
 28 Ağustos 2022 06:31
BU UTANÇ ORTA YERDE DURDUKÇA 
 19 Ağustos 2022 06:31
SATIR ARALARI 
 12 Ağustos 2022 06:31
BAY KEMAL OLMAK 
 26 Temmuz 2022 06:31
“ Baş benim, gövde bana ait değil “ 
 22 Temmuz 2022 06:31
“ Döneklik olmasa seçimler olur muydu?” 
 13 Temmuz 2022 06:31
MASA KURMAK 
 05 Temmuz 2022 06:31
ALEVİLER 
 02 Temmuz 2022 06:31
CİNAYET MAHALLİNE DÖNMEK 
 24 Haziran 2022 06:31
HEPİMİZ KARDEŞİZ YA 
 21 Haziran 2022 06:31
“ Yalan da yok, xılafta yok!” 
 12 Haziran 2022 06:31
Dün birkaç  sürtük  aradı,  
 05 Haziran 2022 06:31
TEŞHİSİ DOĞRU KOYMAK 
 29 Mayıs 2022 06:31
ÇILDIRIYORUM 
 22 Mayıs 2022 06:31
İNSANI ORTA YERİNDEN ÇATLATIYORSUNUZ 
 17 Mayıs 2022 06:31
BAK EKREM BEY 
 08 Mayıs 2022 06:31
YAPININ ÇİVİSİ ÇIKINCA, ÇATIRDAMA SESLERİ YIKILACAĞININ HABERİDİR! 
 05 Mayıs 2022 06:31
GELİYOR 
 28 Nisan 2022 06:31
BÖYLE OLUR BU COĞRAFYANIN HALLERİ 
 11 Nisan 2022 06:31
YAZ KÂTİP 
 24 Mart 2022 06:31
AKLIMIN SINIRLARINA YANAYIM 
 15 Mart 2022 06:31
AKLIMIN SINIRLARINA YANAYIM 
 14 Mart 2022 06:31
BU KONUDA ÜSTÜMÜZE YOKTUR 
 11 Mart 2022 06:31
SAĞ CENAH 
 09 Mart 2022 06:31
CANAVARIN ADRESİ 
 02 Mart 2022 06:31
ANADİLİ 
 22 Şubat 2022 06:31
GİTMİCEK 
 21 Şubat 2022 06:31
BAYRAK 
 14 Şubat 2022 06:31
BANA GÖRE YAPTIĞI SON DERECE MAKULDÜR 
 11 Şubat 2022 06:31
OLAN OLACAK 
 07 Şubat 2022 06:31
  Ya arı ol, ya da bal ol  
 21 Ocak 2022 06:31
SAĞ OL SOL 
 18 Ocak 2022 06:31
ÇOK HIZLIYIZ 
 10 Ocak 2022 06:31
YAV SUS 
 04 Ocak 2022 06:31
SARI ÖKÜZÜ VERMEYECEKTİNİZ 
 30 Aralık 2021 06:31
ALLAH'INA GURBAN MALATYA 
 22 Aralık 2021 06:31
AMAAAN HAAA 
 17 Aralık 2021 06:31
HIZIR PAŞA 
 14 Aralık 2021 06:31
O HAREKETTEN SONRA 
 09 Aralık 2021 06:31
  Zamlarda haberimiz yok mu? 
 07 Aralık 2021 06:31
HAZİNEMİZ 
 02 Aralık 2021 06:31
GEÇTİ BORUN PAZARI 
 27 Kasım 2021 06:31
BENİ DOKUZ KÖYDEN KOVUN 
 21 Kasım 2021 06:31
MUHTEŞEM YÜZ YIL 
 14 Kasım 2021 06:31
İŞİN ÖZETİ 
 07 Kasım 2021 06:31
TAM BİR SAAT 
 02 Kasım 2021 06:31
BİR ŞEYHLER OLUYOR 
 25 Ekim 2021 06:31
MERKEZ BANKASI 
 17 Ekim 2021 06:31
HAKSIZLIK ETMEYELİM 
 16 Ekim 2021 06:31
KOPUKTAN SANATÇI OLURSA 
 13 Ekim 2021 06:31
GÜZEL DOSTLARLA BULUŞMAK 
 10 Ekim 2021 06:31
ZAM DEĞİL FİYAT AYARLAMA 
 04 Ekim 2021 06:31
KÜRTLERLE DANS 
 30 Eylul 2021 06:31
AMERİKAYI ANLAMAK 
 26 Ağustos 2021 06:31
KIL OLUYORUM ABİ 
 23 Ağustos 2021 06:31
TALİBAN 
 17 Ağustos 2021 06:31
GEZEGENİMİZ BAŞ KALDIRDI 
 11 Ağustos 2021 06:31
SEN O DÜŞÜ GÖRMEYE DEVAM ET 
 09 Ağustos 2021 06:31
ÇOK İYİ BİLİYORUM 
 06 Ağustos 2021 06:31
KORKU BÖYLE BİR ŞEYDİR 
 01 Ağustos 2021 06:31
DEMEK Kİ TÜM ACILARIN ÜSTÜNE BİR ÇAY İÇMEK GEREKİYORMUŞ!! 
 26 Temmuz 2021 06:31
BU AKIL SİZİ HEP YENİLGİYE UĞRATIR 
 18 Temmuz 2021 06:31
OMURGA 
 15 Temmuz 2021 06:31
VAZİYET BU 
 09 Temmuz 2021 06:31
MAALESEF TOPLUMA BUNLAR YÖN VERİYOR 
 06 Temmuz 2021 06:31
KÖTÜLER 
 02 Temmuz 2021 06:31
DOĞANŞEHİR ESKİ KÖY NİYE YANDI
!!!? 
 28 Haziran 2021 06:31
KATİL 
 23 Haziran 2021 06:31
NEYİN PAZARLIĞI 
 16 Haziran 2021 06:31
BU KADAR HIZLI SOLLARSAN 
 13 Haziran 2021 06:31
BEN VE DENİZ 
 04 Haziran 2021 06:31
SEN NE BİÇİM MUHALEFETSİN 
 29 Mayıs 2021 06:31
ÇÖKME 
 25 Mayıs 2021 06:31
MAFYA BİR DEVLET ACİZLİĞİDİR 
 20 Mayıs 2021 06:31
DEVLET 
 18 Mayıs 2021 06:31
ALTI MAYIS 
 18 Mayıs 2021 06:31
ALTI MAYIS 
 06 Mayıs 2021 06:31
ACABA..!? 
 01 Mayıs 2021 06:31
KOPTUK GİDİYORUZ 
 27 Nisan 2021 06:31
İŞİNİ BİLMEK 
 19 Nisan 2021 06:31
DEĞİŞEN HİÇ BİR ŞEY YOK 
 31 Mart 2021 06:31
BİLMEK TEHLİKELİDİR 
 28 Mart 2021 06:31
DİKİŞ TUTMUYOR 
 22 Mart 2021 06:31
KAYMAKAM 
 16 Mart 2021 06:31
ANCAK BU KADAR OLUR..! 
 10 Mart 2021 06:31
FARKINA VARDILAR AMA 
 05 Mart 2021 06:31
ŞİMDİ ANLADIM 
 25 Şubat 2021 06:31
AMAN HA 
 22 Şubat 2021 06:31
BU YARA DİKİŞ TUTMAZ 
 15 Şubat 2021 06:31
KAFAM KIZAR İSE AYA GİDERİM 
 11 Şubat 2021 06:31
DEMOKRASİ GETİRECEKLERMİŞ 
 08 Şubat 2021 06:31
DAHA ÇOK BEKLERİZ 
 05 Şubat 2021 06:31
YENİ ANAYASA 
 02 Şubat 2021 06:31
ZATEN İŞARETLİSİNİZ 
 29 Ocak 2021 06:31
DEVLETTE BU OLUR MU? 
 25 Ocak 2021 06:31
YENİ DÖNEM 
 21 Ocak 2021 06:31
DÜNYADA BİR ŞEYLER OLUYOR AMA!! 
 07 Ocak 2021 06:31
BU MÜTHİŞ BİR HİPNOZDUR 
 31 Aralık 2020 06:31
BAZEN SÖZ BİTER 
 28 Aralık 2020 06:31
KARAKTERİNİZ KADERİNİZİ BELİRLER 
 23 Aralık 2020 06:31
KANIN KOKTUĞU YER 
 21 Aralık 2020 06:31
REFORMUN AYAK SESLERİ 
 15 Aralık 2020 06:31
DEMEK Kİ 
 08 Aralık 2020 06:31
NOKTA 
 04 Aralık 2020 06:31
DİL-DİN-KÜLTÜR 
 30 Kasım 2020 06:31
KADINLAR GÜNÜ MÜ DEDİNİZ? 
 25 Kasım 2020 06:31
ALIN SİZE REFORM 
 23 Kasım 2020 06:31
DUYDUNUZ DEĞİL Mİ? 
 20 Kasım 2020 06:31
ÇARŞI KARIŞIK 
 14 Kasım 2020 06:31
DEMOKRASİ VE AHLAK 
 07 Kasım 2020 06:31
GERÇEĞİMİZİ̇ GİZLEYEN YÜZSÜZLER İZ 
 01 Kasım 2020 06:31
AŞİRET SOSYAL CİNAYETİN ADIDIR 
 26 Ekim 2020 06:31
BU KADAR UCUZ ÖLÜYORUZ İŞTE 
 22 Ekim 2020 06:31
YAKMAK 
 14 Ekim 2020 06:31
BEŞ YIL ÖNCEYDİ 
 10 Ekim 2020 06:31
NE GÜNLERE KALDIK 
 06 Ekim 2020 06:31
BÖYLE BİR HASRET 
 28 Eylul 2020 06:31
AKLİ MELEKE 
 25 Eylul 2020 06:31
BİR TOPLUM BU KADAR MI KENDİNİ TESCİLLER 
 21 Eylul 2020 06:31
İSRAİL 
 17 Eylul 2020 06:31
Düşünce özgürlüğü  
 13 Eylul 2020 06:31
KAYMAKAMLAR 
 10 Eylul 2020 06:31
İDAM 
 07 Eylul 2020 06:31
OTUZ AĞUSTOS 
 31 Ağustos 2020 06:31
GERÇEKLERİ OKUMAK 
 28 Ağustos 2020 06:31
BEKLENEN MÜJDE 
 24 Ağustos 2020 06:31
KATİP ARZUHALİM YAZ YÂRE BÖYLE 
 20 Ağustos 2020 06:31
OKULLAR 
 17 Ağustos 2020 06:31
TARİHİ ESERLER 
 16 Ağustos 2020 06:31
KISACASI 
 03 Ağustos 2020 06:31
KUSURA BAKMAYIN 
 30 Temmuz 2020 06:31
KEMAL BEYİ KUTLUYORUM 
 27 Temmuz 2020 06:31
CİNAYETLER CUMHURİYETİ 
 23 Temmuz 2020 06:31
YAŞAMA TUTUNMAK 
 17 Temmuz 2020 06:31
DOĞRUYA DAĞLAR EĞİLİR 
 06 Temmuz 2020 06:31
ZULMÜN ARTSIN Kİ ZEVAL BULASIN 
 01 Temmuz 2020 06:31
BEKÇİLER 
 21 Haziran 2020 06:31
AHLAKSIZLIĞIN GÖRÜNEN YÜZÜ 
 15 Haziran 2020 06:31
SİYASET 
 12 Haziran 2020 06:31
EKSEN KAYINCA 
 09 Haziran 2020 06:31
KAPA ÇENENİ 
 03 Haziran 2020 06:31
KAN 
 31 Mayıs 2020 06:31
DEMOKRASİ 
 24 Mayıs 2020 06:31
KORKULARINIZ VARSA 
 17 Mayıs 2020 06:31
YÜCE TANRIM 
 16 Mart 2020 06:31
DERTLERE  DEVA ASPİRİN 
 10 Mart 2020 06:31
HUZUR İSLAMDA 
 04 Mart 2020 06:31
AMERİKALI BİR KEÇİ VURMUŞ 
 29 Şubat 2020 06:31
HDP KONGRESİNİ NASIL OKUMALI 
 25 Şubat 2020 06:31
BU FETVAYI DİKATE ALIN.. 
 17 Şubat 2020 06:31
HAFTA BİTERKEN 
 10 Şubat 2020 06:31
ACABA..!!? 
 01 Şubat 2020 06:31
ACIYI AYRIŞTIRMAK 
 27 Ocak 2020 06:31
AYNEN ÖYLE SAYIN BAKANIM 
 24 Ocak 2020 06:31
BULMUŞUZ EĞLENCEYİ 
 19 Ocak 2020 06:31
YOK ARTIK 
 14 Ocak 2020 06:31
ZAVALLILAR 
 09 Ocak 2020 06:31
TEŞHİSİ DOĞRU KOYMADIKÇA 
 05 Ocak 2020 06:31
KUSURA BAKMAYACAKSIN 
 03 Ocak 2020 06:31
OTOMOBİL 
 30 Aralık 2019 06:31
İNSANI ÇILDIRTMAYIN 
 14 Aralık 2019 06:31
ÜLKEYİ TIRTILLAR SARMIŞ 
 10 Aralık 2019 06:31
    TAM ZAMANI 
 08 Aralık 2019 06:31
BİR TANRI DÜŞÜNÜN 
 02 Aralık 2019 06:31
24 KASIM 
 24 Kasım 2019 06:31
DÜNYAYI OKUMAK 
 16 Kasım 2019 06:31
BAĞIMSIZLIK 
 13 Kasım 2019 06:31
HER CANLI ER GEÇ GERÇEKLE YÜZLEŞECEKTİR 
 08 Kasım 2019 06:31
İNSANI ÇILDIRTMAYIN 
 05 Kasım 2019 06:31
DEFALARCA DEDİK AMA 
 31 Ekim 2019 06:31
BU AKILLA 
 25 Ekim 2019 06:31
SİZE BİR AMERİKA ÖRNEĞİ 
 21 Ekim 2019 06:31
BÜLENT UÇAR 
 15 Ekim 2019 06:31
ARAP KEMERİ 
 14 Ekim 2019 06:31
BÜNYE ALIŞIKSA 
 02 Ekim 2019 06:31
ŞAMİL TAYAR VE ARINÇ 
 27 Eylul 2019 06:31
Başlıklar : IMF, İŞİN ÖZETİ  ,AŞURE, GÜVEN VE ZEKA 
 25 Eylul 2019 06:31
SAYIN TARIM BAKANI VE VAN TARIM İl MÜDÜRÜ 
 21 Eylul 2019 06:31
KÖY- KENT PROJELERİ 
 19 Eylul 2019 06:31
ALLAH AŞKINA BU ÜLKEYİ KİM YÖNETİYOR? 
 12 Eylul 2019 06:31
NAMUSLU HIRSIZ 
 09 Eylul 2019 06:31
BAŞLIKLAR;  EY KUTSAL RUH,BU DA OLDU,BENCEDE 
 07 Eylul 2019 06:31
ÜLKEYİ KİM YÖNETİYOR? 
 02 Eylul 2019 06:31
PUTİN,,, ESKİ DEFTERLER,,KUŞLAR AYIP ETMİŞ 
 29 Ağustos 2019 06:31
İDAM, KADIN CİNAYETLERİ,YALAN 
 28 Ağustos 2019 06:31
GAP 
 17 Ağustos 2019 06:31
SADECE KAZ DAĞLARI MI? 
 14 Ağustos 2019 06:31
SİGARAMIN DUMANI 
 04 Ağustos 2019 06:31
Usta! 
 29 Temmuz 2019 06:31
DOĞRU SONUÇ BUDUR 
 23 Temmuz 2019 06:31
BÜYÜK İNSAN 
 16 Temmuz 2019 06:31
DEMEK OLUYORMUŞ 
 01 Temmuz 2019 06:31
ASIL GÜNDEMİMİZE HEMEN DÖNÜLDÜ 
 26 Haziran 2019 06:31
BU PANİK NİYE 
 22 Haziran 2019 06:31
PAZAR 
 16 Haziran 2019 06:31
SURİYELİLER 
 10 Haziran 2019 06:31
İSTANBUL SEÇİMLERİ 
 08 Haziran 2019 06:31
İŞİNİZE GELMEDİ DEĞİL Mİ? 
 01 Haziran 2019 06:31
KONU TEKRARI 
 27 Mayıs 2019 06:31
DOĞANŞEHİR KAYMAKAMI VE ORMAN İŞLETME ŞEFİNE HATIRLATIRIM 
 21 Mayıs 2019 06:31
İSTANBUL SEÇİMİ 
 15 Mayıs 2019 06:31
BİRAZ UTANIN 
 11 Mayıs 2019 06:31
KİTAP FUARI 
 06 Mayıs 2019 06:31
MİLLİYETÇİLİK 
 15 Nisan 2019 06:31
TÜRKİYE DE SOL İKTİDAR OLUR MU? 
 04 Mart 2019 06:31
DSP NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR? 
 19 Şubat 2019 06:31
SAMİMİYETSİZLİK 
 07 Şubat 2019 06:31
GERÇEKTEN UTANIYORUM 
 04 Şubat 2019 06:31
BAZEN ALGILARINIZLA OYNARLAR 
 29 Ocak 2019 06:31
BUNDAN SONRASI..... 
 25 Ocak 2019 06:31
YAPMAYIN 
 19 Ocak 2019 06:31
RUH HALİMİZ 
 12 Ocak 2019 06:31
DEVLET 
 10 Ocak 2019 06:31
YENİ BİR YIL 
 06 Ocak 2019 06:31
GÖRÜNEN KÖY 
 30 Aralık 2018 06:31
NE OLURSUN SUS 
 24 Aralık 2018 06:31
ÇOK MU ŞAŞIRDINIZ? 
 21 Aralık 2018 06:31
ÇÜRÜDÜK 
 19 Aralık 2018 06:31
SİYASET VE CEHALET 
 14 Aralık 2018 06:31
İYİ OLACAK 
 07 Aralık 2018 06:31
MARS 
 01 Aralık 2018 06:31
DİN PAZARLAMACILIĞI 
 25 Kasım 2018 06:31
İŞTE BU 
 19 Kasım 2018 06:31
İŞKENCE 
 16 Kasım 2018 06:31
VEFA VE UNUTULMAK 
 10 Kasım 2018 06:31
Bizim basın ve ?.. 
 05 Kasım 2018 06:31
BOP 
 30 Ekim 2018 06:31
İNATLAŞMA 
 29 Ekim 2018 06:31
BİR CİNAYETİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ 
 24 Ekim 2018 06:31
İŞTE BUNU DİYORDUK 
 22 Ekim 2018 06:31
HAFTAYA GİRERKEN 
 15 Ekim 2018 06:31
YEREL SEÇİMLER 
 05 Ekim 2018 06:31
NEDEN McKİNSEY 
 01 Ekim 2018 06:31
? BENİM ÇOCUĞUM HALAY ÇEKERKEN VURULDU ? 
 24 Eylul 2018 06:31
KRİZ 
 21 Eylul 2018 06:31
ÖĞRETMEN 
 18 Eylul 2018 06:31
12 EYLÜL 
 12 Eylul 2018 06:31
İDAM ETTİLER 
 08 Eylul 2018 06:31
 ASACAKLAR 
 05 Eylul 2018 06:31
VURGUN 
 03 Eylul 2018 06:31
BAYRAM 
 28 Ağustos 2018 06:31
DÜNYAYI YENİDEN OKUMAK 
 14 Ağustos 2018 06:31
DOLAR NASIL DÜŞER? NASIL YÜKSELİR? 
 10 Ağustos 2018 06:31
BİR ADIM ÖTESİNİ GÖRMEYENLERLE YÜRÜMEK 
 31 Temmuz 2018 06:31
NEREYE GİDİYORUZ..!? 
 28 Temmuz 2018 06:31
PATATES 
 25 Temmuz 2018 06:31
Oluk oluk kan gönderdik ne oldu? 
 21 Temmuz 2018 06:31
SOY 
 16 Şubat 2018 06:31
BİZ HAK EDİYORUZ 
 06 Şubat 2018 06:31
Türk tipi siyasetçi.! 
 01 Şubat 2018 06:31
SAVAŞ [LAR )A KARŞI ÇIKMAK NAMUS BORCUDUR 
 26 Ocak 2018 06:31
AHMET ÇAKIRA ÇAĞRIMDIR 
 19 Ocak 2018 06:31
"Yerli ve milli? ler birleşiyor mu? 
 12 Ocak 2018 06:31
Zıvanadan çıkmış bir devlet çarkının ağzı 
 05 Ocak 2018 06:31
ROBOSKİ 
 29 Aralık 2017 06:31
Onur, Haysiyet, Hak getire.Sadece şekil olarak insana benziyorlar!. 
 22 Aralık 2017 06:31
İçin gazla şişmiş!.Sen büyüdün zan ediyorsun!. 
 15 Aralık 2017 06:31
"Akılsız çoban sürüye kurt getirir." 
 09 Aralık 2017 06:31
Bak Reis!.. 
 01 Aralık 2017 06:31
Bu işaretleri iyi tanıyoruz: 
 24 Kasım 2017 06:31
Kayıp denilen Bu eniştenin bülbül gibi öttüğü iddiaları var!. 
 17 Kasım 2017 06:31
Binalı sefere çıktı amaa!.. 
 10 Kasım 2017 06:31
Salla gitsin: 
 03 Kasım 2017 06:31
NE YAPMALI? 
 27 Ekim 2017 06:31
Katillerin dansı: 
 22 Ekim 2017 06:31
Dayımın Köpeği: 
 06 Ekim 2017 06:31
VÜCUT DİLİNİ OKUMAK 
 29 Eylul 2017 06:31
PEMBEBüS. 
 22 Eylul 2017 06:31
EYY...YURDUM!.. 
 10 Eylul 2017 06:31
Her şey bir delinin anlık psikolojisine bağlı!. 
 06 Eylul 2017 06:31
PANİK 
 25 Ağustos 2017 06:31
Helenistik çağ dünya kültürel mirasının en önemli kavşağıdır 
 19 Ağustos 2017 06:31
Gülme krizine tutulursak şaşmayın 
 05 Ağustos 2017 06:31
BİZİM İMPARATORLARIMIZ BÖYLE OLUR 
 29 Temmuz 2017 06:31
OHAL!.. 
 23 Temmuz 2017 06:31
BİR YIL GEÇTİ AMA !.. 
 16 Temmuz 2017 06:31
Bas bas bağırıyorlardı!.. "Biz gelirseeekkk!.." 
 12 Temmuz 2017 06:31
YAPILANLAR ALEVİLERİ DİZAYN ETMEK DEĞİL DE NEDİR? 
 14 Şubat 2017 06:31
ÜLKENİN HALİ VE AHVALİ 
 18 Eylul 2016 06:31
NURLU GÜNLER YAKINDIR 
 16 Temmuz 2016 06:31
ZERDÜŞT 
 11 Haziran 2016 06:31
KAOSA 'EVET' DİYENLER 
 22 Mayıs 2016 06:31
..Ülke hızla bir kopuş yaşıyor.. 
 20 Mart 2016 06:31
VATAN, MİLLET  DİN HİKÂYELERİ 
 15 Kasım 2015 06:31
TEKLEYEN TEK ADAM 
 25 Ekim 2015 06:31
YALAKALIK 
 17 Ekim 2015 06:31
