ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

Siyasetin temeli ideolojidir. İdeolojiden yoksun bir “siyaset”, makam, mevki, koltuk kapmaca oyununa dönüşür. Bu gün CHP de olduğu gibi..

 Bu oyunu siyaset sanmak ve bu oyuna siyaset adını vermek nankörlük sahtelik hepsi ile birlikte cehalettir.

İdeoloji terimi, Antik Yunanca’ da ki idea ve logos terimlerinin birleşiminden türetilmiştir.

Bu bağlamda idea kavram, logos kuram anlamına gelmektedir.

 İdeoloji, kavramsal ve kuramsal bir yapıdır.

 Bu kavramsal ve kuramsal yapı, toplumsal ve pratik yaşamla bütünleştiği zaman, siyaset, yani politika adı verilen alan ortaya çıkar.

 Politika, toplumsal bağlamda, teori ve pratiğin birleştirilmesi ile sağlanan alandır.

12 Eylül askeri darbesi ideolojik bilince vurulmuş bir darbedir.

O günden bu güne SHP dönemlerini saymaz isek ( o zaman az da olsa ideoloji vardı oluşmuş gelişmek üzere idi ki CHP ile birleşme oldu) bütün partilerde hiç ideoloji olmadı olması için de hiçbir çaba sarf edilmedi ve günümüze gelindi.Gelinen durum da ortada Türkiye ne halde aklı izanı olan ülkesini halkları seven herkes bunu görüyor ve yaşıyor. Bazı kafalar da bunu görüyor ancak yağcı yalakalık yapmaktan işin doğrusunu görmemezlikten gelerek bu olumsuzlukları üreten besleyen unsurlara siyasilere destek veriyorlar. Sonlarını hazırlıyorlar haberleri yok.

Neyse yeniden 12 Eylüle dönecek olursak Cehaleti teşvik eden bu darbe, Türkiye’nin bugünlere gelmesinde temel bir rol oynamıştır. ABD ve CIA destekli 12 Eylül askeri yönetimi bu yolla İslamcı siyasetin önünü açmıştır. Kenan Evren denilen faşist darbeci sol sosyal demokratların hatta bazı milliyetçilerin üzerine bütün hışmı ile giderken elinde Kuranla şehir şehir dolaşarak ılımlı İslamcıların önünü açmıştır.

İslamcı siyaset birçoğunun sandığı gibi bir ideoloji değildir. İslamcı siyaset dogmatizmdir.

İslamcı siyasetin temelinde kavram ve kuram değil, “vahiy” ve “iman” yatar. İslamcı siyaset bu gerçeği gizlemek için kavramları ve kuramları süs gibi kullanır, dogmatik yapısına kavramsal ve kuramsal bir görüntü kazandırmaya çalışır. Demokrasi bizi hedefimiz değil.

Türkiye Cumhuriyeti’nin bir zaman ki başbakan’ının demokrasiden anlayışı bu işte. Emellerini gerçekleştirmek için geçici olarak kullandığı bir araç.

Demokrasi amaç değil araçtır diyenler bu gün de ülkenin en üst tepesinde her türlü yetkileri elinde toplayarak oturmuş oturmaktadır.  

Türkiye’de ideoloji temelinde siyaset yapanların sayısı çok azdır. Sosyalist ve komünist hareket ideoloji temelinde siyaset yapmıştır.

Atatürk de kısmen de olsa  monarşiyi bertaraf etmek için Cumhuriyetçilik, oligarşiyi bertaraf etmek için Halkçılık, serbest piyasacılığı bertaraf etmek için Devletçilik, teokrasiyi bertaraf etmek için Laiklik, ümmetçiliği bertaraf etmek için Milliyetçilik / Ulusçuluk, statükoculuğu ve muhafazakârlığı bertaraf etmek için Devrimcilik ilkelerini, CHP’nin ideolojisi olarak ortaya koymuştur.

CHP’nin 1959 Kurultayı’nda ortaya koyduğu “İlk Hedefler Beyannamesi”, 1965 yılında ortanın solunda yer aldığını ilan etmesi, 1976 Kurultayı’nda Demokratik Sol ve Sosyal Demokrat ilkeleri benimsemesi ve Sosyalist Enternasyonal’e üye olması, daha önce Atatürk’ün geliştirdiği Halkçılık ve Devletçilik ilkeleri ve yine Atatürk’ün uyguladığı karma ekonomik model üzerine inşa edilmiştir. Karma ekonomik model, Sosyalist Enternasyonal’in İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra benimsediği ve halen geçerli olan ilkelerinden birisidir.

Bu anlamda teorik olarak baqzı açıklamalar yapmak gerekirse;

Kapitalizm tezdir, komünizm onun antitezidir, sosyal demokrasi ikisinin sentezidir.

Sosyal demokrasi komünizmden farklı olarak sınıfları ortadan kaldırmaz, ama sınıflar arası uçurumu gidermeye çalışır; sosyal demokrasi üretim araçlarında özel sektörü ortadan kaldırmaz, ama özel sektörü dengeleyecek güçlü bir kamu sektörü geliştirmeyi hedefler. 1990’lı ve 2000’li yıllarda, Tony Blair, Gerhard Schröder ve Kemal Derviş gibi, sosyal demokrasiyi serbest piyasacı ve özelleştirmeci neo-liberal çizgiye çekmeye çalışan sözde sosyal demokratlar türemiş olsa da, sosyal demokrasinin kavramsal ve kuramsal özüne sadık kalanlar, Olof Palme, Willy Brandt, Jeremy Corbyn gibi siyasetçiler olmuştur. Türkiye’de de 1970’li yıllarda Bülent Ecevit bu çizgide bir siyaset yürütmüştür. (alıntı )

        Günümüzde CHP yöneticileri ve yönetiminde, bunları bilen ve kavrayan siyasetçi yok denecek kadar azdır.

       Bu günkü CHP, sosyal demokrasi adı altında gerçek demokrasiden özgürlükçülükten paylaşımcılık nedir diyebilen ve bütün doğru ve dürüstlüklerden vaz geçen ulusalcı gericiliği savunan, , bilgiye ilgiye reealiteye dayanmayan saçma sapan fikirlerin peşinden koşan solda değil sağda medet uman, makam, mevki, koltuk kapma yarışında olan kişilerin işgali altındadır.

İslamcı siyasetin zaferden zafere koşmasının temel nedenlerinden bir tanesi budur. Bu aslında, ABD ve CIA destekli 12 Eylül darbesinin zaferidir!

Konuyu Malatya ile ilişkilendirirsek Malatya CHP de halen bir kargaşa karmaşa oldu bitti durmadı durmak bilmedi. Malatya siyasette çok önemli bir il. Doğunun batısı batının doğusunda olması hesabı ile önemi daha da artmaktadır.

Her ne kadar böyle önemli bir yer gerek iktidar tarafında gerekse de ana muhalefet yönünde kadersiz talihsizlikleri diz boyu yaşıyor.

Bu gün konumuz CHP olduğu için ana muhalefet i şöyle bir masaya yatıracak olsak burada da hep eleştirdikleri “ tek adam “ sistemi en katı şekli ile devam ediyor.

Veli Ağbabanın haberi bilgisi olmadan partiden sinek bile uçmaz. Genl başkan yardımcılığı kariyerini de kullanarak hem genel merkezde hem de il örgütü üzerinde etkinliği tartışılmayacak kadar nettir.

31Mart seçimlerine dört aydan fazla bir zaman var. Halen Battal gazi gibi Malatya nın en büyük ilçelerinden birisi olan Battalgazi de örgüt yok.

Neden yok Çünkü Kongrelerde kendisinin destek verdiği Bahattin öner başkan seçilmiş iyi de bir çalışmalar içerisinde iken Muharrem İnce genel başkanlık için imza toplarken Bahattin Bey de Muharrem İnceye imza vermişti.

Vay efendim nasıl olurda sen imza verirsin benim dışımda hareket edersin diyerekten kendisinin ısrarla getirdiği bu başkanı istifaya zorladılar ve yaklaşık iki ay önce istifa etti halen de o büyük ilçede örgüt yok.

Örgüt yok ama şimdi Battalgazi ilçesine belediye başkan adayı arıyorlar. Yani bir arkadaşımızın dediği gibi temel yok ama çatıyı yapmaya çalışıyorlar.

Bunun gibi bütün ilçeler sorunlu. Adam ilahide kendisine biat edecek adam arıyor. Ehliyet liyakat bilgi birikimi hiç önemli değil yeter ki biat etsin ne olursa olsun omurgalı omurgasız fark etmiyor. 

Başta da söylediğim gibi Siyasetin temeli ideolojidir. İdeolojiden yoksun bir “siyaset”, makam, mevki, koltuk kapmaca oyununa dönüşür. Bu gün CHP de olduğu gibi..

CHP ehil ellerde ideolojik bir parti olmadığı sürece bu ülkede eşit yurttaşlık temelinde siyaset üretmedikçe demokrasiyi tüm kurum ve kuralları ile işletecek çözümler üretmedikçe Kürt sorununa demokratik çözüm istemedikçe  AKP ve Recep Tayyip Erdoğan daha bizi çok meşgul eder çünkü yönetemiyor ama yönetiyor gibi görünüyor.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.