ALTIN
 3.042,49
DOLAR
 35,5025
STERLİN
43,1833
EURO
 36,2485

 

 

            Aklımızla alay etmeyin beyler. Bizim de bir beynimiz var. Biz de sizin gibi düşünmeyi biliyoruz. Derneklere el koyup kayyum atamak demokrasinin ayaklarını kesmek demektir. Bütün dünya bilir ki demokratik kitle örgütleri olmazsa demokrasi diye bir şey kalmaz.

            Şimdi, yerli ve milli deyip duruyorsunuz. Cumhuriyet, demokrasi, milliyetçilik, devrimcilik, kapitalizm, faşizm, bankalar, parlamento, dini kavramlar, uçak, araba, gemi, elektrik, daha burada sayamadığımız binlerce kavram yerli ve milli değildir. Bunları ret mi edeceğiz ne diyorsunuz?

            Son günlerde iktidar partisi ve onun ortağı tarafında en çok tartışılan kavram Yerli ve milli olmak veya olmamaktan ne anlıyorlar bilemiyorum. Bu kavram Milliyetçi,  bir kavram olduğunu biliyoruz.

 

İktidar çevreleri yerli ve milli bir muhalefet yaratacaklarını da söylüyorlar.

 

         Bu yerli ve milli olduklarını söyleyen egemenler her ne hikmetse emperyalizm denilen, millî devlet yapısını en büyük düşmanını ağzına bile almıyorlar.

 

BOP, hakkında bir şey söylemiyorlar.

Milli devletleri sömürgeleştiren kapitalizmi ağzına bile almıyorlar.

 

           ABD emperyalizmine ve onun 6.Filosuna karşı ayaklanan yerli ve milli gençlerden yana değil onu katledenleri destekliyorlar.

             Maraş, Çorum, Malatya, Yozgat, Gezi, Gazi, Madımak ve daha adını sayamadığımız yerli ve milli alevi vatandaşlarımızın katliamlarını hiç ağzına bile almıyorlar.

            Bu konuda Osmanlı devletinin yerli ve milli olduğunu önemsiyorlar. Osmanlı devleti hiçbir dönem yerli ve milli olmadı. Dili bile Türkçe değil uyduruk bir dildi. Din ise tamamen Arapça ibadet edilir, Türkçeye yer yoktu.         

Pantürkizm: Turan anlamına geliyordu. Enver Paşanın Sarıkamış macerasından sonra son buldu.

             Panislamizm: İslam birliğini hedefliyordu. Filistin, Irak ve Hicaz cephesinde, Arapların Mekke Şerifi Hüseyin’in öncülüğünde İngilizlerle işbirliği yapması ve Osmanlı ordusunu imha etmesinden sonra o da son buldu. Hilafetin böylece bir anlamı kalmadı.

              AKP’nin yerli ve milli bir muhalefet yaratacağız anlayışı ile ilk önce yeni kurulan partilere hakaret etmektedir. Bu partilere herkes kuşku ile bakacaktır.

             Eğer AKP yerli ve milli kavramlarını derinleştirilirse geriye siyasi, kültürel, ekonomik hiçbir şey kalmaz.

 

 Çünkü:

 

            Bize ait yerli ve milli olan köy enstitüleridir, Anadolu erenlerinin filozofik düşünceleridir. Bunu da İktidar sahipleri ret etmektedirler.

             Şimdi AKP, diyor ki İBB, Evrensel Mevlana Âşıkları Vakfı ile birlikte İstanbul'da bir Mevlana’nın vefatının 747'inci gecesi münasebetiyle Şeb'i Arus etkinliği düzenlemiş, Mevlevi geleneğinde bulunmayan kadın-erkek bir arada sema gösterisi yapılmış. Kuran’ı Kerim Aşr-ı şerifin Türkçe okunmasının yanı sıra girişteki naat kısmı Farsça aslından değil usule aykırı olarak Türkçe okunmuştur. Diyerek, muhalefetin yerli ve milli olmadığını söylemektedirler.

 

                Türklerde kadın ve erkek hiçbir zaman birbirinden ayrılmadı. Kadına Hatun denirdi. Hatun hep kralla beraber karar alırdı

              Milli olmanın temelinde dil vardır. Bunlar kuranın Türkçe okunmasının yerli ve milli olmadığına kızmaktalar. Karşı çıktıkları diğer kısım ise farsça okunması gereken yerde Türkçe okumuşlar. Yani yerli ve milli olmak için Arapça ve Farca geleneğinin sürmesi gerekiyormuş.

 

          Tabi bunlara inan insanlar da mutlaka vardır. Bu fikirlerin alıcısı olmazsa bunlar ulu orta ortaya atılmaz.

Ne demiş atalarımız ,”Allah akıl fikir versin. Ne diyelim kel başa şimşir tarak.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.