KALEMDEN KORKAN REJİM.
Hayatım boyunca ilk kez farklı, tuhaf, tuhaf olduğu kadar saçma bir yasak türü ile karşılaştım bugün. Bu gün derken elbette sıradan bir gün değildi bu ülke veya dünya emekçileri için yani 1 Mayıs işçi sınıfının uluslar arası birlik mücadele ve dayanışma günü. Özellikle ülkemiz işçi sınıfının varlığı, niteliği, durduğu yerin, yaptığı tercihin, sınıfsal bilinç düzeyinin tartışılacak bir çok yönü var. Çünkü aklı başında bir işçi sınıfının olduğu 87 milyonluk bir ülkede on milyon insanın açlık,yetmiş milyon insanın da yoksulluk sınırında olması mümkün olamazdı. Konumuz bu değil elbette başka bir yazıda tartışılabilir. Vurgulamak istediğim bu ülkede yasakların varmış olduğu aşamanın saçmalığı kadar korkunçluğudur. 1mayıs yasaklarının bir çok çeşidiyle karşılaştık bu güne kadar. Alan yasağından tutun flama yasağına, Slogan yasağından grup yasağına, afiş yasağından etkinlik yasağına kadar… Ancak bugün Malatya’da yürüyüş korteji ardından alana giriş noktasında polisin arama işlemini hızlandırmak amacıyla cep telefonum, gözlüğüm anahtarımı elime alarak girişi rahatlatmaya çalıştıysamda iç cebimde bulunan tamamen plastikten ibaret olan tükenmez kalemimi polisin el koymasından kurtaramadım. İlk kez bir tükenmez kalemin 1 Mayıs alanına girmesinin yasağıyla karşılaştım.Açıkçası bu uygulama karşısında ilk kez sinirlerime hakim olamayarak tartışmaya girdim Nedir bu kalem korkunuz o zaman cep telefonlarınıda yasaklayın. Çünkü kalem ile işleyebileceğim tüm suçları telefonile de işleye bilirim dememe karşın polis memuru; bu bir emir beyefendi diyerek İtirazımı red etti. Emirin kimler tarafından hangi gerekçeyle alındığını bilmem ancak kalemi çöbe atmak istemediğimi söyleyerek yakında bulunan cadde esnafına seslenerek kalemi kendisine hediye etmek istediğimi söyledim ancak esnaf ta kalemi almaktan korktuğu için elim havada kaldı…