ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

İsmini zikretmeyeceğim; o kadar çoklar ki hangi birini sayacaksın?

             Bir kadına verilen ödül onun elinden verilsin diye bir uygunluk çıkmış! Kadın haklı olarak konuşuyor ve zaten konuklar o konuşuyor diye sahneye pür dikkat odaklanmışlar; ama egodan kasılıp patlama dercesine gelen bu devrin yalakası ağızdan burundan gelen ters gazın etkisiyle sanatçıya yakışıksız bir şekilde müdahale ediyor!

Sonra ağzını burnunu eğerek çirkin mimiklerle hareket çekiyor!

Dedim ya ; bu ülkede bunlara sanatçı diyorlar!

Sanatçının en büyük artısı mütevazı olmasıdır!

Eğer bu yoksa, ona “ sanatçı” demek doğru bir niteleme değildir!

Unutmayın ki sanatçıya en büyük artı tevazu oluşundan gelir!

Kendini insanlardan farklı görmek, onlara üstten bakmak ahlaksızlığın ta kendisidir!

Ahlak işte!

Ateş gibidir ve her bedende durmuyor!

******************

BU KONUDA REİSLE HEMFİKİRİM

 

Bir aralar “ dünya bizdeki demokrasiyi kıskanıyor “ demişti ve büyük alkış almıştı!

          Çünkü bizde kimse demokrasinin ne olduğunu hiç bilmez ve bu ülkeye hiç uğramayan bir şeyi kim ne bilsin?

           Alkışlıyorlar; ihtimal en demokrasinin Kemal beyin kod adı olduğunu sanıyorlar ve bu nedenle bunun Kemal beye bir ders verme olduğunu sanarak Reisi alkışlıyorlar!

Siz bakmayın Avrupalının öyle yüksek milli geliri olduğuna!

           Kuyruğa girer saatlerce beklerler ve markette aldıkları blr dilim karpuz, beş zeytin ve bir de yüz gram süt!

            Yok, işte; paraları olsa onlarda bizim gibi alış veriş yapar ve daldıkları markette ne var, ne yok toplarlar!

           Bir ara iki kişiyiz ama ben eve yirmi kiloluk karpuz alarak döndüm; kapıcı “ Hasan bey, olmadı karpuz tarlasını da alaydın “ deyince, dut yemiş bülbüle dönmüş karpuzla baş başa kalmıştım!

             Bir canlının fakirliği, zenginliği kilosuyla alakalıdır ve biz maşallah enine gelişirken, bıngıl, bıngıl kalça yürütürüz ve ardımızdan bakan mutlaka bir “ maşallah “ çeker!

Avrupalılar kürdan gibi; yok ki yiyip yağ bağlayalar!

Geçenlerde beğendiğim bir portatif sandalye almak istedim!

           Benim popoma uyar mı, uymaz mı diye deneyip oturayım dedim ve oturmamla sandalye harç diye yer minderine döndü!

            Genç kadın koşarak “ ağabey bu popo ile bu sandalyeye oturulur mu, akıl var, izan var” diyerek patronu çağırdı!

Anladım ki hala popo muzun çapında haberimiz yok ve olur olmaz yere dalıyoruz!

Bu akşam tüm yeme alışkanlığımı değiştirmeye karar verdim!

Bir ekmek, elli gram zeytin ve bir bardak sütle doydum!

Maliyet yedi tl!

          İşte Reis “ bu ülkede fakir yok, dünya bizi kıskanıyor” dediğinde kısa yolda nasıl karın doyurulur dersi vermişti de anlayan kim?

 Gidip kebap ye, üstüne de ayran; olmadı bir de künefe; sonra cıyak, cıyak fakirlik naraları!

Reis, derin ve felsefik tespitler yapıyor ama anlayan kim?

Bakın ben anladım ve işe mideme “ sus “ demekle başladım!

Siz bilirsiniz!

Bir gün Avrupalının durumuna düşer kuyruklarda geberirseniz o zaman anlarsınız Reis’i!

****************

AH ULAN VEFASIZ DÜNYA

 

         Eskiden Avrupa görmüşler vardı ve onları görünce derin bir iç çekerek kötü kaderimize isyan ederdik!

Hele Alamancılar?

        İşçi olarak oraya gittiklerinde, onların kefeni yırtığını izine gelişlerinden bilirdik ve her kapıda kurban kesilerek karşılanırlardı!

              Ben şahsen bunların üstün kabiliyetlerinden dolayı yabancılar tarafından kapıldığını sanıyordum!

Oraya gidenlerin hepsi sözleşmişçesine çalıştıkları yerlerle ilgili pek konuşmazlardı!

              Tuvalet temizlemek, çöp toplamak ve kimi yaşlıların altını değiştirmek gibi her şey vardı ve bunların hepsi çalışan bir insan için kutsal bir alın teriyken, bizimkiler bunu kompleks yapar söylemezlerdi!

            Zamanla Avrupa’ya gidişler yol hanına dönünce foyalar ortaya saçıldı ve en kabadayısının bile gel-git işlerde çalıştığını öğrendik ve bir zamanlar koyun, kuzu keserek ağırladığımız Alamancılara tavuk bile kesmedik!

             Birde devlet katından dış ziyarete gidenler olurdu. Tabi bunların en makbulü Amerikan ziyaretleriydi!

         Başbakanlarımız, Cumhurbaşkanlarımız,  hatta Genel Kurmay Başkanlarımız mutlaka senede bir giderler ve müthiş bir sinerjiyle dönerlerdi!

            Antikomünist Amerika sinyali çakardı ve bizimkiler dönünce bir süre solcu eti çiğner Amerika’ya bağlılıklarını üç adımda bir söylerlerdi!

Bizimkilere göre her solcu komünistti ve görüldüğü yerde başı ezilmeliydi!

            Şimdi bize her on yılda bir güzellik yaparak darbe yaptıran ve darbecilerin çocuk yaştakileri bile asıp selam durdukları Amerika, bize birden sırtını döndü!

       Eskiden bu tür durumlarda “ üsler, NATO, müttefik” gibi hikâyelerimiz olurdu, anlaşılan onlar da artık para etmiyor!

Yakın, uzak ne kadar komşu, dost varsa hepsiyle kavgalıyız!

             Şu an elimizin altındaki tek çare Afganistan ve orada bir sinek olsa yağ peşinde koştuğumuzu söyleyeceğim ama ortada sinek de yok!

Peki, neyin peşindeyiz?

           Yüce dinimizin Amerika’ya karşı kazandığı zaferin hazını yaşamak ve İslami tüm dünyaya hâkim kılmak!

Olsun!

           Hani herkes “Amerika orada yenildi, çekildi “ diyor ya; ben başta da bu hikâyeye inanmamıştım, şimdi de inanmıyorum!

            Eh, madem öyle tam zamanı; kapat Amerikan üslerini bir tokat da senden yesin iyice sersemlesinler!

Geçin bunları!

İyi bir depreme hazır olun!

Binanız sağlamsa sorun yok!

Değilse, deprem sigortası bile gideni getirmez!

**************

CAFER VE BEZ

 

Öncelikle tanıdığım ve tanımadığım tüm Caferler bu yazıdan azadedir bilin istedim!

         Bizim ki kakasını yapınca baktı ki hiç bir bez ettiğini kapatmıyor ve birden bu ülkede her çıkmaz da anında sıyrılacak yer aklına geldi ve bir kahraman edasıyla çıkıp savurdu ve dedi ki “ hanımefendi HDP liymiş, Demirtaş’ı savunuyormuş “ diyerek ardı sıra bir sürü “ vatan, millet” güzellemeleri sıraladı!

       Yani kısacası ödül takdim ettiği sanatçının “ terör destekçisi ve propagandacısı olduğunu”

Canı gönülden söyledi!

Peki, bu durumda sen ne oluyorsun “ Bay Cafer?”

          Sanırım sen de suç ortağı olduğunu kendi sesinle deklare ettin! Öyle ya; vatanın bütünlüğüne dil uzatana ödül verdin ve senin bundan kodesi boylaman lazım!

      Bak Cafer; bazen isim yaparsınız ki bu ülkede çok kolaydır. yalakalandığınız bir güç arkanızdaysa ve sizin yeteneksizliklerinizi pişirip kokusunu zorla insanın burnuna çektiriyorlarsa gerisi kolay ve bundan bir Cafer çıkarmak çok kolay!

İşte bu tür Caferler olmadık yere ederler!

Sonra ne yapacak Cafer?

Bu ülkede malı götürmenin en kolay yolu olan HDP’ ye saldıracak!

Bugün HDP evine dönse inanın tüm Caferler aç kalır!

Konu ile alakası olsun, olmasın mutlaka HDP’ ye bir yol çıkarmak bu ülkenin bir Cafer yöntemidir!

Yani bir ödül töreni ile ilgili insanlar “Çanakkale Boğaz’ı ”diyor, bizim Cafer çıkmış bilmem yandı neremin ağzı” diyor!

Yahu HDP nire, Antalya film festivali nire?

HDP artist olsaydı orada olurdu!

Eh, Cafer’den artist çıkınca da böyle oluyor!

Her zaman söylerim “ vah benim güzel ülkem, hangi büyük suçu işledin ki her tarafın Cafer dolmuş!”

Bir türlü bez yetiştiremiyoruz!

****************

DİREKTEN DÖNMÜŞÜM

 

             Az kalsın yurt dışına gidecektim ve son anda içimdeki ses “ aman haa..” dedi ve ben bu sevdadan vazgeçtim!

Es kaza gitseydim, şimdi aç, susuz ekmek kuyruklarında sürünecektim!

          Reis öyle dedi ve Avrupa’nın bu aç billaç durumu gerçekten içler acısı bir durum ve biz bunu bilmiyorduk!

Bence derhal bir geri dönüş afı ilan etsin ki oraya akılsızlık edip gidenler dönsün!

             Geçenlerde bir arkadaşım resim paylaşmıştı buradayken dana gibi yağ bağlamıştı ve orada zayıflamış çöp gibi duruyordu! Sorduğumda “ spor yapıp, yemeğine dikkat ettiğini” söyledi!

            Meğer iki yüzlülük etmiş, açlıktan tazıya dönmüş, bize başka masallar anlatıyor; geber diyorum, burada demokrasi içinde yüzerken sana batan neydi?

Ben işte!

Yahu dünyanın en ucuz elektriği, yakıtı bizdeymiş de haberim yokmuş!

             Günlük aralarla yakıt pompalarındaki fiyat ayarlamalarını zam sanarak gözüm hep o eldeki hortumlu pompadaydı ve insan arkasını dönmeye korkuyordu!

Artık bu fobiyi de yendik; hortum istediği kadar uzasın alkışlamayan namerttir!

           Yalnız bir korkum var; bunu duyan tüm dünya insanları ülkelerini bırakıp bize koşacaklar ve üstelik kelime-i şahadet getirerek...

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.