ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

           Cumhurbaşkanlığı seçimlerine daha iki yıl var ; iktidar son çırpınış olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıklamasını bekliyor! Bir el, Kemal beyi bu iklime savurmuş durumda ve hevesli gibi görünüyor!

           Hala bu ülkenin kodlarını bilmeyen bir adam, kendini darı ambarında görüyor! Şimdi bunu ısıtmanın sırası mı? Tel, tel dökülen iktidarın ipliğini pazara çıkarmak için elinde sayısız fırsat varken, tüm çaban pişmiş aşa su dökmek!

    Etme Kemal Bey; defalarca sana “ biz senin cibilliyetini biliriz “ diyen bir anlayış, sana o rüyayı gördürmez!

          Temeli Türk, inancı Hanefi İslam la atılan devletin başına bir Alevi Kürdü getirmezler! Bu fıtrata aykırıdır ve bu konuda bir fetvalık canın var!

          Sen ha Sünni terimlerle güzelleme yap; ben dâhil herkes çok iyi bilir ki Aleviliğin İslam la alakası yoktur ve o uyduruk “ Alevi-İslam inancı “ söylemi bambaşka bir projedir ve Aleviliğin canına okumaktır!

            İşte tüm bunlar bir araya geldiğinde sakın oyuna gelme diyeceğim ama zaten seni oyuna dâhil etmişler ve sen bunun farkında değilsin!

Ekmelettin VE Muharrem vakalarından hiç mi ders almadın….

 Onlarda sana yaptırılan projelerdi!

          Şimdi seni öne atarak Reise final yaptırmak istiyorlar! Bir slogan uydurdun ve ben bundan daha itici bir slogan duymadım; “ geliyor, gelmekte olan!” Bunu merkezine neyi kimi koyduğunu herkes biliyor!

            Herkes biliyor ki kendini o merkezden almazsan, ne gelen olacak, ne de giden! Oturan oturduğu yerdedir ve öyle de kalacaktır!

          Dedim ya “ bir tek fetvaya bakar!” Dahası; bir kez daha tekrarlayayım; bu ülkede bir Alevi’nin Vali bile olamadığı yerde, sen neyin peşindesin Allah aşkına!

Şunu iyi bil ki seni bu konuda pohpohlayan parti içi ve parti dışı birçok kişinin ince hesapları var; düşme! Hatta kimi “ yazar” kılıklı bindirilmişler dâhil!

            Bu yazıyı okuma şansın olmayabilir; ama ben bu yazıyı kopyalayıp bir şekilde sana ulaştırmaya çalışacağım; ne bileyim belki “ dost acı söylerden” bir ders çıkarırısın ve bir gün zamanı geldiğinde bu yazıyı daha derin açarız!

Bence iki yıl sonrasını şimdilik bırak ve hazıra odaklan!

“ Gidecek, gitmekte olan” ama sen bu hatalarından vaz geçersen!

*****************

AYNAYA NE TUTMUŞSANIZ ONU GÖRÜRSÜNÜZ

 

           Göbekli fos kabadayılar olur! Bunlar genelde paltoyu omza atar, tık nefes gezerler! Hafif dokunsan nefesi kesilir pat gider ama nedense herkes onlardan korkar! Hele ki etrafına üç beş beyaz gömlekli, siyah yelekli ve yumurta topuklu almışsa iş tamamdır!

          Şimdi Meclis kavgalarına bakıyorum ve asla yadırgamıyorum, üstelik zevkle izliyorum; çünkü bu toplumda bu çıkar ve biz çıkanı Meclis’e göndermişiz!

             Zaten kavgaları kedi tırmığı gibi; şöyle kodumu oturtan yok! Yok; çünkü dediğim gibi, o ense, o göbekle bu işler olmaz!

           Önerim, önümüzdeki seçimlerde ( tabi olursa ) partiler vekillerini, güreşçi, kik boksçu ve karatecilerden seçsinler ki ağız tadıyla kavga izleyelim!

            Dün öyle diyordu eski şampiyon boksör dostum! “ Hasan kroşeyi omuzdan destek alarak yandan çeneye salladın mı mesele bitmiştir, artık yapılacak tek iş yerden diş toplamaktır” dedi!

             Tabi o böyle deyince gözümün önüne yetmişini devirmiş, takma dişli parti başkanları ve siyasetçiler geldi ve ben havada uçuşan takma dişlere taktım; düşünün şizofrenik bir duygu ama bu takma dişler şak diye gidip rakip siyasetçinin ağzına düşüyor! Tükürse bir hal, yutsa bir hal, ya da “ ölürüm de vermem, bak ne güzel oturdu” dese en uygun hal!

             Şimdi bunlar güya kavga ediyor ya; biz yurdum insanı da onlar üzerinden kendimize rol biçiyoruz ve hangisi çok bağırdıysa bir sonraki seçime yatırımdır bilmiyoruz!

     Bağırma ne?“ Sus alçak, ispat etmezsen şerefsizsin, ben senin ne mal olduğunu bilirim ve hadi oradan..!”

Bu sözler bizim mahallede cinayet sebebidir ve asla kimsenin ağzından çıkmaz!

Olsun!

            Yapılacak bir şey yok; onlar bizim adımıza biri birine babalanıyor ve neticede gelecek zamla maaşlarına yansıyacak olan iki asgari ücretlinin aldığı kadar olacak ve onlar pirzolayı götürürken, sen git çöpten kemik ayıkla!

Kriz falan var diyenler çok ayıp ediyor!

            Yıl on iki ay gökten bereket bekleyen bir toplumun bu tür sızlamaları ayıptır, günahtır, dinen caiz değildir! Diyanet işleri başkanımızda öyle dedi! Bir diğeri mangal başında bize “ az zıkkımlanın “ dedi!

     Haklı!

Başımıza ne geldiyse çok zıkkımlanmaktan geldi ve insan kumar masasında bile göbeğini taşıyamıyor!

                    Davet edildiğim piknikte doktor arkadaş mükemmel kebaplar ve salatalarla bizi ihya etti ve bir ara benim malı iyi götürdüğümü görünce “ hocam sen pis boğazsın “ deyince pirzola ağzımda kaldı ve hakarete uğradığımı sanarak ağzımdaki eti yutmakla, çıkarmak arasında epey gidip geldim ki farkına varan doktor; yanımda kebabı iki ekmeğe sarıp foşur foşur yiyen daire amirini işaret ederek “ bunlar ter rıxtır( yani işkembe taşıyan hayvan misali) pis boğaz, güzel yemek seçip yiyendir” deyince ben “ haa...” diyerek kenardaki şişe daldım!

            Eskiden bir tarikatçı arkadaşım vardı! O da beni böyle yemeklere götürürdü! Onlar farklıydı ve tabağın dibini sıyırmanın sünnet olduğunu söyledi ki, yemekten sonra ortada ne artık, ne de çöp kalırdı! Sonra kalkardık ve “ Allahım, olmayana da ver” diyerek etrafımızda bizi izleyen garibanlara rızkı nerede aramaları gerektiğini işaret eder, evlerimize dağılırdık!

Eh, şimdi yiyenler bize adresi salık verdi!

Sitem yok!

            Bol dua boş mideye iyi gelir! İnanmazsanız son çıkışıyla kendisini niye çok sevdiğimi şimdi anladığım Cübbeli Ahmet Hocaya sorun!

Hep bana der “ Ah Hasan hocam, şu nur yüzünü bir de namazla taçlandırsan!”

**************

RAHAT OLUN

 

           Öyle paniklemeye gerek yok; biz “ şükür “ iklimi ile büyümüş bir toplumuz; o nedenledir ki başka iklim bilmeyiz! Üstelik böylesi durumlarda daha çok “ şükür “ ettiğimiz için mevsimin hazı bir başka olur! Üstüne birde avuç açıp gökten bereket bekledin mi değme gitsin!

          Bu ülkenin savaş gazisi Karaoğlan ekonomiyi toparlamayınca kafasına yazar kasa yedi ve gidiş, o gidiş!

              Karaoğlan’ı dua bilmez bilirdik! O nedenle onun ağzından “ şükür edin” diye bir beklentimiz yoktu; hal böyle olunca bu ülkede kafaya yazar kasa yiyerek kurtulmuşsan kendini şanslı göreceksin!

    Sonra baktık ki o Karaoğlan dedesinden kalma o zamanın parası üç yüz milyonluk arsalarını Diyanete bağışlamış! Buyurun buradan yakın! Ne diyeyim; demek gizli Müslüman mış ve tam da verilen görev adamıymış! “ Hayata dönüş “ diye bir operasyonla devlet güvencesinde olan mahkûmları yakıp, küle çevirdiği zaman onun ne kadar tehlikeli bir yetiştirme olduğunu yazmıştım da gel de bizim balık hafızalılara anlat!

            Bu ülkede hep öyle oldu; kan ve cinayet operasyonlarına yüklenen isimlere bakın “ Barış harekatı, hayata dönüş ...” ve daha nice benzer tatlı isim!

         Evet, konumuz son günlerin ekonomik durumu! Bence paniğe gerek yok! Zaten yeni Bakan ne dedi; “ sizin kaybedeceğiniz neyiniz var ki, olursa bana olur “ diyerek çıplak baldırımızda ki dona işaret etti, anlayana!

   Ben böylesi buhranlı ve bunalımlı dönemlerimde bir akıl doktoruna asla gitmem!

Hem para mı alacak, hem de “ ee, ne var, ne yok” diyerek güya derdimi dinlemiş olacak!

    Hemen açıyorum ATV yi, gelsin huriler, uçuşsun kelebekler ve evin içi bahar bahçe!

             Sonra ardından gelen program daha eğitici ve temiz yürekli yurdum insanın sorusu “ Pınar abla bizim herifi komşuyla iş başında yakaladım; sence günah işlemiş olmuyor mu?”

Yok canım, ne günahı; biraz ayıp etmiş hepsi o kadar!

          Zaten futbol yorumcularına saygım sonsuz! “ Abi maç bir sıfır bitseydi hanemize üç puan yazardık!”

Alın size toplam profil!

          Onu, bunu bilmem! Bir an önce aya sert şekilde çakmamız lazım! Yoksa bu akıl yerinden hiç bir zaman oynamayacak ve ülkenin gidişatına dair sadece önünden geçen trene bakacak!

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.