ALTIN
 2.510,03
DOLAR
 32,5947
STERLİN
40,4574
EURO
 34,8297

 

 

            Dünya Enekçi Kadınlar Günü dolayısıyla yapılan süslü söz ve güzellemelere baktığınızda “ neden beni de kadın doğurmadın” diye insanın Tanrı’ya isyanı geliyor!

İkiyüzlü yalanın maskesi ile gezdiğimiz bir dünyada bundan fazlası olmaz zaten!

           Kadınlar hak, hukuk ve insan yerine konulmayan nice ahlaksızlıklara karşı haykırırken, beri zihniyet hala onun kaşında, gözünde ve ince belinde salya akıtarak güya güne anlam katıyor!

Merak ediyorum, “ İstanbul sözleşmesine” ilk imzayı koyan ve sonra kendi imzasını çeken ülkemin yönetim cenahı bu güne dair ne söyleyecek?

Bilmiyorum; belki bu yeryüzünde kimseye benzemediğimden dolayıdır ki hep aykırıyım!

            Devrimciyim, diyenlerin biat ettikleri Stalin’in devrimci olmadığını ve bunun ispatı sürdüğü Kürt’ler olduğunu söylediğim de neredeyse komite kurup beni devrimcilikten atacaklardı!

Yaşamım boyunca söyleme değil, yapılana bakarım!

Tıpkı güzelim ülkeye giydirilen süslü laflar gibi!

Yok; “ Türk kadını çağdaştır, cennet anaların ayakları altındadır..” daha neler, neler?

Sonra bakıyorsunuz her şey  gelip “ eksik etekte” bitiyor ve gerisini topla ki yol alasın!

            Altı yüz kişilik parlamento da kadın vekil sayısı Altı da bir ve bu Altı da birin üçte biri de “ Vatan haini HDP’ ye ait!!

Bilmiyorum, sanırım seksen bir vilayetin bir iki kadın Belediye Başkanı var, hepsi o kadar!

Genel müdür, vali, kaymakam hani nerede?

Şimdi anladınız mı vaziyeti?

Üstelik Cumhuriyetle yönetildiğine inandığımız bir yerde!

Yani söylem Cumhuriyet; uygulama Arap ülkeleri ile yarışıyor!

Kısacası erkek canavar durmaksızın yoluna devam ediyor ve daha çok yol alması için yeme alışkanlığını değiştirmiyor ve hep menü de kadın eti!

           Rüyasında bile öyledir; çünkü en çok düşündüğünüz rüyanıza gelir ve akıl sınırlarını kadın bedeninden çekmeyen hiç bir zihniyet, kadın adına konuşmasın!

            İktidarlar, sistemler ve doğduğunda erkekse elini çüküne atıp “ hoş geldin oğlum” dediğimiz bir gerçeğe ilk adımı doğarken atmadığımız sürece kadının yeryüzünde rahata ermesi olanaksızdır!

Olanaksızdır; çünkü tüm süslü laflarınızın altında bir tuzak ve hinlik yatmaktadır!

Haydi, adet bozulmasın diye benden de “ Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun” dileklerimle..

************

SEN SOKAK DİLİNDEN BAŞKA BİR ŞEY BİLMEZKEN

 

            Bir dil neyi söylüyorsa torbasında o vardır ve bundan ötesini beklemek zaten hamlıktır ama benim ülkem de bu tiplere “ Bilge adam”diyorlar da ona yanıyorum!

            Ömründe dünyanın nasıl döndüğünden haberi olmamış ve dünyanın çapının kendi kafatası ile sınırlı olduğunu sananlarla yan yana olduğumuz bir şanssızlık!

           Ülkenin tüm verimli ovaları can çekişmiş, tarım arazileri parsellenerek beton binalara teslim edilmiş ve karın doyurmak için dışa göbekten bağlanmışsın ve sonuç olarak ülke yağ, ekmek kuyruğunda ama beyefendiye sorarsan bunları söyleyen “ hain!”

             Sen yağmalayınca, tarımın kalbine hançer sokunca vatanseversin, biz; “yapma, etme, yanlış yapıyorsun” dediğimiz zaman “ hain “ oluyoruz öyle mi?

Haklısınız!

Bu ülke hiç bir zaman hainini tanımadı ve ne kadar sevdalısı varsa ezip geçmeyi marifet saydı!

            Bir adaya doldurduğunuz delilerden bir yetkili seçeceksiniz, elinizdeki malzeme onlardan biridir ve başka da şansınız yoktur!

             Alt kültür toplumlarında da bu böyledir! Burada en büyük pirim din ve ırktır! İşte bu malzemeyi kim iyi kullanıyorsa başınıza da o gelir; gerisi saman alevidir, gelip geçer!

            Ukrayna’yı Rusya’nın kucağına atanlar, şimdi oturmuş ateşi seyrediyorlar ve Komedyen Zelentski kuyruğuna ateş düşmüş kedi gibi bağırıyor “ beni yalnız bıraktınız” diye!

Bakın bu savaş çıktığı anda burada yazdık ve dedik ki NATO ve Amerika asla Rusya ile savaşmaz!

Şimdi çıkmışlar, Rusya ekonomisini mahvettik diyorlar!

Geçin bu hikâyeyi!

Rusya’nın kaynakları kendini yıllarca kapalı şekilde idame edecek kadar çoktur!

Dışarıya doğalgaz ve petrol vermezse ne olur?

En azından halkına verir ve halkı geçim derdine düşmez!

Gıdada da öyle!

Dünyanın her tarafına yağ, buğday ve bakliyat ürünleri satıyor!

EE, yağ, un varsa helvanın derdine mi düşeceksin?

Sen Rusya’yı geç, kendi derdine yan!

          Çünkü Rusya bir yıl süre ile dışarıya ihracatı yasakladı ve sen bunun bize nasıl yansıyacağını söyle!

Hani ben biliyorum da bana kim inanacak?

Siz savurun sokak diliyle yalanlarınızı ve bırakın inananları, buna davul zurna çalanlar da var!

            Sonra Rusya kırktan fazla ülkeyi düşman ilan etti ve şimdilik bu listede görünmüyoruz ama yarın Amerika bize ne der, siz asıl oraya bakın!

Çünkü iki filin arasında yürümek, fillerin tepişmesine bağlı!

Üstelik kiminle yürüdüğünü bilmiyorsan, sonuçlarını düşünmek bile istemiyorum!

************

ESKİDEN

 

           Öğretmen Valiyi ziyarete gittiğinde, Vali önünü ilikler öyle karşılardı! Sonra eğitimin kalitesi düştükçe öğretmenin kalitesi de düştü ve önce okullara dalan veliler sınıfa kadar gidip öğretmen döverek çıktılar; eh onu gören öğrenci durur mu, onlar da dövdükleri öğretmeni ağızlarını ballandıra, ballandıra arkadaşlarına anlattılar ve arkadaşları da aldıkları bu tüyo ile öğretmen dövme yarışına girdiler!

            Sonuç; matematik ortalamamız üç, Şırnak ilinin hala Afrika’da olduğunu sanan üniversite öğrencisi!

             Doktorları da öyle yaptık ve eskiden doktor çocuğunuz varsa havanız bir başkaydı, millet tavuk, koyun hesabı anlatırken “ e, bizim oğlan doktor” diyerek konuyla hiç alakası olmayan yerden girilirdi ve doktor annesi, babasıysanız yürüyüşünüz bile çok uzaklardan “ bu doktor annesi, babası” havası verirdi!

Şimdi öyle mi?

             Doktor ile öğretmenin maaşı artık denk gibi ve gün yirmi dört saat hiç zamanları yok ve spordan tutun, sosyal yaşama kadar hepsinden uzaklar, bu nedenledir ki hepsinin kaportası göçmüş!

Zaten hastaneye gittiğinizde korkudan müdahale de edemiyorlar! Es kaza ecelden gitseniz bile “ gel beri doktor” diyerek artık Allah ne verdiyse haşlayıp öyle çıkıyoruz!

            Kadın Doğum uzmanı arkadaşım vardı ve gelen hasta kadına zorunlu müdahale edince, kapı aralığında gören eşi, içeri dalıp doktoru hastanelik etti ve az kalsın beyin travmasından gidiyordu!

Benzeri başka bir ilimizde de olmuştu; doktorun odasına dalan adam “ ulan biz bile bu kadar karıştırmıyor” diyerek doktoru ve hemşireyi ölümlük etmişti!

Şimdi kimse çocuğu doktor diye övünmüyor!

Çünkü bu toplumlarda itibar para ile orantılıdır!

           Sonunda doktorları da nana muhtaç ettik ve üstelik şimdi de “ cehenneme kadar yolunuz var” diyerek adres gösteriyoruz!

Ama Allah var; üfürükçüler tam hız itibar yükselişindeler!

Elde müthiş bir sermaye var, yeter ki çene laf yapsın!

Gerisi yanmaz kefene bakar; o da izdihamdan elimize geçerse!

*************

İşte bu kadar!

 

Doktorlar yurt dışına gidiyormuş! Gitsinler, çok da üzüldük!

            Reis anında ağızlarının payını verdi ve “ gidin, yerinize şu an son sınıf tıp okuyanları koyarız olur, biter” dedi!

İşte bu kadar!

            Kalkmış subaylarla dans ediyorlar! Zaten son zamanlarda hastanelere gidip te geri dönen yok! Yani siz doktorlar yurt dışına giderseniz, toplu mu öleceğiz! Yok, ölüm Allah’ın emri, zaten alına ne yazıldıysa odur! Bakmayın en ufak sızlanmaya kapağı hastaneye attığımız; bizm ki hastalık fantezisi işte! Yoksa Allah’ın taksiratını geri çevirmek gibi bir niyetimiz yok!

Gideceklermiş!

Gidin, elinizi tutan mı var?

Olmadı her kliniğe nefesi kuvvetli bir hoca konur ve iki üflemeyle ne ağrı kalır, ne de sızı!

Bu ülke böyle havalara gelmez! Bakın şom ağızlıların kopardığı yağ vel velesine!

            Bahçeli bu günkü grup toplantısında son derece aydınlatıcı bir konuşma yaptı ve her tarafımız yağdan vıcık, vıcık oldu da anlayan kim?

              Otuz gemi dolusu yağın yolda olduğunu söyleyince, ben Konya’dan yola çıktığını sanıp mendili kaptığım gibi evin içinde deli dana gibi halaya durdum ve ancak “ bizim ki sıyırdı, Konya’da deniz olduğunu sanıyor” diyerek sağa, sola telefon eden hanımın feryadından ara verdim ve anladım ki konuya yanlış girmişim ve yağların Rusya’dan yola çıktığını anlayınca zemheri görmüş çük gibi kabuğuma çekildim ve O aralar televizyonda bu günü dayaksız geçirmek için alanlara koşan kadınların coplandığını gördüm!

Ülkem işte!

Kadını hala anlamamış, karında sıpa yoksa sırtında sopa vardır!

            Doğrusu, polisimiz vatanı bölmek isteyen kadınlara günün anlam ve önemine istinaden çok alıştıkları cennetten çıkma copla ( eskiden sopaydı) ile müdahale etti ve memleketi uçurumun kenarından aldı!

Canım ülkem!

            Artık köyüne dön ve giderken ardında gözyaşı döken ve şimdi bir çöl kaplumbağası gibi ağzından kavrulan çeşmeye uğra ve özür dile!

Ne bileyim; belki seni affeder ve yeniden ağzına bedava damlar!

Şehirde para almadan kıçına değmeyen kâğıda inat, bedava tarla taşının kıymetini bil!

            Ha, bulabilirsen bir de eşek al! Dağa oduna gidince unuttuğun türküleri yeniden ezberle ve unutma ki bizi ancak eşeksırtında söylediğimiz türküler keser; yoksa biz kim; caz, kız kim?

Bir kere fıtratımız uygun değil!

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.