ALTIN
 2.439,70
DOLAR
 32,4504
STERLİN
40,7959
EURO
 34,8290

 

 

Sabaha karşı sam amcanın çocukları bu ülkenin kaderine dinamit koyacaklar!

Öyle, böyle değil, tonlarca dinamit ve memleket dağılmış Pazar yerlerine dönecek!

Haberimiz yok. O gün Kahraman Maraş tayım ve şafak vakti tarlaya gitmişiz!

        Gün ağaranda sıralı askeri cemselerin ardında bıraktıkları toz bulutu hiç bir şeyin iyiye gitmediğini ve dahası hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağının işaretiydi!

               Tarlanın başındaki toprak yolda sert bir frenle durdular.

             Öndeki araçtan dışarıya fırlayan silahlı askerlerin başındaki komutan sert bir ses tonuyla “ çabuk buraya gelin ve defolun evlerinize gidin, köyden çıkanı yakarım “ diyerek bu tehdidi anlamayan bize el işareti ile bir şeyler yaptı ki durumun ciddiyetini hemen anladım ve yirmi yaşın verdiği bir umursamazlıkla biraz da ağırdan alarak onlara doğru yürüdüm!

             Komutan bana öyle çıkıştı ki, tekrarında delik, deşik edileceğimi hemen anladım ve bu kadar ucuz ölmek için aptal olmamam gerektiğini de anlayarak köyün yolunu tek sıra yürüyerek tuttuk!

Köye vardığımızda askerler meydandaydı ve darbeyi müjdeliyorlardı!

Sonrası hepinizin bildiği ve bu ülke hala o darbe döneminin anayasasıyla yönetiliyor!

Şimdi çıkmış bana “ demokrasiden “ bahsediyorsunuz!

Yok kardeşim yok!

Bu ülkede hiç bir zaman demokrasi olmadı, olmayacakta!

Bu iş için hiç toplanmayın, dağılın ve çabuk evinize dönün!

Paşanın askerleri böyle demişti!

***********

BU YOĞURTTAN BU AYRAN ÇIKAR

 

           Bu gün yaşadıklarımızın daha ötesi de var ama asıl temeli Osmanlı’nın dünyaya kafa tutarak matbaaya karşı çıkışıdır!

Osmanlı, bilim ve sanattan öcü gibi korkan, kaçan bir kaba güçtü!

           Kılıç, kalkanla girip işgal ettiği toprakların halkları değişen dünyada olup bitene kulak kabartınca, Osmanlı’ya yol göründü!

Peki, Osmanlı yıkıldı mı?

              Bu sorunun yanıtını defalarca yazı ve konuşmalarda verdik ve bir daha söyleyelim ki Osmanlı yıkılmadı, sadece isimler değişti ve çağın beri yüzünü gören Mustafa Kemal; kılık-kıyafet gibi benzeri çabalara girse de bu hiç bir zaman tutmadı ve şimdi buyurun size kılık-kıyafet!

Peki, temel sorun neydi?

            Temel sorun gerici ve de kökten dinci yapılara göz yummaktı ve insanların inancını baskılayarak bir yere vardığını sanmaktı! İşte tam da mesele buradan başlıyor ve bu baskılanma da elinde din gibi bir argüman olana hiç bir zaman baskı dayanmadı ve üstelik yüz yıllık cumhuriyet tarihinde gelen sağ iktidarların hepsi dini kullanarak geldiler; okumayan, sürekli hurafe üzerinde yaşam sürdüren bir toplumda bundan kolayı yoktur!

               Evet, bu ülkede Aleviler vardı, kendilerine ait bir yaşam biçimi ve yaşayamadıkları bir yaşam biçimi... Adı “cumhuriyet” olan bu gariplikte defalarca katliama uğradılar ve bir çoğu terki diyar ederek kendini başka kültürlere bıraktı ve şimdi oralarda ne Alevi’ye benziyorlar, ne de gittikleri diyarlara...

              Gidemeyenler de yaşam ve çocuklarının geleceğinden kaynaklı sistemin sularına akmaya başladılar ve sistem öyle kafadan kabul etmedi “ benim gibi olacaksın “ dedi!

Bunun böyle olduğunu Erdoğan’ın son Alevi tarifinde görmek mümkün!

               Diğer taraftan yüzlerce dernek ve örgüt tarafında Alevilik adına o kadar gariplikler var ki, kimse bana hikâye okumasın, hepsinin yaptığı gericiliğe hizmettir!

              Bu konuda daha söyleyeceklerim var; bu sayfa yetmeyeceği için onlarla masada konuşmak istiyorum!

           Artık, ideolojisinden saparak, denge politikacılığı gibi bir anlamsızlıktan medet ummanın suyuna akanlara da “ dur “ demek gerekiyor!

              Sahi buradan kendini dayatan ve alıp vitrine sürdüklerinizden bu güne kadar kaç gram yağ elde ettiniz?

              Dört yanımızla sarılmış gerici bir örümcek ağının içindeyiz ve ısrarla o ağın içine girme yarışındayız!

Bu ülkenin tüm aydınlık yüzleri ağır bedeller ödedi!

            Sıcak su balıkları böyle havalarda herkesten daha çok zıplarlar ve bir de bakarsınız ki her yerde onlar...bedelsiz, zahmetsiz ve bol lafla itibar..!

Yazarı, şairi, düşünürü hapsi boylamayanı kalmayan bir ülke; hep öyle, hala da öyle..!

Şimdi sıra Musa Eroğlu’da!

          Ömrü Anadolu’nun kaddim yaşamını türkülerine akıtan ve okuyunca tüm içtenliği yüzüne yansıyan bu değere saldıranlar; kalemle, kılıç tercihinde, kılıçtan yana durmuşlardır!

Şimdi alın, uçurun kafaları meydan sizin..!

*************

“ Utanmadan işsizlik var “ diyorlar!

 

Sayın Reisim bunlarda yüz yok ki utansın!

             Durmadan yalan söylüyorlar ve siz bunların yalanlarına rağmen ülkede işsiz bırakmadınız elhamdülillah!

Bu konuda size katılıyorum ve örneği de bire bir zatı âlimdir!

Köydeki bahçeme bir duvar yapacaktım, nerdeyse ilan vermediğim kaldı yok!

               Kimse çalışmak istemiyor, bildiğim duvar ustaları bile yüzüme bakarak kıs, kıs güldüler ve iki kat ücrete rağmen yüzüme bile bakmadılar!

            Sonra o gece uyumadım sabaha kadar taş duvar örme egzersizleri yaptım, ne olacaktı iki taş arası biraz beton, sonra taşları hizala iş tamamdır!

             Erken saatte işe koyulunca anam sıyırdığımı sanıp, gün boyu köydeki ziyaretin duvarına yüz sürdü ve meraklanıp gelip duvarı görünce “ bu deli işi değil “ diyerek sevindi, şimdi de rahat bırakmıyor, nerede bir göçük varsa duvar örmemi istiyor!

           Sayın Reisim, Suriye’den getirdiğin mülteciler bereket gibi tepemize yağıyor ve her iş artık onlarda, Vallahi onlar çalışıyor biz yiyiyoruz!

Bir kaç yıl sonra kim yer, kim bakar daha iyi göreceğiz!

           Bu ülkede yok memem sarkacak, göbeğim puflayacak diyerek çocuk doğurmayı lanetli işten sayanlara kalsa bir kaç yıl sonra yeryüzünde ne Kürt kalacak, ne de Türk!

Siz bu tehlikeyi gördüğünüz için, bu yalancılara buradan da haddini bildirdiniz!

İyi hatırlıyorum “ beş çocuk yapın “ dediğiniz de bu yalancılar yine kazan kaldırmıştı!

Bak, gelenler nasıl yapıyor görsünler!

Şimdi neye yanıyorum biliyor musunuz?

Allah korusun seçim kaybeder giderseniz, biz bu yalancılarla ne yapacağız?

Vallahi tek düşüncem bu. “ yalan da yok, xılafta yok!”

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.