ALTIN
 2.510,03
DOLAR
 32,5947
STERLİN
40,4574
EURO
 34,8297

 

 

15 - 20 yıl önceydi.

Babam gel.

''Antebe gidip Zeytin Fidanı getireceğiz.''

Zeytin Fidanını ne yapacağız?

'' Köye götürüp dikeceğiz.''

Babam kafası bir takarsa, o işi mutlaka yapar.

İtiraz etme gibi bir mevzuumuz olamaz.

Adam fidanı bulmuş, parasını vermiş.

Üste üstelik birde nakliye verdik.

Gittik fidanları arabaya yükledik.

Sağ olsun, yolda da bize lahmacun yedirtti.

Kendime dedim, karımız bu lahmacundur.

Neyse fidanları köye götürdük.

Evin önünde istifledik.

Evin önünde geçen komşular.

'' Bunlar ney?''

Zeytin fidanı.

'' Ne ya o nasıl bakacaksınız?''

Dikeceğiz.

''Siz kafayı mı yediniz, Zeytin buralarda yetişmez.''

Biz endişelensek de, baba bu söylemlere aldırmıyordu.

Duymasızlıktan geliyordu.

Tabi o zamanlar hepimiz bir aradaydık.

Amcam, Halam, bizde 4 kardeştik.

6- 7 genç kimin eline geçer.

Kepçe yok, kazıcı yok.

Fidanları, kazmayı, küreği, belleri arabaya attık.

Tarlanın başına götürdük.

Nereye dikeceğiz.

'' ilk önce bizim tarlaya dikin.'' dedi.

Bu tarlayı tütün ekiyoruz.

Başka tarlamız yok.

'' Size dikin diyorum.''

Fidanlar arasındaki mesafeleri ölçtük.

Başladık kazma, o da başımızda çavuş gibi bekliyor.

Beğenmediği çukurları tekrar kazdırıyor.

Kendi isteğine getiriyor.

Babamızla aramızdaki ilişki hep resmiydi.

İtiraz etme gibi bir durum olmazdı.

Fidanların hepsi bekliyor.

Kalanını nereye dikeceğiz.

'' Bize ait olan tapulu, tapusuz her yere dikin.''

Dedi.

Diktiğimiz her fidanın üstüne mutlaka, toprak suyunu da veriyoruz.

Su uzak, kovalar ile bidonlar getiriyoruz.

Dağa, bayıra dikiyoruz.

10- 15 gün her tarafa zeytin diktik.

Gelip, geçenler bize gülüyorlar.

'' Bunlarda kafa yok, Zeytin bizim buralarda olamaz.''

Bir Allahın kulu '' eliniz e sağlık'' demiyor.

Tabi bunun bir maliyeti de var.

Kardeşim İstanbul bayram paşa sebze haline ham ballık ediyor.

Babam;

''Hasan para lazım.''

Hasan para gönderir.

''Hasan Fidan bitti.''

Hasan para gönderir.

Millet araba alır.

Millet ev alır.

Biz dağa, taşa zeytin ekeriz.

Fıstık ekeriz.

Badem ekeriz.

Arada 10 yıl geçti bizim fidanlar ürün vermiyor.

Baba sorduğumuzda olmasınlar.

'' Yeşilliği bize yetiyor.''

Yeşillik karın duyurmuyor.

Diyemiyoruz.

Çam yurdu barajının lafı oldu,

Herkes zeytin dikmeye başladı.

Babam haklı çıktı.

20 yıldır.

Zeytin ile birbirimizle uğraşıyoruz.

20 yıl geçti.

O zeytinleri dikenlerden geriye ben ve Amcam kaldı.

Hasan ve diğer kardeşlerim Avrupa ya gittiler.

Zeytinler yeni yeni tek tük meyve veriyorlar.

Bademler o kadar çok ki toplayamıyoruz.

Kendi ihtiyacım kadar toplayabiliyoruz.

Zeytinlerde bize yetecek yağ dahi çıkmıyor.

Ama yeşilliği bize huzur veriyor.

Bir şey beklediğimiz de yok.

Ama benim için kardeşlerim için kutsal yerdir.

Huzur bulduğumuz tek yerdir.

Ata toprağıdır.

Tek şansımız barajın altında kalmıyor.

Zeytin ile maceramız böyle başladı.

ONLAR TUTMAMAM İÇİN İNATLAŞMIŞLAR.

BİZ ONLARI KESMEMEK İÇİN İNAT EDİYORUZ.

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.